17 Ağustos 2019 Cumartesi

ZİHNİNDE YARATTIĞIN HAYALLERİN

ZİHNİNDE YARATTIĞIN ENGELLERİN…

Korku zihinde yarattığın, olmayana karşı duyulan acı mı?
Nerden bu korkuya sahip olduğunu düşündün mü?
Korku olmadan olmuş gibi yarattığın sana ait olmayan başka bir senaryodur. Duyularının kontrolünde herşeyi algılama deposuna atarak seni gerçekte olmak istediğin yere, amacına yönlendirerek arada seçim yapma hakkını koruman için çeşitli karmalarını yansıtır. Ta ki, seçimlerimizde ne istediğimizi bilelim.

Yılların birikimleri ile kendi kendimize yarattığımız düşüncelerimizle korku tohumları ekmiş ve belkide bugünümüze geçmişimizden güzel, heyecanlı, komik anılar biriktirdikçe daha çok keyif alarak birikimler yapıyoruz.
Öncesinde hiç gitmediğin halde bugün gitme şansını yakalamış olduğun oyun parklarındaki kaydıraklarda çocukluğunun sana yaşattığını anımsatan ve her birinin sende etkilediği olumsuz duygu, korku tohumlarının filizlenmesine neden olurken var olanı yaşamayı reddederek engelleriz.
“Bu bana göre değildir” dedikçe zihninden gelip geçen olumsuz düşünceler yaratımınla korkuya neden olur. Içindeki çocuğa bu şansı vermedikçe elinden alınan oyuncak sonrası duyduğu üzüntü endişeye dönüşür.
Yaşamak eğlenceli hale gelmesine katkı koyarak bütünsel bir dünya yaratmak gerekir.
Eğlence anlayışı sana göre değişiktir ama bunu zenke dönüştürdükçe kısıtlamalarından kurtulur, engel yaratmaz ve içindeki korkuyu dile getirmeden yüzündeki tebbesümünü içten kalpten hissedersin. Böylece çarpıntının artmasını, panik atak yaşamayı önlersin.

Tüm korku inançlarını nasıl yeneceğini düşünmeden küçük bir çocuğun ardına saklanarak çevreni gözlemlemeye başlarsın. Kendini korkusuz gibi göstermek yerine öyle olduğunu hissettirebilmen nasıl bir duygu olursu. Zihnindeki korkuyla baş başa kalarak sessizliğe kapanıp gelip geçen senaryolarına “DUR” de.
Çevrende var olan her birimizin nedensiz olmaması senin şansındır.
Kim olursa olsun çocuğundan yaşlısına orda bulunmaların nedeni eğlenmektir. Mutlu olmaktır.

Yaş kaç olursa olsun heryerde herşeyden bir tad almalıdır insan. Zihninin oyunlarından arındırdıkça kendini göremediğin bir çok eksikliklerinle yeniden karşılaşma olasılığı olmazsa olmaz. Bu kez zihnideki korku tünelinden çıkmak için edilen her mücadelelerinle tam olarak arındıkça kendine gelirsin. Bu süreci sana kolaylaştıracak olan ise çevrende seni zorlayan herkes veya her şeydir. Zaman herşeyin ilacıdır. Gerçeklerini arındırmaya başladığın zaman, kişisel değerinle kendine daha çok gözünde artarak çoğalan değerini keşfetmeye başlarsın.

Çocuk heryerde saf sevgidi. Özgüveni yüksektir ve hepimize olmamız gereken dersleri verdikçe anne babaların endişeleri kendi korkularından başka bir şey değildir ve Korkunun esiri olurlar. Zamanla korkuya doğru ilerlerken duygu ve düşüncelerinizde onu isitediğiniz gibi değerli, değersiz kılar.
Farkında olmadan çekim yasaları bize benzer nedenlerle karanlıktaki mahzen içerisinde bulunan korkuları tekrar tekrar tetikler.
Sahip olduğumuz, en çok dilemediklerimizle nasıl başa çıkacağımızın farkındalığına giebiliriz? Zihnindeki korkuyu hissederek “bende kal! Burada değilsin “ diyen küçük bir çocuk karşısında utanç, mahcubiyet ve bir o kadar da özgüven duygusuna karşılık kendisine içimden “afferim” diyebildim. Diğer yandan sen nereden biliyorsun korktuğumu “hayır” diyerek savunmaya geçmiştim. (Göremediklerimizi fark edenlerin karşısında hne issedildiğini, gün ışığına çıkan durağan ve tetiklenen herşeyin titreşimleri olduğunu bir an unutmuşum. Yanında yansıyan kişiler tarafından “flaş” gibi parlayan duygunda, hislerinde, düşüncelerinde çakarak tetiklenirsin...

Hiç düşündün mü çocuklar yetişkinleri örnek alır, büyüklerde çocuklardan cesaret alarak denge oluşturacağını. Çevrende olup biten herşeyden, herkesten “uyanış” için küçük, büyük dokunuşlarla dersler alıyoruz.

Bir çok kişinin hayatında endişelerinden kaynaklı taşıdıkları korku ile ilerlemek istemeselerde önlerinde bu inanç oldukça zorlu süreçlerle karşılaşırlar…
Zaman yaşadıklarımız ve her birimize ders vermeye devam ederken bir yandan değiş tokuş yaptığın inançlarla neyi nasıl alıp tutar, beslersek sahip çıktıkça deneyimlenmesi gereken süreçlerle sınanırsın. O’ zaman işte farklı olur.
Ne zaman nasıl farkındalık kazanacaksın?
Hayatı ertelemeden bunu başarabilmek nasıl olur. “Zaman geçtikçe hayatı daha iyi kavrar, kabul eder ama en önemliside kendin için olmasını dilediğin yaşamını ertelememektir.”

Farkındalığınla farkında olmanın tek gerçek yolu hayattan keyif almaktan başlar. Zaman değişimine işaretler yansıtır belki ama en zor deneyim istemediğin halde onunla yüzleşmektir. Korkularda öyle, fobilerinde!.. Kendi kendini telkin etmek: motive edici düşüncelerinle olumlu ve onore edici hayali kadronuza izin vermektir. Olmayanı nasıl olmuş gibi yaratabilmişsen yine ayni formülü kullanarak mutluluğunun önüne engel koymazsın. Hayatı hangi açıdan nasıl tümden bakabilirsen öyle değerlendirmeye alırsın. Duygu, düşünceler, hislerin, algı, hayat anahtarındır. Ben herşeyimle tam ve bütünüm. Olmasını dilediğim her donanıma sahibim. Akıl, mantık, şuurum yerinde… teşekkür ederim demek güzel.

NUMEROLOG.
Müjde Şener

9.8.2019
47/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...