HER ŞEYİMİ
ARTISIYLA DÜŞÜNÜRÜM...
Sürekli bir olayın
içine girer ve çıkarız. Her olayın başlama, bitme süreci ne
kadar sürdürdüğünle alakalı olur. Kesip atmak, vazgeçmen demek
kabullenmek midir sizce? Dahası, kabullenmemek, inadına direnen
dirençlerimizle: kalıplar, tabularımızla daha çok mücadeleleri
bir birine ularız farkında olmadan.
Hangi zamandasın?
ya da şimdi hangi yaşamının içinde nelerle mücadele
içerisindesin? Tüm yaşanmışlıkların sana katkısı ne olduğunu
sorgulamaya başladıkça, her şeyin artısı ile düşüncelerinde
ona yer vermek, derin öz inançlarnın gün yüzüne çıkmasına
izin verebildiğin kadarını alıp kabul ediyorsun anlamındadır.
Her olan olmayan
hayrımızadır. Her olmayı bekleyip olmayan ise hayrımızadır.
Zamanı yoklarken zor olanları farkedip geri durmak yerine, üzerine
gitmeyi deneyelim.
Yarattıklarınla
yaşamaya başladığın ve şimdiki zamanda istemediklerinle
birlikte yaşamak durmunda kalmış olman, kendinden sorumlu olduğun
hayatını yaratarak yaşadığını anlaman için başka neler
mümkündür?
“Her şeyin
içerisinde hiç bir şey” diye düşünerek kontrol dışı
yarattığın kaos seçimlerini değerlendirmeye başla.
- Neden bu yazıları
okuyayım?
- Bana katkısı
nedir?
- Kendimde alıp
kabul etmediğim ne vardı?
- Başkasında olup
bende olmayan nedir?
Okumaya başladığın
zaman hangi aşamalardan hayatına nasıl bakman gerektiğin
keşfetmeye de başlarsın. Zor olan, kendine ayıracağın zaman mı?
Yoksa, eline alacağın kitapta aradıklarına cevaplar mı? Her
ikisi de olacak ki “isterim ama!” deriz ve ardından bir sürü
bahaneleri üst üste koyarak sıvıştığımız senaryolarla
yaşamak durumunda kalışımızı kullanırız.
Kendine doğru
atacağın adımlarınla, hayatı anlatan yaşanmış hikayelerinle,
öz kendi inançlarını değerli kılman hayatı anlık değiştiren
inançlarınla kendini keşfetmek için dağılmış düşüncelerinle
sürekli boz yap içinde saatli bomba gibi zamanı yakalamak ve
akışta İlerleyebilmek için mücadelelerinde ben kimim? Neredeyim?
Ne yaparsam mutlu olurum? düşüncelerini minimize edipte akışta
nasıl yaşaman gerektiğini DENEME YANILMA VE GÜNÜN SONUNDA
SEÇİMLERİNLE öğrenebilirsin.
Sürekli birileri
tarafından yönlendirilme isteğin: arzu yada taleplerindeki neden
kendine olan yeterli güvene sahip olamamandandır.
Kendini
kabullendiğin zaman, her yönden yaşama sıkı sıkıya tutunarak,
daha başka nelerin mümkün olabileceğini keşfetmelisin.
Kimi insan söyleşi
yapar kimileri yazar yada okurken dinlemesini, kendimizde
eksiklerimizi keşfederiz. Okumayı sevmeyebilirsin, söyleşilere,
seminerlere katılmaktan hoşlanmıyor olabilirsin de. Dinlemekten
zevk almaya bilirsin belki ama, herbirinin altındaki nedenlerimizi
yokladıkça kendimize iyi gelebilecek olanlardan mahrum kalmakla ne
kadar ufkumuzu geliştirebiliriz?
Gerekli her şeye
sahipken imkansızmış gibi düşünüp değerlendirmek gereksiz.
Küçük bir farkındalık dahi zenginliğe doğru seni götürebilir.
Tek yapılması gereken hayatın sunduğunu doğru kullanabilmendir.
Katkısı oldukça
emin olduğun her şeyin geri dönüşümü ile güçlü, etkili ve
“YANKI” sı ile uyanışın olur. Senden ona, ondan sana giden
gelen ve her yönden yansıtılırken dönüp dolaşıp yankısıyla
verdiğinden daha güçlü dönüşünü yapmasına ne dersin.
Kişisel
gelişimimizin hayat kurtarıcı yönlerini keşfederek daha iyi,
kaliteli yaşam için, “fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal”
kimliklerimizle nasıl tam ve bütün olabileceğimizi öğreniyoruz.
Mutluluğun, huzurun, rahat akışı sağlayarak sağlıklı zihin,
algı, hislerimizle kendimizi her güne yeniden uyandırarak
farkındalığımızla farklı bakış açılarımızı beraberinde
güçlendirmek keyifli olur.
“Ben değişmişsem
sende değişirsin” sloganım hayat kurtarandır. Sen değişirsen
yaşamının renkli oluşu önce dünyanı, ardınadan çevreni ve
dünyanı benzer olanla şekillenmeye başlarız.
“Bundan daha iyi
nasıl olur?” diye düşündüğün zaman “hayatın tümü sana
neşeli, ihtişamlı ve kolay akmaya başlar”.
Başkalarında olup
sende olmayan bir şey yoktur. Bakıp göremediğin ve yokmuş gibi
düşünerek var etmekten kendini alıkoymamalısın.
Her birimizin
hayatı, anlamlı kılındığı kadar zamanı kendi içsel
dünyamızla alıp kabul etmeye ve daha iyi şartlarda kimliklerimizi
deşifre ederek olmazsa olmazların dilinden yoklamaya koyuluruz.
Her şeyi
artılarıyla düşünebiliriz. Zamanı yokladıkça açık kapı
arayarak zamanı ertelememeli. Bana göre yaşamı tamamladıkça ve
akışı kolaylaştırabildikmi içinde nedenleri, niçinleri, aramak
yerine veya sorgulamaktansa “yaşandı ve bitti”. “Deneyimlenmesi
gereken derslerimi aldım bitti” demek daha mantıklı değil mi.
Gelmiş, geçmiş
olanı yeniden deşifre etmektense. Bugün ve sonrasında benzer bir
olayla karşı karşıya geldiğimiz an derslerimizi alıp aynisini
yapmamaya, daha iyisi ile farklı açısından olaylara yaklaşabilmek
mantıklı.
Neden mantık
arayışına giriyoruz? Deneme yanılmalarla, gelip geçen zamanı
hızlı kolay yakalamak için mantığa odaklanarak basit ve kolay
olmasını dileriz. Zamanın önemini daha çok arar oluruz. Bu
nedenle hayatı basit ve kolay bir şekilde yaşamanın verdiği haz
başka deneyimlere bizi sürükledikçe öğrenerek ilerlemeye
başlarız.
Ne kadar güçlü
hissettiğini sorguluyormusun? Bazen güçsüzleşerek yaşama küsmek
gibi doğru olmayan girdap içinde savrularak, çıkış yolu
bulamamak gibi…
“Bugünkü aklımla
olmuş olsaydım!”. Geçmişteki zorlu süreçlerimi nasıl
atlatırdım diye düşünmeye başladım.
Hiç kimsenin
hayatımı nasıl değiştirdiğimle alakalı düşüncesi yok.
Nedeni ise, herkesin bakış açıları sadece var olana sahip
olmaktır diye düşünüyorum. Kimse altındaki gerçek olanla
ilgilenmeyip sadece yüzeysel var olana göz dikerek varsayımlarla
olmalarıdır. Bu beni endişelendirmiyor, üzmüyor da artık ama,
geçmişimdeki ben olmak. Farklı bakış açımla olmam, zamanı
kısır döngü haline dönüştürmem, sadece geçmiş vizyonumdan
bugüne kadar tamamen olgunlmış, sanki evrim geçirmiş farklı bir
ben var şu an karşınızda
NUMEROLOG:
Müjde Şener
4.7.2019
41/14/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder