GEÇMİŞİ
KÖKLENDİRME.
(Hücrelerimin hasta
olmasına neden olan gelmiş geçmiş var ettiğim her şeyden dolayı
kendimi azat ettim. Bedenen, fiziken, ruhen, duygu, düşüncelerim,
hislerimle ben tam ve bütünüm. Hücrelerimden özür dilerim
“benden onlara, onlarda bana giden, gelen sevgiye kendimi açtım.”
Biz bir birimizle sağlıklı tam ve bütünüz)
Dünyaya geldiğin
andan bugüne seni kendinle sınayan hayatla birliktesin. Kim olduğun
ne olduğun ve ne yapmak istediklerinin listesini yap. Emin ol ki,
seni kendinden daha iyi tanımlayan çevrenle birlikte varlığını
kimlere teslim ettiğini anlamaya, anlatılanlar karşısında ise
silkelendiğin gerçeğinle birliktesin.
Zamanı yakalaman,
olayların içerisindeki düşüncelerin yeniden yoklanılmayı
beklerken inançların ile duyguna taşıdıklarını teslim etme
zamanın geldi.
Bunu “iptal”
et. “Bu bana ait değildir” diyerek kendi gücünü göster.
Sebep her ne isterse olsun. Seni endişelendirecek hiç bir şeyin
sahibi olmamalısın. Kelimelerinin içinde tutsak olup, ifade
edemediklerinle savaşma. Olanı alıp kabullendikçe teşekkür
edipte gelip geçici misafir olduğuna inan. Farkındalığın ile
birlikte olan olmayan her insanın yaşamınla ne kadar alma verme
enerjisinde kendin olmaya başlarsan O’ zaman kolaylıkla değişmeye
koyulursun ve böylece, değişebilmesi için farklı açından
yaşama bakman ve “tüm yaşamın sana neşeli ve ihtişamlı
gelmesi için mücadele edersin.”
Hiç birşey geç
değildir. Böylece, birikmiş olan beklentilerinle yeniden
yapılanmaya başlayacaksın. Ama nasıl?
Ait olmadığımız
hiç bir şeye bağımlı olmamalıdır insan. Gelmiş geçmiş her
şey geride kalırken alıp bugüne taşıdıklarımızla sırtımıza
yük bindirerek zamanı kendimize eziyet çektiririz. Bu bedenin bir
emanetcisi vardır. Ama bunu farketmemiz ile imkansız olacak
olanların tabular, inançlar, kalıplarımızdan başka bir şey
olmamasıdır. Deşifre edilişi ile silkelendiğimizi anlamak, var
olanlarla yeniden anlamlaştırabilmemiz ise, zaman ister gibi
görünsede. Hayatı zorlaştırarak önümüze engel koymamalı ve
mesafe koyarak yaratmamalıyız.
Bunu ne zaman
farkederiz bilirmisiniz? Sana ait olmayanlarla çıktığın yaşam
yolculuğunu kaybetmeye başladığın an. Kaliteli yaşamından ödün
vermeye başladığın zamandan sonraki her değerin değersizleşmesi,
tutup biriktirdiğin kederlere bağımlılıklarınla Enerjini
aşağıya çekerlerken fiziksel olarak seni rahatsız eden olaylarda
mücadeleni kaybetmeye başlarsın ya, işte o zaman her şeyin
yeniden yapılanması gerektiğine inanmaya başlarsın.
Bu zorlu değişim
sürecinde kimliğini ifşa edip yeniden yapılandırmaya
koyulabilmek zahmetli gibi görünür.
1- Içindeki tüm
duygularını ortaya dök! Gerek sözsel, gerek yazarak...
2- Tek tek
hücrelerinle konuş ve af dile, özür dile… yaradılıştan
bugüne hangi yaşam zaman ve mekanlardan farkında olmadan edilen
sözlerimden, duygu ve düşüncelerimdeki kaygı, endişe,
korkularımdan özür dilerim. Siz bana ait değilsiniz. Aldım,
kabul ettim onayladım ve Teşekkür ederim. Hakkımı helal
ediyorum, helal ediyorum, helal ediyorum ve uğurluyorum.
Varlığını sana
teslim edilen emanetin olarak düşün. Bu bedenin bir de ruhu varken
yalnız olmadığımızı hücrelerimizin sinyalleri silkeledikçe
kendimize geliriz. Tüm gelmişimiz ile geleceğin arasındaki bağlar
ve sözleşmelerimiz ile farklı başka bir yaşamla çıkacağın
hayat mücadelesi yolculuğunda, her şeyin tek sebebi kendine
ayıramadığın zamanın içinden çıkmandır.
“Senden özür
dilerim senden af dilerim ve seni çok seviyorum. Ardından kendimden
özür dilerim, kendimden af dilerim ve kendimi çok seviyorum”
deriz.
Klişeleşmiş
alışkanlıklarımız ile silkelendiğimiz şu an ve sonrasındaki
neticelerin gelişini değiştirinceye dek sabırla sınanırız.
Unutmamalıyız ki. Çevremizde bizi rahatsız eden her insan tıpkı
virüs gibidir hayatımızdadır. Bu kişi benim hayatımda bende
hangi duygularımı tetikliyor?.
Benim kendimde
görmem gereken nedir? anlamam ve algılayabilmem için başka neler
mümkündür? Kim olursam kendim olma yolculuğumda ben olurum? Tüm
gelmiş geçmişimizin hayatımıza nasıl müdahale ettiğini
anlamamak için tek düze yaşamdan çıkmayı seçelim. Kimse için
değişmiyoruz kendimiz için en doğru olduğuna inandıklarımızla
farklı açılardan hayata bakıp mutlu olmayı keşfedeceğiz.
Geçmişimizi
köklendirmemek için bize ait olmayanlara karşı alışkanlık
yapıp bağımlı olmamak olduğunu gördüm. Atalarımdan gelen
genetik kodlarım olsun. Dna larımdaki kök salmış bağımlılıklarım
olsun. Bana ait değildirler. Ben…. Kişiyim ve kendimle sağlıklı,
sıhatli, huzurlu mutlu, neşeli, başarılı, zengin, sevgi ve
aşığım. Her gün ayni monotonluktan kendimizi çekip çıkartarak
ödüllendirmeliyiz.
Çünkü ben ışığın
kendisiyim. Hücrelerim sağlıklıdır, onlar beni bende onları
seviyorum… teşekkür ederim.
NUMEROLOG:Müjde Şener
1.11.2019
42/15/6
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder