TİTREŞİMLER…
Herşeyin ayrı ayrı
titreşimleri ile benzer olanlardır bir araya gelen. Kimi zaman
istediklerimizle heyecanlanır, mutlu oluruz. Kimi zaman canımızın
sıkıntısı ile üzülürüz. Farkında olmadan bu çarkın, bu
döngünün içerisinde kendimizi bulacağız ama o gün ne zamandır
bilemeyiz.
Her an her saniye
olma ihtimali ile yaşıyoruz ve kısmetimizde olanların yaşamımıza
dahil olması ihtimallerini her zaman kullanmak durumunda kalırız.
Frekanların
bedenimizdeki etkileşimlerini olumlu veya olumsuz tetiklemeleri ile
anlamamız gerektiğini ne zaman farkederiz?
Kendimizde aksi
giden bir şeyler oldumu, onu uzakta değil yakınımızda
sorgulamamız gerektiğini düşündüğümüz zamanlarda daha hızlı
vede olumlu sonuçlar elde etmeye başlarken farkedebiliriz
etmesinede. Titreşimlerin gözle görülmeyen etkileşimleri
arasında normal hayatımızı yaşarken bunun enerjisel olarak bizi
nasıl olumlu yada negatif etkilediğini bilmemiz gerekir.
“Negatif” olmak
nedir?
“Pozitif” olmak
nedir?
“Denge”de kalmak
nedir?
Hiç biri! ne az
nede çok oldumu bize pek faydası olmaz.
“Ne iyi
olacaksınız, nede kötü” en doğru seçim hepimiz içinde
“denge”de kalabilmektir.
Yansıyan
titreşimler nabzımıza göre davranmamız gerektiğini “ben”
biliyorum bilmesinede, kimse bu sistemin bu şekilde çalışabileceğini
bilmiyor mu? Yoksa, işimize gelmediği için karşımızdaki kişinin
enerjisini diplere çekmek için elimizden geleni mi yapıyoruz?
Aynaya yüzümüzü
nasıl gösterebiliyorsak bize yansıyanın ta kendisi olduğunu
defalarca yüzümüze çarpan benzer olaylar olduğu zamanlarda daha
iyi görmemize yardımcı olacak, farklı bir anın yansıma şekli
ile çekim gücümüzde benzer olanların titreşimleri ile
yüzleşiriz. Öylede olur.
Mesela: birşey
söylediğim zaman karşımdaki kişi duymak istemediğini duyduğu
an bana sen nasıl terapistsin bu şekilde davranmaman gerekir diye
çıkışabilir… bu en doğal hakkınızdır dolayısı ile herkes
sen değilsin sende herkes olamazsın. Insanların yaşadıkları ile
düşündükleri ve içinde olduğu bu duruma haksızlık ile ithamda
bulunabilir.
Oysa kim olursak
olalım kendimiz olma yolculuğumuzda benim için değil kendiniz
için değerlendirmeye koyacağınız seçimlerinize güvenmeniz
zaman isteyecek. O zamanı kazanmanın sonucu: “SABIR”
gerektirir.
(Kolay olmadığını
biliyorsunuz, ancak bu zor olanı alıp kabullendiğiniz zaman zaten
zor olduğuna inandığınız için kolay olmaz.)
Karşımızdaki
kişinin frekansına uygun davranışlarda bulunabilmem işimin bir
parçasıdır.
Eğer, “itici gücü
ile mücadele eden biriyle karşı karşıyaysam ve negatif tutarsız
davranışlarda bulunmak zorunda kendini hissediyorsa. Bunun
altındaki nedenlerini sorgulaması için benim kendine “ayna”
görevi yapmam gerekiyor ki farkedebilsin.
Elbette, altındaki
nedenleri duymak istememenizden dolayı karşınızdaki kişiye diş
bileyen olabilirsiniz.
Sürekli değişim
içerisine girip çıktıkca, o an değlse bile sonrasında farklı
bir bilinç ile anımsamanıza yardımcı olacaktır. Böylece,
sonrasında kimsenin kendini göremediği yönü ile sınanırken
bulur ve ardından “ben kimim?” diye sorgulamaya başladığınız
o an, en değerli zamanımızın geri gelme yöntemidir.
Farklı anlatılarak
birde başka bir gözle bakıp sorunların üstesinden nasıl gelinip
bugüne kadarki zaman ve yaşamınızı gelip geçirdiğinizi anlata
dursunlar. Sen kim olursan ol! kendini tanımaya başlarken sağlıklı
bir bedene, fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal hikayelerini bir çöp
torbasına koyup teşekkür edip enerjisel olarak gönderebilirsiniz.
Ruhsal olarak, zihinsel, hissel, düşünceleriniz ile rituellerinizi
de ona göre yapmanız gerekiyor.
Öyle olduğu an!
başka gözle bakıp görmenizi, değerlendirebilmenizi ve gereken
(kendiniz ile çevrenizdeki) etkileşimlerin enerjisel farklı
olmasını sağlayabilirsiniz.
Nasıl bir kimliğe
teslim olmuşsak ona benzer olanları yaşamımıza çekeriz.
Size çekim gücünüzü
nasıl kullanmanız gerektiğini söylediğimde, bana “zor”
olduğunu söylerken “gelde sen benim yerimde ol” diyebilirsiniz
ki öyle diyenler de vardır.
Birde üstünden
azarlayan yönünüz ile güçlü olmaya çalışabilirsiniz de.
Herşeyin altındaki sebepleriniz bahaneleriniz elbette kendinize
göre haklısınız da. Kısacası alma verme enerjisi içerisinde,
düşlerinizdeki soruna itaat etmemek, zamanı yok yere engellerle
donatıyor olabileceğinizden sınır yaratmaya başlarsınız.
Yaşamınızı engelleyen her şeyin bahanelerinizden türettiğini
anımsayın.
Böylece, kimyamızı
taradıkçe daha çok neyin iyi geldiğini daha iyi gözlemlerken
belirledikçe nasıl bir formül ile kendimize iyi gelecek olanları
alıp kullanırsınız. İyi hissettiğimiz o zamanı
kabullenebileceğiz an sebepler her ne isterse olsun kendimize
gelmenin farklı bir yöntemi varsa onu bulmamıza yardımcı
olacaktır. Elbette kişisel olarak değişirken, bizi kendimize
getirecek farklı vede ilginç bakış açılarımızla kendimizi
gözlemlemeye başlarız.
Kendimizi tanımaya
başlayınca frekanslarımızı daha iyi hissetmeye başlarken
yansıyan hiç bir şeyin nedensiz olmadığını ve sadece
istediklerimize odaklanarak çekim gücümüzü kullanmayı öğrenerek
yaratmaya başlayalım.
Her bir neden bizim
güçlenmemiz içindir. Ta ki istediklerimizi bulabilelim.
NUMEROLOG: Müjde Şener
18.12.2019
60/15/6
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder