TANIMADIĞIN
BİLMEDİĞİN KİMSEYE KAPILARINI AÇMA…
“Tedbiri elimize
alırken tanımadığımız bilmediklerimize kapılarımızı
açmamalıyız.”
Var olan virüsün
etkisinden kurtulabilmenin yolu kendinizi korumaktır. Ama nasıl.
Bağışıklık sistemi yüksek olan insanların sağlıklı
dirençlerinin yüksek olması demek ve içsel, duygusal, düşüncesel
olarak en mutlu insan modelleri de diyebiliriz.
Bağışıklık
sistemi düşük kişilerin kıtlık bilinci de düşüktür.
Mutsuzdurlar, her olayın perde arkasındakilerin geleceklerindede
siper almalarına müsade ediyorlar demektir ve, karşısında
savunmasız kalır, zihinleri korku yüklüdürler. Oysa, bilinçli
olundumu emin olun, en doğru yönden kendinize çeki düzen vermeye
başlar olacaksınız. Kendinizle düşüncelerinizi yoklamaya
başlandı mı istemediklerinizi önünüzden çekmek için çözümdür
arayacağınız.
Hayatımızın
önemini, önlemini vede ciddiyetini illa başımıza hoş olmayan
istemediğimiz bir şeyler geldikten sonramı almamız mı gerekiyor?
Kişisel olarak
kendi adıma evt öyle. Kendi gözlerimle görmeden, kulaklarımla
duymadan inanmam derdim ve öylede oldu. Toplum olarak dedikoduya
meraklıyız sanırım. Çekiştirmekte, olmayanı var etmekte.
Kulaktan kulağa duymak daha çok işimize gelirken gerçek mi
değilmi sorgulayamıyoruz bile. Yanlış duyumlarla, nedenlerdir
insanı rezil de vezirde eden.
Herbirimiz bir
değildir, herkesin dünyası kendi ekseninde dönüp durdukça ne
kadar çok iç içe olmuş olsakta o denli duygularımızın zarar
gördüğünü, veya iyileştiğini farkederiz.
Kimileri bize iyi
gelirken, kimi zor durumda bırakır ve duygularımızın incitir.
Işte o zaman silkelenirken bırakmaya, gönüllü olmanın
forüllerini kullanmaya yöneliriz.
Globalleşme zamanı
ve o zamanımız bugün oldu.
Hızlıca yayılan
bir virüs var ortada. Nerden geldiği ve nasıl geldiğine
baktığınız zaman dünyanın ne kadar küçük olduğunu bir kez
daha gözlemlersiniz.
Hayatınıza hangi
açıdan ve nasıl baktığınızı sorgulamaya başlarsınız…
Nerden nereye ve
nasıl gelmiş olursa olsun şimdi şu anda dünyayı sarsıyor ve
tetikliyorsa sen kendin için nasıl bir tedbir aldığına bak.
Öncesinde buna benzer bir durum yaşamayan yada dünyada var olup
etkilenmeyen olduğumdan kendimi, hücrelerimi, duygularımı
dinlemeye aldım. Bana en iyi cevabı veren içsel duygusal dünyama
sarılmış, hangi yolu çizmeliyim? ne yaparsam sağlıklı olurum?
gitmem gereken yere gideyim mi yoksa erteleyim mi? gibi sorularımı
sormak bana en doğru cevaplarım olduğuna inandırdı. Neden mi?
Kimse, işin hangi
boyutta olduğunun ne kadarının içindedir? ciddimi, gelip geçici
mi olduğunun farkında olmaya başlıyoruz. Başlayalımda bence.
Nasıl ki her insan
farklıdır. Kimi nasıl olumlu olumsuz etkileyeceğini de bilemez.
Ama, başkaları hakkında konuşmak, olmaz deyip önüne siper
koymak veya sana bir şey olmaz deyip engellemek olmamalıdır.
Kişisel değerlendirmelerinde sadece kendini iç sesini dinle ve
yapman gereken önlemini al.
Mevsimlerin değişimi
ile her eve grip virüsü girmez mi? tedbirleimizi alırken zihnimizi
olumsuz korkuyla sarmalamayız ve o da gelir geçer.
Başka bir virüs
geldiği zaman nasıl tedbirlerin alınması gerektiğini
bilmediğimizden sadece olduya gelmemesi içindir mücadelelerimiz.
Yaşamın bize
kaliteli, neşeli, huzurla gelmesi için değilmidir tüm
mücadelelerimiz. Sağlıklı olmamızla, bize tüm bu olanakları
veren anahtarımızdır. Onu da kaybetmeyelim.
Bir kişi derken bu
bin kişide olabilir. Her gün bir çok kişilerle temas halindeyiz
ve, tek bir birey olarak hareket edemeyiz. Globalleşmiş toplum
olarak hareket etmeye başladığımız zaman birlik içerisinde ne
yapacağımızın bilincinde olmalıyız. Yaklaştıkca neyle
karşılaşacağımızı yaşayanların aktarımlarını ciddiye alıp
nasıl tedbirler almış olduğumuzu gözlemleriz.
“Sana iyi
geleceğine inandıkların ile savunmaya girersin. Seni kendi
ekseninde tutarken ilerlemeni de engellersin belkide ama, sudan
çıkmış balık gibi davranma bozukluklarına neden olan toplumun
yankısıylasın.
Zihinlerinizdeki
tedirginlik, ruhsal olarak sizi geçmişinizi anımsattığı kıtlık
bilincinizdir. Sizi önce marketlere, eczanelere yönlendirdikce
aklınızda olan geçmiş şavaş korkunuzu, ölüm korkusunu,
boğulma korkusunu, aç kalma korkunuzu, yutkunamama endişeleri, vs…
tetikler.
Ev hapsine korunmaya
yönlendirir. Aman birine bir şey olmasın derken önce bana bir şey
olmasını dert etmeye başlamalısın. Sen iyi olursan seninle
birlikte çevrende iyi olacak...”
Her ne kadar
önlemler almış olsak bile almayanların kurbanı olabiliyoruz.
Kulaktan kulağa
yayılan duyumların hızından daha hızlı olan bulaşıcı
rahatsızlıklar zincirleme bir birine temas ederken kendini belli
eder. Hayat boyu farklı yönlerden gelip giden duyumların etkisi
altında kalabiliyoruz. Bu enerjisel vorteks ise kimi zaman olumlu
kimi zaman olumsuz duyumlardır. Tıpkı bir radyo alıcı verici
frekansları gibi… dahası var tabiki.
Kötü haber
çabukyayılır misalı bir insanı rezil de vezir de eden insanlar
olduğunu kabul ediyoruz. Haberin iyiside kötüsüde kişisel
etkisini şiddetini duygularınızdakidir.
Böylece kimse için
değil önce kendimizi garantinaya almak şart olduğu bir
dönemdeyiz. Önlemler kişisel olunmaya başlandığı zaman ev
garantinası en doğrusudur. Orası bizim mahremimizdir. Eve misafir
kabul etmeyip mümkün oldukca kendimizi başkalarından koruyarak
önlemler alınması uygun olacak. Evimizi sürekli havalandırdıkca
fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal çöküntülkerede izin
vermemeye çalışacağız. Başarabildiğimiz kadar derken emin olun
ki kendimizi iyi hissettirinceye kadar öyle olmasına gayret
etmeliyiz.
NUMEROLOG: Müjde Şener
13.3.2020
38/11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder