24 Eylül 2019 Salı

HİÇ BİR ŞEYİN GERÇEK SAHİBİ OLAMAZSIN BU HAYATTA


HİÇ BİR ŞEYİN GERÇEK SAHİBİ OLAMAZSIN BU HAYATINDA.

Hislerinle hareket edebildiğince, olayların derinlerindeki düşüncelerini harekete geçirmeye başlarsın.

Yaşlı bir teyze bir gün hisleri ile hareket edip, attığı adımlarıyla verdiği kararının doğru olduğuna inanarak bundan hiç kimseye birşey bahsetmeden beklemeye koyulur ve istediği dilediğinin gerçek oluşunun farkındalığı ile yarattığını anlartır.
Yaşlı olsam bile kimsenin derinlerinden gelen yaşamının mazilerinden bir ders çıkartamamıştır halen diye düşünüyorum diyor.

Geçmişimin izlerinin gün yüzüne taşımış olsam bile, her zaman ben, “genç ve güzelim” diyerek olumlu telkinlerimle aynaya bakıp bunu dilerken ve her baktığım zamanlarda,  her gün aynada kendimi gün geçtikçe daha güzel görüyordum.
Kendimi sevdikçe ve beğendikçe çevremdeki kişilerin sürekli övgüleri ile değerli, önemli olduğumu hissettiriyorlardı bana.
Çevreme gülücükler dağıtabilmeyi başarıyordum. Geleceğime aşıladığım mirasım ile toza karışmış geçmişimi deşifre etmeyi seven biri olmaya başladım.

Anılarım gözlerimin önünden geçerken gözlerim o anılarımda donup kalıyordu...
Hiç bir şeyin gerçek sahibi olamazsınız ve bu hayatınızda , gelecek yansıdıkça geçmişinde kalan anılarının üzerine ne çok benzer olaylar aşılansada eskisi gibi kalmaz.
Hep yenisine mücadele edersin.

Hep daha iyisini ararsın ama hani nerede eskiler, hani nerede değer ve sevgi, hani nerede birikimlerindeki güzellikler demeye başlarsınız. Günden güne çoğaldıkça “eskilerin pabucu dama atılıyor bak ve gör”.

Olayların derinlerde oluşu ile geçmişinizi bugün yaşamanıza rağmen karmaşık duygulara sebebiyet verdiğinin bilincinde olamıyoruz maalesef.
Öyle bir arayışta iken, içindeki dünyana sarılıp, aydınlatmak ister ve sürekli diline dooladığı “Yaradanın gücü adına sana sığınırım” dersin ve “bana öyle bir el uzat ki, beni tutsun ve tüm sıkıntılarımdan çekip çıkartsın” deriz.

Hayat yaşamama zorluk çıkartıyordu, oysa o farklı formüllerle hayatta kalmanın formüllerini aradım durdum.
Karanlıktan kendimi çekip çıkartarak “sanatcı” kelimesinin ağır gelişi ile ağır geldiğinden el emeği ile yaparak ürettiklerimi imkanlar çerçevesinde satmak isterdim ve başardım. Azimli, kararlı, kendimden emin inanarak sabırla olmam sayesinde idi.
Bir yerden kazanmak isterken, bir yerden yapmak, almak istediklerimin liştesini çıkartmıştım bile. Daha alacak, yapacak o kadar çok şeylerim vardı ki, bu hayatımda bitmeyen yaşama sevgimle değişenlerle değiştirdiğim alışkanlıklarıma yenilerini ilave etmeye başladım.
“Henüz doyamadım”.

Bir gün bir yerden bana bir el uzanır ve tuttuğu gibi olmam gereken yere çeker beni. Tüm uğraşlarıma rağmen ısrarla halen geçmişimi deşifre edip te hayatın nasıl bir şey olması gerektiğini anlamaya ve anlatmaya karar verir. Oysa, hiç bir şeyin nedensiz olmadığının bilincindeyim. Her bir nedenin geçmişimin bir yerinden bana miras olarak gelişinin hesaplaşmalarından nasıl yararlanması gerektiğini öğrenecektim bundan. Gelecek geçmişimin parçalarından ibarettir. Geçmişimin her bir zerresi ile değişmeyene takılıp ilerledikçe izlerin bendeki yerini farkettirmiştim bile. Saklı kalan duygularımın gün ışığına tekerrür edişi ile zamana, yaşamın zerrelerini aşılayarak kişisel olan, olması gereken ve denge ile uyumun parçalarından uyanışlara geçmem gerektiğini algılıyorum.

Kiltlerin geçmişten gelen sözlerim, yeminlerim olduğunu bir an şimşek hızı gibi içimde hiseetmiştim. Anlamsız gibi gelebilir belki, senden başka birinin daha içinde olduğunu hissederek irkilmek biraz tuhaf olmazmı? Sonuçta işlenilmeye mecbur kalıplarımızla irkiliyoruz hepimiz de.
Zamanın her bir zerresinden nasibimizi alarak uykuya dalıp dalıp uyanıyoruz. Tek düze yaşamın sırrını çözmek için uğraşmayın. Gizemli olan fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal, algı, anlamların la taıdıklarını, hislerinle duyularınla her neye sahip olduğunu aklının oyunlarından ne yorumları ile zihnini kirleterek yansıtarak yaşadığını anlamaya çalış. Her şeyden hiç bir şeymiş gibi düşüncelerimizle kirlettiğimiz zihin algı anlamların deşifre edilişine ortak fikir vererek artık zamanı yoklamayı bırakmalısın.

Yaşlı teyzenin hayatında söylemeye çalıştıklarını bugün benim de kendimde anlamsız kıldığım ve deşifre ettikçe uykuda olan benliklerimizin güzelliklerinden yararlanamadığımızı görebiliriz.

NUMEROLOG:
Müjde Şener

25.9.2019
64/10/1

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...