KENDİ İŞİNİ Mİ, YOKSA BAŞKASININ İŞİNİ Mİ YAPIYORSUN?
Rüyadaymışım gibi bir gün yaşadığım doğru. Çevremdeki insanların hayatla yaşam düellolarında kendimi buldum. Kelimelerin yetersiz kaldığı ve hayatın yaşamla oyununun seyrcisiydim. Kabullenmem gereken o kadar çok zaman kavramı vardı ki. Cevabını sorgulayamayacak kadar zihnimi kirletmemeye özen gösteriyordum. Iş yapmak bu kadar mı zor? diye düşündürten olaylarda nedenini aramama gerek var mı? Illa güzel şeyler olsun diye uğraşıyorken. Enerjimi her seferinde aşşağıya çekmeye çalışanlara inat, dim dik ayakta durmayı başarmak, farklı bir haz veriyordu bana. Her sefeinde bir ders bir ders daha insan olgunlaşıyor ve her fırsatta hayata karşı dik durabilmeyi öğretenlerle kendimiz oluyoruz.
Kişisel düşünmeyip hayatın gerçeğine yönelerek yaptığımız işte, kuralları olması ve bir yerde elbette iyi ancak kötü olana mağdur olmaktır.
Kimsenin, yaşamındaki değeri ile zamanın yansıttıkları örtüşmezken. Farklı bakış açıları ile seyirci olmak, zamanı kazanmak ve kabullendiğimiz yasalara boyun bükeriz. Kayıp geçerken ve içindeki her zerrenin duygulara dokunuşundan ne kadar etkilendiğimizi görmek farklı yorumları geliştirmemize etken oluyordu. Iyi insan olmak isterken ardındaki kötü tablonda, roller bir anda değişir. Hiç bir şey gizli kalmaz ve her birimizin içsel duygusal yaşam köprüsündelki dirençlerinin kırılması gereklidir. Zamanı algıladıkça anlamak ve anlamlaştırarak yön bulmaya çalışmamıza neden olan iş yapmaya çalışanların üzerindeki hükmüdür. Gerçekten iş mi yoksa iş yapar gibi görünenlerin sergilediği duruştan almak gerekenlerin önemidir.
Sağlıklı ve gerçek olan, olmayanı sırtlanırız. Böylece, çeşitli entrakaların döndüğü yaşama takıldık mı, bizi olmasını dilemediğimiz, başka bir olumsuzluktan kurtaracak. Yetişip o enerji içine girdikmi mutlaka çıkış yolu bulunur. Sadece istemediğin kadar sakin kalmak, zihnini susturabilmek ve yansıyan her sahnede kayıtsız kalarak seyirci olmayı seç. Eğer müdail olursan farklı yaşamlara kendine çeki düzen vermek gerekir.
Birimiz hepimiz hepimiz birimiz içindir. Özdeki sebep ve nedenin gerçekte düşüncelerimizdeki kaynağı bize sorgulattırır. Cevabını ise sen kendin olduktan sonra karşındaki kişinin ne olduğu, kim olduğu ve ne istediği, yaptıkları değildir üstleneceğimiz. Soruların üstesinden gelmek, olaylarda kendi kilidimizi kıracak öz güvenle değeri yapmayı talep ettikmi onun üzerinde yoğunlaşmaya ve hedefe kilitlenmeye başlarız.
Tamamen her birimizin yaşamı hayatla özdeşleşmek durumundadır. Geleni sorgularken nerede hata yaptığımızı ararız. Iyi bir şey yaparken haz aldık mı daha iyisini hedefleriz kendimize.
Çözümsüz bir şey yoktur.
Kilidi kırmak, hayattan keyif almak ve zamanı doğru kullanmak hedeflerimiz olmalıdır.
Yaşamın her süreci bize hediyedir ve etrafımızdaki rollerdir... Kilidi kıracak ve içeriye girecek olsak, iyi bir hayat okulundan geçmek gerekiyorken direnmenin anlamı yok. Bir ucundan tuttunömu çözümü gerçekleşmeye başlar. Zaman ilaç gibi gelebilir hele yanınızda kurtarıcınız varsa. Kimi zaman maddi, kimi zaman manevi. Her şeyi maddi olarak değerlendiremediğimiz gibi bazen birilerin gerekli ihtiyacına göre sadece can acıtmaya yönelerek savunma mekanizmaları hayatta kal emri ile hücrelerinden duygularına o emir eki kullanılmaya başlar.
Sen kimsen hayatın sana hediyesi de o olacak. Sakinim, sakindeyim ve kendimim…
Nedenler, deneyimlediğin her süreçte. Çevrendeki kalıpların olması gerektiğinden, sorunsuz gelip geçerken hafif dokunuşlar silkeler ama günün sonunda yüzündeki tebbesümün ile sadece güleceksiniz.
Her almanın bir de verme özelliği vardır.
Hiç bitmeyen alma verme enerjisi ile, şimdiki süreçlerden kayıp geleceği yaşamaktan yanayım.
Peşini bırakmayan alma enerjisi oldu mu, kime her ne vermem gereken varsa kendimden özür dilerim kendimden af diliyorum diye düşünerek geçmişte birine vereceğin varsa bu şekilde defolup gitsin.
Zihnindeki her düellolar düşmendır. Seni içinde tuttumu bırakıncaya dek sürekli benzer olaylar sana yansımaya başlar.
NUMEROLOG:
Müjde Şener
24.7.2019
61/16/7
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder