10 Mart 2020 Salı

MUTLULUK KENDİNİZİ İYİ HİSSETMEKTİR


MUTLULUK KENDİNİZİ İYİ HİSSETMEKTİR.

Mutluluğunuza engel olan her ne varsa bırakmaya gönüllü olmalısınız. Zamanı kontrollü bir şekilde yöneten olmaktansa, onu özgürleştirmek emin olun ki her şeyden çok sizi kendinizden üstün kılacak.
Olaylar akışkandır ve, zamanı yakalamamız kendimize göre bir şeyleri uyarlarken toparlamaya çalışırız. Doğru olduğuna inandıklarımızla “imkansızlıklardan yosun kalmamız bize her şeyde çözümler yaratan olmasıdır.”
Kendimize yön verdik mi kimse için değişmediğimizi, başkaların demiş olduları ile yönlendirdiğimiz kelimelerin dilimizde dolanır oluşundan düğümler oluştururuz. Ne ekersek ona sahip olmanın gücü, imkansızlığın diğer yüzünden bakıp gözlemlediğimiz kendimizdeki o cevheri ortaya çıkartmış olmamız muhteşem olmaz mı?

Engellerden özgürleşmiş halimizi düşünerek ararız. İç huzur vede mutluluğumuza giden yolların tıkalı oluşunu kapımızın ardında olduğunu hissederiz. Ona engel olan ise korkuların dibinde durağan beklemektir. Zamanımızı ne kadar iyi vede verimli kullanabilirsek, bilinçli vede bilge ruhumuzla, her şeyden ne çok imkanlar elde edebileceğimizin göstergesi ile sınanırken zamanı kontrollü tek düze yaşamamamız gerektiğini, geniş açılardan hayallerimize bizi sürükleyen yansımalarla oluşumuzu farkettirecek zenginliğimizi ise uzakta aramamalı. onu ortaya çıkartamadığımız bilinmeyen cevherimizdir.
Akışta kalmamızın verdiği iç huzurumuz nerede?

Kitabına göre hayatımızı yaşarız. Mesela: olan olmayan her şeyin hayrımıza olduğunu düşünerek başlayabiliriz. Böylece olmayanın ardından üzülmeyiz. Olumlu vede bizi mutlu edebilecek yaratımlarımızla silkelenmeye ne dersiniz. Onca birikimlerimizin üstesinden gelebilecekken bırakamamış olduklarımıza mı yenileceğiz?

Kontrolcülüğü bırakın…
“Bırakmam gereken ancak bırakamadığım her ne varsa bana fiziksel, zihinsel,r uhsal, duygusal çöküntü yaratarak yaşamama neden olan dirençlerimi özgürleşmesine izin veriyorum. Bırakmaya gönüllüyüm onaylıyorum ve teşekkür ederim.”
fiziksel olarak bizi rahatsız eden onca geçmişin yükümlülükleri arasında ne olduğunu anımsamayız bile. Oysa, kimsenin geçmişimin içerisinde neden var olduğunu veya bana nasıl katkıda bulunduğunu düşünmeden sadece o zaman dere depe düm düz geleni algılama modelimizle kabullenirken kontrolcülüğümüze neden olan acısı ile direndiklerimizdendir.

Gerek var mı? Elbette ki geçmişim deki duygularıma bakınca ne zorluklara göğüs germişsemde buna neden olan benim bugünkü algımdı. Bana katkısı vede hediyesi ise, içinde beni yoklayan değerimi düşürten, yokluk bilincimdi.
Tamamlanması gereken ve zamanımızı yoklarken içimizdeki duygulardır bize dur dyen. Yokluk illa bir birini takip edecektir. Ama, bu ben değildim ki.
Onun bilincinde olmuş olmak, kabullendiğimiz bolluk bilincimiz ile uyanışlarımız olacak.
Zamanı yoklamamız, geçmişimizi irdelememiz gerektiğini, bizi bugünümüze bakıp, takılmadan yaşamayı seçmiş olmanın güzelliklerini farkedebilinceye kadarki periyotların döngüsünde arayıp yoklamaya aldığımız şimdiki yaşamdır. Takılıp kaldığınız geçmişinizle geleceğinize bir yere kadar ilerleyebilirsiniz.
Her ilerlemelerinizden uyandırılmayı bekleyen başka duygularınızdır ortaya çıkacak. Ve, her birinin ardındakiler ise, sizi geçmiş şimdik ve geleceğinizle ilişkilendirmiş olduğunu gözlemleme şansınız ile farklı algı, hislerinizin değeri ile yükümlü olacaksınız.

Zamanı yoklamanın bizde farkı nedir? Gelecekten gelmiş olana karşı direndiklerimizin nötür olması gerekmez mi? Sürekli devri daim olmuş hayatın kontrollü olması bizi kendimizin tümden geleceğe hazırlanmak üzere toparlayıcıdır.
Zamanı devri daim halinde ileri geri gittiğimiz her süreçler takılmalarımızın işaretleriyleyiz. Asla kendini kaybolmuş hissetme. Kim olduğuna bir de empati yap!
Olmak istediklerine odaklı kalarak yaşamın anahtarını elinde tut!
Böylece, gelecek imkansızlıkların önünden kalkması an içerisinde kendi öz değerin ile öz güvenle birlik içerisinde kalakalmış olman, sindirememiş olduklarını dahi senden alıp götürecektir.
Doğru zamanda doğru insanlarla olmamız demek. Imkansızlıkların bizden uzaklaşmasıdır. Kilidi kırarak deşifre edilmeyi bekleyen imkansızlıklar ardında yolunu şaşırmış kimliğe sahip olmayın... Hayatınızı mutlu kılmak, eşinizdeyken buna engel olacak hiç bir şeyden çekinmeyip sadece önünde dim dik durarak “sende kimsin? çekil önümden” derken emin misin? Emin oluncaya dek sürekli dilinize dolanmış bu tekerlemenin gerçek olacağına inanırsanız hislerinizin değişimi, olgunlaşmanıza yardım edecek. Zamanınızın yol göstereni kendinden başkası değildir. Ve, öylede oldu...

NUMEROLOG: Müjde Şener

11.3.2020
36/18/9

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...