1 Temmuz 2019 Pazartesi

TOPLULUK İÇİNDE KENDİNİ KEŞFET


TOPLULUK İÇİNDE KENDİNİ KEŞFET


DÜNYA BİR YANA, SEN BİR YANA, KENDİN OLMAK İSE SANA YARAR…

- Hayatın içerisinde farklı senaryolarla duygularını sınadığın oldu mu?
- Başkaların yaşantısından küçük bir kopya ile duygularına dokunan, sana acı vererek savunmaya geçtiğin oldu mu?
Daha bir çok kendi içsel dünyanda, her ne kadar dışarıya yansıtmadığın duyguların varken hayatın içinde tek düze yaşam olduğunu savunsan bile, kendini dışarıya kapattığın gerçeğini itiraf edemiyorsun. Bırakman gereken yaşanmışlıklardır belki ama, başka bir yaşamın sana duygularında yer alacağını bilerek ben ne istiyorum? Nasıl mutlu olurum? Yada gerçekte ben ne yaparsam kendim olmaya başlarım diye de düşünmeye başlarız.

Hayatı tiki toko yaşarken gördüklerimiz, duyduklarımız, işittiklerimiz, hislerimizleyiz.
Zamanı tekerrür eden yapısal zihin makinelerimizle her şeyin içinde olup, hiç bir şey’de oluruz. Hislerin dilinden anlamaya başladık mı, bizi nasıl etkilediğini gerçek duygularımızla harekete koymayı başararak değiştirmeye başlarız.

Zamanda yolculuk yaparken biz yolcuyuz. Istemediklerimizi pas geçer, istediğimiz yerde durup iner sonra yeniden bineriz. Aksi halde yaşamın tadı tuzu olmazken bir yerden sonra sürekli değişen her şey, bize ayni gelmeye başlar. Sanki hiç değişmezliğin içindeymişiz, monoton bir yaşamla sürükleniyormuşuz hissi ile... “Küçük bir değişiklik büyük bir mutluluktur”. Böylece her gün gittiğin yere farklı yönlerden de gitmeyi denemek eğlenceli olacak. Nerede neyle karşılaşacağını anlamadan ufkun yenilenecek, zenginleştireceğin bilgi dağarcığınla hayata daha umutla bakmaya başlarız.

Zamanı kime göre değerlendirdiğimizi, kendimizi göremediğimiz her değişimin fırtınasından sonra acıyı hissetmemiz doğaldır. Duyguların yerlerini değiştirdikçe “bu bana ait değildir” dedğimiz zaman düşüncelerimizi zihnimize bloklamadan dağılmasına izin vermeye başlar,
sınırlandırmış olduğumuz ve bir yerden sonra akışa izin vermediğimiz kalıplar oraya sığmamaya başladı mı, farklı reaksiyonlar göstermeye başlarız. Istemeden değişen seçimlerle, kalıplar oluşturup yeniden bozar ve yeniden yapılandırdığımızın farkında bile olmadan iç güdüsel olarak zihnimizin istekleri ile gelişir. Nedeni ise, en küçük bir değişikliğin bilincinde olup neyin iyi gelip gelmediğini net bir şekilde görebildiğimizdendir.

Hayatın yankıladığı yaşamın kendisidir. Farklı kimliklerin duygu, düşünce, algı, hisleri ile yaşama sıkı sıkıya tutunmak için etmiş oldukları hayat kavgalarından kendini soyutlamayı öğrenmen gerekir. Herkesin gittiği yön sana uyar mı? Hangi yönden hayatına bakarsan bak. Alman gerekenleri alıp bırakman gerekenleri de özgürce salıvermen gerektiğini bilmek gerekir. Özgürleştirerek toplama, biriktirme ve yansıtma özelliklerini doğru kullanmayı bildiğimiz an hayatı farklı gözlerle bakmaya başlarız.
Başkaların gözünden seni farklı görebilirler. Sen onları kendi gözlerinle değişime hazır olmadıklarını farkedersin. Çözümlerin dilinden kendini karanlıktan aydınlığa taşıman zamanla ekseninde bulunan kişilerin de senle ayni düşünceleri taşımaya başlamaları zor olmayacak. Kimseyi istemediği müddetçe değiştiremediğimize göre her insanın yaşamını doğru kullanmayı becerebilme yetisini kazanmaları için gerekli deneyimlerini yaşamalarına izin vermeliyiz.
Bırak yaşasın ve görsün. Kimin ne zaman değişime geçeceğini, kendisi adım adım farkındalıklarıyla bunu başaracaktır.

Her birimizin hayatı farklı ve başka yaşamların hayatımıza dokunuşlarıyla düşünce, isteklerimizin gelişerek çoğalması gerçekleşmesine neden olur.
Bundan daha iyi olması için hayatı hayallerimizde gerçekleştirmeye başladık mı izlediğimiz yolun bakış açılarımızla renklendirdiğimiz düşlerimiz olduğunu anlarız.

Çok istedim ve oldu deriz ya da hayallerim gerçek oldu demeye başlarız. Ben değişmek istediğim için değiştirdiğim dünyama, bakış açılarımla en büyük zenginliğim bilgi dağarcığımın daha fazlasını alıp kullanmam oldu. Hislerimle taşıdığım yüklerimden özgürleştirerek kurtuldum. Zamanı karanlığa değil ışığa yönlendirerek olumlu, pozitif olmayı hatda yankılanan herşeyi duygularımda yokladıkça teşekkür edip istediğim talebimi zigrettikçe inançlarım törpülenmeye başladı.

Herkesin yaşamındaki yeri hayatındaki bağlantılarıdır…

küçük bir dokunuşlarla değiştirmeyi başarabileceğimiz enerjimizin akışı, hayatımızın akışının değişmesi için yeterlidir. Bunu yapabilmek için ise: kimseden bir beklentin olmadan hayatta kalmayı başarmaktır. Her insanın dengi dengini bulabileceği zaman, özdeki inanç kilidinin değişmesi için gereklidir.
Karanlık ile aydınlık arasındaki bağının birlik içerisinde kendini kabul edip, orada olduğun an kendin olabilmeyi ve zevk almayı başarabilmenin gücü savunmasız olmanı nötürler.

NUMEROLOG:
Müjde Şener

3.7.2019
40/13/4

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...