HER HİKAYENİN BİR NEDENİ VARDIR.
Her hikayenin bir nedeni vardır ve bir birini kovaladıkça ardından gelene ev sahipliği yaparak zamanı geleceğine hediye edersin.
“Ben buyum kimse benim düşüncelerimi değiştiremez” densede. Denilen bu sözlerin hangi zamandan bugüne tekerür edişine uyanıyoruz...
Var olan hiç bir şey sebepsiz değildir. Her olan olmayanın geçmişten gelen geleceğe uzanan zincirler arasında güçlü bağı oluşundandır. Nedenler sebepleri geliştirdikçe, içerde hapsedilmiş, savunmayı bekleyen, kabulsüzlüğün cezası: şimdine uzantısı gibi yansıyorsa sana ve, “sessiz” kalarak en değerli olanını anlarsın.
içindeki çığlık sessizliğini bozar...
Bilinmeyene sessiz çığlıklarınla darbe yapar gibi sinsice saldırıların olabilir. Buna eşlik eden kabulsüzlüklerin olur. (Farkında olmadan ne çok istenilmeyenlere imza atıyormuşuz, onu farkedebilmeliyiz.) Sebepsiz, incir çekirdeğini doldurmayan olaylar arasında kalmamalı. O zamanı bugüne taşıdıkça tartışılması imkansız olup sarsıtıcı olurken dim dik ayakta nasıl durmalıyımı öğreniriz.
Sinsi dost en büyük düşmandır... Kabullendirilmeyen inançların sana aktarılan alışkanlıkların beklentilerindir. Odaklandıkların, sebepsiz inançlara olan düellolarınla baş başa kalırsın.
Ya sonra!
“Bağışlayıcı olan” içsel savaşına negatif düşüncelerine son vermelisin ki sana iyi yönden yansısın. Geçmişte istemediğin bir nedene şahitlik ediyorsan bunun sendeki etkisi ne oldu? Ne hissettin? Hangi duyguların tetiklendi? Kendini nasıl hissettin? Ve en önemliside bana bunu hissettiren zaman ne idi? Diyerek sorguda kal. Görebildiğin en güzel anılarına odaklan.
Telkinlerinde: “mademki böyle olsun istedim öylede oldu!” Gelmişin içerisindeki sebeplerim geçmişe dayalı ise, “o zamanın üzerine hiçbir negatif nedenleri inşaa etmiyorum. Kabul etmiyor ve özgürleştirdiğim değerimin bana hükmeden inançlarına güle güle” diyorum…
NUMEROLOG
MÜJDE ŞENER
3.10.2021
54/18/9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder