GÖRÜNEN İLE
GÖRÜNMEYENİN ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Görünen ile
görünmeyen arasındaki farkı anlamakta zorlanırız. Her birimizin
sandığı farklı ve ilginç bakış açılarıyla kendimize
düşüncelerimizle inançlarımız eşlik eder.
İçimize
çekildiğimiz, düşüncelerimizle dünyamızı değiştirmemize
neden olan duygularımızı zorlayan insanlardır.
Anlam veremediğimiz
“an”, düşüncelerimiz ile vizyonumuzun, hayallerimizle ya da
kendimizi yöneten inançlarımızda “haklı nedenler” arayışımız
olur.
Enerjimi aşağıya
çeken insanlara olan bağımlılıklarımın bilincindeyim ama nasıl
değiştirebileceğimi anlamam bende zamanımı yoklamama neden olan
inançlarımın deşifre edilişi ile oldu.
Her nedeni bir
biriyle bağladıkça, bilincimde olup bırakamadığım
alışkanlıklarımla sahiplendiğim düşüncelerimin yaşamımın
parçaları olmaya başlamasıydı. Tüm bunlar bende geçmiş ile
alakalı olabileceğini söylediklerinde inanmak, kabul etmem
imkansız “Saçmalık” dedim ve tek düze yaşamaya devam ettim.
Inanmamı
engelleyen kalıplarım oldu. Elimde somut kanıt ararken sadece dış
etkenlerin bendeki yerlerini aradım. Değişimi reddeden
alışkanlıklarımla olduğum ise sonradan idrak ettim.
Her alışkanlığımın
bağımlılığıma dönüşmesi, bırakmamı engelleyen inanç
kalıplarımın olması sandığım korkularımla beslenişim,
yaşamımın zehirli sarmaşıkları hale dönmesiyle geleceğimi
tıkıyormuşum meğer.
Her inişin illa bir
uyanışı olacaktı ve o gün geldiğinde yaşamak zorunda kalacağım
zorlu düellolarımla baş başa olmam beni “ARTIK YETER”
dedirten “SON” noktaya taşıması oldu.
Her birimizin
hayatı, yaşamımızdaki rolleri ile denizde toplu iğne aramaya
benzetildi.
Yansıyarak
duygumuzda biriktirdiğimiz roller ile “ben bunu hangi zamanda
sahiplendim” demeye, kimse için hayatımızı riske atmamayı,
mutsuzluğa neden olanları hayatımızda tutmamayı ve
istemediklerimizle nasıl baş edeceğimizi bilememekten gelişiyordu.
Hayatta ne istersem
önceliğim başkaları içindi. Kendimi unuttuğumu, hiç bir
talepte bulunmadığımı farkettikçe sıkıntılarımın kaynağı
ortaya çıktı. “Hep verici olursan ve almayı bilmezsen sana
geleni reddederek sıkıntısını yaşadıkça zararını affetmeye
ve kendini anlamaya başlarsın”. Tüm bu yaşam beni
olgunlaştırdı.
O gün değişen
duygu ve düşüncelerimle birlikte farkındalığımı kazanarak
uyanışım oldu.
Zamanla deşifre
edilecek duygularımızda bizi üzen, kıran kalıplarımızı
keşfederek, olumsuz tetikleyen çevremizde bunu üstlenecek ve
rolünü en iyi şekilde yapmayı başaracak kişilerdir.
Kim olursa olsun
sahip olduğumuz güç: içsel, duygusal var ettiğimiz,
biriktirdiklerimizi düşünmeden nasıl kendi himayemizde kontrol
altında tutmak gerektiğidir.
Her insanın farklı,
ilginç bakış açıları vardır. Sebeplerin düşünceleri
zorlaması. Olmayanı nasl olmuş gibi düşünebileceğimizin
hikayemiz olabileceğini, istediklerine odaklanarak yaratmanı
bekleyen olumlamalarındır.
Olumlamalar nedir?
Neye göre veya kime göre? Iyisi de kötüsü de taleplerindir. Neyi
nasıl düşünürsen onu hayatına çekersin. Istemediklerini değil,
istediklerini dilemek, istemen veya kabul etmen seni diplere
sürükleyen yaşamın içinden kendini çekip çıkartarak bunu
kolay bir şekilde yaratmak demektir...
Iyi niyetli olmak,
hayatın renkli kısmından yaşama bakman seni ve beni nasıl mutlu
kılarsa en doğru olanın o olmasını sağlarken inanmak önemli.
Mucizelerin dilinden
anlamak zor değil. Bu iksir ise mutluluktur. Içsel duygusal
farkında olamadığın, göremediğin frekansının titreşimleri
ile beslenirken dış etkenler bunun tam zıddıdır. Açık
bıraktığın kapı oldumu herkesin içeriye girme lüksü olur.
Böylece sana ait olmayanlarla mücadelelerinde mutsuz olur, strese
girer, hasta olursun. Ama içerden kilitledikçe sadece sana ait
olduğunu isteklerinle, onayladıklarınla, kabul ettiklerinle
kalırsın.
Kendimizi
göremediğimiz, içinde olduğumuz sıkıntılı döngü (girdap)
“sana seni anlatan ya da gösteren tablolarınla sınanırsın”.
Baktıkça sadece bir tablo dersin. “bu kime aittir?” oysa
kendinde ne kadar çok eksik yada tam anlamlarıyla bir araya
getirmeye neden olan yansımaları görmeye başladın mı, kimin
Ruhu sana seni anlatıyorsa, sen de onun Ruhuyla tam ve
bütünleşirsin.
Iyi bir ilaç,
iksir veya ruhuna hitap edecek renklerin gücü ile tam anlamı ile
yolunu bulmaya başlarsın.
Her yönden deşifre
edilip bilinmezliğe mi gidiyorsun? Farkılı objektiften olaylara
bakmayı denemek, istediğin an değişmeye başlayan görüş
alanında “ben bunu daha önce nasıl göremedim?” demeye
başlarız.
Hislerin dilinden
anlamaya başladık mı, biriktirmiş olduğumuz nedenlerin kökenini
deşifre edeceğimiz başkaların farklı hikayeleridir.
Görünmeyen bir
olayın perde arkasından bakarak farklı bir yalıtımla içsel
duygusal düşüncesel bir biriyle alakası olabileceğini bilerek
izlenilen yolun değişimini başlatacağına, inançlı olan insan
topluluğu ile tek başına bir yere varamazsın.
Bunu taşıyabilecek
güçte biri olsun yada olmasın. Her birinin doğru frekansa hizmet
ettiği yönünde dengeli ve uyumlu olması, olabilecek farklı
farkındalık çizmeye başla.
Kaleni içerden
keşfetmeye hazırmısın? Evet…
Her insanın
duygulara dokunma şekli farklıdır. Kimseyi yargılamadan,
eleştirmeden şimdi şu anda kendini deşifre ettikçe görmen
gereken duygunun altındaki kalıplarındır.
Her şey çok kolay,
zorlaştıran ise düşüncelerdir. Zihninin sana oynadığı
oyunlardır.
Hayatın sana aynlık
yapmasına kızma. Her olana teşekkür et. Senden özür dilerim
derken seni seviyorum diyerek olumlu telkinlerinle sadece var olan
varlığına, zenginliğine minnet duy…
NUMEROLOG:
Müjde Şener
18.6.2019
54/18/9
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder