26 Eylül 2019 Perşembe

DÜŞÜNCELERİN SİHİRİNDİR


DÜŞÜNCELERİN SİHİRİNDİR

Ne düşündüğün, istediğin ve talepde bulunduğun her minik zerrenin tek sahibisin.

Yaratırken ne yaşayacağını bilerek geleceğini daha iyi gözlemleme olasılığı sağlarsın. Yaşadıkların ise, hiç biri bugün nedensiz değildir.
Her bir nedene sebebiyet verdiğini biliyormusun?
Geçmişini yokladıkça ardındaki kaynağa ulaşmak zor mu?
İleri, geri gidip gelen düşüncelerin arasında kaç kez durup düşünürsün?
Bilipte ona göre geçmişi deşifre etmeye başlayacağın “inançlarınla, kalıplarınla silkelenmeye koyulursun” ama, hiç bir zaman değiştiremediklerinin ardında durmaman gerektiğini öğrenerek silkelersin kendini.
Daha sonrası kendini bilerek geleceğine yatırımında emin adımlarınla ilerlemeye başlarsın.

(Ben önce kendimle silkelendikçe “bu ben değilim” demeye başladıktan sonra değişmeye karar verdiğim an değiştim. Kimse beni bana anlatamazken kendi içimdeki düşüncelerimi eleştirmeye başlamama neden olan çevremden gelen duygularımı acıtanlar oldu.
Aklımın her bir düşünce zincirlerinden gelip geçerken, halen bugün geçiyorum ve bundan şu an çok mutluyum. O zamanlar asi, isyankar, mutsuz, muhalefet, kibirli, inat biriydim.
Önceleri şimdiki gibi değildim. “kendini zavallı, aciz, hiç birşey bilmeyen, yetersiz, ayakları üzerinde duramayan, başkaları için hayatı yaratarak yaşarken kendini umutmuş biriydim.” Eskiler içimi acıtırken her içine girdiğim yerden çıkışım uzun ve meşakatli oluyordu. Inanmak istemedikçe içimdeki dünyam ile mücadele ediyordum. Bir yanım “inanma” derken diğer yanım “evet öyle” desede baskın karakter çıkan olumsuz yönlerim di.
Ben kimim dedikçe arayışa giriyor, bulamadıkça gözlerimden boşalan yaşlarım boğazımı tıkıyordu. Sanki dikenli sarmaşığa sarılmış bir his ile kekelmeye başlardım. Kendimle mücadeleye girdiğim zaman yarattıklarımı temizlemekle bugün uğraşıyorum.
Ani uyanışlarım “artık yeter” dediğim zaman başlar. Ve kendime gelmem, olayların bir de farklı yönünden deşifre edebildiğim an, ani ve hızlı değişimi sağlamaya koyuldum…)

İçimdeki ben ile kavga ederken ruhsal olarak karmaşık halde her şeye sahip olmak isterken kaybolmuştum. Bir işi tam yapmadan başka bir işe geçmek gibi…
Her şeyden azar azar bende var olanı keşfetmek zevkliydi oysa. Her silkelenişimle, uyanışlarımda yoklanılmam, farklı bir kimlik bulmam çocuklar gibi eğlendiriyordu beni. Böylece her bir nedenin sebebi, alışkanlıklarım, bağımlılıklarımdır diyerek korku kontrolcülüğümün ardındaki zamana yolculuğumla birlikte sahiplendiğim, her şeyin hiç bir şeyim olduğuna inandırmıştım kendimi. Bu benim kendime gelmeme neden oldu.

Düşünceleriniz Sihirindir.
Seni yönlendiren ve olacak dediğin an olmasına neden olduğun yaratımınlasın. Gelecek nasıl geliyor üzerimize sanıyorsun. Hiç biri nedensiz gelişmez. Istediklerini elde etme potansiyelin varken içindeki düşüncelerin, duygularınla ve icraatınız, bazen bir birini tutmaz.
“Olacak, tamamdır, gidecek, gelecek bak göresin….” gibi değerlendirmelere oldum olası savunmacı oldum. Kimsenin karmasına girmemek için mücadele ederken, ağzımdaki cümlelerimi dolambaçlı olarak ordan oraya esneterek anlatmaya çalışırdım. Halen daha bu alışkanlığımın bende olduğunun farkındayım. (Kısa kes ve çabuk anlat detayları bırak diyorum kendi kendime). Hiç kimsenin kalbi kırılmasın., Ya istediği olmaz diye üzülürse, ya kalbi kırılırsa derdim hep.
Geleceği ön görmek ve gelecekten haberler vermek insana neden bu kadar ürkütücü gelsin ki. Ben Medyum muyum? Bu yasağın kaynağını ortaya koyan kimdir?
Konuşma özgürlüğümü kısıtlayan ne olabilirdi? Her ne sebep olmuşsa bırakmaya ve özgürleştirmeye niyet ediyorum. Artıklar yok!
Sahip olduğum her zerremin hayrıma olduğuna inanıyorum. Elindeki verilerini toplayarak sana ait olana sahip çıkarsan engellerini kendi yarattığın şekilde kaldırmaya başlarsın.
“Var ise vardır, yok ise yoktur” diyerek olabilecek olanın önüne engel koymam gerekir diyebilirmisin? Kim isterse olsun, savunmacı ruh halimle kafamın içindeki seslerin beni nereye doğru taşıdığını veya nasıllarımla kendime çeki düzen verebileceğimi inadımla sakındım.
Aklımla bir olmak gerekir demekki. Saklı olanı ortaya çıkartmaya niteyliyim. Bende var olan yeteneğimi kullanmayı seçiyorsam. Sende seçeceksin anlamında değildir. Kendi içimizdeki her bir zerrenin sahibi kendinden başkası olamaz. Sahip olduğumuz kendimize ait olan her şeyin yönetiminden biz sorumluyuz.

Geleceğe açılan kapılarımın ötesindeki hikayenin anlatımı var olanın değişmesi ile harekete geçebilir. Örneğin yorumlarken olumsuz bir nedene olumlu bakış açıları ile nasıl hediyelendirebilirsin?

Farkındalık ve icraa etmek. Iyimserlik okulundan yola çıkarak kelimelerin dilinden algıya dönüşmesi ve “sanatcı ruhunla” güzelleştirmek gerekirmiş.
Her bir nedene birde kulp takmak yerine onu alıp en iyi yere süleyerek koyup bakış açımıza güzellikler aşılamaya devam edelim.

Hediyelendirdiğimiz sadece yansıttığımız kişiler değildir. Buna kendimize de katkısı olacağına inanarak görüp yarattığımız her bir yoruma ilaveten farklı açıları katarak gözlemleyelim.
Zamanı geldimi gerçek dışı hediyelendirmelerin ardından kopup kopup yerine ilave edeceklerimiz en önemli araç olacak.

NUMEROLOG:
Müjde Şener

27.9.2019
66/12/3

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...