30 Ekim 2019 Çarşamba

GELEN GEÇER AMA SEN KALIRSIN




GELEN GEÇER AMA SEN KALIRSIN...

Her güne farklı bir gün. Kilidi açıp içeriye girebilme garantisi olmayan dünyadayız. Ne zaman ne olacak bilmeden sakin, an’da kalarak ve hayata güzel bakarak yaşamayı öğrenmek. Her olan olmayan ardından farkındalığımızı yakalamak zamanı yokladıkça içinde kaybolmadan ilerlemeye çalışırı. Kim olduğunu anlarken yaşamın sana sunduğu hediyelerinde hep bir şeyleri daha yoklarsın geçmişinden. Oysa gelmiş geçmiş her şeyden hayatın sana verdiği hediyelerin olarak kendi içinde olumlu pozitif ve mutlu değerlendirmen en büyük silahımızdır. Kim ne derse desin. Her kes sen değilsin. Ne istersen onu yaşama özgürlüğün, alışkanlıkların, bağımlılıklarınla tutumlu oldukların sana ait değildirler.
Kelimelerinin arasında bazen boğulursun. Bazen anlaşma yapmaya çalıştığın kendinle inanarak beklenti içerisinde olursun. Imkansızmış gibi gelen beklentin ile sınanırken çevrende sana onu anımsatacak bir çok insanların türemesi kaçınılmaz olur. Hayatı hayallerinde canlandırarak imkansız olanı imkanını yaratıp beklemeden anı yaşamalıdır insan. Gelen geçecek ama sen kalacaksın. Hiç bir şey yerinde durmuyor. Her olan olmayanın ardındaki düzen: denge ile tam ve bütündür.

Güne başlarken gün -aydın… deriz. Fiziksel, zihinsel, ruhsal uyanış en zor denyimlerimizde yanı başımızda duran ve okumamız gereken kitaplarımız olarak bize her zaman sinyaller verirler. Gelecek geçmişimizde kaldıkça ilerlerken geçmişin yüklerini sırtımızda taşımanın anlamı yoktur! Ancak, maalesef öyle olmadığını biz biliriz. Günlük yaşadıklarımızı hafızalarımızda yeniden canlandırdıkça keşke derken duygu, düşüncelerimiz, sözlerimizi anımsamaya başlarız. Keşkeler ya da ama cümleleri veya iyikimiz herşeyden çok zihnimizi kurcalarken silkelenmeye başlarız.

Bulunduğum her ortamla denge ve uyumlu olmayı öğrendim. Her ne istersem onu yaratarak yaşamanın bana verdiği haz anlatılmaz yaşarken anlayabileceğin cinstendir. Kendimi alıp kabullendikçe kimliğimi ifşa edip imkanız olanı yaratarak zamanda yolculuk ederiz. Kimliklerimizi inançlarımızla ters yüz edip göremediğimiz yönlerimizde farkındalık yakalamaya başladığımız an hayallerimize güvenmeye başlarız. Her şeyin başı inanç mı? Evet!.
Imkansız olana izin verdiğimiz müddetçe o’nu yaşamaya kendimizi mahkum ederiz. Imkanı yaratıp yaşamaya başlandı mı kendi mucizelerimiz bizi farklı algı, anlamlara, düşüncelere ve istediklerimize yönlendirmeye koyulur. Elimizde somut verilerin oluşu, inançlarımızla kendimize hediyelendirdiğimiz olumlu düşüncelerle telkinlerimizdir. Böylece alışkanlık edindiklerimizin bağımlılığa dönüşmesi olumlu yönde hayrımıza olacak.

Zamanı yakaladıkmı gelmiş geçmiş her şeyin sebep oldukları birikimleri ile neyi ne zaman nasıl değiştirilmesi gerekenlerin imkansız olmadığını farkedebiliriz. Küçük bir dokunuşla değişen ve mucizemiz olan her nüans en iyi ve doğru zamana bizi hazırlar.

Ne ilginçtir ki uzun yıllardır enerjiler konusunda sohbetler ettiğim bir kimse ile sürekli sözsel düello içerisindeyim. Kimseyi istemediği müddetçe değiştiremeyiz. Ayar çok önemlidir. Eski ile yeni dünyaya adapte olmaya kalkışmak birini bırakmadan diğeri olmayacağına göre imkansızdır. Zamana uyum sağlarken bırakamadığımız geçmiş ile geleceği inşa etmek zaman harcamaktan başka bir şey değildir. Iyi bir ilişki istersen eski olanı geride bırakıp hayatına yön vermeye girebilirsin. O geçmişimin bir parçasıdır ama bugün kendime en yakın ve en uygun olan kim olursa olsun onunla çıkacağım yaşam yolumun aydınlanması ve beni mutlu etmesine izin veriyorum. Klişeleşmiş bazı sözlerin cümleye dönüşüp aklımızın bir kenarına yerleşmiş olsa bile değişmeyeni değiştirdim diye kendini kandırman gereksiz. Imkansız olana iyi bir imkan sağlamanın yolu ondan daha iyisi için atacağın adımlarındır. Böylece seni kendi içindeki hazinenden çekip çıkartacak ve görmen gereken daha başka iyikiler için yer açacaksın…

NUMEROLOG:Mujde Şener

31.10.2019
71/17/8

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...