YAŞAMININ
ANAHTARINI KULLANMAYI ÖĞREN.
Roller bir birini
tamamladıkça buna paralel zincirleri yaratarak yaşamak durumunda
kaldığımız benzer, ama daha farklı senaryolarla farklı
olaylarda kendimizi buluruz.
Kim olursak olalım
kendimiz olma yolculuğumuzda kişisel ihtiyaçlatrımız da dahil
olmak üzere hep başkaların dedikleri, istedikleri gibidir gelişen
olaylar. Olmak isteyip olamadığımız durumlarla karşılaştık mı
cevabı arkada durdukça “biri bana beni söylesin?” dediğiniz
oldu mu., Anımsamama’mıza rağmen, bakıp göremediğimiz, görüp
te algılayamadığımız onca şeyler arasında nereye nasıl bakıp
nasıl algılamamız gerektiğini bilmek istermiyiz acaba.
Kendimize çeki
düzen vermek istermiyiz? Hayatı kolaylaştırmanın yolunu
bulmuşsak “bu beni korkutmaz” diye düşünürken cevabını
aldığım an, kim olursam olayın “ben kendim olmak isterim”
dediğimi anlamıştım.
Sağlıklı olmam,
hayatı severek karşılık vermem, zamana “dur benide bekle”
demediğim müddetçe hayatı yaşarken yarattıklarımın önemini
daha iyi keşfediyorum.
Her bir
hücrelerimize aşılanan anlamların, inançların, kodlarını
taradıkça, oluşmamızı destekleyen hislerin görevi tamamlayıcı
olduğu için, kader çizgimizdeki rollere neden olmuş ve bir birine
kodlanarak birlik içinde kendi yollarını yaratmışlardı.
Hikayemin başlama
ve bitme döngüsünün kilidini kırıpta ieriye girdikten sonra,
bana gerçekleri anlatmaya başlayan hücrelerime şimdi teşekkür
ediyorum.
Kendimizi
yaşadığımızı sandığımız her şeyde, “sen sen deilsin!”
Dünyaya gelmeden
öncesinden başlayan ( anne karnından itibaren) aşılamalar,
kodlar, anlamların titreşimleri ile kimliklerimizi oluştururuz.
Hiç bir şey anımsamamış olmak sana ait değildir düşüncelerinden
savaunmaya girdiğiniz olayların bir de perde arkası vardır.
Kimden veya
kimlerden bu kodlara sahip olduğumuzu bilmek, ya da bilmemek…
işin gerçek boyutu
bazen ürkütücü olabilir. Oysa her olan olmayanın bize katkısı
nedir diye düşünmek gerekiyor.
Doğru zamanda doğru
yerde olmak, hissettiğimiz, algı, anlam, söz, düşüncelerin
dilini bir çözebilsek daha başka neler istemeyiz diye düşünmeye
başlayalım mı?
Ben sen değilim sen
de ben değilsin. Ama, toplum içinde birlik beraberlik içindeki
düellolarımızda her bir duyularımızın işlevselliğinde farklı
anlamlar ve hikayelerimizi yaratarak temelde yatan kaynağı
unutarak, sürekli üzerine inşaa temelleri atarız.
Esasta ki!, kökünde
olana, alt yapısına ulaşıncaya dek, sürekli bir birine benzer
nedenlerle hayatın yüzümüze tokat gibi gelişine ne demeli.
Her şey, ama her
şeyin bir birini tamamlama süreçlerini maalesef acılarla
doldurarak bilinçli bilinçaltımızı yokladık mı, neyi alıp
kabullendiğin, taşıdıklarını çözdükçe “iİPTAL” sözcüğü
işe yarar.
Farkındalıklı
bilinç, algı, anlamların hayatındaki rolleri ile yaşamını
şekillendirmiş olman, seni zamanla yoklayacaktır. Ama, her
birimizin hayata farklı baktığı gerçeğinide unutmamalı.
Olmasını
dilediğimiz, istediklerimizin önünde duran engellere tepki
koyarız. Oysa, bunun olmasına engel olan altındaki inancında
altında yatan ve daha büyük nedenleri ortadan kaldırmadan hiç
bir şey olmasını beklememeli.
Bilirsen ve
istemediğin halde orada duruyorsa, yapman gereken kendini
silkeledikçe altındaki nedenlere kadar, bir birini tamamlayan
nedenlere kolaylıkla ilerlemektir.
Bu o kadar basit mi?
Zor da değildir.
Ancak, acına acı katarak o dönemlerdeki hislerini dile getirmek,
yaşarken biriktirdiğin verileri de anılarında toplamak ve her
şeyi bir yere getirerek zoru aşmaktır. Var olanı tutmanın sana
vereceği zararın bilincinde oldun mu, buna gerek kalmadığını
anladıkça, endişeli olduğun başarısızlığıda, tamamen
kökünden değiştirmeye başlayacaksın.
Sadece bununla
yetinmez. Sevgi ve aşkla ilgili yaşamındaki travmalar, kişisel
kimliğindeki düşsel hikayelerinin sebepsiz yere oluşmasının
dahi perde arkasında var oluşudur.
Maddi finans
konularda endişelerinin başarısızlıklarının nedenlerini şimdi
dışarda aramak ipuçlarındır belki. Oysa, her birinin nedenlerini
kırbaçlayarak, durağanlıktan çıkıpta hatırlatmalar yaparak
duygularını tokatlayan nedenler, sebepler, düşüncelerin,
sözlerin etkilerinden bir nebzede olsa kurtulmayı seç!.
Nedeni ise: hiç
bir şeyin nedensiz olmamasını alıp kabullendikçe gerekli her
türlü yaşama daha sıkı sarılıp zamanı yokladıkmı,
beklenilen her olumlu sonuca hızlıca gelmeye başlarsın.
Senaryolar
zihnimizde geliştikçe yarattıklarımızın farkında olamadığımız
bilince kopyalanmış olup bilinçsizce davranışlarımıza
nedendir.
Yaptıklarınızı
yaparken neden yaptığınızı bilmenin macerasını yaşarkende,
size acı vermeyen duyguları farkedersiniz.
“Bu bana ait
değildir”. Diye düşücelerinizi terbiye etmek ve bilinç dışı
algıların yaşamındaki önemli rollerin kaynağı ile zamanı
yakalaman, seni kendi dizilimlerinde var ettiklerinle baş başa
bıraktıkça anlamlı anlamsız gelişen hkayelerindeki yaşam
rituellerini farkedersin.
Böylece, seni
gelecekte nelerin beklediğini daha iyi analizini tahmin edebilirsin
ve, değiştirmen için o şansın olduğunu anlamanı
kolaylaştıracak, bilincini istediklerinle donatarak hücrelerine
hayat vereceksin.
Değişiminin
faturasını kendine keserken, enerjini: hayat skalanı yükseltecek
olanlara bırak. Böylece sağlıklı, sıhatli, huzurlu, mutlu,
başarılı, zengin, sevgi ve aşkla olursun.
Tüm yaşam bize
bizi yansıtırken uyanışa geçeriz. Oysa, gerçekte sen sen
değilsin.
Sen olmak
istemediklerinle donanımlı iken, gerçekte kim olursan, olmak
istediğin kişi olursan sen O’ olursun.
NUMEROLOG:
Müjde Şener
11.7.2019
48/12/3
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder