16 Aralık 2019 Pazartesi

BUGÜN HAYAT BİZE NE ÖĞRETTİ? NASIL KATKI ALDIK VEDE VERDİK...


BUGÜN HAYAT BİZE NE ÖĞRETTİ?
NASIL KATKI ALDIK VEDE VERDİK…

Bugün hayat bize ne öğretti? Neler öğretmiyor ki! Sürekli değişim içerisindeyiz ve değişmeyen başka bir toplumun içerisinde sınırlarını aşamamış sıkışmış durumda kalmış, geçmişi ile bugünü yaşarken uyum sağlayamayan başka bir ülkedeyiz.
Kendi ülkemin Cennet oluşunu her fırsatta yurt dışına gidip geldikçe daha iyi anlıyordum anlamasınada. Kimsemizin yapabileceklerini farkedebileceği kendi düzenini kurması gerektiğinin bilincinde değiller. Ayni nakarata takılmış plak gibi tekrar tekrar ediyor olabiliriz. İstemediklerimiz oysa. Tek yapmamız gereken ihtiyacımız olanı alıp kabullenebilmektir. Iyi bir gelecek temiz, sağlıklı, kazançlı olmak istiyorsak vefakar olmamız gerekir.

Her gün sınırlarımız arasında dönüp durdukça “neden” diye sorduğumuz sorularımızın cevapları başkaların kendi düşüncelerinin de, duygularının ve inançlarının sınırları arasında sadece başkaların inançları ile yaşamak durumunu kendilerini bilgisizliğe ve bilinçsizliğe yönlendirmekten başka bir şey yapmıyordu. Bu düşünceler bize çocukluktan aşılanan bilinçaltlarımızdaki kodlardır. Ne verirsek onu alacağız.
Değişmesini niyet ediyor ve istiyorsanız birlik olundu mu? Hayır demeyi öğreneceksiniz.

Bulunduğumuz ülkede “derelerin neden çok kirli olduğunu” o ülkenin insanlara sorduğumuz zaman almış olduğumuz cevap mantık dışı olduğu için kelimelerin boğazımızda kalmasına neden oldu. Şaşırmıştık ve gün boyu onun üzerine sohbet ettik. Tapınacak o kadar çok bahaneler vardı ki bana göre en önemli tağınma kendimizden başkası deildir.

Inançlarına göre dereler toprak ananın kendilerine hediyesiymiş ve kutsal olarak taptıkları için dereye attıkları her şeyde suya ( dereye) hediyeymiş hatta zaman zaman o suda yıkanarak kendilerini kutsuyorlarmış, o sudan içtikleri zaman kutsanıyorlarmış vb… gibi bir çok tapacakları herşeye hediye sunacaklar diye kirletiyorlardı.

Kimsenin ne zaman nasıl bir inanç taşıdığını anlayamazsınız.

Düşünceler ve inançlarının yanlışlarına uymak zorunda kalan cahil bir toplum arasında kaldığımızı bile bile hiç bir şey yapamamamız ne kötü değil mi?

Güzel mis kokulu bir ülke değilmi aradığımız. Onu önce kendi içimizde cennet yaparken bulunduğumuz ortamı o şekilde derleyip toparlamaya başlarız.
Onu yaşatacak insanlar: bizleriz ve bizden sonraki nesillerimize aşılayabileceğimiz güzel olanlardır.
Kimse kendi dünyasına dokunmadan başkaların hayatı ile daha çok ilgilenmesine takılıp gitmeye çalışıyor.

Çevremize dikkatlice bakarken veya baktığımızı sanırken bir şeyin eksikliğini düşündüğümüz an karşımıza çıkmaya başlar.
Sınırlarımız kadar özgürüz aslında.
Gerçekten “özgür” müsünüz?
Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?
Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak,yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgr hissediyorsunuz sadece kendinizi?
Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?
Başkaların sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?
Peki sen ne istiyorsun? Nasıl bir hayat, yaşamı tercih edersiniz?
Değişmeye ne kadar açısınız ?
En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. Ille de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?
Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntılaron mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.
Hayır diyebilme sanatı sporlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehberinizle birliktesiniz o güç içinizde sadece istediklerinizle odaklı kalabildinizmi?

NUMEROLOG: Müjde Şener

17.12.2019
59/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...