SANAT AŞKI İLE BAŞLAYAN BÜTÜNSEL İLİŞKİMİZ.
Sanat aşkı ile donanımlı hayat, bize kendimizi her yönden yansıtarak görmemize ve sürekli değiştirmemize neden olan tablo gibidir.
Boz yap oyununu andırsada. Boş tuvali her gün tekrar tekrar üzerinden geçmemizi sağlayan özgüven, irade, sabır olmazsa olmaz. Günün sonunu bilmeden bizleri amacımıza, hedefimize götürecek irademizle Hep daha iyi ve kalitelisi içindir.
Her yönden hayatı anlık değerlendirebilmektir özünde, gerçek kaynak. Sanatla aşk için birliktelik kurmak. Bir birini bir araya getiren hünerlerin bütünleşmesi ile daha geniş açısıyla farkındalık bizim gerçek Öz değerimizi sağlar..
Kabullenmek ve elde etmenin verdiği haz tüm hücrelerimize olumlu frekans yayar. Sanata olan değerlerin artması için elimizden geleni gösterecek kaç kişiyiz? Hatda bugün kimler bizimle bizim gibi düşünerek yaratımın bilincindedir.
Verdiğin kadarını alabileceğin dünya içinde her birimize güç, kuvvet, değer, özveri, güzellik ile bir araya getirecek sanatcılar çarşısı kuruluyor.
Sadece sanatı yaratan eller, düşünen beyinler olarak değerlendirmemeli. Bütünsel bakarak gerçek sanatın kendi içimizdeki dünya ile bedenen, fiziken, ruhen, duygu, düşünce, algı, hislerimizin de buluşması sonucu ortaya bir birinden farklı yaratımlardır çıkarken beyin fırtınası diyerek kendi imkansızlıklardan ortaya yaratılan .
Her birimizin hayata bakışı farklıyken, içsel dünyamızın da öyle oluşundan yola çıkarsak. Zamanda edilen her yolculuğumuzun bugün yaratımlarımızla bizi nereye taşıdığını görmeye başlayacağız.
Hepimiz her şeyi yapabilirken herkesin yaptığı ile yapacakları arasındaki farkı gözlemlemek ve daha iyisi için uğraşırken bir birimize olan katkımızın önemini farkedelim. Böylece farkındalıklı olmak, olağan dışı gelişen her nesnenin kıymetinin de gelişmesi nedensiz olmaz.
Bütünsellik her birimizin en değerli hazinesidir. Izlemekte olduğumuz yaşam yollarımızın, yaratıcı hünerlerimizin neticeleri olduğunu ne zaman hazırsak algıladığınız derin duygularınızla yansıtmaya başlarsınız.
Bedenen, fizilksel ve ruhsal dünyanın içerisindeki hapsedilmiş her ne varsa, duyguya dönüşerek farklı zamanlarda başka bir çekimi oluşturmaya başlar. Bu çekim gücümüz sayesinde var olanı çekme potansiyelimiz oluşur.
Manyetik alan içerisinde kendi eksenimize kendimiz gibi olan ilşkimizi çekeriz. Hayatın yaşama sebebimizle bilinçli ve farkındalık açılımınızın bilincinde olurken olaylara, çevrenize, nedenlere daha açık ve saydam bakıp görmeye başlarsınız.
Mesela: içsel duygusal inançların takılıp kaldığı tozlanmış eski de olsa anılarda kalan bağımlılıklarınızla nereye kadar veya nasıl yaşam yolları çizdiğinize yönelirken, bilinmezliğin değersizliği ile, düşüncesel yıkımlardan kendinizi ayrıştırmak gerekiyor.
Sağlıklı kimliklerin deşifre edilişinden başlayarak amaçları yoklayan, daha iyi, güzeli görmeye başlamak demek. Görsel, işitsel, hissel olan her şeyi bütün bakıp değerlendirebilmektir.
Sanat anlamak istersek sanatcı olmanın verdiği hazzı algıladık mı içimizdeki cevheri ortaya koyarak ve iç güdüsel gelişerek hayatı anlamlı kılmaya başlarız.
Zamanla tıpkı yaşamımız ruhumuzun dışa dönüşümü bize gösterecek. Sanat sanatcı aşkı illa bir gün daha başka şeyler üretecek. Bugün sen nesin? Nasıl bir ruh halindesin? Yaşamını dile getiremediğin hikayende nesin? Vs…
tepkisellik iç dünyamıza yansırken kapıları kapatırız. En iyi terapi ise, kapıları ardına kadar açabilmenin yolu, farklı açıyla bakmaktır. Sen ne görürsen o senden başkası değildir. Benim ne gördüğüm, algıladığım, hissettiğim ise kendimden başlası değildir
Bugün kendin için ne yaptın? Bir şeylere dokunmak, elde etmek ve kazanmak için başka neler mümkündür.
Karışık duygulara sahip bir kimsenin hayatındaki bazı algısal sorunlarıyla tepkisi de ona göre sınırlı olur. Herşeye sahip bir kimse için yapılacak çok şeyler vardır. Hayat kabulü ile birlik içinde olmak, olmazsa olmadı diye düşünerek sınır koymamayı hedef bilmelidir. Kimsemiz dört dörtlük değildir. Her insan gibi her şeyin dilinden biraz biraz anlar olduk mu tamamlanması gereken ve hayatın anlık gelişi ile gidişinden umutsuzluğa kapılmamasıdır.
Öz içsel ve ruhsal duygusal tepkisel yaklaşımları tekrar gözden geçirebilirken bırakılmayan tabular, kalıpların daha geniş açılarından sorumlu olundumu bilincinde olup değiştirmek için girişimde bulunmaması hayatı zorlar. Böylece var olanı ortaya çıkartabilecekken imkansızlaşır.
Hayatı neden zorlaştıralım ki? Enerjinizi aşağıya çekenlerin yaşamına müdahale ettiğini bile bile bırakmamaya gönüllü olmak kadar saçmalık olamaz diye düşünüyorum. Ancak, bu yaşama sebebiyet veren içsel duygusal ruhsal var olanın içten dışa yansıması da senin kendine has sanatındır.
Her insanın yaşama sebepleri farklıdır. Her insanın tutunduğu alışkanlıkları seçimleridir.
Her birimizin hayatı anlık değişirken deşifre edilmeyi bekleyen ve izlenilen yolların kendisidir.
Yaşamında olmasını dilemediğini sil ve yeniden yaratmayı dene. Hayat tablonuzda olmasını dilediklerinizi düşünerek yaratmaya başlayın.
Her birimizin dilemediği hiç bir şeyi yaşamaması kendi seçimleridir.
Düşüncelerindeki her şeyin yaratabileceğin hazinen oluşudur.
Kendini görebildiğin her yerdesin. Önce hayallerinden başlayarak düşlediklerini harekete geçirdin I sana seni anlatacak yaratımların meydana çıkar.
Değişiminin anahtar elindeyken onu doğru kullanmak için daha neyi bekliyorsun.
Kırılması gereken negatif ve enerjini düşüren her şey düşüncelerindeki tabloda yarattığın senaryonla kendini hasta ederken bulursun.
Hayatı her hali ile güzelleştirmek kendi ellerindedir.
Teşekkür ederim sanat aşkım…
NUMEROLOG:
Müjde Şener
23.7.2019
60/15/6
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder