10 Temmuz 2019 Çarşamba

ZAMAN İYİLEŞTİRİCİDİR


ZAMAN İYİLEŞTİRİCİDİR.

Zamanın iyileştirici özelliği olduğunu düşünebiliriz. Bu nedenden dolayı yirmi otuz yıl önce yaşanmış bir olayın çok önce olması, üzerimizde hiç bir etkisi olmadığını da düşünebiliriz. Ama ne yazık ki tepkisel zihin açısından “çok önce” sözcüğü şimdi ile aynıdır. Bilinçaltımızdaki kayıtların çoğu bilinçsizce alındığından farkında bile olmadan hayatımıza işlerler. Böylece var olan hayatın kuralları olarak bizi kontrol altında tutan kayıtlarla ömrümüzün sonuna kadar yaşarken, benzer olaylarıda yaşarız. Çok önceki yaşanmışlıklar bizimle birlikte gelişir. Sürekli benzer cümlelerin ağzımızdan çıkması, ve o sözlerin anımsatmış olduğu bir duygunun derinlerdeki yeri ta çocukluğumuzdan gelmektedir. Esasta, temelinde olmuş derin inançların alt yapısı Anne ve babanın genetik kodlarından, anne karnında yaşanmış duyguların hücrelerimize kaydedilmesinden ve DNA larımıza işlenirken kaderimiz olarak yaşarız ta ki biz farkedinceye kadar bu böyle devam eder.
Neden ve ya niçinlerimize yönelirken, her bir kayıtların yaşam amacımızı belirleyen kayıtlardan dolayı olduğunu biliyorum.
Yaşanmış, olmuş ve bitmiş bir olayın perde arkasındaki nedeni, gelişi ve yerleşimi nedensiz değildir.
Bilinçsizce, bilinçaltımıza işlenerek proglamlandığından. Yaşamak durumunda kaldığımız her an, her saniyelerimizin daha çok önemine sahip olduk mu, çevreden gelen seslere duyarlılığımız, farkındalığımızla, bu olayı neden yaptığımızın derinlerdeki sebebini çözmeye başlarız.

Iki dudağımızın arasından çıkan sözler aslında birer şifredir. Fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal her birinin bir birini tamamlayarak beslediğini bilirken, her şeyi olan bir insanın halen neden mutsuz olduğunu anlamakta güçlük çekerken “ben onun yerinde olsam bu şekilde yaparım “der kendimizi onun yaşantısında hayal ederiz. Bu bir talep mi? Tercih mi? Yoksa bilinçaltındaki bilinçsizliğinin kurbanı mı?
Ya da yoksul bir insanın, hiç bir şeyi olmayan birinin mutluluğunu sorgularız… aslında, her şeyi olmuş yada olmamış iki kişinin arasındaki eksikleri ile fazlalıklarını eşleştirdikçe ortaya kişisel tercihler çıkar. Ben sen değilim sen de ben değilim. Farklı yaşamlardan topladıklarımızla kendimize ait olmayan düşüncelerin kodlarının himayesinde kalmak en büyük acıdır. Kendimiz olmanın yolu bizi rahatsız eden olaylarda kendimizi soyutlamaktır.
Sağlıkta, başarıda, hastalıkta, sevgi, aşkta, birlik içerisinde olmuş karışık zihinle ne istediğini bilip bilmemek arasındaki düşünceleri kişinin kendini yokladıkça anıları, anımsadıkları geçmişinden gelen yaşanmışlıklar, kodlar, frekanslar vb...bir çok zamanın karmik neticelerini toplama, biriktirme özelliklerini taşırız. Yeni formüllerle farklı farklındalık kazandığımız zaman geleceğimizi nasıl olumlu güzel ve kaliteli hale getirebileceğimizi. Bundan böyle ne yaparsak kendimize, çevremize, topluma faydalı olabileceğimizi keşfederiz.

Bilgi: kelime hazinelerimizdeki bankamızdaki verilere baktıkça, o kadar çok kendi gelenlerle şekillendirdiğimiz yaşantımıza çeki düzen verme zamanı geldi.
Gerekli gereksiz hiç bir şeyi taşımıyoruz belkide, ancak olumsuzluğa dönüşerek hayatımızı olumsuz etkileyerek duygularımızı zorlayan kayıtlardan kurtulmamızın yolu, onu farketmek, kabullenmek ve değiştirmektir.
“Iptal” sözcüğü zihninde nasıl yer etmişse ve butona basıp “delete” yaparak silebiliyorsak, bilinçaltımızdaki kelimeleri bilinçsizce kullandıklarımızı kontrol altında tutmanın yolu: onu beslemek yerine altındaki nedenleri alıp teşekkür etmektir. Bugüne kadar sana ait olmayan verileri kullanıp artık değiştirme zamanı geldi diye düşünüyorsal. Alışkanlığını bağımlılıklarından bırakmaya gönüllü isen ve seni olumsuz rahatsız ediyorken fiziksel, sinirlerinin alabora olmuş frekanslarının düşüşlerinden başarısızlığa nedne olmuş isen
1- Enerji frekansını düşürecek nedenlerden uzak durmalısın.
2- yapmak istediklerinden seni alıkoyacak korku, endişe, evham, vb.. her bir nedenin kökenine gitmeye gönüllü ol!.
a) sabırlı olacaksın. b) değişimden korkmayacaksın...

(Hiç bir şey için geç kalmadığımızı, anımsadıkça, kayıtlardan istemediklerimi silmek, yaşamını olumsuz etkileyen verileri bırakmanın zor olmadığını gördükçe daha fazlasını isteyeceksin. )


Bize acı veren olaylarda, fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal var olmuş farkındalığımıza daha derinlerden bakıp mercek altında inceledikmi, “daha başka” neler olabileceğini gözlemleyerek keşfettiğimiz kendimize çeki düzen verelim.
Örneğin: “Zordur” kelimesi sana sende hangi duygunu tetikliyor, seni hangi zamanda yolculuğu yaptırıyor. Kendini nasıl hissediyorsun? Zor dur diyerek zamanı ertelemekten se onu deşifre ettikçe kökenine temeline gitmeyi seçelim.
Olumlu cümleler her zaman önümüzü açar, zor olan kelime oldu mu engel teşkil eder. Tek başına bile olsa ilerlemeni zorlar.

Daha nice güzel keyifli yarınlara…

NUMEROLOJİS:
Müjde Şener

12.7.2019
49/11/2

YENİ DÜZEN GAZETESİ 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...