MUTLULUK KENDİNİZİ
İYİ HİSSETMEKTİR.
Mutluluğunuza engel
olan her ne varsa bırakmaya gönüllü olmalısınız. Zamanı
kontrollü bir şekilde yöneten olmaktansa, onu özgürleştirmek
emin olun ki her şeyden çok sizi kendinizden üstün kılacak.
Olaylar
akışkandır ve, zamanı yakalamamız kendimize göre bir şeyleri
uyarlarken toparlamaya çalışırız. Doğru olduğuna
inandıklarımızla “imkansızlıklardan yosun kalmamız bize her
şeyde çözümler yaratan olmasıdır.”
Kendimize yön
verdik mi kimse için değişmediğimizi, başkaların demiş
olduları ile yönlendirdiğimiz kelimelerin dilimizde dolanır
oluşundan düğümler oluştururuz. Ne ekersek ona sahip olmanın
gücü, imkansızlığın diğer yüzünden bakıp gözlemlediğimiz
kendimizdeki o cevheri ortaya çıkartmış olmamız muhteşem olmaz
mı?
Engellerden
özgürleşmiş halimizi düşünerek ararız. İç huzur vede
mutluluğumuza giden yolların tıkalı oluşunu kapımızın ardında
olduğunu hissederiz. Ona engel olan ise korkuların dibinde durağan
beklemektir. Zamanımızı ne kadar iyi vede verimli kullanabilirsek,
bilinçli vede bilge ruhumuzla, her şeyden ne çok imkanlar elde
edebileceğimizin göstergesi ile sınanırken zamanı kontrollü tek
düze yaşamamamız gerektiğini, geniş açılardan hayallerimize
bizi sürükleyen yansımalarla oluşumuzu farkettirecek
zenginliğimizi ise uzakta aramamalı. onu ortaya çıkartamadığımız
bilinmeyen cevherimizdir.
Akışta kalmamızın
verdiği iç huzurumuz nerede?
Kitabına göre
hayatımızı yaşarız. Mesela: olan olmayan her şeyin hayrımıza
olduğunu düşünerek başlayabiliriz. Böylece olmayanın ardından
üzülmeyiz. Olumlu vede bizi mutlu edebilecek yaratımlarımızla
silkelenmeye ne dersiniz. Onca birikimlerimizin üstesinden
gelebilecekken bırakamamış olduklarımıza mı yenileceğiz?
Kontrolcülüğü
bırakın…
“Bırakmam gereken
ancak bırakamadığım her ne varsa bana fiziksel, zihinsel,r uhsal,
duygusal çöküntü yaratarak yaşamama neden olan dirençlerimi
özgürleşmesine izin veriyorum. Bırakmaya gönüllüyüm
onaylıyorum ve teşekkür ederim.”
fiziksel olarak bizi
rahatsız eden onca geçmişin yükümlülükleri arasında ne
olduğunu anımsamayız bile. Oysa, kimsenin geçmişimin içerisinde
neden var olduğunu veya bana nasıl katkıda bulunduğunu düşünmeden
sadece o zaman dere depe düm düz geleni algılama modelimizle
kabullenirken kontrolcülüğümüze neden olan acısı ile
direndiklerimizdendir.
Gerek var mı?
Elbette ki geçmişim deki duygularıma bakınca ne zorluklara göğüs
germişsemde buna neden olan benim bugünkü algımdı. Bana katkısı
vede hediyesi ise, içinde beni yoklayan değerimi düşürten,
yokluk bilincimdi.
Tamamlanması
gereken ve zamanımızı yoklarken içimizdeki duygulardır bize dur
dyen. Yokluk illa bir birini takip edecektir. Ama, bu ben değildim
ki.
Onun bilincinde
olmuş olmak, kabullendiğimiz bolluk bilincimiz ile uyanışlarımız
olacak.
Zamanı yoklamamız,
geçmişimizi irdelememiz gerektiğini, bizi bugünümüze bakıp,
takılmadan yaşamayı seçmiş olmanın güzelliklerini
farkedebilinceye kadarki periyotların döngüsünde arayıp
yoklamaya aldığımız şimdiki yaşamdır. Takılıp kaldığınız
geçmişinizle geleceğinize bir yere kadar ilerleyebilirsiniz.
Her
ilerlemelerinizden uyandırılmayı bekleyen başka duygularınızdır
ortaya çıkacak. Ve, her birinin ardındakiler ise, sizi geçmiş
şimdik ve geleceğinizle ilişkilendirmiş olduğunu gözlemleme
şansınız ile farklı algı, hislerinizin değeri ile yükümlü
olacaksınız.
Zamanı yoklamanın
bizde farkı nedir? Gelecekten gelmiş olana karşı
direndiklerimizin nötür olması gerekmez mi? Sürekli devri daim
olmuş hayatın kontrollü olması bizi kendimizin tümden geleceğe
hazırlanmak üzere toparlayıcıdır.
Zamanı devri daim
halinde ileri geri gittiğimiz her süreçler takılmalarımızın
işaretleriyleyiz. Asla kendini kaybolmuş hissetme. Kim olduğuna
bir de empati yap!
Olmak istediklerine
odaklı kalarak yaşamın anahtarını elinde tut!
Böylece, gelecek
imkansızlıkların önünden kalkması an içerisinde kendi öz
değerin ile öz güvenle birlik içerisinde kalakalmış olman,
sindirememiş olduklarını dahi senden alıp götürecektir.
Doğru zamanda
doğru insanlarla olmamız demek. Imkansızlıkların bizden
uzaklaşmasıdır. Kilidi kırarak deşifre edilmeyi bekleyen
imkansızlıklar ardında yolunu şaşırmış kimliğe sahip
olmayın... Hayatınızı mutlu kılmak, eşinizdeyken buna engel
olacak hiç bir şeyden çekinmeyip sadece önünde dim dik durarak
“sende kimsin? çekil önümden” derken emin misin? Emin oluncaya
dek sürekli dilinize dolanmış bu tekerlemenin gerçek olacağına
inanırsanız hislerinizin değişimi, olgunlaşmanıza yardım
edecek. Zamanınızın yol göstereni kendinden başkası değildir.
Ve, öylede oldu...
NUMEROLOG: Müjde Şener
11.3.2020
36/18/9
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder