KİMSE İÇİN DEĞİL
DE KENDİN OLMAK ZORUNDASIN…
“Farkındalık”
elde edebileceğimiz en büyük kazançtır. Bunu kazanmanın yolları
ise kendini tanımaktan geçer. Sürekli birileri tarafından
tartaklanarak duygumuza tokat gibi vurarak bizi olumlu olumsuz
sıkıntıya sokan hatda düşüncelerimiz ile zihnimizi zehirleyerek
fiziksel sıkıntılar yaratabiliriz.
Zamanla yarış
halinde olduk mu kaçırdığımız zamanın telafisi mümkünmü onu
dahi anlayamayız ta ki benzer olaylarla karşılaşalım.
Affederiz,
bağışlarız belki de geçmişi ama ona rağmen tüm
birikimlerinmizi alt alta koyarak empati yapmaya başladık mı
önceden bakıp göremediklerimizi görmeye başlarken “bu
benmiyim” diye düşünmeye bizi yönlendiren iç sesimiz, ruhumuz,
kalbimizdeki inanç nötürlenir.
İçsel Dünyamızla
tüm dirençleri kırarak farklı açıdan bakmaya başlarız
dünyaya. En zor olan dirençleri kırmaksa bunun bilincine varıncaya
dek sürekli benzer olaylarla karşılaşarak dejavu yaşarken eksik
ve yarım kalmış inançlarımızı da törpüleyerek geniş
açısıyla farklı algılayıp değerlendirmeye başlarmışız.
Her şeyin bir
nedeni olduğu gibi her birimizin hayat yaşam amacı ruhsal
kimliğimize yani özümüze bizi taşıyacak kaynağı algılarken
farkındalık elde edebilmektir.
Dünya okulunun
amacı ne? Bizi Ruhsal dünyamıza adım adım taşımaktır. Doğru
zaman ne zamandır bilinmesede. O gün, ay ve yılın hikayemiz ile
değerli ve sapkın tutumlarmızın değiştirilişiyle başlar.
Negatif olanı Pozitife yönlendirebilme hikayelerimizi güçlü
kılmaktan gibi...
Her yaşanılmış
olayda herkesin haklılık haksızlık nedenleri ile orta yolu
bulması zaman ister Bazen öyle bir etkileşim olmak zorundaki,
mecburiyetten kendi gelen tisunami gibi değişmek zorundayen
“yıkıcı” olur. Böylece “Yapıcı” olmayı öğrenmek
zorunda kalıyoruz.
Olup bitmiş bir
olayın ardından “akan her göz yaşlarımıza teşekkür ederiz”.
Neden mi? Bizi olgunlaştırdığı için. Hatda tüm birikimlerimizi
özgürleştirdiğimizden uyanışı yakalayabildiğimiz için...Bakıp
göremediklerimizin farkındalığını yakaladığımız için...
Bize neyin iyi geldiğini daha iyi anlayabilmemiz için… Ardından
darbelerle enkazın altından çıkılabilmek istersen çıkmanın
formüllerini aramaya başlarsın. Öz’üne seni sürükleyerek
olaylara farklı farkındalığınla iç. Sezgilerinle tamamlayıcı
olan ruhsal değerinin ön planda oluşu, seni rahatlattıkça
anlarsın ki maddiyattan daha çok maneviyat önemlidir.
Çevrendeki
insanlar iyidir, oanlara nasıl bakarsan ve nasıl değerlendiriyorsan
nedeni kendinde aramalısın. “Sorun” diye düşüncelerinin bir
köşesinde onu tutup beslediğin an denge bozulmaları yaşarsın.
Seni, onu o şekilde
düşünmeye yönlendiren inançların, düşünceler ve kalıplarında
hapsettiğin nedenlerindir. Hiç bir şeyin gereksiz bir açıklanışı
yok ve her birinin yaşamındaki rollerine sebep olan kaynağın
kendisi sensin.
Öz kimliğin
Sprituel kimliğin ile (ruhsal) kaynağın yoluna ilerledikçe her
şeyi toz pembe gib görmeye hatda O’ şekilde yansımaya
başlarken olaylar, nedenlerden etkilenmeden kendin olmaya başlarsın.
Insanlarla olan ilişkilerin en zor deneyimlerin olduğu hayatta
kolaylaştırdıkça gittiğin yolun doğru olandır.
Yaşama sevgisi
aşkınla sım sıkıya sarıldığın hayat seni okşamaya başlar.
Bir beden varsa bir de bedeninin dışında gelişen enerjisel
dünyanla “önce ben” olmayı öğrenmeye koyulursun.
Sağlıklı bir aşk
ilişki derken hayatın her akışıyla sancılı geçmiş yaşama
“dur” diyemezsin. Çevrenin etkileşimi , örnek iyi ilişki,
arkadaş, aşkla sarılıp duygularını beslediğin, büyüttüğün
zaman kendini düşüncelerinle sınanmaya başlarsın. Çevrenin
duyguna her dokunuşunda seni acıtarak amacsızlığına ışık
tutan rehberin olur. Bu küçük bir dokunuşla farkındalıktır.
O sensin! ve bunu
başarabilirsin.
Bağışlamak,
affedici olman, deşifre edilen her olayda kendini düşüncelerinle
beslediğin imkansızlıklarla kullandıramazsın belki. Ama,
bilmelisin ki mükemmelliyetciliğin ile boşluklarını sana
dolduracak kim oldursa olsun bağımlılıklarınla kendini “Ego”
nu beslemeye yetecek kadar duyguların “aç kurt” gibidir. Iyi
bir evlilik, aşk , yuvanın tek sahibi olmak istemezmisin? Eksik
olanı aç kurtlar kapar ve eksikliğini tamamlayan kim olursa bundan
keyif alır. Ardındaki kazanç egonu beslerken düşünmeden hareket
ederek savunmaya koyulursun. Zaman kendini gördüklerinle
sınandırır. Kimsenin hayatı zorlu bir ilişkiden çıkıp kolay
bir aşka dönüşerek sadece avutulduğu kadar kendini saklayamaz.
Olanı sev!
Seviliyorum, değer
görüyorum, güveniliyorum, tatmin oluyorum, beni besleyen biri ile
birlikteyim diye düşünmeye başlarsın. Oysa en zor olanı
başaramadığın için geçmişin ile şimdi şu an! Içine
çekldiğin o enerji furyasıdır seni sınar…
Kendinlesin ve buna
engel olan bağımlılıklarındır. Sanırsın ki yalnızsın,
sanırsın ki sevilmiyor ve değersizliğin içerisinde mutsuzsun
ardından, kimse beni anlamıyor diye de düşünsen herkesin hayatı
hangi açısıyla nasıl bakıp değerlendirdikleri ile
alakalıdır.olumlu ve güzel baktıkça içini ruhunu beslediğin
her olumlu düşüncelerinin evrenden sana armağanı olabileceğini
anımsarken dikkatli iste, talepte bulun ve yaratıcı ol!.
Her şeyinle
besleyici özelliklerinle kimyanı tatmin edebilirsen başaracaksın.
Ağzını açıp dile getiremediğin müddetçe kaybedersin.
Düşüncelerinle dile getirdiğin kaybetme korkunun ardına
saklanarak istemediklerin sadece yakıcı yıkıcı olur.
Zamanla kendini
görmeye başlarsın.Aancak, kaybettikten sonrası iyileştirici
olabilmen ise, affetmelisin, bağışlamalı ve kendinden özür
dileme hissin ile tamamlayıcı olmaya başlarsın. Kimseye kendini
kanıtlayamazsın sadece kendinle sınanarak içsel dünyanın
muhasebesini yaparak gündemini düşüncelerinde kaydolmuş
bağımlılıklarınla affedici tarafına yaslanarak direnç
kurabilirsin diyede düşünme. Senin kendine güvenin ve hayattaki
en büyük öödülün farkındalığındır. Bunu bilirsen bilinçli
bir insan kendini her içinden çıkmazlıktan çekip çıkartabilir.
Kimse için değil kendin için “kendin olmak zorundasın”.
Numerolog
Müjde Şener.
4.6.2019
40/13/4
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder