BEN DEĞİŞTİKÇE
ÇEVREM DE DEĞİŞİYOR.
Yüzündeki maskenin
ardındaki gerçeğin dışında, olman gerektiği şekilde hayata
sıkı sıkıya sarılmaya çalışırsın. Kimsemiz göründüğü
gibi değildir ve her birimizin hayatı hayallerimizin de ötesindeki
yaşama layık olmak isterken, izlenilen yollarda sıkıntılı döngü
arasında giden gelen bir hengame ile nasıl dengede kalabilirizin
peşindeyiz.
Içimizi saran öz
kimliğimiz, “duygusal, hassas, değer verip değer almayı arzu
eden, küçük şeylere önem veren ve hayatı hayallerinde toz pembe
bulutlar içerisinde görmek isteyen yansıtamadığımız duygumuzla
sınanmaya başlarız”.
Her birimizde var
olan ve bu duygulara ev sahipliği yapan öz inançlarımızın
üzerine inşa ettiğimiz olumsuz, negatif olaylarda mutsuz olmamıza
neden olan sebepsiz yansımalardan nasıl ters yüz ederek mutlu
olabiliriz?
Her nedenin de
ardından bizi sıkıştıracak kadar yaşam içerisinde sınırları
zorlayan ve daraltarak olumsuz, mutsuz, mücadelelerimizle
ilişkilerimizde bağlarını kopartıncaya dek birşeylerin ardından
“artık yeter” dedirten noktaya geliriz.
Her inişin bir
çıkışı vardır. Nedensiz sebepsiz olmadığı halde kendi içsel
duygularımızda bizi incitecek olayların sahibi olmadığımızı
anlamamıza yardımcı olacak, nedenleri görmemize etkendirler.
Bizleri mutsuz eden
daha başka duygulara ev sahipliği yaptıkça sarıldığımız
kendimizle uyanmaya başlarız. Kimseden değil de kendimizden bir
şeyleri toparlamaya yönelerek değişiriz.
Kim olursak olalım
değişmiş olanın dışında, değişmeyenlerlerinde arasında
kendimizi yoklamaya başlarız. Yansıyan hiç bir şey ve tetiklenen
duygumuzdaki acıyla değişmesine engel olan dirençlerin kırılması
için o duyguyu yıkıp yaratımını iptal etmeliyiz.
Başkaları için
yaşamadığımızı anladıkça algıladığımız her bir nedenin
gerçek değeri ile değişmesi gereken seni değersiz kılan
inançlarından çekip çıkartacaktır.
Her yönden her gün
hayatla sınanıyoruz…
Hangi açıdan
olaylara nasıl bakarsak bakalım. Bize kendimizi anlatan hayat
hikayelerimizde, şimdik şu an yansıyanlar arasındaki farklı
bakıp görmemiz gereken hikayelerin yansımaları ile silkeleniriz.
Kabullenmek demek kendini değiştirmen gerektiği halde
değişemiyorsan yüzleştiğin sıkıntı ile deşifre edile edile
birşeylerin gün yüzüne çıkışından olgunlaşmaya başlarsın.
Hikayenin bir birine
bağlantısı hayatın deşifre edilişlerinden kendini çekip
çıkartarak kendin olmaya. Her yönden hayat yüzümüze tokat gibi
gelen farklı dünya görüşleri arasında kendimiz olmanın
peşindeyiz.
“Ben kimim ve bu
kişinin hayatımdaki yeri nedir?” diye düşünmek zaman alır
gibi görünsede öyle değildir. Birikimlerle zamanın içerisinde
her geçen ve gelen gün daha iyisi ile görmek, farketmek kendinden
verdikçe aldıkların arasındaki rollerinin bilinci ile bir şeyleri
ters yüz ederek akıl, mantık ve şuurunu kendi içindeki
duygularınla deşifre ettiğin düşüncelerin en büyük
zenginliğin olur.
Her şeyden bir
ders almaya çalışmayı bıraktık mı, hayat okulu dengeli, uyumlu
olmamızı sağladığı andan itibaren yaşamın formülleri
arasında nasıl durmak gerektiğini ve nerede kimlerle ayakta durmak
gerektiğini ve şu anda hayatında sana ait olmayan onca
birikimlerimizleyiz. Nereden nasıl bir yaşama dahil olduğumuzu
anlatan hikayenin içerisindeyiz. Bunu kendinden başka kim
bilebilir... Belkide, o günün sana yakın olmamasından
yakınıyorsundur. Ancak, kelimelerinin dilinden duygu ve
düşüncelerinin arasından kendini çekip çıkartarak huzurla dolu
gelecek arayışındasındır.
Bedenen, fiziken
ruhen sağlıklı tam ve bütün olmak hepimizin hayalidir. Farklı
kimliklerin ardındaki yaşama takılıp ilerleyemediğimiz olur
zaman zaman tabiki.
Geçmişin
geleceğimize uzantılarında, şimdinin geleceğimize yatırımımız
olarak görüpte değerlendirmek gerekir.
Sanki daha dün gibi
anımsamaya başladığımız anıların aslında, geçmişin
içerisindeki izlerimizin yansımalarıdır. Ta derinlerden
başlayarak zincirleme bir birine ulandıkça peşini bırakmayan
kaynak, seni kendi içinde tutup toparlamana yardım eden ve iç içe
geçmiş yaşamınla yüzleştirinceye dek sürekli değişimlerle
seçme şansınıda verir.
Her yönden hayata
sarılıp yaşamaya çalıştıklarımız aslında bizim için
gerçeklerin derinlerden yüzeye çıkışı ile silkelenmemize etken
olanlarlayız.
Böylece bilinçli
ve farkındalıklı olmak demek herşeyde hiç bir refleks
göstermeden deşifre etmeden gerçek değerini anlayamazsın. Biraz
tepkili olmak içindeki zehiri dışarıya attıkça silkeleniriz.
Kimseye zarar vermeden sadece kendini kontrol altında tutarken kim
haklı kim haksızı aramaz sadece kendin için en doğru olan
yaşamına doğru yol almaya başladığın zamanı kovalamaya
başlarsın.
Çevrende var olan
hiç kimse için kendinden ödün vermemeyi öğrenirsin.
Sadece kendin olmaya
başladığın zaman katkılara teşekkür ederek enerji bağını
kesmek üzere içsel duygusal olan her bir parçanı görebildiğin
kadar izlerin üzerinde sıkıntılı olana güle güle demeye
başlamak gerekir.
Kimse için
değişmediğimiz gibi değişimin en iyisinin hayrımıza
olabileceğine inanmak gerekir.
Ben değiştikçe
çevrem de değişiyor.
NUMEROLOG: MUJDE ŞENER
13.9.2019
52/16/7
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder