ALIŞKANLIKLARIN
BAĞIMLILIĞA DÖNÜŞÜR.
Farkında olmadan
geçmişten gelenlerin üzerine kurulmuş bugün yaşadıklarındır.
Alışkanlıkların olurken bir de bağımlılığa dönüştürürsün.
Düşüncelerinin
altyapısına takılmadan, ne gelirse onu alıp kabul ettiklerinle
sonuçlarına katlanırsın.
Klişeleşmiş
cümlelerinin arasındaki kayıtlarınla, “doğru” olduğuna
inanırsın.
Kim olursan ol,
benzer nedenlerle yarattıklarını yaşamaya başladın mı, çevreni
saran benzer nedenlerle yaşamak zorunda kalırsın. Böylece, var
olanlara misafir perverlik yaparsın.
İstemiyorsan,
şimdik kendine çeki düzen vermenin zamanıdır.
Geçmişte
yaşadığın, şimdik şu ana taşıdıklarını bırakmaya gönüllü
olmaman için sebeplerin var mı? Her nedenlerin ardındaki kaynağı
deşifre ettikçe, ortaya çıkartmaya gönüllü olursun. Kimse
istenilmeyen yere gitmezken. Istenilmeyen yerdede durmaz.
Hayatın püf
noktaları sana ayna olmuşken hala daha neyin zorluklarını
düşünerek zamanını çalıyorsun.
Kimse için
değişmez, kendin için bir şeyleri yaparsın. Yaratırken görmeye
çalışırsan nerede ne zaman karşına çıkanların
yansımalarından ipuçları yakalamaya başlarsın.
Bir şeyden, çok
şeyler almadığını ve ya bundan bir şey anlamadığın
söylenemez... Yaşamın boyunca benzer olaylar zincirinde gidip
gelen duygu, düşüncelerinden “kendimi azad ediyorum”
diyebilirsin.
Her yönden hayatını
hayallerindeki düşlerine doğru seni sürükleyen, kendinden çok
zamanını çaldığını anlaman, algıladıkça geçmiş anılarının
seninle olduğunu farketmenle o nu değiştirirsin.
Güzel olan, her
nedenlerin günün sonunda seni incittiğini algılamandır.
Olmasınında sebepleri varmış. İstememene rağmen içinde
tutunduğun nedenlerle seni hüzünlendiren bir şeylerden kaçmana
neden olduğunu farketmek gibi...
Oysa, bu
tercihlerin sana “Bana ait değildi” dedirtir.
Geleceğinde yani
şimdin ile, kim olursan ol kendin olmayı iste. Kimliğini ifla
ettikçe altındaki nedenleri de deşifre ettikçe “bana ait
olmayanların üzerine inşa ettiklerimle hayatımı yaratarak
yaşadığımı anladım” demeyi seç.
Hiç bir şeye sahip
değilken her şeye sahip olman ve her bir nedenin önü, ardına
baktıkça farklı hikayelerle düşüncelerini şekillendiren
yaşamında o’nu sım sıkıya tutarsın.
Dünyaya geldiğimiz
andan itibaren diyemiyorum. Zamanın birinden başlamış bir hikaye
diye düşündükçe daha derinlere doğru sürükleyen anıların
oluşu ile şimdiyi tetikliyorsun.
Yarm kalmış küçük
bir nedenin büyüklüğü kendi yaratımlarınla devasa oluyor.
Yanlış olan nedir?
Alışkanlıklarının
bağımlılığına dönüşmesi: hayallerinin içerisindeki
düğümlerin çözülmesi gerektiğini gözlemleyebiliyor olmandır.
Ben kimim?
Nedenlerinin
hayatını nasıl şekillendirdiğinin bilincindemisin?
Küçük bir kız
çocuğu olabilirsin, erkek te olabilirdin. Veya erkeksin ama kız
olarak ta dünyaya gelebilirdin. Yaşamımın hangi zamanından
başlayan, iç içe geçen kapıların ardından gidip gelebileceğine
kadar uzantıları oynamana neden olan birikimlerle sınanıyoruz.
Sahip olduğun, sana ait olan bugün hayatında ne var?
Seninle kalmasını
sağlayamadığın, hayallerinin uçup gitmesine neden olan
inançların, kalıpların, tabularının esiri misin?
Kimyanı deşifre
ettikçe, izlediğin yaşam yollarının kendinden çok uzaklara
taşıdığını anlıyormusun. Şimdik silkelenme zamanınmış ve
eteklerimden dökülen tüm geçmişinin yaşantılarının bir
evelden itibaren hangi zamandan geriye kalan olduğunu görmeye
başlıyorsun. Bir düşle gelen mesajlara dikkat et. Öğreğin:
“Için ağlıyor. Küçük bir çocuk gibi hüzün sarmış
yüreğini. Sıcaklık basıyor, hararetleniyorsun ve kendini görmeye
zorlanıyorsun. Karışık zihninle kabuğunu kırmaya çalışıyorsun.
Içerde kal diyen bir sesle irkilede bilirsin rüyanda. Beyaz bir
düğümü çözmeye çalışıyorsun ve başarıyorsun.” Önceleri
bu düşle gelen mesajlara anlam verememiş, fakat bugün değişiminin
ilk basamaklarını atmış farkındalıklı bayanın sözlerinden
çıkan ve doğru zamanda doğru yerde olmak, doğru algı, anlamlar
ve düşüncelerle deşifre edilmeyi bekleyen kilitlerin açılması
gerektiği zamandır.
Hangi ayların,
yaşamını nasıl etkilediğini hisset. Kimi zaman köprüden
geçerken ayağın takılıp yere eğilirsin ama düşmezsin. Seni
kimsenin elini uzatıp kaldıracağı yoktur. Sadece bir iz taşırsın
bedeninde. Oysa ruhunu acıtırsın. Kalbine yenilmemek için hayata
herkes gibi bakıp görmek istemediklerine boyun bükersin. Kimse
gibi olmadığın halde onlar gibi yaşarsın. Toplumun kurallarında
sende yerini almışsın bile. Tamamlanması gereken fiziksel,
zihinsel ve ruhsal yaşam dönglerindir. Hiç bir şeyin nedensiz
olmaması gibi. Benzer olayların hayatında yeniden oluşması ile
takılıp kalırsın bu dünyaya. İç içe geçmiş olan ve seni
içerde kalmanı sağlayan kalıplar, alışkanlıkların ile
“bağımlılığa dönüşen doğrularım” diye düşündüklerinden
kendini çekip çıkart. Sen kimsen o da sensin…
NUMEROLOG:
Müjde Şener
18.9.2019
57/12/3
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder