YAŞANTINDA HER
ŞEYDEN AZAR AZAR OLMASI HAYRINADIR.
Geçmişi neden
sorguladığımı arıyorum.
Geleceğin
içerisindeyim ve geçmişimi aradıkça nerden geldim, niçin
geldim, nereye gideceğimi bugün düşüneceğim aklıma gelmezdi.
Sanki dünden kalmış gibiydim oysa. Bana beni anlata durun hiç bir
şeyden bir habersiz kendimi kandırdığım da oluyordu zaman zaman.
Haklı iken haksız olmak, haksız iken haklı olmaya çalışmak,
veya var iken yok olmasını istemek. Yokken de var olması için
ettiğin mücadeleleri düşün...
Zamanın biri gelir
ve düşüncelerindeki değişimle birlikte hayat yaşam yollarından
kendini farklı düşüncelerlinle değiştirme şerefine erişirsin.
Bir zamanlar ben, sen değilken bugün sana benzer hallerimle kendimi
deşifre etmeyi başarıyorum.
Herkes her şeyi
dilemekte, söylemekte özgürdür.
Kendimiz yaratıp
yaşadıklarımızla silkelenmemiz ise, duyularımızın “toplama,
biriktirme ve yansıtma” özelliklerinden derslerimizi alarak
farkına varırmışız meğer. Istemeden itelediklerimizle
izlediğimiz yaşam yolumuzda “ben kimim?” sorgulamaların her
şeyden biraz biraz dokundurması ile uykuda olan bilinç
dalgalarımız hareket eder. Farklı algıya dönüşmesinde zemin
hazırlanıyoruz oysa. Meğer:Sürekli farklı işlevselliklerinden
dolayı kim olduğun, ne isterse olsun onun dahi farklı oluşu ile
değişmeye başlarsın.
Sağa sola
yalpalanarak dim dik ayakta durmaya çalıştığın, dirençlerinin
kırılmamasına dikkat ettikçe sarhoş gibiymişsin gibi
düşünülebilirsin.
Saklı kalmış olan
geleceğin ise geçmişindedir.
Bugün o’nu
yokladıkça, gelecek hep içindeymiş ve bilmeden mücadelede
olduğun kendinle hep kavga eden olursun. Buna izin verdiğin
müddetçe önünde hep siper alarak düşürtmeye çalışacaktır.
Direncini kırdıkça var olanın farkına varırsın. Daha iyisi
için farklı algı, anlamlarınla en büyük zenginliğini
keşfedersin. KENDİNİ.
Zamanı gelecekte
yokluyoruz. Gelecek ise istemediklerinin, önünde siper aldığı
“bak bende varım der gibi kabul etmen, onaylaman ve teşekkür
ederek barış imzaladıklarınlasın”.
Aslında en zor
olanlardan başladığından, sanırsın ki düşüncelerinde kendine
şekil verebileceğin hissiyatınla ona inanmandır.
Alışkanlıklar
bağımlılık yaparken, inandıklarına sıkı sıkıya sarılırsın.
Inanmadıkların ya da şüpheye düştüğün her bir neden ise,
engellerin olarak karşınıza çıkar.
Bakış açının
değiştirilmesi önemlidir. Bunu nasıl yapabilirim? diye düşündükçe
aklından gelip geçen “zor” dediklerinizin kabulüdür.
Sabırlı olman,
enerjini düşürmeden hep yüksek tutmak elinizdedir. Sakin kalman
ve enerjini tanımlarken nelerden hoşlandığını, neleri
sevmediğini bilmen yeterlidir ilk başlarda.
Bu düşüncelerin,
sözlerinin arasındaki engellerden kaynaklı anlamsız gibi
gelebilir ilk başlarda. Ancak, sonrasında bilinçaltında: sana ait
olan ve olmayanların gerekli olduğuna kendini inandırırsan algı,
anlamlarınla bilinçli dünyanı kendine yaratmaya başlarsın.
Daha iyi, güçlü
yarınların için herşeyden azar azar olması geleceğine kazancın
olur.
Hiç bir şeyden
yokluk değil, herşeyden heplik, birlik, bolluk içinde yürütülmesi
gerektiğini anlayarak hayatımıza yön verebiliriz. Dikkat edildiği
zaman iki dudağının arasındaki sözlere takılmadan nasıl
deşifre edilerek hayatı hayallerimizde yoklamak gerektiğini
anlarız. Zamanı yoklandıkça değerli değersizlik kavramlarından
kendini sınamaya başlarsın. Böylece hislerinle yoklanmaya,
duygularından arınmaya, hayallerinden gelip geçmeye ve daha
fazlası için başka nelerin mümkün olabileceğine inanarak
ilerlemeye başlaman yaşam kaynağın olur.
Başkaların ne
dediği, ne istedikleri ile kendininkini yoklamaya başladığın
zaman istemediklerine ev sahipliği yaptığın gerçeğin ortaya
çıkar. Ne çok sıkıntılara ev sahipliği ile donanımlı vizyona
sahipmişsin demek yersiz değildir.
Hayatını
hayallerinde yeniden olumlu ve güzel donanımlarınla yaratan olmak
ve gelecekte seni içine çekip yönlendirecek her yeni başlangışlar
senin hikayelerindir.
Geçmiş bitmiş bir
şeyler gündeminde ne kadar olabilir. Bıraktığın müddetçe sana
ait değildir...
NUMEROLOG:Müjde Şener
28.9.2019
67/13/4
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder