,
Sevdiğimiz zaman
sevildiğimizi daha iyi anlarız. O’nun nasıl bir his olduğunu
tarif et denilse nasıl anlatabiliriz veya neyle ölçebiliriz acaba.
Sevdikçe sevilebileceğimizi bilirken, dengede tutabileceğimizi
zorlanarak bilemeyiz.
Herkesin
hayatımızdaki yeri, çok önemlidir ancak farklıdır. Kişisel
olarak değişken olan bu his, duygumuza dokunarak eğer bize
kendimizi sorgulattırıyorsa düşünmenin zamanı geldi demektir.
Hiç bir zaman bitti, gitsin diye düşünmemeliyiz. Oysa biraz uzak
kalmanın faydasının içimizdeki düşümlerin çözümüne fırsat
verebildikmi iyileştirdiğimiz geçmişimizden gelen kalıplarımız,
alışkanlıklarımız, bağımlılıklarımız ile denge vede uyumlu
olabilmemizdir. Bir de arayışa girmişsek. (Durağan olmuş hayat
yaşam döngümüzün de içinden çıkış yolu bulabileceğimizin
işaretlerinde toparlanabiliriz.) O’nu nereye koyduğumuzu
anlayamayız bile. Eve gittiğimiz zaman eksikliklerimizi bize
anımsatan birinin olması ise, tüm duygularımızı öldürdüğünü
farkederken dışarda bunu aramamalıyız. Lakin, maalesef dışardaki
hayat ile evdeki yaşamımız ayni değildir. Her ikisi arasındaki
fark: biri gerçek diğeri oyundur diye bize bunu dedirten
yaşanmışlıklarımızdır.
Mutluluk oyununu
sanal alemde yaşamak kolaydır. Kimsemiz dışarda kendimizi
göstermezken, esas gerçek ev içinde kendi mahreminizde olup
bitenlerdir. Bu her birimizin yaşam değerlerinizin daha yüksek
olması için gerekli olup, her dokunuşun duygunuza işlerken
geçmişinizden getirdikleriniz ile sınanır duruyor olmamızdır.
Gözlerimizle
görmeden, kulaklarımızla duymadan “inanmam” derken
birikimlerimizin içerisindeki cevapların tekrarlarından
silkeleniriz.
Sevgi en değer
verdiğimiz şeydir. Zamanla kaybolur ve sonra yeniden ortaya çıkar.
Önemli olan ona sahip olduğumuzu daima bize anımsatacak duyguyu
hayata bağlamaktır. Bunu başarabilmemiz gerekirken etkisinden
arınmaya başlarken bırakmamız gereken daha başka neler
olabileceğini hep bilerek bilinçli olmayı başarmak gerekir.
İnsanlarla olan
ilişkimizi sınırlar içerisinde tutarken herkesin sevgi
anlayışının farklı oluşu ile besleniyoruz.
Mutlu iken mutsuz
olunur mu?
Evet olunuyormuş.
Beklenti içinde kendimizden ödün verdikmi isteriz ki bize de
verdikçe alabileceklerimizin duygumuza hissettirdiği o mutluluk
hormonunu tetiklesin.
Dışarda başkaları
ile kıkır kıkır gülerken, evde sizi karşılayan enerji ile
farklı bir başka kimlik, kişiliğe girebilirsiniz. “Hani nerede
o neşe vede çoşku”. Bir yerden sonra ruhumuz o duyguyu arar
durur ve bizi mutlu edeni evdede aramaya başlarız.
Aynaya yüzümüzü
nasıl gösterirsek o şekile bize yansımalarında kendimize çeki
düzen verebiliriz aslında. Ancak onunda dozajı vardır. İstersin,
dilersin, verirsin. Ama, alamazken denemelerimiz günün sonunda
hüsran olur.
Aynadaki yansımanın
sana ait olmadığını farkederek ordan uzaklaşır ve kendinize
sana uygun benzer olanı ararsınız.
Ipin ucunu
bırakmamak gerekir. Yaşamın anahtarının elinizde olduğunu
bilirken bunu doğru kullanmanın formülünde ise, size iyi geleni
ararsınız.
Dışardaki sanal
ortama bağımlı kalmayın. Sizi beslediği kadarını alıp bir
yerden sonra deşarj olursunuz ama o da bitecektir.
Sürekli aramaklamı
geçecek ömrünüz?
Değer sevgi, önem,
mutluluk, neşe, çoşku her zaman hayatımızın en önemli
kriterlerimiz olur. Bizi mutlu eden insanlarla, ilişkimizle
kendimizle olmanın yolu, birlik beraberlikten kendimizden
başlamaktır.
O zaman kendimizi
kontrol altında tutarken nerede ve kimlerle nasıl bir düello
içerisinde kaldığımızı bilelim.
Örnek verecek
olursak her şekilde bize kendimizi yansıtan ilişkilerimizi
sorgulamakla başlayalım. Emin olunuz ki kimse için olanı
değiştirmeyeceğiz. Başkası için değildir tüm bu
değerlendirmelerimizin cevapları. Kendi içimizdedir. “Önce
ben!” demeyi bilip ardından “biz” olarak kendimize çeki düzen
vermeye başlayacağız.
Zaman her birimize
hikayelerimizi yansıtırken aradığımızın mutluluk olduğunu
bilirsek o zaman sevgi de kendiliğinden gelecek. Değer verdiğiniz
bir şeye tapmanın, hatta hayat seçimlerimizdeki düzeneğimizi
kabul edip ona göre sarılarak toparlayabiliriz.
Çocuklarımızla
olan ilişkimiz her zaman bize iyi gelir. Olumlu yönde mutluluk
hormonu tüm hücrelerimize dağıldı mı kendimizi deşarj edilmiş
hissederek eksikliğini daima içimizde hissedebiliriz.
Ilişkimizdeki
eksikliğin giderilmesi: çıkış yolu bulamadığımız zamana denk
geldimi anımsatılarak kendimize çeki düzen veren kimliğimizin
yansımalarla olan ilişkisi ortaya çıkar. Dahası iş ilişkisinin
gün geçtikce bağımlılığa dönüşmesi ile alışkanlıklarımız
daha çok bizi işe bağlarken evden uzaklaştırabilir. Iş kolik
olabiliriz. Iş sonrası daha çok iş arkadaşlarımızla zaman
geçirmek isteyebiliriz. Mutluluk iksiri insanlarla olan ilişkimizin
bize alışkanlıklarımızı hatırlatır olması değildir sadece.
Eksiklerimizi tamamlayarak nerede kimlerle nasıl bir ilişki içinde
olacağımızı dahi gösteriyorlar.
Kendimize çeki
düzen vermenin zamanıdır. O zaman bugünün enerjisi ile kendimize
çeki düzen verdikmi ilişki sevgi derken tutukluk,
bağımlılıklarımız veya alışkanlıklarımız günün sonunda
bugün kendimize keşke dedirtecek algı, anlamların çözülüm
formülünü veren ipuçlarından söz ediyorum.
Hikaylerimizi
birdaha gözden geçirirken, hayat bağlarımızın düğümlerinin
çözülmesi gerçek anlamda bize katkısını almamız için gerçek
hikayelerimizi yansıtıyor. Kim olursan ol! sen kendin olmaya
çalışmak durumundasın. Her ilişkinde kimlerle nerede ve nasıl
durmanız gerektiğinin analizini yaparken hisset ve duygunu
kontrolün altında tut.
Ben kalbimin esiri
değilim. Ilişkilerimde herkesle olmam gerektiğim gibiyim. Sahip
olduğum en doğru ilişkimin hayrıma benimle olması gerektiği
şekildeyim ve öylede oldu teşekkür ederim. Her nerede eksiğim
varsa benden sana senden bana giden gelen sevgim ile tam ve
bütünleşiyorum...
NUMEROLOG:
Müjde Şener
51/15/6
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder