GEÇMİŞ VEDE
BİTMİŞ EVLİLİKTEN ARKADAŞ OLUNUR MU?
Evliliklerin
bitmesi, ilişkilerin yürümemesininin sebebi nedir? O kadar çok
nedenler vardır ki kimse önüne ardına bakmadan saplanıp
kaldıkları nedenler ile işine geldiği gibi davranır ve, olumsuz
girdaptan nasıl kurtulabilirimin derdine düşer.
Geçmişten
kurtulamadıkca hayatınızı özgürce, dilediğiniz gibi yaşama
şansınıda yitireceksiniz belkide. Gerçek hikayelerinizin ardına
saklanmış olmak, ilerleyemeyecek kadar dirençleriniz ile
oluşturduğnuz köprüden sadece tercihlerinizle geçme şansı
kullanan olmayı mı seçtiniz?
O zaman yalnız
kalan ve, toplumla sevginin olmadığı alışkanlıklar içerisinde
bencilce davranış bozuklukları beraberinde geldimi, kendini
yaşayamıyorsun demektir...
Eski
alışkanlıklarını bırakamadıkca hiç bir yenilğe açılamazsın.
Istediğin kadar alt alta koyup toplayın, evire çevire “öyledir,
böyleydi” der durursun.
Gitmesi gerektiği
gibi ilerleyemeyen hayat derslerin ise sürekli karşına çıkacaktır.
Zamanı geldimi gelmiş olması gerektiği gibi gidiyorsada yansıyan
benzer olaylar karşısında daima kökeninde arayamadığın
düğümlerinin cevaplarına ulaşılması zorlaşmış olarak
gelecek.
Kimseden bir
beklenti içerisinde olmadan, olaylar arasında kendine yön veren
olursun. Her yön sizi ayni kapının karşısına istenmesede
çıkartacaktır.
“Olan olmayan
hayrımadır” dersiniz. Nasıl izin vermişseniz, yaşamış
olduklarınızla sınanıp duracak ve ayni döngüden ne zaman
özgürleşmeyi seçersiniz o zaman nerede dur diyeceğinize
vereceğiniz kararla değişebilirsiniz. O ise, kendi tercihlerinizle
olur.
Değişmez veya
değiştiremediğiniz her şey dozajında ve dengi dengine oldumu en
güzel hali ile size yansımaya başlar.
Ilişkilerin hakkını
gerçekten verebilmelisiniz. Hak derken evlilikte “iyi günde, kötü
günde, hastalıkta ve sağlıkta” verilen anlaşma,
sözleşmelerinizin gerçekten yerine gelip gelmemesidir. Bitmiş
gibi duran ancak bitemeyen bir evlilikten doğan güneşin dengeleri
bozmuş olması her ikili arasında değişkendir.
Kaçan kovalanır.
Gerçekten kaçan kovalanıyor mu?
Olmadığından
daha çok…
Birlik içerisinde
bütünlük ile başlayan ve ayrılık ile sonuçlanan bir çok
evlilik sonrası ilişkiler “arkadaşlık” ile son bulur mu
sizce? Her şey veya hiç bir şey göründüğü gibi değildir.
Gelen gider giden gelir ve bu çarkı bu şekilde döndürdükçe
ilişkilerin gel git zaman içerisinde kişiselliğe dönüşmesi ile
son bulur.
Kısacası “ben”
demeye başlarsın ve “sen de sen” kalmaya…
Derslerimiz bizleri
geliştirdikce bilinçaltımızdaki kırıntılar gün yüzüne
çıkarken silkelenişlerimizin son olması, farklı vede başka bir
kişiliğe yönelerek kimliğimizin elimizden uçup gitmemesi, sevgi,
değer, saygının yok olmamasını koruyarak sadece ben demeye
başlarız. Kabullenilmesi gereken kendimizi ne kadar çok
önemsediğimizdir. Kimseye “seni seviyorum” demeden kendimize
bunu söylemeyi seçeriz.
Sağlıklı bir
ilişki mi istiyorsun? önce anlaşmanızın ne olduğunu
anımsamalısınız. Kiminle bu yola çıkıyorsanız o yolu onunla
tamamlamak durumunda olacaksınız. Eğer biten bir ilişkinizde
sözleşmenizi kendi içinizde bitirememişseniz bu ilişki biter mi?
Sizin için
bitmeyenin adını değiştirirsiniz ve sadece “benim çok iyi
arkadaşım” dersiniz. O zamanda başka bir ilişki içerisinde
olamazsınız sadece kendinizi kandıran senaryolarla avutmaya
çalıştığınız boşluklarınızın dolması için kullandığınız
araç olurken, yapılanın ilişkinizde kendinizi avutmaktır.
Olması gereken
kendinize gelip bu ilişkinin neresinde kaldığınızı kendinize
sormaktır. Biten bir evlilikte arkadaşınızla egonuzu beslemek mi
yoksa kendinize yeni bir ilişki başlatmak mı?
Arkadaşım derken
hiç kimse ile ayni kefene koyamadığınız, sığdıramadığınız,
taşıyamamış olsanızda sizi besleyen gücün içerisinde
savunmalarınızla haklılık politikanızı kullanmak, kendinizi
kandırmak değil mi?
Alışkanlıklarınız
bağımlılık yapar, geçmişten gelen, biterken bitmeyecek diye
düşündüğünüz bir olayın gözlemlediğiniz zaman onun ardını
yoklamayı seçmezmisiniz?
Hayır diyorsanız
bir deneyin… her bir şeyin ardındaki nedenler sizin korku
nedenlerinizdir ve, sizi yordukca kontrolcü olursnuz…
Bırakmanızı
engelleyen nedenlere siper alırsınız…
Hayattan keyif, zevk
almamaya başlarsınız...
Zamanı doğru,
verimli kullanamazsınız belkide ama, her nedenler aklınıza
düşerken küçük de olsa kendinizi ona anımsattıracak hediyeler
almak isteyeceksiniz.
Duygusal
çöküntülere girdiğiniz zamanlarda evden dışarıya çıkmak
istemeyecek vede tıpkı bir çocuk gibi avutulmayı beklerken küçük
bir söz, bir cümlenin sizi yoklamasını bekleyerek zaman
geçireceksiniz.
“Yok hayır”
demiş olsanız bile sizi oyalayacak, geçmiş anılarınızla
avutacaksınız kendinizi.
Mesela. geçmiş
anılar: Fotoğraflar, objeler, küçük de olsa mesajlar vs… gibi.
Hiç birşey eskisi gibi olmasa bile bir işaretin belirmesi demek,
size bir ömür gibi gelecek.
Ya sonrasında
“neredesin, kiminlesin ve ne yapıyorsun”a düşüp sadece kendi
zevklerinle kendini oyalayıp duracaksın.
Yaşama
sebeplerinizi yoklayıp nerede ve kimlerle nasıl bir hayata yelken
açıyorsanız o zamanı geriden getirip gerçekleştirebileceğiniz
bir uyanış ile tamamlayıcı olmaya bakın.
Sen uzaklaştıkca
onu daha çok yakınlaştırırsın ve yakınındakileri uzağa
taşıyorsun farkında olmadan.
Gerçek aşk veya
ilişki yada sevgi adı her ne ise, veya ona arkadaş dersin.
Seçimlerinizi tek taraftan yana kullanmak zorundasın. Ya sen varsın
yada sen olacaksın veya ben seçimlerimi kendimden yana kullanıyorum
diyeceksin. Böylece herkesi kendinden azad edip özgürleştirerek
kimlikler arasında zevki sefadan çok ızdırap çekmezsin.
NUMEROLOG: MÜJDE ŞENER
12.3.2020
37/19/10/1
HABERAL KIBRISLI GAZTESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder