BUGÜN HAYAT BİZE
NE ÖĞRETTİ?
NASIL KATKI ALDIK
VEDE VERDİK…
Bugün hayat bize ne
öğretti? Neler öğretmiyor ki! Sürekli değişim içerisindeyiz
ve değişmeyen başka bir toplumun içerisinde sınırlarını
aşamamış sıkışmış durumda kalmış, geçmişi ile bugünü
yaşarken uyum sağlayamayan başka bir ülkedeyiz.
Kendi ülkemin
Cennet oluşunu her fırsatta yurt dışına gidip geldikçe daha iyi
anlıyordum anlamasınada. Kimsemizin yapabileceklerini
farkedebileceği kendi düzenini kurması gerektiğinin bilincinde
değiller. Ayni nakarata takılmış plak gibi tekrar tekrar ediyor
olabiliriz. İstemediklerimiz oysa. Tek yapmamız gereken ihtiyacımız
olanı alıp kabullenebilmektir. Iyi bir gelecek temiz, sağlıklı,
kazançlı olmak istiyorsak vefakar olmamız gerekir.
Her gün
sınırlarımız arasında dönüp durdukça “neden” diye
sorduğumuz sorularımızın cevapları başkaların kendi
düşüncelerinin de, duygularının ve inançlarının sınırları
arasında sadece başkaların inançları ile yaşamak durumunu
kendilerini bilgisizliğe ve bilinçsizliğe yönlendirmekten başka
bir şey yapmıyordu. Bu düşünceler bize çocukluktan aşılanan
bilinçaltlarımızdaki kodlardır. Ne verirsek onu alacağız.
Değişmesini niyet
ediyor ve istiyorsanız birlik olundu mu? Hayır demeyi
öğreneceksiniz.
Bulunduğumuz ülkede
“derelerin neden çok kirli olduğunu” o ülkenin insanlara
sorduğumuz zaman almış olduğumuz cevap mantık dışı olduğu
için kelimelerin boğazımızda kalmasına neden oldu. Şaşırmıştık
ve gün boyu onun üzerine sohbet ettik. Tapınacak o kadar çok
bahaneler vardı ki bana göre en önemli tağınma kendimizden
başkası deildir.
Inançlarına göre
dereler toprak ananın kendilerine hediyesiymiş ve kutsal olarak
taptıkları için dereye attıkları her şeyde suya ( dereye)
hediyeymiş hatta zaman zaman o suda yıkanarak kendilerini
kutsuyorlarmış, o sudan içtikleri zaman kutsanıyorlarmış vb…
gibi bir çok tapacakları herşeye hediye sunacaklar diye
kirletiyorlardı.
Kimsenin ne zaman
nasıl bir inanç taşıdığını anlayamazsınız.
Düşünceler ve
inançlarının yanlışlarına uymak zorunda kalan cahil bir toplum
arasında kaldığımızı bile bile hiç bir şey yapamamamız ne
kötü değil mi?
Güzel mis kokulu
bir ülke değilmi aradığımız. Onu önce kendi içimizde cennet
yaparken bulunduğumuz ortamı o şekilde derleyip toparlamaya
başlarız.
Onu yaşatacak
insanlar: bizleriz ve bizden sonraki nesillerimize aşılayabileceğimiz
güzel olanlardır.
Kimse kendi
dünyasına dokunmadan başkaların hayatı ile daha çok
ilgilenmesine takılıp gitmeye çalışıyor.
Çevremize
dikkatlice bakarken veya baktığımızı sanırken bir şeyin
eksikliğini düşündüğümüz an karşımıza çıkmaya başlar.
Sınırlarımız
kadar özgürüz aslında.
Gerçekten “özgür”
müsünüz?
Dilediğiniz zaman
dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir
baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı
yoksa?
Canınızın
istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak,yine
canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak,
ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu
tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgr
hissediyorsunuz sadece kendinizi?
Hayatınızla ilgili
her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri
tamamen sizin elinizde mi?
Başkaların sizden
yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten
korktuğunuz insanlar yok mu?
Peki sen ne
istiyorsun? Nasıl bir hayat, yaşamı tercih edersiniz?
Değişmeye ne kadar
açısınız ?
En azından
yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. Ille de
rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?”
dediğiniz olur mu?
Önemsiz gibi
görünen bu küçücük ayrıntılaron mücadelesi içinde silinip
gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük”
sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam
tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir.
Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük
alanınıza sahip çıkarsınız.
Hayır diyebilme
sanatı sporlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir
özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu,
duyarlı bir rehberinizle birliktesiniz o güç içinizde sadece
istediklerinizle odaklı kalabildinizmi?
NUMEROLOG: Müjde Şener
17.12.2019
59/14/5
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder