KENDİNİ BİL
KİMLİĞİNLE DANS EDEN OL!
Hayat okulumuz en
büyük derslerimizi içinde tutar ve hak ettiğimiz kadarını
dirhem dirhem bizlere sunarken kendi içimizdeki ruhsal, duygusal
yaşam değerlerimizle kimliğimizi nasıl bir kalıp içinde tutup
bunca zaman taşımışsak onu yaşamaya hak kazanırız.
Sağlıklı bir
kimsenin yaşamak istedikleri kendi duygularına yenilmeden rahat,
huzurlu bir yaşamdır. Kirli düşüncelere sahip bir kimseninki ile
birlik içinde hareket ederken göstermediğimiz yüzümüz ile günün
sonunda sırtımızdan bıçaklanarak silkeleniriz belkide ama, kimse
için kendimizi heba etmemeyi öğreten toplumla nasıl ahenkli dans
edebiliriz bilmek mecburiyetindeyiz. Eğer hayatta kalmak istersek.
Kaçan kovalandıkça yüzleşmenin de dozajı vardır. Mesela:
kimlikler arasında alıp veremediğimiz enerji çatışmaları gibi…
göründüğümüz gibi olmadığımızın bize bir çok yönden
gelip giden yansımalarla onu anlamamız mümkündür sadece olaylara
empati olarak bakabilelim.
Insanlarla olan
ilişkimizde kişisel kimliğimizi deşifre edebilmişselk kolaylıkla
akışta yolunu bulan enerjilerimize gülümsemeye başlarız. Her
gülümsemenin verdiği his ise mutluluk hormonunu bize yansıtarak
olumlu enerjiler yayarız çevremizede.
Bu tip insanlarla
neden birlik içindeyiz diye sorguladıkça içimizdeki duyguya
kapılmadan irayetli durup kendimizi de o sinerji içerisinde
kirletmemeliyiz. Sağlıklı bir kimsenin yaşamak istediklerinin
listesini yaparken hayatın pembe bulutlar üzerinde oluşuna
inanarak sevgi yumağı olur. Ancak zihni kirli olan bir kimsenin
yaşamak istedikleri ile istemediklerinin arasındaki köprüden
gelip geçerken incinmiş duyguları zihnini kirletirken düşünemediği
olaylar inancını kör eder. Böylece yansıttığı enerji kadarını
benzer ilişkilerde olan insanları yaşamına çeker. Çekim gücünün
kontrolünü elimizde tutabilmişsek korkulacak hiç bir şey yok.
Sadece ne istediğini bilmek zorundasın. Düşüncelerinde seni
inciten, korkutan bir neden ile yüzleşirken yağmurdan kaçıp
doluya tutulmuş olman da böyle birşeydir işte.
Içindeki o çocuğa
sorunuz “ben kim olursam veya ne olursam mutlu olurum?” diye.
Hayatımızı
dağıttığımız gibi toparlayabiliriz de yeterki farkındalığımızla
kendimize soralım gerçekten ne olmak istediğini bilmek süreti ile
öylede olur.
Kelimelerin ardında
seni yoran, boğan her ne isterse olsun. Kimsenin değişmediğini
herşeyin olduğu gibi kaldığını değişenin sadece kendi duygu,
düşünce, algı, hislerinin de ötesindeki hislerinin oluşu
ilesiniz.
Beklenmedik gelen
bir misafir ile deşifre edilen duygulara yenilmiş olmamız düzelmez
diyen sözlerimize takılıp kalmayalım. Bize bu olumsuz yargıları
söyleten nedir? Kimdir? Gülümseyerek teşekkür edelim ve birdaha
ayni nakaratın tekrarlanmaması için yolumuzu değiştirelim. O yol
tercihlerine giden yollardır. Kimse için değil kendimiz için
yaşama sebeplerimizi belirleyelim. Ben sağlıklı, sıhatli,
huzurlu, mutlu, zengin, başarımı, sevgi ve aşkla olmayı
seçiyorum. Geçmişimden bugüne taşıdıklarım bana airt
değildir. O bir sınavdı ve ben bu sınavı verdim, başardım ,
geçtim vede bitti. Teşekkür ederim.
Kimseye hak
ettiğinden fazlasını vermemeyi öprendikçe deneme yanılmalarıma
bu kez farklı gözle bakmaya başlamıştım. Her şeyden bir ders
alıp hiç bir şeyin nedensiz olmadığını savunan sözlerim ile
kendimi görmeye başladığım an kendim için hayatımın en güzel
olanlarını toplamaya başladım bu beniim sen kimsin?
Bizler tek bir
bireyiz ve minik sevgi zerreciğinden oluşuyoruz. “Özde,
genetikte ve ruhsal olarak kendimizle tam ve bütün olma
yolculuğumuzda kimyamızı ele alıp kim olduğumuzu bilirsek sen
sen olacaksın. O kişide kendinden başkası olmayacak. Tüm
bağımlılıklarımdan kendimi azad ediyorum.
Kalemi eline alıp
itici gücünle yazarsın. Çekim gücünle evrensel mesajlara
rehbersiniz ve kendinle kendinden gelip geçerken içsel duygusal tüm
topraklanması gerekenlere enerjini aktarıp iyileşmesinde önemli
katkı vermeye başlarsınız. Seni kendi içinde güçlendiren bu
bilgi alış verişlerinden zevk alırken geçmişinden geleceğine
ve şimdinle bütünsel olarak arınmaya başlarsınız. Kimse için
değil kendin için hayatına yön verdiğin kendinle kal!
Ilişkinizde denge
ve uyumlu kalırken kimseye kapılmadan kendiniz olmaya başlarsın.
Her olan olmayana teşekkür ederken hislerinizdeki ihtiyaç listeni
yapınız.
Her neye
ihtiyacınız varsa bir kalemle onu bu duygu seli içinde kontrol
edip yeniden yapılandırınız. Hangi anlamsızlıklar içinde
kaybetmediğiniz kendinize bakıp kim olduğunu ve ne olduğunu
anımsarken o kişi sen değilsin aslında. Sadece aciz, zavallı,
kendi olmaya çalışan biridir.
Iyileştirci güç
içimizdeki hazinelerimizden başka bir yerde değildir. Neden hasta
olmaya meyilli oluyruz? (Iptal) kimin için bu dünyada ızdırap
çekiyorsak bırakmaya kendini alıştırmak zaman istemez sen ben
değilim bende sen değilim ama biz birbirimizden dersimizi alıp
olgunlaştıkça minnet duygumuzu ifade etmeye başlarız.
Kelimelere takılıp
kalmayınız. Saklı olan duygularımızı tetikleyen başka
kelimeler arasında onlara bağımlı kalmamayı bilelim. Onların
bağımlılıklarına ihtiyacımız yok ki!
Bize verdikçe
alabileceğimiz hediyelerimizi sunan gücü doğru kullanırsak
istediklerimize odaklı kalıp kendimize gülümseyelim.
Bu her birimize ışık
ve sevgi ile katkısı olacaktır …
NUMEROLOG: Müjde Şener
10.12.2019
52/16/7
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder