9 Mart 2020 Pazartesi

HAPSEDİLEN DUYGULARINA YENİLMEMEYE BAK


HAPSEDİLEN DUYGULARINA YENİLMEMEYE BAK...

Hayatımız hayaller üzerinemi kurulmuştur sizcede?
“Zamanı yakaladım” derken dünyayı sarsan virüs ile sebepsiz inançların karın ağrısı olması önceleri pekde inandırıcı gelmiyordu bana. Sanki bir düş gibi gelip geçen ve giden rüzgarı andırıyordu.
Oysa, günden güne geçtiğimiz her yolların değişen bakış açılarımız ile donanımlı olması, farklı kimliklerle bezenmiş olması, bizim toplumun yerine bilmediklerimiz sahiplenmiştir. Hani nerede çocukluğumuz “kimlerdensin ya evladım sen?” diyen büyüklerin karşısında utangaç olduğumu anımsadım. Içimden kesin: akrabamız çıkacak derdim hep, nitekim öylede oldu.
Ya şimdi!
Kimseye selam diyemediğimiz gibi, istem dışı göz ucumuzla bakmış olmamız bizi nereye götürecek kim bilir. “Korkma, korkun ile yüzleşirsin” derken ben insanlarn içinde olmamak en doğru seçimim diye düşünürüm. “Ben bu dünyaya ait değilim” derken kendimi içine koyabileceğim kendi dünyamdan başka dünyanın olmadığını artık biliyorum. Zaman illa bizi kendi eksenimizde sınarken yüzleştireceği de yine benzer olan “öz’de, genetik’te ve ruhsal, duygu, düşünce, algılarımızdır.”
Ama gelin görünüz ki, şaka gibi gerçek olan ve bir birini yoklayan hikayelerle geriye ne hayal kalır nede gelecek…

Çevremize dönüp bakarken dünyaya geldiğimiz andan bugüne kadar hep bir şeyleri tam yapmak üzere programlanmışız. Hayatı tek düze yaşarken başkaların yaşamsal rollerinin değişken olması zorunda. Tek düze olmaktan çıkıp, birazda dünyaya gözlerimizi çevirip medyadan takip edebildiğimiz kadar neler dönüyor diye hesap soralım. Alışkanlıklarımızın dışında gerçekleşmeye başlayan hayat yaşam düşüncelerimiz ile bize kendimizi gösterecek hikayelerden bir birini takip ederken izlenilmesi gereken yaşam yolu ortaya çıkar. Istediğin yol mu? Deneyimlenmesi gereken mi? Düzeni bozan, “virüs” adı her ne ise, o olsun. Ama onun bize ait olmadığını biliyoruz.

Dünyanın küçük olduğunu bize bir kez daha anımsatan bu hikayenin yazarı kim?
Sahnelenmesinde destek olan ilişkilendirilmiş, yolları bize ait olmayan virüsle kesişerek amaçlarına ulaşabilenlerin hayat hikayeleriyle onları nereye taşıyacak kim bilir.
Tahmin edebiliyoruz elbette. Hislerimiz kadar algılarımızın dahi yerinde olduğunu onaylıyoruz.

Her yeni çağın bir hastalığı varken modern çağda, bu moda bir çok kişinin hayatını değiştirmeye başladı bile.
Birilerin görevi, bu düzeni bozmak ise: şu an için güçlü olunması. Bize hayat veren, yaşama sebeplerimizi ortaya koyan nefesin azizliğine uğruyoruz.
Bu o kadar kolay mı? bir anda varken diğer yandan yok olmak! Gibi mesela…
Hayır değildir.
Seçimlerimizde olmayan bir nedene bağlı kalmayı kimse istemez. Neden veya niçinleri ortadan kaldırmanın yolu, nasıllara çözüm getirmektir.
Insanın başına istemedikleri gelmeden anlayamaz belkide. Oysa, aklıma, zihnme düştüğü gibi, seninde düşer sanırım.
Küçük bir nedenle büyüyen ve ilerlerken yıkıp yok eden duygularımızdır. Var olan verilerimiz ile sahip olduklarımızın eşleşir olması piyangonun kime nasıl vuracağını kestirmemiz imkansızdır.

Semptomlarının gelecek vaad eden beklenilen olmamalıdır. Hayatı olumlu yönde var edebilmemizin tek gerçeği, imkansız olana uyanmaksa biz onu yapmalıyız. Birlik beraberlik içerisinde olmamız gerekirken temas kurmamamız gerektiği öğretiliyor bize.
“Olanı sev” diyen içsel seçimlerimde beni kendi içimde yoklarken duyguların yoklanışı hayatı bize sevdirecek kadar bağımlı yapacak bu küçük yıkıcı virüsle mücadelede kalmamız gerekiyor ama nasıl: beklenilen sonuçların önünde dim dik durabilmeye başlamamız gerekirken içimizdeki o gücü yıkmaya çalışarak duygusal yıkıma sürüklerken bağışıklık sistemimizi düşürmemeye özen gösterelim.

Gerekli tedbirleri alabilmenin yolu, her hangi bir insanla birlikte yol alman değildir. Illa tanımadığınla söz konusu olan ikili ilşkindeki olmazsa olmazın çekişmelerinde senin güçlü olabilmendir. Sağlıklı olman, motive edici olman, denge ve uyumla baş edebilmen. Her olan olmayandan dersimizi almaktır. Sadece ders almak değil derste vermelisin…

Numerolog: Müjde Şener

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 
10.3.2020
35/17/8



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...