13 Haziran 2019 Perşembe

TALEPLERİNE GÖRE ENERJİNİ DENGELE


                                 TALEPLERİNE GÖRE ENERJİNİ DENGELE...


   Herşeyin başlama ve bitme süreci vardır. Nasıl bakıp kullandığınla alakalıdır.
Kullanım ömrü kişiden kişiye değişir. Bunu düşüncelerinle değerlendirerek ömrünü biçersin. Yargısız infaz etmiş gibi de düşünsen kendi yarattığını kendi ellerinle yok etmeye başlarsın.
-Hayatla yaşam arasında ne kadar adilsin?Ve ya olabildin?

Insanın ömrü, biçilmiş bir kaftan arasında yaşamla ölüm arasında giden gelen çizgiden ibarettir. Oysa sebeplerin ardındaki kaynağı deşifre ederken hayat bulmasını, dilediklerine karşı dirençlerini yıpratmadan kullanabilmek gerekir.

Izlediğin yaşam yolunda seni en çok neyin mutlu edebileceğini bilerek kabullendiğin her şey isteklerin, taleplerindir.
-Ya imkansızlıklar nasıl değişmeli?
Bu düşüncelere sahip kişilerin en zayıf noktaları düşüncelerinin esiri olabilmesinden kaynaklıdır.

(Yaratılmış her inanç kalıplarıyla nasıl yaşadığını sorgula ve neye göre ömrünün biçilmesine karar verdiğinlede alakalı...)

-Yok olmuş bir şeye hayat verebilirmisin? Ölmüş bir insana fiziksel olarak hayır ama ruhsal olarak evet. Düşündüğün an yanıbaşında olmuş bir ruh varlığıdır. Özden gelen hislerinle seni kendine getiren acısı tatlısıyla var ettiğin anılarıylasın...

Zamanı kazanarak kiminle nereye gideceğini anlatanları düşün. Yönlendiren kişilerin yaşamındaki yerlerinin önemini belirleyen varlıklarıdır. Ardından sorgulamaya başlattığın alt yapısıdır. “Mecburum” dersin. Bir an önce büyüyüp de özgürleşme derdine düşedebilirsin. Başka bağımlılığınla farklı yaşam döngüsü içinde hayatının kontrol edilmesine izin vererek nereye kadar ilerleyebilirsin. “Dur” demeyi öğrenince her şey biter ve yeniden farklı bir hayatı kendine hediyelersin.
Insanlar ve yaşam yollarındaki rotasyonunu belirli aşamaları ile değerini yansıtarak uzağında değil yakının onu deneyimlemeye başlar. Düşündüğün an yanıbaşındak his ile kelimelerin dilinden çıkıp hayallerinin düşlerinle bir araya gelişinden yola çıkarsın. Kelimelerin dilinden anlatılanları anlayamadığın gibi anlatmaktan da kendini yoksun bırakırsın. Sihirli değneğin dokunuşları gibi değişimi başlatırız. O sihir bozulmasın diye susarsın. Kimse bilmesin, görmesin, duymasın diye düşündüren “nazar”, “kötü gözler” mi? Inandığın hiç bir şeyin gerçekleşmemesi olnaksızdır. Böylece her olanı olmasını dilemediklerinle zehirlemezsin.

Herkesin yorumu, düşünceleri farklıdır. Ya senin? Kimin için kendini düşüncelerinle zehrlediğini biliyormusun. Özden gelenle, hislerindeki duygularının arasındakileri azad et! Affedici olmak büyüklüktür… kimine göre asla! der ve kendi kader çarkını belirlemiş olur. Kimse için kendini kabullenmeyi düşünme. Sen kendin oldun mu çevrenin sana hediyelerinin bilinci ve farkındalığında olursun.

“Senden ona, ondan sana” giden gelen katkıları düşündükçe verici olan işyerinin bereketi alma verme enerjinle bir olduğundandır. Inandıkça yarattığın ve inançlarınla bilinçaltını beslendiğinden, gelirinin giderinle eşit olmasını sağlarsın. Ta ki, etrafındaki kişilerin dilemediklerine maruz kalasın. Bunu yaparken pusuda bekleyen akbabaları düşün. Enerjini düşürdüğün an kendi diledikleri gibi evire çevire oyunlarını oynar ve kendi üzerlerine çektiği frekanslarla kaleyi içerden zapdetmeye başlarlar. Böylece başarı istersen önce kendi enerjini yüksek tutmalısın. Başamakları çıkarken geçmişten gelen hiç bir şeyin sana ait olmadığını her olanı sevgi ile azad ettiğini bildir. Önce kendine ardından yansıtılmasına izin verdiğin affedici özelliğinle herkese…

Ne oldum değil ne olacağım demelisin. Mükemmelliyetcilik, hayatını renkli kılarak nerede nasıl durman gerektiğini öğretenlerle öğrenirsin.
Olmak istediğin frekansınla oldun mu korkulacak hiç bir şey olmaz. Deneme yanılmalarla düşüncelerindekini yaratırken enerjini kullanamamak yıpratır.

Ilişkiler farklıdır, acı veren düşüncelerinle uygun olamayan frekanslarıdır. Kiminle nerede nasıl kontrat yada sözleşmelerin olabileceğini bilemezsin.
Yansırken içinde seni rencide eden kimyanla deşifre edilmeyi bekleyen güzelliklerin de olabilir.

Her ne düşünürsen kendi işlerini kendin yapmaya alış. Kimse başkası için bir şeyler yapamaz. Her insanın hayatındaki rolleri ise yer, mekan, kişi, olaylar, yere göre değişir. Dolayısı ile kimse kendini küçük düşürecek hiç bir şey yapmaz.

Kilidi kıracak ve içeriye girecek kimliklerin haddi hesabı olmadan zamanı kendi dilinden kendi değerlendirmeleriyle sahip olmaya başlar, kendini görebildiğin ana kadar rahatlıkla deşifre edilmeyi beklersin.

Enerjisi yüksek bir mekanın enerjisi yüksek kişileri çekebileceği gibi kendi gibi olan kişiyi beklediğinden o mekanın dengi dengine doğru olan kiracısını beklediğini hissedersin. Bu kişi var mı? Herşeyin bir alıcısı vardır. Ve her şeyin kendi frekansına uygun olanı çekişi ile denge olur.

Taleplerine göre enerjini dengele...


Değişim süreçleri her insanın ruhsal, duygusal, hissel olarak kendi direktifine göre değişir.
Sürelşi artıları olmadan eksilerin giderek çoğalmasına neden olan birini düşünün. Hiç bir şey yapmadan düşünceleri ile yarattığı hissel olarak kendini olumlu yada olumsuz etkiler.
Sürekli gelirinin giderinden, giderinin gelirinin dengesini bulamamasını dile getirmesede, şikayetcidir. Ne yapacağını bilmeden aslında farkında olmadan yaratılan enerji vorteksi içindedir. Kimyasına çeki düzen verme imkanı var.
1- Elindeki malın değerini alıp kabullendiğinde her şeyin gücü ile daha iyimser olacak.
2- Kimliğinden kendini azad etmelidir.
3- Geçmiş kökeni ile şimdiki fırtınalı geçişlerin dengi dengini korumasını sağlarken tamamlanması gereken bir süreç vardır.
4- Kelimelerinin frekansına düşkünlüğü ile iyaratım yapma imkanlarını beklentiye dönüştürmemeli.

NUMEROLOG: 
Müjde Şener

15.6.2019
51/15/6

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...