İstemediklerini bırakmaya gönüllü olman için onun farkındalığında olmak gerekir.
Hangi açıdan olaylara nasıl bakarsan bak. “Özde, genetikte ve ruhta” var olan his ile hareket etmediğini sanırsın ve var olana karşı mücadelelerinde kendi dirençlerinle ettiğin mücadelelerle savaşıp durursun.
Hayallerine kapılıp araç ararken, hedef belirlemek üzere önce kendini keşfetmelisin. Duyular şekil vermene, hatda seçenekler arasında seçim yapmana katkı koyarlar. İstemeden de olsa ağzından çıkan olumsuz kelimelerindir seni ele verecek, ancak bilinçli kimliğe sahip oldun mu hedeflediğin amacına geçmişten getirdiğin araçlarıda kullanarak ilerlersin. Böylece, kendine güvenerek hareket ettiğin her şey seni kendinden emin hedefine ulaştıracaktır.
Öz’deki duyguna ulaşmak zaman ister. Kim olduğun, ne istediğin ve nereye doğru yaşam yolunu belirleyebileceğini bildiğini sanırsın. Oysa, geçmişte var olan temelinin üzerine inşa edilen benzer olaylarla onu tamamladığını farkettiğin zaman geçmişi tekrar yaşamana engel olacak aracını keşfetmiş olursun.
Tek kalemle yazıp bir çizgi ile üzerini çizebilen yetiye sahip olman ve bunun bilinci ile farkındalık yakalayabilmen en önemli değişiminin şifresidir.
Zihnindeki engelleri yazıp çizip oynuyorsan, reddedip “hayır” diyerek yokmuş gibi davranarak değiş tokuş yapabilirsin mesela… Ancak, bununlada bitmez.
Hangi zaman yaşam yada mekanlardan bugüne kadar taşıdığın verilerin bir koddur. Şifrendir ve hayatının tümünü olumlu olumsuz etkiledikçe onun üzerine kendine yön vermeye başlarsın.
Çaba ya da gayretlerinde yakaladığın farkındalık kurtarıcındır. Geçmişinle yüzleşmek, ardına bakmak ve üzerinden defalarca tekrarlanan benzer senaryoda farklı verileri anımsayarak olan sebebi ve nedenlere “artık yeter” demeye başlar ve düşünmemeye başlarsın. Şimdiki zamanla geçmişin yüklerinin gerçek sahibi gerilerde kalmış ve bitti anlamsız gelen duyularının kodladıkları ile bugün bir şekilde o duyguyu besleyerek kendini devasa sorunun içinde bulabilirsin.
Neden olan sebepsiz engeller bir gün bir yerden sana aşılanmıştır ama nereden?
Kişisel düşüncelerinle ilişkilendirdiğin, hayata karşı acımasız durağan olmayan dikenli tellerdir ve içini acıtır. Tüm bunların bilincinde, farkındalığında oldukça değişimi için yol arayışına girersin. Hangi yolculukta ve akışında, kendini güvende hissedebileceğin ise, o yolu seçtiğin gibi yanılarak geri dönüşünü de başlatabilirsin. “İsterim” veya “istemem” gibi düşüncelerinle, sözlerindir devreye giren.
Ne istediğini bilirsen içindeki duygularında nasıl rahat edersen onu seçersin. (Zamana ve geçmişe takılmayın). Affedici olmak güvende hissettiren bir taktiktir.
Kimsenin enerjisi ile değil, kendi dünyana güvenerek hareket eden olmayı istediğini anımsa. Gereksiz his ve ya enerjinin hayatında yeri yok!
Dilemek ve istemek, burada neye “hayır” dersen veya “evet” dersen o realiteyi kabullenmiş olur alır veya reddedersin.
Direnmek yada inadına kin tutan olmak zararlıdır diye düşünebilirsin. Kinin, öfkeninde zaman zaman olumlu tarafınıda görebilirsin. Kilidin diğer yüzünü kullanarak biraz meşakatli yollardan geçmene neden olacak o süreçler, sana olumlu yönde farklı deneyimler kazandırmaya devam edecektir. “Neden, niçin yaşadım” demeyi bırakıp her yansıyandan ders çıkartırsan ve bunu olumlu yönde değerlendirebilirsen gördüklerin derslerin olur.
Kendine yeterli olmak. İstediklerinle hayatının keyfini sürmeyi kim istemez. Gelecek zamana karşı duvar örerek ilerleyemezsin. Farkındalıklı oldun mu geçmişin yansımlarını yaşadığını ve benzer olanların tekrarını farklı zamanda yaşadığını anlarsın. Nerede kime ne yaptığını anımsamadan bile bu duyguya kapılarak seni olmak istediğin kimliğinden alıkoyabilecek küçük bir neden büyür.
Farkındalıklı bir kimse “Neden, niçin?” diye sorgulamadığı an değişmesi gerekenin geçmişteki alt yapısında olduğunu da bilecek. Hayattan aldığın “haz” ve bıraktığın bilinmeyene doğru nereye gittiğini bilememek: insanın içindeki korkunun giderek büyümesine ve aklına gelip geçen bir sürü masalın geçişleri ile senaryonun gelişmesine katkı koymak gibidir.
(Ama eğlenmiş, ama biraz da duygu bize maceracı ve keşifci kişilik sağlarken, daha önce kendimizde keşfedemediğimiz başka duygumuz ortaya çıkacaktır. Bu duygular hisse dönüşerek kimi zaman korku kimi zaman neşe, mutluluk. Özümüzde önemli olan korkunun yerine geçen huzur ile nasıl mutlu olabileceğimizi keşfedip kendimiz hayalimizde kurgulamaktır. Her yeni bir ilişki bizi bir çok farklı yönlere sevkederken göremediğimiz kendimizdeki değişimlerin farkındalığını hissettirir.)
Olumsuz engelleri yaratan inançlarla hangi açıyla olaylara nasıl bakıp değerlendirdiğin önemlidir. Mesela: kendi hayatının kitabını okuyacak olursan nasıl hikaye yazmak isterdin? düşün. Geliştirdiğin hayat hikayen düşüncelerindeki sihirli dünyanı nasıl yarattığın ise kendinle alakalıdır.
Kendi kendini keşifinle, içsel değerlendirmelerin sonucu başka şekillerde duyguların seni ele verecek. Duyu’ larından kaynaklı taşıdığın hislerinle ne olduğuna, kim olduğuna değil de nasıl değişmek istediğine odaklı kalmana yardım edecek zihninle içsel yolculuğa başla.
NUMEROLOG:
Müjde Şener
10.8.2019
48/12/3
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder