EVRENSEL YAŞAM
ENERJİLERİMİZLE DENGEDE KALMAK
Evrende var olan her
şey bir enerjidir, titreşimdir, frekanstır…
“Kim olursan ol
kendin ol!” diye düşünmeme neden olan inançlarıma, duygusal
yaklaşmayıp, kendim olmayı bir nebzede olsa başarmamla,
yansıttığım enerjisel bağlantılarımın harekete geçip
dilediklerimin, istediklerimin, taleplerimin gerçekleşmesini
sağlamayı başardım.
Bunu farkettikçe,
herkes için nasıl olmam gerektiğini ortadan kaldıran inançlarımı,
tabularımı terkederken. “Ruhsal, fiziksel, zihinsel” olarak
hayatıma şekil vermeye koyulmuştum.
HER
BİRİNİN BİR BİRİYLE BAĞLANTILI OLUŞU İŞLEVSELLİĞİNİ
AKTİF KILARAK OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLMASINI ENGELLEYEN
FREKANSLARDAN ARINDIRABİLMEYİ ÖĞRENİYORUZ.
Kiliti kırarak
içeriye girmeyi başardığımı anladıkça, içerden dışarıya
çıkıp kaybolmak yerine, daha derinlerde kendime kapattığım
kapılarımı açmaya niyet ederek farkındalık kazanıyordum.
Tüm bu geçiş
süreçleri her birimizi olgunlaştıracak düzeyde gelişerek,
yansıttıklarımızın daha güçlü yankısı ( titreşimi,
frekansı) ile fiziksel ve ruhsal değil sadece. Var olan her
şeyimizle olumlu, olumsuz etkilenmiş olması. Olması gereken doğru
frekansa gelinceye dek, sürekli değişimleri yaşayıp
deneyimledikçe kendimiz olma yolculuğumuza yöneliriz.
(Sana ait olmayana
ev sahipliği yaparken zamanla alışkanlık olmaya, günden güne
bağımlı olduğunu hissederken bırakman daha çok güçlenir.)
Bir yandan “tamam”
deyipte, ardından olumsuzluklarla “mutsuz” olmak istemeyiz.
Evrende var olan enerjiyi yönlendirebilme yetimizi kullanabilirken
buna engel olan kalıplarla yaşamayı seçtiğimizden ne gelirse
başımız ondan dolayı geliyor.
Herşey kendi
enerjisiyle ekseninde dönüp duran vorteksi düşünün.
Ayni frekanstakileri
çekme, itme eylemleri ile ya daha güçlü olup daha iyisine
odaklanacağız, yada daha geniş açısıyla gücümüze güç ilave
edeceğiz. Bunlara engel olan her şeyi gözden geçirerek her
birimizin farklı dünyalara sahip oluşu, saplantılı, bağımlı
olduklarımızdan kendimizi soyutlarken somut olan frekanslarla nasıl
başa çıkabileceğimizin fatualarını kendimize keseriz. Elde bir
şey yok, sadece var sayımlarla algı, anlamlarımızla hareket edip
hiç bir şeye çok şeyler anlam yüklemeyi düşündükmü? Bunca
zaman her şeyde bir şeyler arayıp durduk ama nafile. Dönüp
durduğumuz ayni enerji içinde sadece neden veya niçin deyip te
anlamları tekrar tekrar dile getirmiştik. Oysa hiç bir şeyde
hepliği yoklamak varken yokluktan bolluğu yaratarak birlik
içerisinde neyin nasıl değişim ve dönüşümüne ortak
fikirlerimizle olumlu sonuçlar getirebileceğimizi bir de bu yönden
bakıp görmeyi denemek gereklidir.
Zamanı kendi
halinde bırakamayız. Somut elimizdeki verilere cevap aradıkça
altındaki nedenleri yok etmenin fomülü: ters yüz çevirmektir.
Senin doğrun benim yanlışım olabilir bu sana ait bir düzenek
tablosudur. Benim doğrum ise bana beni anlatırken istemediklerimle
yaşamayı seçmilşsem ve bunun formülünü bilemiyorsam ters yüz
edip bir de istemediğim yönden bakmayı günün sonunda seçimlerim
arasında yer alabileceğini denemeden anlayamayız.
Ben denedim ve
değişimime hem fikir olan frekansımla tam olmanın verdiği huzur,
içsel dünyam ve kendimle tam ve bütünleştim.
Elbette çevrenin
rollerinin de bizlere katkıları vardır. Ama, her birimizin
kendimize ait yaşam çarkı içerisindeki sistemi çalışır
kılmak, buna “çakralar” da diyebiliriz. Fiziksel, zihinsel,
ruhsal, duygusal var ettiğimiz her senaryo, oyunculuğumuzla çekim
gücümüzü bertaraf eden ve icabında imkansızlığı üzerimize
aşılayan kodlarla ne kadar olumlu ve mutlu olabiliriz dememe lüzüm
yok.
Evrenin bilgi
bileşeni ile sürekli bir etkileşim içindeyiz.
Yürümeye niyet
ettiğimiz yaşam yollarında, sürekli yeniliklere doğru yol
alıyoruz. Evrende var olan her şeyin titreşimlerle birlikte
hareket etmesi demek. Evrensel bağlantılarla işlevselliğimizin
gücü ile temas halinde olan hücrelerimizin kimyası ile birlik,
beraberlik içerisinde yürütülen yaşama uyarlanıyoruz demektir.
Zamana bölünmüş
olan her birimlerin sıfır da dahil olmak üzere, birden itibaren
ardından ulanarak birlik ile bütünlüğün sembolü hale gelmiş
rakamlar bize sonsuzluğun aralarından akışla birlikte zamanda
yolculuk yaptırıyorlar.
Her şeyden hiçliğin
önemini değindikçe, ardımızdaki negatifliklerimize şifa
olabilecek kaynağı tama anlamıyla farketmeye ve çözmeye doğru
yol alabileceğimizin bilinci ile olduğumuza güvenerek yol
alabileceğiz. Hislerin dilinden deşifre edilmeyi bekleyen daha
başka köprülerden geçmek yerine bırakmaya, zgürleştirmeye
doğru yol alabileceğiz.
Değişimimizin her
bir fırsatının doğru değerlendirilişinden ne aldık, algıladık
ve öğrendik…
NUMEROLOG:
Müjde Sener
6.7.2019
43/16/7
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder