28 Kasım 2019 Perşembe

ALIŞKANLIKLARINDIR BAĞIMLILIĞA DÖNÜŞEN


ALIŞKANLIKLARINDIR BAĞIMLILIĞA DÖNÜŞEN

GELMİŞ GEÇMİŞİMİN İÇERİSİNDE BIRAKMAMI ENGELLEYEN BAĞIMLILIKLARIMDAN KENDİMİ AZAD EDİYORUM. ÖZGÜRLEŞTİRDİM VE ÖYLEDE OLDU- OLDU- OLDU.


Kendimi DEĞERSİZ hissettiğim doğrudur ama bu benim tercihim değildir. Çevremdeki herkesi hayatıma yön vermeye çalışır olması ile kendimi göremediğim yere ait olmak istediğim için mücadele ediyormuşum meğer.
Sorunların üzerime üzerime gelmesi, sürekli benzer olanlarla çatışır olmamdan dolayı hayatımı hangi zamanda buna benzer olanlarla sınanırken buluyorsam, bunun her nereden geldiğini sorgulamak bana düşer elbette ama, hiç bir kimsenin yaşamıma yön verebileceğini ihtimal etmedim.

Acabalarımı sindiremedim, geçmişimi unutmaya çalışırken bıraktığım yerden başka zamanla birlikte farklı insan modelleri bana aynalık yapıyormuş meğer. Yeniden onu saklamak için elimden geleni yapıyorken çözümüm kaçmaktı..
En kötüsü “kaçan kovalanır”ken reddedilen benim ve her şeyi alt üst ederek kendimi haklı iken haksız konuma koydum.

MUTLU olmak istiyorum. DEĞERLİ olduğumu hissetmekti tek dileğim. Başklarına değer verirken bana küçükde olsa bir ayna yansıtılması ile tahamülsüzlüğümle mücadeledeydim. Kaybetme dürtülerüm, karamsarlıklarımla yoktan yaratan zihnim ile yargılar, eleştirirken daha çok yıkıcı oldum.
 Kimsenin yaşamımla birlik beraberlik içinde olmadığına inanırken öyle olması duygusal beni yormaya başlarken hasta ettiğim hücrelerimden ve kendimden özür dilerim.

Güvenecek dost aradım hep çevremde. Sığınacak liman aradım her düştüğümde. Tam buldum derken güvendiğim ve sığındığım herkesin bende gördükleri bir önceki yansımalarımdı. Bu bir değil, iki değil, üç değil hangi zaman, yaşam ,yılların bir birini kovalamacalarından yorgun bir şavaştı oldum.
Ben ne kadar da sabırsızmışım derken aslında sabrımı ters yönde kulanıyormuşum. İstediğim gibi hiç bir şeyin gerçek değerimle örtüşmemesinden yakındım. Çevremde dost dediklerimin bana ait olmadıklarını anlıyordum anlamasınada yinede bir şey yapamıyordum...


Kimliği kendinde saklı olan danışanımın hayatında bir çok olumsuzluklara ev sahipliği yaparken farkında olamadığı her birinin bir biri ile benzer sebeplerin olmasıdır.
“Ben hala daha ayni şeylerle çatışıyorum” derken onun adına üzülmeme rağmen bırakamadığı alışkanlıklarına olan bağımlılığından kendini artık soyutlaması gerekir diye düşünüyordum.
Zamanı yoklarken yaşamında hiç bir şeyin neden olduğunu, niçinlerine takılmadan bahaneleri olmuştur. Mutlaka kendini haklı çıkartmak için farklı savunma mekanizmasını devreye koyacaktı ama nereye kadar…
Hepimiz gibi öz’ündeki kişiliğinin üzerine inşa edilen başka başka anlamların kodlarına sahip çıkarken DOĞRU larım demeyi ihmal etmiyor. İçsel olarak her şeye duygusal yaklaşımları ile sabırsız olması ve sürekli değersizleştirdiği ilişkisinde denge ve uyum sebeplerinin önüne koyduğu endişeli yaklaşımlarıyladır. Endişeler: ardındakileri düşünerek düşüncelerinizde olumlu empati kurunuz.
Hep birilerine bir şeylerin bir de ters-yüz tarafından anlatılması gerektiğini biliyorum ama bunu nasıl anlatmam gerektiğini bende bilmiyorum. Her insanın anlama, algılama kapasitesi farklıdır. Içinde olduğunuz durumla alakalı o da değişkendir.

- Bana herşey nasıl oldu da kolay oldu? Öyle mi sanıyorsun! Ayni yollardan geçiyoruz ama farklı zamanlarda...
- Bunun için kendimden ne kadarda çok ödün vermişim ben bile bilmiyorum. Kabul etmem gerekir kimseden bir şeyin nedenini sorgulamadan kendimi her daim arayıp durdum.
- Şimdi bu kişi hayatımda neden var?
Hep birilerin hikayesine takılırdım. Ya da onlar bana takılarak yardım isterlerdi. İnsanların ilişkilerindeki savaşa karşı dirençlerim: Başka insanların yaşamındaki boşlukların dolmasına aracıydım. Misyonumuz yaptığımız işimizden memnun, mutlu isek o bizim hayat yolumuzda yapmamız gereken iş meslek olduğuna inancımızlayız.
Kimse mutsuz olmasın!
Hayatı tiye, dalgaya, eğlenceye almak: olayları komikleştirmek, problemleri alıp ta sorun hale getirmemeye çalışırken zamanı yoklamayı seviyorum.

Her birimiz için en değerli olanlardan biri zamanımızdır.
 Kaybedecek başka zamanlara ihtiyacımızın olmaması, olayların bize hediyesinin olduğuna inanırken İNSAN olmak en zor olan güç olduğuna inanıyorum.
Hay allah ben insan değilmiyim!!
Öyle olduğumuzu bilmek ve biz öyleyiz diyenlere inanırken gerçekte sen insan mısın? ( biraz ağır gibi gelmiş olabilir buna takılıp cümleyi alıp uzatmayalım.)

Insan olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirsek gerçektede insanlığımızın değeri ve öneminin bilinci ile kimse için değil kendimiz için hayatı, yaşamımızın içerisinde dengeli uyumlu olmamız gerektiğini net bir şekilde ifadelerimizle savunmalarımızın altındaki kalıplarımızın, inançlarımızın
ve değer yargılarımızın altındaki hiç bir şeye ev sahipliği yapmayız.
Mutluluğumuzun önüne engel koymadan sadece olanı alıp kabullendikmi çok daha iyi ve güzelliklerin bilincinden kendimize çeki düzen vereceğiz.

- Olanı sev!.. Kabullendiğin her şeyden ders çıkartarak kelimelerine takılmadan, tutsak olmadan sadece kendini içinde yoklarken bulursun. Birikmiş olan geçmişin hikayelerinden geleceğin içerisinden yansımaları ile yankısından toparlamaya başlarsın onu. Bir bir anlamsız geleni deşifre edipte zamanı yoklarken neydi de ne oldu demeye başlarsın.

Hayat hayallerinde yaratıldımı seni kendi içinde iyileştiren olur. Bunu kabullen ve teşekkür et!

NUMEROLOG:Müjde Şener

29.11.2019
70/17/8

HABERAL KIBRILI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...