KATKI VERDİĞİN
KADARIYLA SANA GERİ DÖNER
Hayatı hayallerimde
yaratarak yaşamakla yetinmemeyi öğrendiğim zaman çevremden bana
yansıyan onca yansımalar arasında sadece, duygularımla ve
çatışmalarımla kendimi kontrol dışı yaşamaya mahkum ettiğimi
anlamıştım.
Zaman, yıllarımla
birlikte benimle kendi içsel dünyama sığdıramadığım
hayallerime doğru ilerlememde katkı oldu. Sınırlarımı aşmama
neden olan, olmasını dilediğim her şeyi elde etmenin verdiği
hzzı var olan her şeyde hissettim.
Yaratarak
yapabileceğimi farkettikçe, daha fazlası için önce kendime
ardından çevreme, topluma, hayatıma katkımın olduğunu çözdüm.
İnsanların değişik olması, senden ve benden farklı düşüncelere
sahip olduklarını gördüğüm an silkelendim. “Ben kimim? Ve, ne
olursa/ olması beni mutlu eder” diye düşünmeye beni yönlendiren
gelişmelerdir. “İleride” derken kimin için? “Gerçek”
derken kendime geldim.
Farklı ve ilginç
bakış açılarını yakaladığım an, zamanı kontrol eden
benliğimdeki endişelerim olduğuna inandım ve böylece, değişen
kendi tarafımla değiştirilen düşüncelerimde ilaveten beni olmak
istediklerimle bir araya getirdi. Her yönden herkesin farklı
düşünceleri beni, yapacaklarımdan yıldırmadı.
Kendime güvenmeme
engel olan hiç bir şeyin ev sahipliğini yapmamaya başladığım
zaman daha derinlerdeki anılarıma uzanan zincirleme yollarımı
keşfettim. Her biri beni kendi içimdeki cevherime yyönlendiriyordu
ve her yönden hayatın bana sunduklarından nasıl dersler almam
gerektiğini anımsattı. Hiç bir şeyin nedensiz yansımamaları
ile geliştirdiğim hikayelerimi zenginleştirdikçe ona uzanan
yollarımı yaratarak ilerledim. Ben değiştiysem sende değişirsin
sloganımla kendimi görmek istediğim her yerde gördüğüm an işte
bu benim mucizem dedim.
Aşırı duyarlıyım
kabul ediyorum. İnsanlar ve olayların arasında izlerimde beni o
duygu seline sürükleyen her ne varsa iptal ediyorum. Insanlara,
doğaya, hayvanlara var olan her şeye aşığım. Bu içimdeki
sevgim ile yaratarak yaşadıklarıma isyankar değilim. Affettiğim
an değiştirdiğim bakış açılarınmda ayni frekansta olduğum
her şeyle tam ve bütünüm…
Ajite olan
duygularımdaki izlere karşı direnmeye başladığım zaman,
karşımdaki yansımalar bende o duyguları görmem için yansıyordu.
Kim olmak istediğimi
ve insanlara nasıl katkı koyabileceğimi düşündükçe daha geniş
açılardan farklı bakmama vesile olan ve beni hayalleimle süslerken
görenlerin gerçekleşmiş halindeki heyecanı ile heyecanımı,
mutluluğumu, içimdeki olumlu hislerimle kendime getirdi. Yüzlerdeki
mutlu tebessüm görmek güzel
Her şey para
değildir. Ama hiç bir şey de onsuz yürümüyormuş…
para enerjisi ile
bir iş yapılacağında kendimizi yok olmuş hayal kırıklıkları
ile donanımlı yaşamla mücadele ederken buluruz.
Iyilik en zor
derstir hayatta. Mutluluk ise beklentilerin arasındaki sınırdır.
Ilişki iyiliğin temel alt yapısını oluşturur. Yok olan
ihtiyaçlarınla seni takip edenlerin yaşamındaki sihirli
dokunuşlara biraz da sen katkı olmalısın ki geri dönüşümlerindeki
payını alabilesin. Ama, bu değerlendirmelerinde kimse için değil.
Önce sen kendin için her ne yaparsan nasıl katkı olabileceğini
değerlendirmelisin.
Ben sana nasıl
katkı olabilirim?
Ben senden nasıl
katkı alacağım?
Bir birini
besledikçe beklenilenlerin ardındaki eksikliklerin de tamamlanması
sonuçu hayalleri imkansız kılacak engelleri yaşantımızdan söküp
atmamız gerekir.
Önce bir mekanın
enerjisi ile başlandı, ardından katkı için ilk adım atıldı ve
derken daha başka yerlere uzanan bu imkansızlıklar çerçevesinde
hiç bir şeyin nedensiz olmadığını gördükçe insana katkı,
insandan çoğalarak çevreye, doğaya, olaylara ve daha bir çok
geniş yelpazeye sahip olanaksızlıkları izledikçe çoğalmaya
başladı.
Katkı oldukça
çoğalarak geri geldiği an zamanı yakalamak yerine devam eden,
süreklilik içerisinde hayatı doya doya yaşamayı öğreniyoruz.
Hayat hepimizin
okuludur. Bir adım atarsın ancak seni nereye doğru sürükleyecek
bilmeden gidersin. Birileri değişirken senin de değişebilmen için
fırsat yaratan olur. Kendine bir adım attığını sandıkça
çevrende senle birlikte olan herkese katkının olduğunu
farkedersin. Ancak, bu değişim dönüşüm hiç bir zaman tek
taraflı olmaz. Iyi bir iz sürdüğünü sanırsın lakin, onun da
deşimine katkının farkında olmadan şanssız olduğunu savunarak
kendini farklı bir duygu, düşünce yada his ile bulursun. Oysa,
düşüncelerindeki olumsuz yargı, eleştirlerinle kendine çeki
düzen vermeye başlarsın. Her kim nederse desin, özdeki inanç
kabulünle seni nereye çektiğini hatta kimlerle nasıl bir yaşam
yolu çizdiğini anlamadan algılamadan Genellikle bir kaç gün
sonunda kendine gelirken silkelendikçe doğru olduğuna inandığın
daha başka sebeplerin geliştiğini farkedersin. Ve yaşam yolunun
şekillenişi ile geliştirdiğin düşüncelerindeki hayallerinin
peşinde ilerlemenin nasıl bir his olduğunu daha iyi anlar,
algılar, müteşekkir olursun.
(Sanatcılar
çarşısı: üreten herkesin bir araya “geldiği” hatta
“geleceği” yerdir. Her gün daha çok düşüncelerimizle
geliştirmeye başladığımız bu yer ve mekanın tek yer olmadığını
anladığımız gibi dernekleştirmek ve tüzüğüne göre yaşam
yolumuza dahil etmeyi düşündük. Neden veya niçin? O kadar çok
geniş yelpazeye sahip olan “sanatcılar çarşısı” bu ismi
taşıyabileceklerin adresi olması için başka nelerin mümkün
olabileceğinin plan ve projesini düşündük. Iyi bir kazançla
birlikte gelirin giderimizle dengelenişinden hatta tabuların
kırılması için hiç bir şeyin eksiksiz olmamasına özen
göstermek istedik “öylede oldu”).
NUMEROLOG:
Müjde Şener
5.9.2019
44/17/8
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder