TOPLULUK İÇİNDE
KENDİNİ KEŞFET
DÜNYA BİR YANA,
SEN BİR YANA, KENDİN OLMAK İSE SANA YARAR…
- Hayatın
içerisinde farklı senaryolarla duygularını sınadığın oldu mu?
- Başkaların
yaşantısından küçük bir kopya ile duygularına dokunan, sana
acı vererek savunmaya geçtiğin oldu mu?
Daha bir çok kendi
içsel dünyanda, her ne kadar dışarıya yansıtmadığın
duyguların varken hayatın içinde tek düze yaşam olduğunu
savunsan bile, kendini dışarıya kapattığın gerçeğini itiraf
edemiyorsun. Bırakman gereken yaşanmışlıklardır belki ama,
başka bir yaşamın sana duygularında yer alacağını bilerek ben
ne istiyorum? Nasıl mutlu olurum? Yada gerçekte ben ne yaparsam
kendim olmaya başlarım diye de düşünmeye başlarız.
Hayatı tiki toko
yaşarken gördüklerimiz, duyduklarımız, işittiklerimiz,
hislerimizleyiz.
Zamanı tekerrür
eden yapısal zihin makinelerimizle her şeyin içinde olup, hiç bir
şey’de oluruz. Hislerin dilinden anlamaya başladık mı, bizi
nasıl etkilediğini gerçek duygularımızla harekete koymayı
başararak değiştirmeye başlarız.
Zamanda yolculuk
yaparken biz yolcuyuz. Istemediklerimizi pas geçer, istediğimiz
yerde durup iner sonra yeniden bineriz. Aksi halde yaşamın tadı
tuzu olmazken bir yerden sonra sürekli değişen her şey, bize ayni
gelmeye başlar. Sanki hiç değişmezliğin içindeymişiz, monoton
bir yaşamla sürükleniyormuşuz hissi ile... “Küçük bir
değişiklik büyük bir mutluluktur”. Böylece her gün gittiğin
yere farklı yönlerden de gitmeyi denemek eğlenceli olacak. Nerede
neyle karşılaşacağını anlamadan ufkun yenilenecek,
zenginleştireceğin bilgi dağarcığınla hayata daha umutla
bakmaya başlarız.
Zamanı kime göre
değerlendirdiğimizi, kendimizi göremediğimiz her değişimin
fırtınasından sonra acıyı hissetmemiz doğaldır. Duyguların
yerlerini değiştirdikçe “bu bana ait değildir” dedğimiz
zaman düşüncelerimizi zihnimize bloklamadan dağılmasına izin
vermeye başlar,
sınırlandırmış
olduğumuz ve bir yerden sonra akışa izin vermediğimiz kalıplar
oraya sığmamaya başladı mı, farklı reaksiyonlar göstermeye
başlarız. Istemeden değişen seçimlerle, kalıplar oluşturup
yeniden bozar ve yeniden yapılandırdığımızın farkında bile
olmadan iç güdüsel olarak zihnimizin istekleri ile gelişir.
Nedeni ise, en küçük bir değişikliğin bilincinde olup neyin iyi
gelip gelmediğini net bir şekilde görebildiğimizdendir.
Hayatın yankıladığı
yaşamın kendisidir. Farklı kimliklerin duygu, düşünce, algı,
hisleri ile yaşama sıkı sıkıya tutunmak için etmiş oldukları
hayat kavgalarından kendini soyutlamayı öğrenmen gerekir.
Herkesin gittiği yön sana uyar mı? Hangi yönden hayatına
bakarsan bak. Alman gerekenleri alıp bırakman gerekenleri de
özgürce salıvermen gerektiğini bilmek gerekir. Özgürleştirerek
toplama, biriktirme ve yansıtma özelliklerini doğru kullanmayı
bildiğimiz an hayatı farklı gözlerle bakmaya başlarız.
Başkaların
gözünden seni farklı görebilirler. Sen onları kendi gözlerinle
değişime hazır olmadıklarını farkedersin. Çözümlerin
dilinden kendini karanlıktan aydınlığa taşıman zamanla
ekseninde bulunan kişilerin de senle ayni düşünceleri taşımaya
başlamaları zor olmayacak. Kimseyi istemediği müddetçe
değiştiremediğimize göre her insanın yaşamını doğru
kullanmayı becerebilme yetisini kazanmaları için gerekli
deneyimlerini yaşamalarına izin vermeliyiz.
Bırak yaşasın ve
görsün. Kimin ne zaman değişime geçeceğini, kendisi adım adım
farkındalıklarıyla bunu başaracaktır.
Her birimizin hayatı
farklı ve başka yaşamların hayatımıza dokunuşlarıyla düşünce,
isteklerimizin gelişerek çoğalması gerçekleşmesine neden olur.
Bundan daha iyi
olması için hayatı hayallerimizde gerçekleştirmeye başladık mı
izlediğimiz yolun bakış açılarımızla renklendirdiğimiz
düşlerimiz olduğunu anlarız.
Çok istedim ve oldu
deriz ya da hayallerim gerçek oldu demeye başlarız. Ben değişmek
istediğim için değiştirdiğim dünyama, bakış açılarımla en
büyük zenginliğim bilgi dağarcığımın daha fazlasını alıp
kullanmam oldu. Hislerimle taşıdığım yüklerimden
özgürleştirerek kurtuldum. Zamanı karanlığa değil ışığa
yönlendirerek olumlu, pozitif olmayı hatda yankılanan herşeyi
duygularımda yokladıkça teşekkür edip istediğim talebimi
zigrettikçe inançlarım törpülenmeye başladı.
Herkesin yaşamındaki
yeri hayatındaki bağlantılarıdır…
küçük bir
dokunuşlarla değiştirmeyi başarabileceğimiz enerjimizin akışı,
hayatımızın akışının değişmesi için yeterlidir. Bunu
yapabilmek için ise: kimseden bir beklentin olmadan hayatta kalmayı
başarmaktır. Her insanın dengi dengini bulabileceği zaman, özdeki
inanç kilidinin değişmesi için gereklidir.
Karanlık ile
aydınlık arasındaki bağının birlik içerisinde kendini kabul
edip, orada olduğun an kendin olabilmeyi ve zevk almayı
başarabilmenin gücü savunmasız olmanı nötürler.
NUMEROLOG:
Müjde Şener
3.7.2019
40/13/4
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder