HERŞEYDEN BİR
HİÇLİK…
Olan olmayan her
şeyi nötür kılmak farklı bir sanat olsa gerek. Bu o kadar kolay
değildir elbette. Hiç bir şey bilmeden çıktığımız yaşam
yolculuğumuzda her gün yeni bir ders alarak uyudaki benliklerimizi
uyandırmak için uğraşıp dururuz ve en önemliside ne yaşarsak
yaşayalım birilerinden ders alıpta değişmesi gereken bakış
açımızla kendimizi olgulaştıralım.
Arasındaki kaynağa
giden yolu bulumamız ise, yaşamın mucizelerini bize bahşederek
kendimize çeki düzen vermeye başlarız. “Bunu ancak hayal
dünyamızda yaşarız” diyenlerdenmisiniz? Alt yapımızda
çocukluktan gelen alışkanlık gereklidir.
Mesela: küçüktük
büyüdük ne çok şeyler hayatımızda değişirken geriye sadece
temeldeki kalır.
Değişen ise
üzerine inşa ettiklerimizdir.
Gözlerimizi
kapatırken hayal aleminde gezinmenin ne kadar eğlenceli olduğunu
hepimiz biliriz. Bunu çocuk yaşta kolayca yapabilirken sonrasını
düşünmeden yarattığımız hikayeler en değerli olandır çünkü
yaratımımız hızlıca sonuçlanıyordu.
(Tüm sorunlardan
arınmış zihinle olmanın keyfi bir başka güzel olur elbette).
Düşüncelerde dağınıklık olmasın, hayatla mücadele eder
olmayalım. Kimsenin yaşamına takılmadan kendimize yön verebilir
olabilmemize etken olacak hislerimizle, duygularımıza dokunmanın
formülü: hayallerimizdir. Taleplerimizin gerçekleşmesi için
ihtiyacımız olan onu kalpten dilemek değil mi? Içten dilemek ve
gerçekten hayalimizde onu isterken tüm hücrelerimize dağılana
dahi hayat vermek yaratım gücümüzdür.
Bazen birşeylerden
emin olamasınız ve sandıklarınız aslında korkularınız olurken
bırakmaya gönüllü oldukca siz evrim geçirerek zamanı
yoklattıran geçmişinizin izleridir. Bilinçaltınızda kirlenmiş,
güvenemediğiniz ve bırakamadıklarınız sizinle zamanda yolculuk
etmenize engel olurlar. Onları önce bırakmaya gönüllü olmayı
seçin. Deneyimlemek zorundasınız ve bırakırken emin olacağınız
kendi hayatınızı kendinizden başkasının yönetmediğidir.
Böylece emin olduğunuz kendinizle idare ettiğiniz yaşamınızla
kolayca kalabilirsiniz. .
Bazen bu düşten
hiç uyanmak istemeyebiliriz. Bazende etkisinde kalır onu herzaman
anmaya çalışırız.
Zamanınızı nasıl
doğru kullanmak isterseniz “harekette bereketin olması” olası
olabileceklerin olmazlarınızın imkansız diyen düşüncelerinizle
içinizde size engel olan inançlarınızın ne olduğunu
düşünmenizde fayda vardır.
Kabullenmediğiniz
değişiminizle değişebilecek hayatınızdır. “Değişiminle
değişecek hayatına güvenmelisin” ve seni kendinden alıkoyacak
inançlarından kurtulmanın yollarını keşfedebilmende öncü
olacak algı, anlamların, yansıyanlarla vs... siniz
Düşünsenize hangi
arada derede giden gelen zihinlerimize kapılıp ilerlerken farklı
açıdan yaşama takılmaya çalışırız.
Zamana takılmayıp
anı yaşarken hatalarımız olacak elbette. Hata! blunduğunuz
yerin, bölgenin yasaları, kurallarının oluşundan size kendi
ekseninde onun kurallarına uymanız gerekeni öğretir.
Değiştiremediklerinin değişmesini sağlayabilirken farklı bakış
açısından o günü bakıp değerlendirmekten korkmamalısınız.
Hayat
felsefelerinizden kendinize katkılarınızı toplar ve biriktirdikçe
bilincinizi zenginleştirdikçe günün sonunda bize faydası
inanılmaz değerli olmaya başlar.
Güne başlarken
bugünün bana katkısını almaya niyet ediyorum” diyerek attığım
adımlarımda odaklanarak hayatın sunduklarından derslerimi almaya
başladım. Bu düşüncem sonradan bana geldi. Nedeni, etrafımda
olup biten benzer nedenleri defalarca yaşadıkca nedenini
sorgularken her süreçti gelip o da geçti diye düünmeye başladım.
Yeni bir şeyler öğrendiğimi farketmiş oldum.
Böylece cevaplarımı
kısa yolla almaya niyet ederken bu niyet kendime açmış olduğum
kapılarım ve ardımdakilerin daha iyi gelişmiş olması,
gerekenlerin yansımaları olunca yerini güzel değerlendirmelerime
bıraktığını ben biliyorum.
Hayat felsefem
tamamen değişiyordu. Kimse bana demesin öyle veya böyle her
fırsatta anlamaya çalıştığımız kendimizin yaşam amacıdır.
Dünya küçük ve nerede kimlerle nasıl bir oyun içerisinde yaşama
dahil edebileceğimiz ilişkilerde hak ettiğimizi yaşamak istersek
önce sana yapılmasını istemediklerini yapmayacaksın…
Bir yerden bir yere
giderken yolculuk esnasında uçakta, arkamdaki koltukta oturan
ailenin konuşmalarına kulak misafiri oluyordum. Çocukları ile
oturmaya çalışıyorlarken ufaklık o kadar heyecanlıydı ki
babasının yanına oturacağından ve onunla oyun oynayacak sözü
de alınca kahkaha atıyordu sevinçten. istem dışı yüzümde
tebessüm oluşuyordu. Yolculuk boyunda arkamda oldukların baba ve
oğlunun konuşmalarını dinledim. Babanın çocukla olan konuşma
uslubu, ses tonu ve yaklaşımı çok güzel etkileyici,
dinlendiriciydi. Oğluna hayal kurdurarak gözlerini kapat ve ne
olmak istersin diye çocuğa sorar. “Biliyorum ki sen astronotları
seversin onlarla uzaya çıkmak istermisin?” der.
“Evet” der çocuk
ve hayal aleminde en güzel şekilde yolculuk etmesine yardımcı
olan baba güzel düşüncelerini aşıladıkça oğluna uykuya
dalar…
Söylemek istediğim
hislerin duygulara işlemesi, duyguların hücrelerimizle bizi o yöne
sevkedebileceğinden çekim gücümüz bizde var olanı nasıl
yaratabileceğimizi anlatan bir hikaye bu. Gerçi etrafımızda bir
çok kişinin hayal aleminden çıkıp gerçek aleme dalması bu
durumu zorlaştıracak ama yinede düşüncelerinize gülümsemenin
yolu: bu bakış açıdan çıkmamanızdır.
Her birimizin kendi
ekseninde kendine ait kuralları vardır. Bu kuralları ters yüz
edenler ise yasalara uymayanlardır. Hayat yaşam felsefelerimiz
arasında kenimizi imkansız kılan hikayelerin kafamızın içinden
değiştirilmesine izin vermek gerekir bizde öyle yapmaya gayret
ediyoruz.
NUMEROLOG: Müjde Şener
23.12.2019
65/11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder