26 Mart 2020 Perşembe

HER YÖNDEN HAYATI YAŞAMAYI ÖĞRENİYORUZ.


HER YÖNDEN HAYATI YAŞAMAYI ÖĞRENİYORUZ.

Her yönden hayatı yaşamayı öğreniyoruz. Her yönden nasıl güçlü olabileceğimizi ve kendi içimizde hükmeden olabileceğimizi farkediyoruz ve böylece yaşamın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk sanırım.

Dünyayı etkisi altına alan, yaşamı olumsuz etkisinde barındıran ve istenilmeyen olmuş olsa bile kim olduğunu, nerden geldiği teorilerine anlamsız yaklaştığımız gerçek dışı olan Ohal var aslında.gerçekte önemini hala idrak edemediğimiz...

Sebebi ise " bana birşey olmaz" diyen Ego.

 Sanılanlar yada var olanlar bizi ne kadar koruyabilir. Kimse durduk yere kendini korku tüneline atmaz.
Yetişip gelmiş bir virüsle baş edebilmek, ona bağışıklığımız kazanabilmemiz, sürekli imkansız olanlarla mutasyon içerisinde oldukmu farkındalığımız ile başka anlamlarla daha bir güçlü oluruz. Gözlemlerken daha bir başka sergilenir önümüze yaşanılanlar.
Şanslı olanlar evinde kalarak sabrı öğreniyor. Direnmemeyi keşfediyor ve hayatın güzelliklerini ararken geçmişi deşifre ederek anmaya başlar. Dünya gözüyle empati yapmaya başlarız aslında.

Düşünsenize hiç bir şeyin nedensiz olmadığı bir dünyadayız.
Her gün yeni kimliğimizle kendimizi tanımaya başladık bile. Bir gün önceki ile bir gün sonraki vede bir birini örtüştürmezken deneme yanılmalarla doğrumuzu bulmaya başlarız.
Tüm dünya bu görünmeyen virüsle mücadele ederken savunulabilecek silahı bulmak için seferber olmuş durumdayız. Iç güdüsel olarak kendimizi korumaya başlıyoruz otomatik olarak zaten.
Yaşama sebeplerimiz bir başka yansımaya ve bizi gerçek içe yönlendirdimi kimseyi değil kendimizi düşünerek izole oluruz Sevdiklerimizi daha iyi korumak için. Ve,
1- Gücümüzü farkederiz…
2- Nasıl savunmamız gerektiğini öğreniriz…
3- Sadece istediklerimize odaklanarak “hayır” yada “evet” demeye başlarız.
4- Daha güzel yarına hazırlanırız…
5- Geleceğimizin kitabını daha bir farklı yazmaya çalışırız. Ve, içinde sağlık, huzur, sevgi olan duygu düşüncelerimizde isterken yaratabiliriz.
6- Affedici olmaya başlarız. Geçmişimizden hiç kimseyi bugüne taşımamaya özen gösteririz.
7- Kendimiz olmanın ne kadar önemli olduğunu farkederiz.
Ve daha bir çok istediklerimizi bir çırpıda farkedip ne zaman kimden dolayı onlara sahip olduğumuzu bize anımsattıran gerçek dışı hikayelerimizin yansımaları ile deşifre etmeye başlarız.

Dünyada bu virüs bir çok kişinin hayatını zorlarken, bilinçli vede farkındalığınızla sebpsiz hiç bir şeyin olmadığını, kendine daha farklı aktarmaya başlarsın.

Zamanı yok yere irdelemezsin...
Saklı kalmış duygularının açığa çıkması, imkansızlıklardan seni yoklarken vede silkelenirken dirençlerin de devreye girer.
Ama, çok uzun sürmez. Çünkü, farklı düellolarla çatışırken “öz” de kendimize çeki düzen vermek zorunda olmak durumuna geçeriz.

Ne zaman kendimizin farkına varırız o zaman sadece kendimize yönelip izole ederken başkaların yaşamımıza müdahale etmemesi için gayret gösteririz. Çünkü bu bedene sahip/sahibide sensin.
Fiziksel, zihinsel, ruhsal duygusal her şeyinle garantinada olabilecek ve izole edilirken tipik “antikor” olmuş durumda kendine çözümler bulmaya yönelirsin.
Bu gibi durumda kimsenin durumu ile ayni olmadığını fark etmişsindir.
 Sen kendinden başkası değilsin…

Eski alışkanlıklarımızın yerine daha bir başka kimlikler bize aşılanarak kodlanıyoruz.
Nasıl bir dünya savaşında oluduğumuzu biraz düşünürsek. Filimlerde görmüş olduğumuz sanal senaryonun gerçeğe yakın oluşu bir tesadüf değildir. Zihnimizde bizi şaşırtmaya devam edecektir.
Bana göre, dünya gezegenimizin uzay zaman boşluğuna girmesi ile tüm dünyayı yeniden resert etmeye çalışan başka bir alıcı vericilerin olması onun da adına yeni zaman çağının virüsü olduğudur. Her şeyin bir birini takip eden zincirler olması ve her sürecin imha edilme zamanının kontrol edilememiş olması bizi kendi içimize evimize yönlendirdi. Iyiki de öyle oldu.
Dünyayı ayıklamakla meşgul olan bu zamanın koronası imkansızlıkların ardımızdaki değişimi yeni dengelerin kırılabilmesi için mevcut dengelerin değişebilmesi lazım olunca öyle oldu.
Bilim gurgu filimine benzetebilirsiniz ancak gerçek dışı olayların bizimle ne alakası olabilir?
Bunu yazıp çizen insanların komplo teorilerine uyum sağlarken en az etkilenenler, izole edilerek içsel duygusal hiç bir bağlanının olmaması ile yıl yeni bir çağ frekansların farkındalık çerçevesinde olabilmesi gerektiğindendir. Yumuşak geçişler kendi içimizde kalarak buna başarı elde ederiz.

Kimse için değil kendimiz için değişmemiz gerektiğini bizlere öğreten bu süreçte ne çok bilinmeyeni keşfetmiş, algımızla daha bir başka olaylara bakıp gözlemleyebilmemiz eminim ki senin de aklının bir köşesindedir.
“Bu olmasaydı şu anda bu düşünceye sahip olmayacaktım” demişsindir.
Bunca zaman yaptıkların sıfırla çarpıldımmı? Dilemediğin durumla yüzleşirken kendine sordun mu ben ne istedim? diye.
Nasıl bir düşünceye sahip olduğunu: bilinçaltında, duygularında gezinmeye başladınmı kendi içinde yoklanmaya başlarsın.
Şu son günlerde içe dönme modası: tüm dünyayı ciddi sınava koydu. O’nun adı KORONA virüsü COVİT-19 Tek bilmem gereken kendi içimde kendimi izole edebilmeyi iyice benimserken dış etkenlerden korunabilmek amacımız değil mi? Aynen de öye…

Savunmasız bir dünya bizi ne çok istemediklerimize doğru taşıyormuş. Göremediğimiz kendimizi gözlemleme şansımız olurken şükretmek yada minnet duygumuz ile sebep neden aramayalım.

Izlenilen yol! takip edilmesi gereken sonuçlardır.
Bu gidilecek yer: takip edilecek dünya turumuz bize güzel mesajlar bırakmaya devam etsin. Senin gerçekten ne istediğindir önemli.

NUMEROLOG: Müjde Şener



27.3.2020
52/16/7

YENİ BAKIŞ GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...