KENDİNE İYİ GELEN
HER NE İSE ONU YARAT.
HER DÜŞÜNCE BİR
TOHUMDUR. HER GÜN KÖKLENDİKÇE FİLİZLENİR VE OLGUNLAŞIRKEN
GÜÇLENİR...
Bir yola çıkarken
kimlerle ve nereye kadar nasıl bir oyun oynayacağımızı bilmeden
ilerleriz. Günün bize katkısını algılamaya başlayıncaya dek
sürekli karşımıza benzer olaylar çıkıyorsa alt yapımızın
güçlü olması gerektiği içindir. Ve, tüm bunların derlenip
toparlanması gerekiyorki sağlam temeller üzerine kurabileceğimiz
geleceğimiz de güçlensin.
Düşüncelerimizde
canımızı acıtan nedenlerin yada sebep olarak dengelerin
yerlerine oturmasını sağlarken, dönüpte eski olan sebeplerimize
teşekkür edeceğimiz aklımıza gelmez. Ancak, hiç bilmediğimiz
geleceğin bize ne getireceği ise, alt yapımızla alakalıdır.
Hiç birimizin,
kaldıramayacağı yükü üstlenememesi kendini bilmesi ile
alakalıdır. Kendimiz ile dengeyi sağlamak durumuna düşebiliriz.
Özde, genetikte ve ruhsal olarak üçlü denge ve uyumlu olma
isteğimiz önemlidir. Hiç bir kimse tek başına bir hiçtir. Oysa
her yansımalarla dengelendikçe uyumlanmaya başlarız.
İlla birileri ile
yüz göz olmamız gerekiyormuştu ki, savunmalarımızda bizi
kendimize getirecek sözlerimizle, cümlelerimizle vede kimleri nasıl
savunduğumuzu farkedebilinceye kadar kendimize gelebilelim.
Çeşit bin türlü
insan modelleri ile donanımlıyız. Her biri bize kendimizden bir
şeyleri tetiklerken algılarımıza dokundurmalar yaparak deşifre
etmeye başladığımız küçük bir söz veya nedeneleri de
beraberinde anlamlaştıralım.
Bazen gelecek olan
birini beklerken “iyiki gelmedi” dediğiniz oldu mu? Bu duyguyu
ilk kez hissetmiştim ve iyiki gelmedi dediğim zaman mutlu olmuştum.
Bazen beklediğimiz gibi gelişmiyordu olaylar. Hele bu insanlarla
aramızdaki ilişki söz konusu ise, kiminle dans ettiğimizi
bilirsek dengi dengimize uyumlu isek onu içimizde hissederek
tamamlamaya başlarız.
Her olan olmayan
hayrımızadır. Demek ki doğru zaman değildi ve olması gerekenler
de kolaylıkla olur. Herşeyi tekrar tekrar irdelemeye koyulmuştum
ve bu kezde daha kısa, pratik ve basit formüllerle hayatı anlamaya
başlıyoruz. Dengi dengine tam ve bütün olur. Zaman
kabullendiğimiz kadarı ile bizi sınar.
Her gün
olgunlaştıkca büyüyorömuş insan. Her yönden hayata bağlı
kalmadan yaşayabildiğimiz zamanlar kendinizi geliştirmeye
başlarmışız. Bazen küçük bir sözün yakıcı olduğunu
farketmeden gözlemci olabiliriz. Izlerken içimizden bir şeylerin
koptuğunu farkederiz ama daha sıkı sıkıya sarıldığımız
yaşamla kocaman bir başka bağ oluşturmaya başladığımızı
anlarken farkındalığımızla güçlendiririz o değeri.
Alışkanlık değil
bağımlılık hiç değildir. Sadece eksiklerimizle tam ve bütün
olmaya başlarız.
Bazı şeyler döner
dolaşır ve eksenimizde olduğunu farkederiz. Neden, niçin derken
nasıl değişir diye düşünmeye zorlandırılırız.
Insan olmak ne
zormuş meğer. Kimseyi yargılamadan eleştrmeden ilerlememiz
gerekirken yaşam yollarımızda birileri illa çıkıp çıkıp
bizlere sorun yaratır. Nedenlerimiz ile düşüne duralım deşifre
edilmeyi bekleyen duygularımızdan yola çıkıp ardındaki
kalıplarımızı özgürleştirme formülleri yaratabiliriz böylece.
Hiç bir şey nedensiz değildir. Iyikilerimiz aklımızı çelmez
olgünlaştırır.
Başkaların yaşam
değerlerine önem vererek kendimize çeki düzen verebilirmiyiz?
Yada bunu bize sağlayabilecek insanlarla olan ilişkimizden ne kadar
kendimizden ödünler verebilecekmişiz.
Nerede eksiğimiz
vardır ve ne olursa nasıl bir başka değeri oluşturmaya
başlarmışız. Bu yaşamımızda küçükde olsa kendimize katkı
olurlarken her gün içimizde büyüyerek bizi kendimize getiren
silkelenişlerimizdir. Her olaydan derslerimizi alıyoruz aslında
ve, bir daha ayni nedenden dolayı bir problem yaşamamak için
kendimize geliriz.
Hoşunuza gitmeyen
bir şey oldu mu kim ne derse desin. Sizi rahatsız eden bir nedene
takılıp kurulmuş pilak gibi ayni nakaratı söyler durursunuz.
Aynaya yüzünüzü nasıl gösterirseniz ve nasıl yansıması varsa
gerçek değerinizde o kadar olurmuş. Zamanı geriye sarmak değil,
geleceği geçmişinizde yokladıkca en derin duygularınızın dahi
değişmesini sağlarsınız. Zaman bugün en güçlü akımı size
yansıtırken duygularınız iyileştirilmeye başlarsınız ve,
öyleside olur.
Neden veya
sebeplerinizin derin öz geçmişinizle alakalı olması, önemli
olan bilinçli olup ne söylediğiniz değildir. Ne anlattığınız
dahi değildir. Karşı tarafa neyi nasıl algılattığınız,
kişisel değerleri yoklattırdımı, sizde silkelendikçe değişen
değişimlerinizle farklı bir başka algıya takılıp onu
benimsersiniz ve hissettikleriniz günün sonunda size iyi gelmeye
başlar.
NUMEROLOG. Müjde Şener
16.2.2020
40/13/4
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder