18 Kasım 2019 Pazartesi

GÜLMEMİ ENGELLEYEN HER ŞEYİ BIRAKIYORUM.


GÜLMEMİ ENGELLEYEN HER ŞEYİ BIRAKIYORUM.

Kendine “Gülen bir kalp” bırakabilirsen günün sonunda mutluluk hormonunun içsel dünyanı sarmaladığını farkedersin.
Gülen bir kalp derken nerede gülmeyi unuttuğunu, en son kahkaha attığını anımsa… Olgunlaştıkça kendindeki eksiklerini anımsarsın. Bu seni anlamsızlığa sürüklerken “ben nerede gülmeyi unuttum?” der geçmişi taramaya başlarken takıldıklarının anlamsızlığını farkedersin bugün.

Zamanda yolculuk ederken, sana bunu yaşatanlara duyduğun öfkeni değersizleştirmeyi alıp kabullenirsin. Kimsenin hak ettiği bir durum değildir. O’ gün, O zamanlarda bunu yaşamanıza neden olan küçük bir olayın bugününe kadar seni olumsuz etkilemesi ve onun kendi gücünden daha yüksek olduğunu sana gösterir.
Elini masaya vurarak “ en büyük güç benim dersin. Bunu yapabilir misin? Yoksa seni korkutan ve engelleyenlere bağımlı olup bırakamadığın için kızgınlığınla mı kavga edersin? Bunun da ötesinde kendine “ mutlu olmayı hak ediyorum ” dersin. Hiç bir şeyin önünde engel olmasına izin vermmediğin zaman kazanan kendinden başkası değildir. Ve öylede oldu...

Her şeyinle tam ve bütün olabilmen, zamanında geçmişine yolculuk ederken her şeyde neye kıtlık yaşamışsan anımsamaya çalışarak bir kaç kez üzerinden gidip gelen vizyonunla duyuları ve duygularının beraberinde hareket etmesini sağlarsın.
Sana ait olmayan bir nedenlede olsan birikimlerin ile sınırlandırdığın yaşama hücüm eden olumsuz değersizleştirilen yaşamını yöneten başkalarına bunu bırakmazsın.

Yaşama sebeplerin her ne isterse olsun. Sana ait olmadığını bilirsen öyle olmaz ve değildirler hiç birini alıp kabul etmezsin, sadece gelip geçmesine izin vererek akışta hafif geçişlerle geride anı olarak onları bırakabilirsiniz.

Zamanı yakalamayı ve her birimizin hayallerindeki niyetlere doğru yol alabilirken engel koyan düşüncelerindir. Sözlerine çeki düzen vermen gerekirki duygu ve düşüncelerindekilerle kıyaslama yapabilesiniz.
Nerede durmanız gerektiğini, seni incitenlerle, duygularında var olanlarla beslenmediğinden emin odluğun zaman çeki düzen verebileceğin her bir nedeni anlamlı kılan bilinçle bir yere gitmezsin. Bunu değiştirerek değersizleştirebilirsin, önemsiz olduğunda ise önemli anlamlar. Inandıklarından başkası olmaz.

( İçerden kapılarını kilitlerken yokmuş hissi ile yaşamaya devam edebilirsin ama, o his ve duygunu özgürleştirecek kadar kendine inanmayı bekleyen altındaki değerlendirmelerini görmeye başlarken seni uzakta tutan ve ona bağımlı kılan her birinin sahibi olmak istemezsen devamını getirirsiniz.)
olayların üzerine giderken, şimdinin sana yansıttıklarına “şükürler olsun teşekkür ederim” diyebilirsin.
Şimdi şu anda bu yazıların karşına çıkması nedensiz değildir. Her birinin duygularındaki yeri ile inanç şekli: duygunu acıtarak o yere yerleşmiş olsada, kendine gelebileceğin yeni hayatı yeniden tekrar tekrar yaratarak yaşamaya kendini adayarak uzakta aramamalısınız.

Günden güne içinde büyüttüğün negatif anıların: kin, nefret öfkeye dönüşürken beklenmedik fiziksel, zihinsel, ruhsal rahatsızlıklarına davetiye çıkartan kendinden başkası olmaz.
Anahtarda sensin kilit de sensin…. Onu nasıl kullanman gerektiğini öğrenebilmen için kendini tanımayı, keşfetmeyi ve en doğru düşüncen ile sözlerinin kilidini çözebileceğin inancın ile farklı açıdan hayatına çeki düzen vermenin imkansız olmadığını, kendini tanıdıkça, her birinizin hayat hikayesi farklı olduğunu farkedersin. Evet ama, kim olduğun senle alakalı doğrularınla oldunmu geçmişin enerjilerinden kendini azad etmeyi seçersin.

Olumlu olan herşey negatif olanı nötürlerken elindeki gücün kendisi olduğunu sana anımsatır. Farkındalık: her anının, saniyelerin değerinle örtüşebilmesi gerektiğini anlamana aracı olur, Etrafında gelmiş geçmiş olarak yansımaların kolaylıkla, eğlenerek farkındalık yakalayabileceğin bilincinde olman içindir.
Hiç birşey nedensiz yansımaz ve her nedenlerin gerçek kaynağı: var olana ev sahipliği yaparken biraz dahi olsa içindeki merhametin, gücünün sevgin ile oluşundandır. Merhametli olabilmeyi her bireyin içindeki duygusunda yer almış hediyesidir.
Bunu kullanma ihtiyacı hissettikçe başkaları için neler yapabileceğini, duygusu kendindeki eksik bir şeyi farkettiğin an benzer olanın gelişi ile çekim gücünü kullanırsın.
Mesela: ben değiştiysem herkes değişebilir düşüncen ile inançların tıpkı duygularına dokunan inancın hediyesi gibi düşünebilirsin. Ben farkettiysem sende bunu farkedebilirsin. Biraz gayret et! Biraz kendinle yüzleş, kabullendikçe bırakabilmen daha kolay olacak...

“Her neye ihtiyacın varsa bugün önünde duran istemediklerindir” kalıplar, tabuların, başka inançlarınla İstemeden edilen sözlerinden başlayarak hangi zamandan da olsa farketmemiş olsan dahi seni kendinden alıkoyacak en küçük enerji düşüşün le anında kontrol altına alınan nedenlerin virüse dönüşür.
Bu virüsün bilincinde olduğun an, tedavin mümkün olur... Bağışıklık sisteminin yükselişi mutluluk hormonudur. Sevgi enerjindir. Bilinçli, farkındalıklı duygu ve düşüncelerindeki her bir imkansızlıklara gülen bir kalp bırakıp “ben senin farkındayım her nerede imkansızlıklarıma neden olmuşsan seni özgürleştiriyorum” dersin.)

Herşeyin inanca dönüşmesi, gerçeğinin olması ve ona “verdiğin katkın, sevgin, değerinle kendini sana hak ettiğin kadarını yansıtır...”

Hayatında şu an neye, kime ihtiyacın vardır?
Sağlık, huzur, sevinç, kahkaha, başarı, zenginlik, taktir, değer, sevgi aşk… veya eksik olanı siz belirleyin. Hepsine sahipken alıp kabullenemediğiniz küçük nedenin hayatınıza nasıl bu kadar olumsuz etkileyebileceğini tahmin bile edemezsin. Bir nedenle bir çok sebepleri alıp üzerine bir de inşa edilirken, aşılamış olduklarınızdan dolayı kendinize haksızlık ettiğinizi görebilirsiniz.
Varığınızla dünyaya geldiğiniz andan bugüne bolluk bilincinizle hakimiyeti elinizde tutabilmeyi başarmaktı.
Kaç kişimiz bunun farkındadır?

NUMEROLOG:Müjde Şener


19.11.2019
60/15/6

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...