GÜLMEMİ ENGELLEYEN
HER ŞEYİ BIRAKIYORUM.
Kendine “Gülen
bir kalp” bırakabilirsen günün sonunda mutluluk hormonunun içsel
dünyanı sarmaladığını farkedersin.
Gülen bir kalp
derken nerede gülmeyi unuttuğunu, en son kahkaha attığını
anımsa… Olgunlaştıkça kendindeki eksiklerini anımsarsın. Bu
seni anlamsızlığa sürüklerken “ben nerede gülmeyi unuttum?”
der geçmişi taramaya başlarken takıldıklarının anlamsızlığını
farkedersin bugün.
Zamanda yolculuk
ederken, sana bunu yaşatanlara duyduğun öfkeni değersizleştirmeyi
alıp kabullenirsin. Kimsenin hak ettiği bir durum değildir. O’
gün, O zamanlarda bunu yaşamanıza neden olan küçük bir olayın
bugününe kadar seni olumsuz etkilemesi ve onun kendi gücünden
daha yüksek olduğunu sana gösterir.
Elini masaya vurarak
“ en büyük güç benim dersin. Bunu yapabilir misin? Yoksa seni
korkutan ve engelleyenlere bağımlı olup bırakamadığın için
kızgınlığınla mı kavga edersin? Bunun da ötesinde kendine “
mutlu olmayı hak ediyorum ” dersin. Hiç bir şeyin önünde
engel olmasına izin vermmediğin zaman kazanan kendinden başkası
değildir. Ve öylede oldu...
Her şeyinle tam ve
bütün olabilmen, zamanında geçmişine yolculuk ederken her şeyde
neye kıtlık yaşamışsan anımsamaya çalışarak bir kaç kez
üzerinden gidip gelen vizyonunla duyuları ve duygularının
beraberinde hareket etmesini sağlarsın.
Sana ait olmayan
bir nedenlede olsan birikimlerin ile sınırlandırdığın yaşama
hücüm eden olumsuz değersizleştirilen yaşamını yöneten
başkalarına bunu bırakmazsın.
Yaşama sebeplerin
her ne isterse olsun. Sana ait olmadığını bilirsen öyle olmaz ve
değildirler hiç birini alıp kabul etmezsin, sadece gelip
geçmesine izin vererek akışta hafif geçişlerle geride anı
olarak onları bırakabilirsiniz.
Zamanı yakalamayı
ve her birimizin hayallerindeki niyetlere doğru yol alabilirken
engel koyan düşüncelerindir. Sözlerine çeki düzen vermen
gerekirki duygu ve düşüncelerindekilerle kıyaslama yapabilesiniz.
Nerede durmanız
gerektiğini, seni incitenlerle, duygularında var olanlarla
beslenmediğinden emin odluğun zaman çeki düzen verebileceğin her
bir nedeni anlamlı kılan bilinçle bir yere gitmezsin. Bunu
değiştirerek değersizleştirebilirsin, önemsiz olduğunda ise
önemli anlamlar. Inandıklarından başkası olmaz.
( İçerden
kapılarını kilitlerken yokmuş hissi ile yaşamaya devam
edebilirsin ama, o his ve duygunu özgürleştirecek kadar kendine
inanmayı bekleyen altındaki değerlendirmelerini görmeye başlarken
seni uzakta tutan ve ona bağımlı kılan her birinin sahibi olmak
istemezsen devamını getirirsiniz.)
olayların üzerine
giderken, şimdinin sana yansıttıklarına “şükürler olsun
teşekkür ederim” diyebilirsin.
Şimdi şu anda bu
yazıların karşına çıkması nedensiz değildir. Her birinin
duygularındaki yeri ile inanç şekli: duygunu acıtarak o yere
yerleşmiş olsada, kendine gelebileceğin yeni hayatı yeniden
tekrar tekrar yaratarak yaşamaya kendini adayarak uzakta
aramamalısınız.
Günden güne
içinde büyüttüğün negatif anıların: kin, nefret öfkeye
dönüşürken beklenmedik fiziksel, zihinsel, ruhsal
rahatsızlıklarına davetiye çıkartan kendinden başkası olmaz.
Anahtarda sensin
kilit de sensin…. Onu nasıl kullanman gerektiğini öğrenebilmen
için kendini tanımayı, keşfetmeyi ve en doğru düşüncen ile
sözlerinin kilidini çözebileceğin inancın ile farklı açıdan
hayatına çeki düzen vermenin imkansız olmadığını, kendini
tanıdıkça, her birinizin hayat hikayesi farklı olduğunu
farkedersin. Evet ama, kim olduğun senle alakalı doğrularınla
oldunmu geçmişin enerjilerinden kendini azad etmeyi seçersin.
Olumlu olan herşey
negatif olanı nötürlerken elindeki gücün kendisi olduğunu sana
anımsatır. Farkındalık: her anının, saniyelerin değerinle
örtüşebilmesi gerektiğini anlamana aracı olur, Etrafında gelmiş
geçmiş olarak yansımaların kolaylıkla, eğlenerek farkındalık
yakalayabileceğin bilincinde olman içindir.
Hiç birşey
nedensiz yansımaz ve her nedenlerin gerçek kaynağı: var olana ev
sahipliği yaparken biraz dahi olsa içindeki merhametin, gücünün
sevgin ile oluşundandır. Merhametli olabilmeyi her bireyin içindeki
duygusunda yer almış hediyesidir.
Bunu kullanma
ihtiyacı hissettikçe başkaları için neler yapabileceğini,
duygusu kendindeki eksik bir şeyi farkettiğin an benzer olanın
gelişi ile çekim gücünü kullanırsın.
Mesela: ben
değiştiysem herkes değişebilir düşüncen ile inançların tıpkı
duygularına dokunan inancın hediyesi gibi düşünebilirsin. Ben
farkettiysem sende bunu farkedebilirsin. Biraz gayret et! Biraz
kendinle yüzleş, kabullendikçe bırakabilmen daha kolay olacak...
“Her neye
ihtiyacın varsa bugün önünde duran istemediklerindir” kalıplar,
tabuların, başka inançlarınla İstemeden edilen sözlerinden
başlayarak hangi zamandan da olsa farketmemiş olsan dahi seni
kendinden alıkoyacak en küçük enerji düşüşün le anında
kontrol altına alınan nedenlerin virüse dönüşür.
Bu virüsün
bilincinde olduğun an, tedavin mümkün olur... Bağışıklık
sisteminin yükselişi mutluluk hormonudur. Sevgi enerjindir.
Bilinçli, farkındalıklı duygu ve düşüncelerindeki her bir
imkansızlıklara gülen bir kalp bırakıp “ben senin farkındayım
her nerede imkansızlıklarıma neden olmuşsan seni
özgürleştiriyorum” dersin.)
Herşeyin inanca
dönüşmesi, gerçeğinin olması ve ona “verdiğin katkın,
sevgin, değerinle kendini sana hak ettiğin kadarını yansıtır...”
Hayatında şu an
neye, kime ihtiyacın vardır?
Sağlık, huzur,
sevinç, kahkaha, başarı, zenginlik, taktir, değer, sevgi aşk…
veya eksik olanı siz belirleyin. Hepsine sahipken alıp
kabullenemediğiniz küçük nedenin hayatınıza nasıl bu kadar
olumsuz etkileyebileceğini tahmin bile edemezsin. Bir nedenle bir
çok sebepleri alıp üzerine bir de inşa edilirken, aşılamış
olduklarınızdan dolayı kendinize haksızlık ettiğinizi
görebilirsiniz.
Varığınızla
dünyaya geldiğiniz andan bugüne bolluk bilincinizle hakimiyeti
elinizde tutabilmeyi başarmaktı.
Kaç kişimiz bunun
farkındadır?
NUMEROLOG:Müjde Şener
19.11.2019
60/15/6
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder