31 Mayıs 2019 Cuma

ÇEKİM GÜCÜNÜN KONTROLÜ ELİNDE OLSUN!


ÇEKİM GÜCÜNÜN KONTROLÜ ELİNDE OLSUN!

Güven neden zordur?

Hayattan hep bir şeyler bekleriz ve beklentilerimize yanıt alamadıkça hayal kırıklıkları içerisinde yaşamla savaşa gireriz.
Çevremizdeki kişilerin hayata baktığı gibi sende bakabiliyormusun? Her birimizin farklı algısı ile yaşama sım sıkıya tutunduğunu görebilirsin ve her birimizin hayatla algısı arasındaki mücadelelerimiz ise farklı bir yola bizi sürükledikçe gereksiz gibi gelen sıkıntılı bir döngü içerisinde kalırız.
Zamanın birinden başlarız bugüne gelebilmek için ama, hiç kimse kendinden daha başka kişi olamadığından herkesin yaşadıkları sadece kendine has, özeldir.
Başkalarından bir şey beklerken veya beklenti içindeyken eğer iyi bir iz sürmekse niyetin kapılıpta gittiği yere giderken ayağın takılıp düşebilirsin. Sırtını dayadığın kim olursa olsun sen o değil, o da sen değilsin. Aklını karıştırarak zamanı kendinle karıştırmamalısın. Sahip olduğun yaşama sım sıkıya sarılırken kendini nerede mutlu, huzurlu, güvende hissettiğin her yer senin istediğin yaşamın bir parçasıdır.
Adım adım ilerlersin koşarak değil de hayatı, içinde var olan herşey ve herkesi özümsedikçe sadece kendini çözümlerken nerede veya kimlerle çıktığın yaşam yolunda durmasını da bilecek, nerede kiminle nasıl ve nereye kadar ilerleyeceğini hissederek farkındalık yakalarsın.

Kimilerine göre, “değerin, sevginin önemi ile yaşamın kendisini karıştırırken, dışarıda aradığını bir de kendinde arayabilse, hiç bu kadar hayatı zor olmayacak.”
Kimilerine göre, “hayatı yeni baştan yaratmaya gönüllü olur ve içsel huzuru, mutluluğu ile, koşulsuz sevgisi ile, “önce almaya sonra vermeye gönüllü olur.” Sende olmayanı vermeye çalışırken hayal kırıklıkların sadece kendini zorlu mücadeleye yönlendirir. Beklenti içerisinde olduğun aslında küçük bir dokunuştır belkide ama, kendinde olmayanın sana nasıl bir his verebileceğini de bilemediğinden var olanı aradığın zaman her zaman aramaya koyulursun. Önce ben demeye alış.
Herkes ne diyecek kalıbından kurtulmalısın böylece güvendiğin önce kendin olduğundan beklentilerinin sana bırakacağı his ile mutlu, sevgi dolu, neşeli iken de o duyguya sahip olacaksın.

Güvensizliğin ile saçma sapan ilişkilerin içerisinde olduğunu sandığın aslında kendi değişiminle farklı açılardan bakıp görmeye başlayacağın ve her insanın hayatının değeri ile sevgisinin ölçüsü farklı iken bakış açıların değerini keşfedersin.

Hayatı hayallerimizde yaratabiliriz ama, neyin nasıl bir his olduğunu bilemezsek hayallerimizin de karmaşası arasında sadece bedenen, fiziken ve ruhen yorulmaya başlarız.
Ne istediğini bilirsen hayatı anlatabileceğin hikayende kendine güvenerek hedeflediğin amacına daha kolay ulaşabilme gücünü elde edebilirsin. Bu bir mucize mi? Şans mı? O’ nu kendin yaratırsın…

Her şeyin olması gerektiği bir zamanı vardır.
Ne zaman ve nerede neyi nasıl düşünmüşsek harelete geçirerek başlatırız, farkında olmadan. Deneme yanılmalarla silkeleniriz hatta ve günün sonunda daha iyisine odaklandırırız bilincimizi, algımızı.
Hedeflediğimiz yaşam yollarımıza hayallerimizdir şekil veren. Her bir düşüncelerimize aşılanan kodlar, anlamlar, inançlarla olumlu olumsuzlukları içinde barındırırız. Bilinçli olmak, farkındalığı yakalamak, hayallerimizi kontrol etmeye başlarken dünyaya bakış açılarımızı değiştirdikmi bir de kendimize yön verebileceğimiz o an, durumumuzun nereye doğru gittiğini net kestirebilirmişiz meğer. Hayatı anlamlı kılacak inançlarımızlayız. Değişimimi başlattığım zaman “artık yeter “dedirten noktamdan öncesinde keşke diye düşündüğüm zaman henüz hamdım ve pişmemiştim. Yaşam okulum ile dünya okulum arasında bocalamıştım. Kimseye güvenemememe rağmen kendi işlerini kendinden başkasına bırakma diyordum. Sürekli beklentlerim vardı. Sandığım birlik beraberlikten kastım çevremdeki kişilerdi. Oysa kendinden başkası ile değilsin günlük yaşantında ve çevrendeki kimliklerin rolleri sadece dersindi. Olaylar içerisinde pişmeye başladım ve güvenmediğim insanların hayatımdaki yerlerini kendime güvenerek stabil yapmayı başardım. Kendi işini kendin yapacaksın bir başkası senin için yapmayı talep etmediği müddetçe. Hayatta eksik hiç bir şeyi yarım bırakmamayı öğrendim bilhassa kendim için.

“Artıları ile ve eksileri arasında doğru yollarımızı bulalım.” Kimin için nerelerde ve nasıl yaşam haritası çizdiğimizi ise kendimizi keşfettikçe daha net alıp kabullendiklerimiz ile yaşamın bizlere sundukları kendi hediyelerimiz dilediklerimizdir.
Mıknatıs gibi çeken çekim gücümüz ise hücrelerimizdeki etkileşimdir. Bedenen, fiziken, ruhen, duygu ve düşüncelerimizle... “Her neye ihtiyaç duyarsak olumlu yada olumsuz, bu kaderimiz olarak bize geri yansır…

Müjde Şener

2.6.2019
38/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 


HER BİRİMİZİN HAYATI FARKLIDIR


HER BİRİMİZİN HAYAT HİKAYESİ FARKLIDIR...

Farklı insanlarla tanışmak ve onların enerjilerinden katkı almak nasıl bir his olurdu?
Her insanın hayattan beklentileri vardır ve kendimizce geçimimiz ile şimdi olanakları imkanlı kılmak için mücadeleye gireriz.
İnsanların hayatındaki savaşı, mutsuzluğuna neden olduğu an istem dışı onu dile getirdikçe olmasını dilemediklerini savunursun.
Maskenin ardında gizlediğin gerçek olanın üzerindeki birikimlerindir. Şimdi, şu anda yaşamana neden olan istemediklerin
lesin. Seni kendinden alıkoyarken nereden geldiğini anlamaya çalışarak sanırsın ki Anne ve Babadan sana geçen “Miras”tır ve olanı alıp kabulleneceksin. Oysa, hiç bir şey sana, bana, kimseye ait değildir.
Her insanın hayatı anlamlı anlamsızlıkları ile deşifre edildimi derinlerden yüzeye çıkan başkaların aşılamış oldukları anlamlarıdır. (Sana ait olmayanlardır….)

Seni deşifre edecek birileri karşına çıktımı o ortamdan kaçarsın ve maskenin ardında saklanmış muhalefet duruşun ile kendini kamufle edersin. Kimse seni duymasın, görmesin, bilmesin diye deşifre edilmeyi reddederken hayattan acı tablo ile yolunu aramaya çalışırsın.

Dışarıya sergilediğin tablon seni kendi içinde hapseder. Özdeki saf bilince erişebilmek istersen önemli ve radikal kararların ile sadece beklentilerini imkansızlıktan kaldırmalısın. Olumsuzluağa seni yönlendiren her ne isterse olsun. Hayatını şekillendirebileceğin zaman, düşüncelerindede net olmaya başlarsın.
Ne istersen onu hayata geçirirsin. Düşünceler bu nedenle gerçekten de çok önemlidir. Yaşarken neden veya niçin yaşadım diye sorgulamaktansa ben kime ne yaptım ki şimdik şu anda bunları yaşıyorum diye düşünebilirsin.
Gereksiz, nedensiz hiç bir şey yaşamayız. Yarattıkça yaşadığımızı biliyoruz artık. Hayallerini sınırlar içerisinden çekip çıkartmalısın.
Daha geniş açılardan olayları görebiliriz ama hiç bir nedensizliğin gerçek sebebini araştıramadın mı seni kendinle sorgulattıracaktır.

Yaşamına ve altından nedenlerin ile yüzleşmekten kaçabilirsin. Bu nedenle yüzüne maske takma ihtiyacın olur. Aslında istediklerini kabullendiğini sandığın şeyi istemezmiş gibi savunarak farkında olmadan kendini zehirlersin.
Farkında olmadan yaptığımız her davranış sonrası “keşke yapmasaydım” deriz. Ardındaki nedenleri görmezlikten de gelsen o an istem dışı gelişerek seni olmak istediğin kimliğin ve kişiliğinden yoksun kılar.

Nedenleri kimse alıp kabul edemez ve biryerden sonra hayatına dahil ettiği kendi yarattıklarından başkası değildir.

Bir psikolojik bir de ruhsal duygusal dünyamız vardır henüz çözemediğimiz. Sürekli düşünceler, duygu ve sözler arasında gidip gelen ve bunu nasıl başarabileceğimiz ise: kendini bildiğin an hayata bakış açılarının değişiminden hoşnut kalacaksın.

En iyisinin olabilmesi için dengeli ve uyumlu olabilmek gereklidir. Dahası hayatı anlamlı kılarken her birinin bir birinden alıp verdiğin derslerin ile deneyimlerindir seni seçim yapmaya yönlendiren.

Baktığın pencereden hayatı nasıl gördüğün veya gözlemleyebildiğin, nasıl renklendirdiğin önemlidir. Kimseden bir beklentiye girmeden hayallerine açılan bu kapıyı ardına kadar açabileceğin gibi değiştirdiğin bakış açılarınla renklendirdiğin dünyanı istediğin gibi şekillendirerek bakarken gördüklerin istediklerinin dışında olmaz.

Ruhsal dünyan ile bedenen fiziksel taşıdıkların arasında gidip gelen seni kendi içinden çekip çıkartabilecek kalıplarını deşifre ettikçe daha net anlarsın. Hislerin dilini çözdünmü yansıyan her şeyin anlamını dile getirerek hayallerinin önündeki engelleri kaldırabilirsin. Her şey her yönden hayallerinden başlattığın değişimlerinle, deşifre ettikçe kendini olmak istediğin kimliğine özüne yönlendirmeye başlar.
Özündeki kimliğinin ne olduğunu bilirsen hedefin’de herzaman o yönde olmaya başlar.

NUMEROLOG

Müjde Şener
mujde.angellight@gmail.com

1.6.2019
37/10/1

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ


27 Mayıs 2019 Pazartesi

HER ŞEYİN TEK SAHİBİ SENSİN






   HER ŞEYİN TEK SAHİBİ SENSİN...

Herşeyin farkında olupta hiç bir şey bilmezmişsin gibi yaşamak hayatta en yorucu olandır. Kendi kimliğini keşfederken hayatta bazı sıkıntıları yaşamak zorundaymışız gibi düşünmeye başlarsın. Oysa, kendinin farkındalığı ile birlikte dünyanın hatda yaşamın formülü seni rahatsız etmemelidir diye düşünüyorum. Eğer istemediğin bir yaşam sürüyorsan, enerjinde terslik var demektir. Eğer mutsuz isen seni kendinden alıkoyan düşüncelerinle boğulurken kontrol edemediğin fiziksel, zihinsel, ruhsal taşıdıklarınlasın diyebilirim. Anlaşılır gibi gelmeyip sadece şimdi şu an zihninden, aklından geçirdiklerinle çıktığın yaşam yolculuğunda yansıyan herkesin enerjisi ile ham iken pişmeye başlarsın. Bu seçim kendi kararlarından başkasının değildir.
Ne istediğini gerçekten bilirsen bildiğin gibi ilerleyebileceğin duygu ve düşüncelerinin akışına izin ver.

Sağlıklı bir kimsenin bedenen ve ruhen blokajladıklarından hayatına sınır koyarken kendini düşünmeye başla!
Sebepsiz hiç bir şeyi istemeden üzerine çekmezsin. Her biri seni kendi içindeki dünya ile sarmaladıkça bakış açılarının değişmesine izin verdiğin an hislerinde yumuşama, rahatlık, güvence enerjisinin geldiğini hissedebilirsin.
Küçük dokunuşlarla beklentilerini dilinden sözcüklere dökmeyi bekleyemeyen sabırsızlığının egon ile zihninde tasarladıklarının gerçeğe dönüşmesi mucizen diye düşünürsün. Oysa her birinin özdeki ile inançlarının arasındaki farkın kendisi kendini nötür kılabilmendir. Olaylara takılmadan nasıl yaşayabilirsin? Hiç bir şeye kafanı takmadan hayattan keyif ala ala oyun oynarcasına ilerlemek gibi mesela… dünyayı bir kenara koyupta kendini o enerjinin akışında yansıyanlarla mutlu kılmak gibi… alay edercesine “ben mutluyum” diyebilirsin mesela:)

Etrafımızda gördüğümüz her şey öz enerjidir. Öz enerji her zaman var olan, her zaman var olacak herşeyi yaratn enerjidir. Bu yaratıcı enerji, yaşadığımız her olayda var. etrafımızda gördüğümüz nesneler de öz enerjiden oluşuyor. Peki her şey öz enerji ise para nedir?
Para da bir enerjidir. Demek ki bu enerjiyi de hayatımızda aktifleştirebiliriz. Işte titreşimlerle dönüşüm. Bir çok farklı metodları vardır. Sadece inanç dönüşümünden ibaret değil ayrıca bu metodun oldukça fazla enstrümanı var. Bu enstrümanlar enerjiyi yönetebilir, harekete geçirebilir ve ihtiyacımız olan enerji oranını artırabiliriz. Tıpkı elindeki sihirli değnek gibi… istersen izlediğin yolun kontrolünün elinde olduğuna inandığın misali. Zamanı kovalayarak peşinden gittiğin enerjilerin dilinden anlamayı öğren. Hislerin en yoğun olduğu bir dönemdeymişsin hissi ile herşeyden farklı bakıp değerlendirmeyi seç!.
Böylece olumuz ilerleyenlerin peşinden gitmez sadece kendi hissinle doğruluğuna inandığın sana uygun olanı alıp kabullenmek gibidir yaşam.

Nerede blokaj yaptığını biliyormusun? Özde, genetikte ve ruhunda sana ait olmayan hiç bir şeyin sahibi olmamayı seç! Paranın enerjisinin aktifleşmesi için ihtiyacın olan her şeye sahipsin. Paranın enerjisi ile akıştayım diyebilirsin mesela. Bulduğun her nesne, obje ile göz göze geldiğin an kendine hizmet ettiğin için minnet duy. Paranın bana sağladığı kaliteli yaşamımı seviyorum diyebilirsin mesela. Çünkü herşeyin alma verme enerjisi varken bağımlılıklar dahi enerjiyi blokajlar. Akışta kaldınmı seni en çok nelerin veya neyin mutlu ettiğini anlamış olmalısın.
Sağlıklı bireylerin hayata farklı açılardan bakıp her şeyi kuş bakışı gözlemledikçe empatileri de sağlıklı olur.

Ilişkinizdeki enerjinin tıkalı olmasından duyduğun rahatsızlık, seni mutsuz ederken zihninde düşüncelerindeki senaryoların olumsuz olmaya başlar. Sevgi ve aşkın entrümanının ise ikili ilişkilerdeki ahenkli ve uyumunu bir arada tutabilecek denge, öz inançlarınızla bir bütün olmak durumu yok.
Ters yüz olmuş ikili ilişkilerdeki denge, alma verme enerjisidi. Örneğin mutlaka farklı bir versyonun ile karşılıklı düet yapacaksın. Biriniz bağırırken diğeri susmak durumundadır. Dinledikçe nerelerde söze gireceğini bilirsen dinlediklerin seni incitmediği müddetce, muhalefet olmadıkça doğru yoldasın demektir. Anlayış, hoşgörü, birlikten yola çıkarak çok güzel aşk melodileri yakaladınmı aradaki paraztleri ortadan enerji frekansın ile kaldırabilirsin. Arada gidip gelen titreşimler daima güven ve gücünü temsil eder.

Sağlık: hayattan keyif alırken farklı frekansların titreimlerinden sadece gücünü doğru kullanamadığından zorlu süreçleri aşamazsın. Oysa zor olan zihnindeki araya karışan farklı frekanslar ve titreşimlerdir. Her şey sana ait olacak diye bir şey yok. Sağlıklı kimselerin hayattaki rotası ilişkilerinde dengeli ve düzenli olandır. Kırılıyorsan ve savaşıyorsan ancak kendinde bunun kayynağını aramalısın. Her şeyin özden gelen ve sadece titreşimlerden ibaret oluşunu anımsarsan bir yerden yeniden toparlanmaya başlarsın.

Sağlıklı sevgi dolu güzel aşk diliyorum. Sevdikçe sevildiğini hissedersin ve böylece akışın tüm kapılarını açmaya başlarsın. Sadece kendin olmayı seç!

Numerolog
Müjde Şener

26 Mayıs 2019 Pazar

NUMEROLOJİNİN BİLİMSEL GERÇEĞİ HAYAT KURTARIR

NUMEROLOJİNİN BİLİMSEL GERÇEĞİ HAYAT KURTARIR.

Numeroloji denildimi aklımızı zihnimizi zorlayan “Matematik: rakamlar” gelir.
Bilim dalı olup dünyada üniversitelerde dersleri veriliyorken yaşam amacımızdaki yollarımızı kestirme yolla keşfederek kaliteli hale getirebilmenin hedeflediğimiz ve başarıya hızlıca ulaşabilmenin formüllerini de beraberinde bize yansıtır. Tüm yaşam bize içinde bulunduğumuz duruma göre yansıma yaparken ayıklamaya başlayacağımız yüzeysel var ettiğimiz kalıplardır.
Evrenin bize verdiği hediye Doğum gün ay ve yılımız ile ad soy isminimiz ise Atalarımızın mirasıdır. Rakamsal değerlerinin toplamındaki karmik sayılar, tek haneye indirerek o yıl ki yaşam döngüsüne yönelmeye farkında olmadan başlarsın. Herşey enerjidir ve her olan olmayanı yaratarak zihnimizde yarattıklarımızla bir de fazla zamana göre uyarlanmış hayat hikayeleri oluştururuz.
Her sayının olumlu ve olumsuz olanını yansıtırken ardındaki nedenler kökenimizde bize ait olan ile olmayanların yansımalarıdır doğum gün ay ve yılımızı taşıyan raokamlar.
En zor olan! O’ nu alıp kabullenmektir.
Böylece fiziksel, zihinsel, ruhsal dünyanda kim olursan ol! Dünyaya geldiğin zaman “saf sevgi” ile doğarken o’nun üzerine Atalarının, çevrenin aşılamış olduğu kodlarla, anlamları ile bütünleşirsin. Herleyin bir adı, anlamı, kodları ile sarmalanmış dünya içinde kendini aramaya başlarsın.
“Ben kimim? Neden bu dünyadayım dedikçe istemediklerini yaşadıkça nedenler günden güne çoğalarak katlanıp geri yansıt.

Numerolojide “fiziksel, zihinsel, ruhsal enerji frekanslarınla seni tamamlayan hücrelerinin yansıttıkları ile yaşadığındır.

Biri bana beni anlatsın diye düşündün mü?

Hayat amacımızı keşfetmenin zorlukları ile uğraşa duralım. sayıların ritmik hareketleri ile dans edişleri bize kendimizi anlatarak aydınlatır. Her şeyin formülünü denge ve uyumu ile bağdaştırarak kendini içinde nasıl hissettiğinle alakalıdır.
Oysa Numeroloji’de her şeyin içerisinde olduğunu ama sadece yüzeyden başlayarak derinlere kadar upuzun yaşam felsefeni deşifre etmene yardımcı oldukça daha fazlasını istemeye başlarsın.
Küçük bir dokunuşla “Uyanış ve aydınlanma”: ardından farkındalık yakalamaya benzer. Dışardan yansıyan olayların geniş açısından bakıp değerlendirirken, göremediklerini, daha geniş açısıyla bakıp görmek, herşeyini yeniden yapılandırmana yardımcı olur.
Rakamlar bize var olanı yansıtırken olmasını dilediklerinin, istek ve taleplerinin önündeki engelleri de yansıtarak nerede blokaj koyduğunu ve nerelerde sınır yarattıklarının farkındalığı ile o gün ve zamanı deşifre etmen için formülünü verir.
Dünyaya geldiğin andan başlayan yaşam serüvenlerinle ona eşlik eden sayıların doğuşu senle birlikte o günün enerjisi ile beslendiğini ve elementlerin etkileri ile doğum gün ay ve yılını temsil eder. Burçların etkileşimleri ile gezegenlerin konumları, Anne karnındaki fiziksel, zihinse genetik kodlarınla devam ederken, ruhsal burcun ile farkında olamadığın ve sana seni anlatan başka bir yansımanın rolleri ile yaşamını süsler.

Şimdi şu anda hayat amacının bir ucundan tutarken, diğer ucunu bıraktıkça ilerlemeye başlarsın. Alma, tutma, bırakma eylemlerinin formülü: “bağımlılık yapma: alışkanlık hale getirme: her şeyin başlama ve bitme döngüsünde zamanı gelenin gideceği gibi bu süreçlerde kimse kendinden başkasının onayı ile hareket etmeyi sevmez, istemez hatda onaylamaz.
Gelecek, her birimizde amaç olmaya başlar... Böylece, duygu: düşünce: hislerin birikimleri ile birlikte hareket etmeye başlarsın.
Seçimlerinde O’ an taşıdığın duygu, durumunla seni yönlendiren zihninle elde edeceğin çizgin oluşur.
Numerolojin ile sana ait olan doğum gün ay ve yılının enerji frekansı yaşamındaki tüm dirençlerinin, zorluklarının üstesinden gelebileceğin çizgilerini sana anlatıyorken içinden nasıl çıkış yapabileceğini bildin mi başlangıçların seçimlerin olur ve kolaylaştırmaya başlarsın.

Kendinden başkasının hayat yoluna müdahale edemezken fikir alışverişlerinle destek olursun. Yaşamın çift yüzü ile olumlu yada olumsuzdur. Bir ‘de farklı renkleri ile sana seni yansıtır. O’ “an” Ruhsal, Duygusal, Hissel olarak içine çekilirsin, tezatlıklarla karşılaşır, silkelenirsin ve itebilecek gücüne destek olmaya başlayan değişen düşüncelerinle farklı açılarla olaylara bakmaya herşeyini bir araya getirerek başlarsın.
Başka başka tonlamalarla kendini içsel denge ve uyumu yakaladığın zaman oluştırmaya başladığın anlamlarınla tanışmaya, yönlendirecek hikayelerin zihninde oluşmaya başlangıçlarında yoluna koymaya başlatırsın. .

Minik bir atom parçacığı olgusunu zihnimde oluşturdukça içindeki nötron ve proton birleşiminin önemini anladım. Kimseden beklentiye girmeden kendi yaşantımı şekillendirmeyi başarmak insan olma sanatımı ortaya koyarak amacıma O’ an içinde ulaştığımı anlatıyor.
Gelecek hedeflerimle kime göre nasıl bakıp görüp de değerlendirdiğimizi yaşantına eksik olanı tamamlayabilmen, ne istediğini bilip de ona göre seçimlerinde izleri oluşturduğunu anlamışsındır.

Numeroloji ile yüzeysel olana, gelecek değil de geçmiş ve şimdinin yarattığın izlerin kökeni, izlerin ile olabilecek olasılıklarınla şekillendirdiğin geleceğine tohum aşıladıklarının yansımalarıdır ortaya çıkan.

Rakamlar bize ne çok şeyler anlatıyormuş.
Doğum gün ay ve yılını birini bir biriyle eşleştirerek toplama, biriktirme ve yansıtma özelliklerimizle kendi kimyamıza yönelerek güvenerek içindeki her zerreciklerin aslında her birimizde var olan inançlardır ortaya çıkan. Fakat, kimin hayatına nereden başlayacağını bilmeden bu yolda ilerlersin
Uzay zaman boşluğundaki yıldızlar, gezegenler gibi. Iç içe geçmiş yaşamımızla hayatı anlamlı anlamsız kılan içsel zenginliklerimizde donelerimiz birikimlerimizle hücrelerimize güç ilave ederek o enerjiyle beslenmeye başlarmışız.
Hislerin dilinden anlamaya başladık mı etrafımızı saran atom enerjsinden yararlanmayı bilmek gerekli. Zamanla düşe kalka bir şeylerin doğruluğuna inandırırız kendimizi. Olumlu olumsuz olana ev sahipliği yaparken aslında var olana hükmederek bunu elde edermişiz. Meğer kimyamızı deşifre ettikçe her birimizin öz inancı koşulsuz sevgi olduğuna saf, somut olduğuna kanaat vererek minik bir zerrecikten meydana gelişimizin hatda her şeyin içerisinde bir hiç olduğumuza inanıyorum. Kimyamıza güç veren, değerli değersiz kılan, barkodumuz bize her şeyi anlatıyor.
Olumlu olanın önünde duran olumsuz inançlarındır. Olumsuz inancının önünde duran olumlu olandır. Her ikisi arasında gidip gelerek olmak istediğin kimlik, kişiliğine sahip oluncaya dek denge ve uyumuna seni yönlendirmeye başlar. Çekim gücün ile sahip olmaya başladığın önünde duran inançlarındır. Farkına vardıkça aradan onu nötürledin mi sadece istediklerine odaklı kalmayı başardın mı elinin ayarını çekip önünü açmaya başlayacak istediklerinle kendini alıp kabul edersin.
Olanı sevmenin ne denli özel olabileceğini algıladın mı? hayattan birden fazla farklı zamanlarla donanımlarında kimyanı nötür kılarak o an istediğini elde etme potansiyeline sahip olursun.

Numerolojinin bilimsel gerçeği hayat kurtarandır….

RAKAMLARIN mistik gücü: zamanı yoklayarak hayatı ayakta alkışlamak dünyanın var oluşundan bugüne içinde olduğumuz her zerreciklerle kimin için ne kadar derinlerden yüzeye boyutlar atladığımızın hikayelerine ne kadar önem verdiğine bağlıdır.

Sanatcı ruhumuzla kimyamızı deşifre ederek deforme olmuş olanı yeniden yapılandırmaya yöneleceğiz. Numerolojinin mimarisi üstad pisacordu. Zamanında keşifci olan pisacorun hayat hikayesi isteği, arzu ve talebi doğrulturusnda idi. Her birimizin dünyasında kendine görev edindiği misyonu vardır. Bu misyonu elde edinceye dek istemediklerimize inat edilen mücadelelerimiz sonucu ortaya çıkar. Kimse için değişmeyiz. Önce kendimizi iyileştiririz ki çevremizdeki kişilere yrdımcı olabilelim. Böylece misyonumuzu belirleriz.
Pisagor matematikci bilime yönelik elinde somut kanırt ararken inandığı gibi onu da takip eden küçük bir topluluğa bildiklerini ve inandıklarıı anlatır. Kendi misyonuna yönelerek okul açar bu okul onu farklı insan modelleri ile anatomi dersleri felsefe konuları ile bir birine bağlayarak numerolojiy anlatır. Derken dünyada bugün üziversitelerde eğitimi verilerek bilimsel olarak doğruluğuna inanmışlardı.

Her şeyin bir anlamı vardır ve bu anlamları ortaya koyabilecek ikna kabiliyeti yüksek üstadlar zamanında küçük toplum içerisinde parmakla gösteriliyordu. Mucit diye adlandırırız. Bilge olarak kodlarız ama, işin önemi bana göre her birimizin hayatı sanat ve bilimdir. Kendi okulumuzda neye inanırsak sahip olduğumuz ta kendisidir.

21 Mayıs 2019 Salı

İYİ NİYET HAYATTA YAPTIĞIMIZ EN BÜYÜK FEDAKARLIKTIR.



İYİNİYET HAYATTA YAPTIĞIMIZ EN BÜYÜK FEDAKARLIKTIR.

Kendimiz için değil başkaları için yaptığımız fedakarlıktır günün sonunda bize dost kazandıran. En büyük dost ise kendi kişiliğimizdir farkında olamadığımız. Içinde yaşadığımız, akıl mantık, şuurumuzun gücüne sahip olma eğitiminde kimse için değil kendmizi her var olanla kontrol altında tutup nasıl bir hayata sahip olmak istediğimizi anlamlaştırarak telkinlerde bulunuruz.

Istem dışı gelişerek hayatımıza yön vermemize neden olan ilişkilerle çevrenin rolleri her birimizi göremediğimiz yönlerimizle silkeledikçe aynadaki yansımalarımızın gücümüzle deşifre edilebileceğini bilmek zaman istemez. Çünkü o an geldimi etrafımıdaki her olan olmayanla kendimizi farklı görüp değerlendirmeye başlarmışız. Gelip geçen zamanla olgunlaşmak ise keyiflidir, hele neyin ve kimin için geldiğini farkettikce farklı yönden geleni değerlendirdiğimiz şekillerde hayatımıza hediyelendirmiş olalım.

Kabullendikçe kendini keşfederek buna sahip olabilirsin. Değişim olduğu müddetçe her an öğrenerek ilerlermişiz meğer diyerek zamanı keni değerlendirmelerimle farklı gözle bakıp gören bendim. .
Önceleri O şekilde düşünemezdik belkide ancak, zamanla kimin senin için ne kadar fedakarlık ettiğini benim gibi sende anlarsın. Yaşamın anahtarlarında kendi içsel dünyamıza dokundukları “an” sanki nedenleri veya sebepleri ile kendimizi kabuğumuzun içerisine girip çıkarken hissettikçe sürekli değişimin parçası olduğumuzu ve değişmeyen inançlarımız, kalıplarımızın değişimine ortak olurken nereden nasıl olaylara baktığımızı görebilelim.

Dünyanın sonu geldiğini düşünebiliriz. Bir anlık öfke ile yaşam yolumuzu değiştirerek farklı kulvarlarda kendimizi bulabiliriz de. Hayattan anlamlı anlamsız gelişi ile güzel ilişkilerle direnebiliriz belkide. “Öfkeyle kalkan zararla oturur” derlerdi de inanmadığım gibi. Günü ve zamanı geldimi ona da inanacaktım. En güzeli sakin kalmak, olayları seyirci gözü ile izlerken havadaki negatif enerjinin sakinleşmesi, dinginleşmesini beklemektir.

Hayatta, tecrübelerimizle silkelenebiliriz. Üzülüp içsel duygularla çatışmalara girebilirizde ama, deşifre edildikçe daha derinlerimizdeki duygusal kırılmaların kökeni, hayal kırıklıklarımız ve istemeden edilen sözlerle mücadele etmekte olabilir.

Herkese yetişmenin mümkün olmadığını hayatan darbe ala ala ders çıkartırız.
Insanların yaşantımızdaki rolleri sürekli değişken olurken zamanın sana ne getieceğini bilmeden anlık farklı açılarla sadece kendi seçimlerinle kalabilmek zahmetli olabilir. Kimsenin hükmü ile değil kendi seçimlerinlesin. Biri sana “bana yardım edebilir misin?” dese “hayır” dermisin? Işlerin olmasına rağmen “dur işlerimi yapıp gelirim” dermisin? Yoksa kalbi kırılmasın diye kendinden ve başkalarından feragat edip zamaını başkası için geçiltirmen seni iyi yapar mı? Öncülüğün kendin olma duruna alışmalısın. Başkalarına iyilik yapacaksın diyerek kendinden fedakarlık yapıp zamanını başkaları için kullanmış olmak senin seöimlerindir. Sonuçta olacak olanlada sen sorumlu olursun.
Başkaları “ne” diyecek. Bağımlılıklarınla herkesin hayatına müdahale etmesini tercih ettiğin için yaşıyorsun istemediklerini.

Nefsimizi terbiye edebildik mi çevreden yansıyarak gelen benzer benzeri çektikçe kendimizde var olandır hayatımızda olup iyiki de olmuş diyebileceğimiz. Iyilik insanın içindeki hazinesidir. Özün yüzeye çıkışı ile negatif olanı kırarak içinden olumlu, pozitif, güzel düşüncelerin deneyimlerin sayesinde terbiye ettiğin kirli olanı nötürlemen mucizenizdir.

Terbiye edildikçe daha fazlasına sahip olmaya başlarız. Kişisel dünyamızı yeterince kirletmemişiz demekki.

Iyilik insanın içindeki özden gelen duygudur. Sahip oldukça bırakmak istemeyiz ancak bırakabilmemiz için çevreden yansıyarak olumsuz tetikleyenlere günün sonunda teşekkür ederiz. Hiç bir şey içinde pişmanlık hissi beslemedikçe uyandırdığımız bilinç bizler olgunlaştırmaya ytecektir.

NUMEROLOG
Müjde Şener


KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...