22 Eylül 2019 Pazar

GELECEĞİN GEÇMİŞİNİN İŞARETLERİDİR


GELECEĞİN GEÇMİŞİNİN İŞARETLERİDİR.
( BUGÜNÜME TEŞEKKÜR EDERİM)

Kimse göründüğü gibi değildir. Hiç bir şey gerçek değildir.
Hangi açıdan hayatına ve olaylara bakarsan bak. Zamanı geldimi çevrendeki kişilerin dahi değişimi ile sözlerindeki iğneleyici ve keskin cümlelerin gerçek değişmesi gereken kişiyi işaret eder. O kişi SENSİN.

GÜN GELİR DEVRAN DÖNER. Kimin ne olacağını kimsemiz bilemeyiz. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır derler.
Herkes beni ne sanıyor bilmiyorum ancak sözlerin veya düşüncelerin arasından kendimi çekip çıkartarak olmak istemediğim hiç bir şeye ev sahiliği yapmamayı öğrendim (Sende öğren). Kimin içten veya yapmacık olduğunu biliyoruz diyemeyiz. Geçmişinde sende birine istemediğin bir şey yapmışsın. Bugün de o kişi sana yapmıştır veya yapıyordur.
Herşeyim karşılığı mutlaka olacaktır ama iyi ama kötü.

Kısacık hayatımızda ne çok şeyler sığdırarak yaşıyoruz. Kimlerin bize ne kadar katkısı olmuşsa bizim de o kadar olabileceğimizi düşünürüz. Oysa hangi açıdan olaylara, kişilere veya şahıslara nasıl bakarsan bak. Öz’de, genetik’te ve ruhsal olarak kendine çeki düzen vermenin verdiği çoşku ile sadece kendinsin eğlenen.
Çevrendeki kişilerin senle ilgili ne düşündüğünü bilemezsin. Güzel bir şeyler yaparsın ama kimse ayağa kalkarak seni alkışlamaz bunu unutma. Içindeki o çoşku, heyecanını kendinle kutlaman gerekecek. Hayatını kendinle paylaşarak zamanını kazanacaksın. Geçmiş zamanımızda isyankarlıklarımız niyeydi veya neden olur? Kimsem yok, ben yalnızım, beni sevmez, param yok, değersizim, güçsüzüm, başaramazsam, vs… gibi olumsuz yargılarla açlık, kıtlık yaratarak zayıf karaktere ev sahipliği yapıyor oluruz.
O’ Zamanı geride bırakıyoruz. Geleceğimize yeni bir ben yaratarak ilerlerliyor olmak eminim ki keyiflidir denemek gerekir. Ben denemeyi seçiyorum ve buna inanarak adımlarımı atmaya başladım bile. İlişkiler en zor ama bir o kadar da eğitici ve güçlü öğretmenimizdir. Kırılması gereken geçmişten gelen kalıplarımızla sınanıyoruz sürekli. Içsel olarak hücrelerinin hareketliliği ile silkelendikçe inadına imkansızlığa meydan okumayı sevmeye başlarız.

Geçmişimde ettiğim sözlerim bugün içimi dağlıyor. Bunu ben “nasıl oldu da yarattım” diye düşündükçe, o zamana beni götüren anılarımla silkelenmeye başlamıştım. Hiç bir şeyin nedensiz olduğu gibi her şeyin bir sebebi olduğunu öğrendim. O zamanlar var olan ve içimi dağlayan her birinin bir birine bağlantısı ve çoğalarak farklı farklı senaryolara beni taşıyacağını bilememiştim.
Bugün yaşamama neden olan ve bu gücümle tanışmaya başladığım andan itibaren aklımda, zihnimde, duygularımda boğazımı düğümlüyorken çevremdeki insanların sözerini işittikçe irkiliyor, uyanıyorum.
O zamanki ben ve yansıyan tavırların benzer oluşunu görüyorum. Ama, takılmadan sadece gülünüp geçildiğini sansalarda öyle olmuyormuş maalesef. Geçmişte kimin için her ne düşünürsek katlanarak geri gelişine tanıklık ederken nedenler devreye girer.
Ben yaşadım, sen yaşama!..

Hayatın hangi zamanlardan bugüne taşındığını bilmeye gerek yok, zaten onu sana anımsatanlarla yaşıyorsun. Sende var olanın yansımları ile yankısı şiddetine göre değişir. “Acı mı, feryat mı, keder mi, hüsran mı, vs…” hiç biri bize ait olmayan ve bu hayatımızda önümüze engel olarak yaratıldığına göre buna bilinçli ve farkındalıklı olmamız gerekir.
Saklı olan ve hislerimizdeki her birinin deşifre edilişleri ile silkelendiğimiz o ana kadar ki duygularımızın kilitlerini zorlayarak açmaya çalışırız. Kimin için hangi açıdan olaylara bakmaya başlarsak başlayalım zamanı kontrol altında tutarak birikimlerimizi ifşa edebiliriz.

Yarım kalan ve birilerin deşifre edişleri ile harekete geçen olaylarda kimliklerimizi değerli tutabiliriz. Sana yapılmasını istemediklerini sende başkalarına yapmayacaksın. Her yönden hayatın yansımalarından derslerimizi alıp bir üst sınıfa geçermişiz gibi değerlendirebilirsiniz mesela. Harekete geçen zihin, algı, anlamlar önce silkelenmene neden olurken içindeki “kin, nefret ve öfkenin temizlenmesi gerekir.” Dışardan bakan herkesin gözünde sen hep farklısın ama değişik yorumlarla algılanılabilirsinde. Kim olursa olsun, ne denirse denilsin teşekkür et. Sen olman gereken kişi ol ve buna engel olanlara karşı dim dik dur. Hiç kimsenin umurunda dahi olmayacak belkide ancak saklı kalmış duyguların açığa çıkmasındaki rollerin gelişi ile silkelenmeye devam ederken birilerin kurbanı olmamalıyız. Mesela: eskiden öyleydi buydu, şuydu gibi… elbette eskiler istenilmeyen oldumu bizleri rahat bırakmayacak. Duygularımızda o zamanın acısını hissederek hareket edebiliriz.

Sindirim sistemimizdeki karın ağrısı ile yaşamayı reddediyorum. Sağlıklı bir insan olmanın formülleri ise beni mutsuz eden olaylardan kendimi sakınmaktır. Olmasını istediğine odaklan ve yapmak istediklerini yap. Yanlış olan zihnindeki kalıplarındır. Kimsenin seni onore etmesine değil senin elini vijdanına koyupta rahat, huzurlu ve mutlu oluşuna bak.

Zamanın gelişi her gün iyiliğindir. Sana geçmişinden bir parça anımsattıkça teşekkür et. Yeni gibi görünsede birilerin hayatının her dönemlerinden kendine gelmene etken olacak. Iyi ve güzel işaretlerdir bunlar. Kendini sev!

NUMEROLOG:Müjde Şener

24.9.2019
63/18/9

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...