YAŞAMINI ZAMANINA
GÖRE UYARLA
Dengi dengine
yaşamına sıkı sıkıya sarıldığın her şeyinle sen kendin
olma mücadelelerinde hayatının nersindesin? Kimliğin ile
değerinin ön görülerinden derslerini alıpta, farklı zamana
tekerür edecek bilincinle zamanına sahiplen. Ve o senden başkası
değildir asla unutma çünkü, içindeki zenginliğinin ışığının
parlaması değil onu açığa çıkartabilmen önemlidir.
Yaşamını zamanına
göre uyarlamak mı, yoksa yaşamına göre zamanı mı uyarlamalı?
Sencede her ikisi arasındaki farkın ne olduğu önemli değilmi?
Mesela karşılıklı alma verme enerjinle her ikili arasındaki bağı
ile gücü: hissederek birlik içinde kalmak gibi… sabrınla
zamanına göre uyarlanmaya benzer. Ikili arasındaki düelloyu
hissetmek gibi…
Seçimlerinde sana
göre uyarlananla uyumlu olma çabalamaların gibide diyebilirsin.
Olumlu olumsuz her
niyetinin kapı açtığının ne kadarının farkındamısın?
Kimse için değil
kendine yarattığın alışkanlıklarınla oluşan duygun,
düşüncelerinin, hislerinle zamanı kontrolün altında tutabilmen
mümkündür.
Nasıl değil mi?
Elbette, kulağınla
duymak veya birbaşkasının kolaylıkla anlatır olması sanada
basit gelir.bende yaparım dersin ancak iş icraata girdimi sabrınla,
inançlarınla, duygularınla, özveri, önemseme vs… ile de
sınanmaya başlarsın. Hepsi bir arada oldu mu Uygulamak “zordur”
inancınla zihninde seni yoran sana ait olmayan kodlarındır,
inançlarındır, alışkanlıkların yada bağımlı oldukların
devreye girer. Hatta bazı takıldıklarından dolayı sana “saçma”
dedirten inancınla zihnini meşgul eden sinsi egonla
mücadelelerinden inandığın doğrunla olursun.
Kimse için değil,
kendine yönelerek neye inanırsan onu hayatına taşımakla
mükellefsin.
O halde şimdi şu
andan itibaren kendini geliştirmek ve, yenilemek istermisin?
Elbette ki öyle,
daima daha güçlü, güzel düşüncelerinle olman sana huzur ve
dinginlik verdi mi sadece kendini hediyelendirilmen mükafatın,
ödülün olur. Önce ben dersin ardından çevren yaşamın
yansımalarınla birlik içerisinde dengi denginle tam ve bütün
olmaya başlar. Bu seni kendi içindeki kilitli kalmış duygularının
açığa çıkması için bir başka yaşam yolun olur. Ve, sen bu
hayat ile kalmaya başlarsın. Zamanını ne kadar doğru vede
verimli kullanırsan günün sonunda verdiğin kadar mükafatını
alırsın.
(Kendine atacağın
adımlarında olmak istediğin kimliğinle seni tanıştıran olaylar
sonrasında ve ardında olup önünde siper almış inançlarını
geride bıraktığın zaman yeni kapın açılır ve niyetlerinin
gerçeğe dönüşmesinden mutluluk duygun kabaracaktır.)
Olumlu düşünerek,
hayatına pozitif bakıp dilediklerine sahip olman: iç huzurunla
birlikte daha çok kendine yönelip ne kadar güzel yollar
kateddiğini nerede eksiklerin olduğunun farkını yakalarsın.
Her şeyden azar
azar dozajında tatman, olanın olabilmesi için ettiğin
mücadelelerinde kendinin bir adım ötende durmaya başladınmı
kazanan sen olursun.
“Herkes her şeyi
diler, isterken sen kendin için ne istediğindir önemli olan.”
Günün sonunda
başkası için değil de kendine ayırmadığın zamanını
farkedecek ve mükafatını dilerken kendinden başkasından
dilemediğini, silkelendiğin zaman anlarsın.
Doğru zamanı
yakaladın mı kimseden bir beklenti içinde olmadan nasıl
yaşanılabileceğini böylece öğrenirken “öz” değerin ile
daha küçük şeylerin büyük oluşu ile geleceğine ışık
yakmaya başlarsın.
Genellikle
taleplerimiz olmayanlar yönünde olur. İsterim dersin ama “olması
imkansızdır” diyen iç sesin ile egon senin adına olup
olmayacağına karar verir.
Ya sen! buna izin
verdiğinden dolayı olduğunun bilincinde misin?
Gerçek sen ne
istersin?
Mesela, Yaşamında
ne olursa tatmin olursun?
(Düşündüklerimizdir
bizi yoran.) Oysa isterken inanmalısın. Inanırken de hayalinde
otomatik yaratımına saygı göstermek durumundasın. Ve, şimdi şu
anına yansıyan içindeki his ile ilettiğin enerjinle beslenmeye
başla.
“ Ben sevgiyim,
seviyor, seviliyorum, ben güzelim sağlıklı, başarılı dilediğim
her şeye sahibim” İstemek, dilemek, talepte bulunman zor değil
sadece istemeyi seç ve, sadece istediklerine odaklı kalmaya başla.
Elindeki gücünü
keşfederken neyin nasıl birşey olduğunu denemeden, algılayamadan
bilmezsin.
O’gün şimdi
olduğunu varsayıp alıp kabullen ve kullanmasını öğrenmen için
çaba sarf et! Böylece bilinmeyeni bilmeye açarsın kendini.
Geçmişimdeki ben
yani küçük bir çocukken aklımın estiği yerde durup kendimi
dinlemeyi hep sevdim. Halende öyle. Bana nerden geldiğimi ve neden
geldiğimi anımsatan yaşamımla uyanışlarımdan mesaj veren gelen
zaman yaşamıma ışık tutarken içimdeki Çocuk büyümeye devam
etti. Kişisel kimliğim ile zamanı yoklarken, her nerede ve ne
zaman var olsam da “beni kendime yönlendiren yaşanmış vede
yansımış kimliklerin duyguma dokunmaları ile kendime
yönelebilmeyi öğrendim”. Sende kendin için en bilinmeyen
yönlerini keşfet mesela. Sezgilerinle ortaya çıkartacağın
eksiklerini tamamlayan sen ol!.
bana doğru gelen
yansımalarım çekim gücümdür. Benimle birlikte var olanın
üzerine inşa ederek yarattıklarımla mutluyum. Mutsuz olduğum
dönemlerimi anımsarken şimdi gülümseyebiliyorsam bunu yine
kendime borçluyum. Hiç bir şeyin nedensiz olmadığı dünyamızdan
gelip geçerken akışta kalmak, anı yaşamak, kendi gücünü
keşfetmen, farkındalığını yakalamış olmak, seçim yap diyen
iç sesinle hislerinle, duyuların, duygularınla tanışmış olman
seni ürkütmesin. Bir ben varsa bir de benden başka beni temsil
eden sezgilerimleyim…
Aynen senin gibi
duyuları olan ve hayatı severken dengi dengime yaşama sarıldığım
kendimim.
NUMEROLOG: Müjde Şener
1.3.2020
26/17/8
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder