15 Mart 2020 Pazar

HAYATIN OYUNLARI İÇİNDE OYUNCULARIZ.


HAYATIN OYUNLARI İÇİNDE OYUNCULARIZ.

Hayatın hangi aşamalarında nerden, nasıl veya niçinler gelip giderken bizi nasıl rüzgar gibi savurduğunu bilmeden yaşarız. Zaman içinde gelip gidene karşı anlamsız sıfat yüklerken kimi zaman negatif kodlarla farklı anlam yükleriz ve ona sahip olurken inanırız da. Oysa buna neden olan almış olduğumuz duyumlardır. Ve bunu ortaya çıkartan bilançolar ile bizi tedirgin etmeyi başaran bilinçaltımızdaki korkulardan başka bir şey değildir. Ardındaki nedenlere takılıp bakarken emin olunuz ki geçmişten gelen bizi rahatsız eden yaşanmış hikayelerdir. Her biri geleceğimizin hikayelerinin bir parçası olarak doğru zamanı bekleyerek bizi tetikleyecektir.
Bu zamana kadar yaşanmış her bir anılarımızın hikayesinde yapmış olduğumuz iyilikte kötlükte geleceğe yazılıyorken bugün yaşadıklarımıza şaşırmamalı. Seni, beni, bizleri olaylar nasıl etkiliyorsa ve hangi duygu içinde mücadele içindeysek onun önü ve ardını yoklarken kendimizi olumlu telkinlerle olumlamalarımızla güçlendirelim.

Evrende yaşayan insan olarak bu dünyadayız. Hayatımızı ele alıp istikrarlı olmamıza endişe yükleyen topluluklar arasında birlik içerisinde nasıl yaşanması gerektiğini de öğreneceğiz elbette. Aslında bildiklerimizi yeniden bize anımsatan olaylar arasında kendimizi yeniden keşfediyoruz. Ve, her bir dokunuştur bizi geçmişimize götüren, silkelerken anımsatılacak hikayelerden daha güçlü olduğumuzu bilme hakkımız olduğunu.
Farkında olamadıklarımızı anımsatan izler arasında korkularla yüzleşiyoruzdur. Hep daha iyi derken kaybettiğimiz değerimizin, önemini yitirirken nereye doğru gittiğimizi gösteren ilizyon mu bu?_
Tüm dünyayı saran bir visürten söz edilirken kendimi savunmasız toprak ananın hediyesi olan doğaya vermiş olduğumuz zararları anımsadım. Kimi zaman ekmek kırıntısına üşüşen karıncaların gelmemesi için açtığımız savaş aklıma geldi…. Kimi zaman bahçemize yapacağımız yüzme havuzdan dolyı asırlık ağacı söktüğümüzü bir düşünsenize. Bunun gibi bir çok örnekler olsa bile geçmişin geleceğe dokunduğunu gözlemleyebiliyoruz. Her şey olması gerektiği için vardır ve biz olanı sevmeyi öğrenelim dedikçe farklı insanların aklı, mantığı, şuuru ile çatışmak durumunda kalıyoruz.

Belkide doğayı biz bozduk ve biz düzelteceğiz ne dersiniz. Tüm bunların sorumlusu her kim olursa olsun öz kimliklerimizin içinde sorgulamaya başlattığımız aklımızı çelen düşüncelerin arasında değerlendirmeye almış isek bunu düşünelim.
Kişisel kimliklermizi anlamaya başladığımız zaman istemediklerimizden kurtulmamız kolaylaşacak. Ama önce, bilinmesi gereken her şeyin dengi denginde olduğunu kendi ekseninde tamamlayıcı olduğunu farketmemizdir.

Hiç bir şey eskisi gibi neden olmuyor? Dönüp geçmişimizi sorgularken bugüne kadar geçirdiğimiz evrelerle birlikte evrimleştirdiğimiz zaman ve süreçlerimizde toplama, birilktirme ve yansıtma özelliklerimiz olmazsada olmuyormuş.

Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını farkederken her gün için eksikliğimizin giderilmesi içindir mücadelelerimiz. Küçük bir formülün ters yüz hali ile dengelerin bozulmasına sebep olmuş isek de bunun bedelini bir şekilde öderken bulabiliriz kendimizi.
Dünyamız denge üzerine kurulmuştur.
Sevgi üzerine endekse edilmiştir…
En büyük güç, silahımız ise var olan, unuttuğumuz sevgi enerjimizdir. Sahip olmaya başladığımız kendimizle birlik içerisinde olmak, olan ile mutlu olabilmemizi sağlayan sinerjilerle silkelendikmi anlamsız geleni yüreklendirmeye başlarız. Bu kişisel düşüncelerimizin bize nasıl hediye verdiğine anlam verememiş olsak bile emin olun ki bir yerde hayatla daha bir farklı olabilmemize aracıdır.

Mevsimlerin geçişleri ile beraberinde değişimlerimizin fiziksel, zihinsel, ruhsal duygusal her şeyimizle kararında tam oluşu, fazla veya eksik oldumu zamanla birlikte bizi kendi içimizde yoklatan dünyamıza hükmeden olmaya zorlarken silkeyecektir de bekide

Dünyaya ve olaylara empati yapabilmiş olursak dönüpte kendimize millet olarak şu soruyu sormamız gerekir.
Ben bunları yaşayacak kime ne yaptım diye sormaya devam et.
Ne yaşadım? Nasıl bir oyunun içerisindeym ve kime ne yaptım? Gibi…

Hayatın oyunları içinde en büyük silahınız kendi elinizdeki gücünüzün farkındalığında olmaktır. O güç ise sevginizdir…

NUMEROLOG: Müjde Şener

16.3.2020
41/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...