HER SES BİR YANKI
YAPAR...
YENİ DENGELERİN
KURULBİLMESİ İÇİN MEVCUT DENGELERİN DEĞİŞEBİLMESİ LAZIM.
Dünyaya farklı
gözle bakmayı öğreniyoruz. Sevgi ile sahip olduğumuz kendimizden
başkası olmaması sizin de dikkatinizi çekmiyor mu?
Her olayda ben
demeye başladık. Senden başkası yokmuş gibi davranırken birlik
beraberliğin önemini ne çabuk yitirdiğimizi farketmişsinizdir.
Yeni yasalar bize
daha önce bakmadığımız şekilde bakmayı gösterdi. Ayna
tutulmuş ve bakıp görünmeyen kendimizi gözlemleme şansımız
olduğunu artık biliyoruz.
Oysa, “Sana
yapılmasını istemediğini sende kimseye yapmayacaksın.”
Dünyanın gözüyle
yaşadıklarımıza bakarken haklı nedenlerimiz olduğundan
savunmalarımız hep o yönde olacak. Neyi nasıl anladığımız,
algıladıklarımızla ve kimsenin göremediği ardımızda bizimle
gizli kalan nedenler savunmamıza nedendir. İsyankarlıklarımızın
dibini ararken yoklanılmayı istemediklerimizle bu kez mücadele
içinde kalırız. Ifşa edilmemesi için ettiğimiz kavga
tansyonları tavan yapacak.
Kimsenin hayatını
yönetemediğimiz gibi kendi yaşamımızı kontrol altında
tutabileceğimiz süreç henüz gelmiş değildir.
Hareketsiz kalmak,
sadece “evde kal” ve bekle modundan sinir, strese girmiş
olmanızı ben anlıyorum anlamasına oysa kendini kendinden başkası
telkinlerde bulunamaz…
Kaybedilen zaman
olarak düşünmemeli. Her değişimin anahtarı: içe dönebilmekti
ve, bunu başarabilmemiz için emek vermek, zaman bulmak, sabırlı
olmak, özverili olmamız gerekiyordu. Şu anda mecazori de olsa bunu
Tüm Dünya yapmaya başladı.
İmkansızlıklar
yaşamın aykırı modelidir. Elimizden geldiğince her şeyden
derslerimizi alıp olgunlaşıyorken uyanışımız biraz zararlı
olduğu gibi değişimimizin faturası hayat derslerimizle ödüyoruz.
Kime ne yaptıysan günün sonunda karşılığıdır aldığın.
Eski
alışkanlıklarımızla yeni alışkanlıkların arasında giden
gelen savunma mekanizmalarımız: duygu, düşünce, his,
korkularımızdır.
Geleceğimizi alt
üst ederken direnen sen değilsin.
“önünde duran
korkularındır…” düelloya girmene neden olan bilinçaltınızda
sizi rahatsız eden küçük büyük farketmez var olan
nedenlerinizdir.
Sanırım kendimize
yönelerek kimse için değişmememiz gerektiğini bize başkaların
öğretir olması ile eski kalıplarımızı bırakamadığımızdan
mücadelemizle savaşırız.
Buna neden olan
ortada. Ardındakileri yoklamış olursak ne olduğunu ortaya
çıkartmaktan korkmaz ve yüzleşebilirsek çn görülerimiz ile
daha bir başka olaylara bakmaya başlayacağız.
Yeni yasalarla karşı
karşıya kalmak durumunda olduğumuz bu süreç gelip geçicidir.
Doğru olanı
buluncaya dek pazıl oyunu gibi değiş tokuş yaparak doğru
olanları hep birlikte öğreneceğiz. Bir anda pes etmeden, en küçük
nedenleri alıp kabullenmeden. Bu sürecin en doğru, adil bir
şekilde dengelerin yerlerine oturmasını izleyeceğiz. Sakin vede
mantıklı…
Olumsuz düşüncelerle
zihnimizi yoracak hiç bir şeye izin vermeden.
Değerlendirmelerimizi
açık ifademizle konuşabilmeyi seçerek...
Hiç kimsenin ve hiç
bir olumsuzlukların önümüzde durmasına izin vermemek ise,
elimizdedir. Sakin kal! sen ol! diyenler, bizim geleceğimizin için
en büyük mirascılarımızdırlar.
Eskisi gibi hiç bir
şey olmayacak olsa bile, O zamanı minimize etmemiz bugün ile
empati yapabilmiş olursak. Yeni bir zamana doğru yelken açtığımızı
farketmiş olacağız. Değişim gerektiğinden dengelerin bir biri
ile uyum içerisinde olması gerekir. Bunu başarabilecek geride
kalan güçlü olacak kişilerdir. Her yönden yansıyarak
duygularımızı olumlu olumsuz tetikleyen nedenleri sindirebilmemiz
gerekiyormuş. Zamanı yok yere iğnelemek yerine şanslı olduğumuzu
gözlmelemiş olduk mu beklentilerimizi de o zaman daha bir başka
değerlendirmeye koyulacağız.
Eski alışkanlığımız
ile uyum sağlayamadığımız yeni yasalar arasında düelloya
girmiş olmak bize ne kazandıracak?. Kitabımıza uymayan
hikayelerin günden bugüne sancılı geçişlerle donanımlı olduğu
gözlemlendi. Öyle bile olsa kendimizi gözlemleme şansımızla
beklentilerimize cevaplar arayıp bulmaktayız. Her olan olmayanın
geleceğimiz için en doğru seçimlerimizi içe dönerek kolaylıkla
akıl mantık ve şuurumuzla değerlendirmelerimiz hayrımızadır.
“Her ses, bir
yankı yapar”ken davranışlar karşısında istem dışı var
olanı yansıtıp alıyorsun. “Hayır” yada “evet” deme
lüksünü kullan. Cevapsız kalanları sorgulayın. Insan olmak en
zor sınavdır ancak başkaların kurbanı olupta susar ve beklersek
o zamanı yakalayamayız ve sadece oyalamalarla avunmaya girer
kendimize yön vermeye başlarız.
NUMEROLOG: Müjde Şener
27.3.2020
52/16/7
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder