12 Temmuz 2019 Cuma

HAYATIN YANSIMALARI İLE KENDİNİ KEŞFET



HAYATIN YANSIMALARI İLE KENDİNİ KEŞFET

Bugünkü ben, dünkü ben değilsem bunu kendime borçluyum. Yaptığım her doğrum bir gün yanlış olarak zihnimdeki yerinin değişebileceğini düşünemediğim gibi…
Hayatın yansımaları ile kendimi keşfetme yolculuğum, hayat derslerimdeki benliğim ve bilinçaltımda bana ait olmayarak hücrelerime işleyen doku, sürekli değişim içerisinde tıpkı nakış gibidr. İçten dışa, dışardan içeriye doğru yol alarak, kendini gösteren yaşamın parçalarıyla donanımlıyım.
Zamanı kovalayarak yaşama nedenlerimi aramaya koyulduğum zaman anladım ki, “her nedenin sebebi kendimim” diye.
Hücrelerimdeki doku: bana ait olmayan kodlar, bilincimde değişmesini istediklerim ile zihnimi temizleyecek ve yeniden program yükleyecektim. Bunca zamanımı yaşantımdan çalan her ne ise bırakmaya, özgürleştirmeye niyet ediyorum...

Yaşamın gerçeklerinden, üzerimdeki görevlerini sorguladığımız var olan her şeyin kime ait olduğundan ya da kimlerden gelişini anlamak imkansızdır diye düşünmemeli. Her yolun bir haritası vardır ve kimi zaman bir rehberede ihtiyaç duyarız.
Fiziksel, zihinsel ve duygusal yaklaşımlarımızda En son his olarak üzerimizde kalmasına neden olmuştum. Duyular hücrelerin, hücrelerden fiziksel duyularıma zincirleme ulanarak hareket halindeler.
Düşünce, söz, kelimeler ve yaşam. İnsanoğlu ile makinelerin eşleştirilişinden yola çıkarak her olayı bir birine bağlayıp nedenleri ve niçinleri ayni anda kendimde aradıkça kendi enerji skalamı aşağıya yukarıya çekip iten gücü farkederek kendimizi kontrol altında tutmalıyız.
Düşük enerjide olduk mu, fiziksel ve duygusal düşüşlerden dolayı sıkıntı duyarız. Hüzün, üzüntü ardından gelir. Ama, mutlu olmak veya mutlu olmanın yöntemi ile kendimizi programladığımız zaman benzer benzeri çektiğinden yansıttığımız enerjiye frekansa göre yaşamımız değişir.
Tıpkı bilgisayara benzeyen beynimiz’e yüklenildiğimizdeki reaksiyon gibi ama, düşünmek istemeyiz. (“Iptal” kelimesi kabullenmemektir.)
Farkında olmadan edilen her söz, sihirdir. Duygumuza dokunduğu her şey işler. Ardından benzer benzerin yansımasından, tek bir dokunun bölünerek farklı zamanlarda benzer olanın çoğalarak yeniden yaşamamıza neden olur.
Her birimize izin verildiği kadarını toplamaya başladığımıza göre. Temizlemeden başka bir şey algılayamadığımızı anlamışızdır.

Başkaların himayesinde olmak, bize göre değildir. Özgürlüğümüze düşkün toplumuz aslında. Bağımsız olamamak, altındaki nedenlerin başkaların kalıplarının olmasıdır.
Nedeni bilirsek özgürlüğümüzü kazanmaya doğru yeni bir bilinçle hareket etmeye yönelebiliriz.
Zamanı yakalamak istersek “SABIRLI, ÖZVERİLİ, MEŞAKATLİ” olmalıyız.
Özgür olmam beni son derece rahatlatıyor. Demek ki rahatıma düşkünlüğümü birinden almıştım ama kimden. “Istemem, kalsın” dediğim cümleyi nerelerde kullanıyordum? Bende tetikleyen duygularımdaki his nedir? Bu kodu birinden almıştım ama kimden?
Önemsiz diye düünmeyip saklı kalmış duygunuza şimşek hızı kadar etkili olacak geri bildirim uyanışınız ve değişim, farkındalık bizlere kazandıracaktır.

Özgürlüğüme düşkün olmam birinin kodlarıyken ben ne yaparsam kendim olurum diye düşündükçe altındaki nedenleri bıraktıkça bir den ne göreyim. Saf beyaz ışık, nötürden başka bir şey değil. Her şeye sahip olup hiç bir şeye ship olamamak bu olsa gerek. Dünya okulumuzda ben kendim olmayı seçmişim zaten. “Her şeyde nötür olabilmek zaman ister” diye düşünerek kendinizi zamandan mahrum etmeyin. Bu inançla kimden geldiğini ve öyle olduğuna seni inandıran başka nedenleri düşünmeden derslerimizi alıp farkındalıkla bakmak, sanat gerektirir. Hissettikçe en iyisi ve en güzeli için mücadele etmek sinirleri sakinleştirecektir.

Bakıp göremediklerimden nasıl bir dersle, ne kadarını alıp kabullenmişsek onları yaşadığımızı farkederiz. Tıpkı mıknatıs gibi çekim gücümüzle çekerek, benzer benzeri toplama özelliklerimizle kendimizi soyutlamaya başladık mı, öz inançlarımız, kalıplarımızla mücadelede olduğumuzu anlarız.
Nedensiz yansımayan ve nedensiz yaşamadıklarımızdan dersini al ve bırak. Sahiplendikçe bırakmak zorlaşır.
Kapılarımı kapatacak olsam hayat olmaz. Nefes alamazsın, daralırsın dünyanda. Kapılarını açsan sana ait olmayanlarla farklı dünya içerisinde kendini bulursun. Ama, kendin ol! Zamanı kazan, sarıldığın bedenini sevmeyi öprendikçe ne kadar iyi ve güzel dünya yarattığını farkederek yaşamaya başlarsın.

Yaşamın her zerresi: her birimize yaşama sebebidir ve farklı etki, yankısıyla karşılık verir.
Yaşama nedenlerimizi bir bir irdeledikçe, altındaki nedenlerin kaynağı kendi gelen dir de diyebiliriz. Amacımıza kolaylıkla hedef almak ve ulaşabilmemiz ise, hedelerimize bizi yönlnedirecek, çevremizdeki insanların, olayların oluşudur.
Farklı donanımlara sahip olup, Atalarından, çevreden almış olduklarımız miras ile kaderimdir deyip yaşamamalı. Hayatımızı sınırlar içerisinde kendimiz olmadan yaşamak istemeyiz. Bilinçli, farkındalıklı olup bilimsel yaklaşarak her birimizin yaşama sebebinde kendi gücümüzün kontrolü: hayata olan değer, sevgi, sağlık, başarı getirmeye başlar.
Ne istediğimizi bilirsek ve çevrenin itişe katışarak bir birini ezip hedefe ulaşacağını sandığı zihinsel sorunlardandır.
Yıllarca yaşam mücadelesi veren biri ile diğeri farklıdır. Eğer sen kime, nasıl insana denk gelmişsen bunun bilincinde olman seni farklı ve başka düşünmeye yönlendirecektir.
“Bir dokunuşla bin ayıp örtersin” deyimi, “bugün ben sen değilim, sen de ben olmadığımızdır”.
Her gün yeni bir bilgi ile değişimlerimizi farkederiz.

NUMEROLOG:
Müjde Şener

13.7.2019
50/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...