YOKLANILMAYI
BEKLEYEN KENDİNDEN BAŞKASI DEĞİLDİR.
Sürükleyici ve
akışta olmak hayatın her yönünden yaşama sıkı sıkıya
sarılmaya çalışmak bazen aç gözlülük gibi görünebilir.
Dışardan bakıp “herkes ne diyecek” diye düşünmeyi bırakalım
mı?
Aynaya yüzümüzü
gösterebildiğimiz gibidir ve yansıyan her şeyin sana kendini
içsel dünyanı görmeni kolaylaştıracak yansımalarla
hediyelendiriliyoruz. Baktığımız gördüğümüz ve içinde o an
öfkelendiğimiz her şeyde kendimizi yoklayalım. “Ben nerede
eksik ne yaptım ki, bugün bende bu duygular tetiklendiği gibi ani
ve fervi davranışlarımla tepki koydum” gibi düşünebiliriz.
Kimseden bir beklenntiye girmeden sadece kendimiz olabilmeyi
öğrenelim.
Zaman her birimize
güzel aydınlanma kazanabilelim diye farklı ve başka yaşamlardan
örnekler verirken kendimize çeki düzen verebilmemiz için de
önemli araçtır.
Yeterki kendine
bakıp ne görmek istediklerini anlamaya çalış. Herşeyden biraz
biraz deriz belki ama, hiç bir şeyden ne çok nede azıdır bize
yansıyan. Sende var olan, hayatının tümü kimi zaman az kimi
zaman çok, kimi zaman güzeldir, kimi zaman ise çirkindir ve
olaylarının farkındalığı içindir.
Toplum genelinde
hayatın her birinin bir birinden yoksun olmaması, her bir nedene
imkan sağlayan bakış açılarımızla değişmesinde katkı
oluruz. Kaldıramayacağımızdan fazlasının bize yüklenilmediğini
anlarken yansıyanların ne kadarını istediğimizi ve ne kadarını
alıp kabullendiğimizi de sorgulamaya başlarız. Gerçekten de
istediklerin kadarıdır bugün yaşadıkların. Hayatın pğf
noktalarını algıladıkmı imkansız olmayanların imkanını
yaratabilelim…
Şimdinin içinde
hiç bir şey yokmuş gibi bakıp görmek, görüp de
algıladıklarımıza tutsak olmamız her birimize sorun getirmeye
başlar.
Ait
olmadıklarımızın bilincindeyiz elbette. Kimse için yaşamıyoruz
sanırım. Kendi ayaklarımızın üzerinde kimliğimizle deşifre
edilmeden mutlu mutlu yaşamak istediğimizin de bilincindeyiz.
Başkalarına olan bağımlılıklarımızın tek nedeni
alışkanlıklardır. Buna da saplantlı bir şekilde tutunmamıza
etken ise, geçmişimizdeki bazı eksikliklerimizdir.
Kimseden bir
beklentiye girmemeyi öğrendikçe aklımızın hiç bir köşesinde
bunun gibi tutsak olduğumuz hiç birine sahip olmayız.
Istemeden
bilinçsizce itelemeye koyulduğumuz tutucu gücümüzü
özgürleştirerek rahatlarız.
“Ben sana sende
bana bağımlı değilsin… biz bir birmizden tamamen bağımsız ve
özgür bireyleriz. Arada sırada senden bana benden sana giden gelen
sevgiyle alışkanlıklarımıza yeni bir açı ekler yine yeniden
yollarımıza devam ederiz…
Bundan daha başka
ne isteyebiliriz ki.
Zamanı yoklamak
ardımızdaki her bir değerle, nedenleri bir araya toplayıp kimlik
yoklamalarımızda kişilerin her birinin üzerimizdeki etkilerini
anlamak isteriz.
Zamanla belki
damlaya damlaya göl olan inançlarımızla deşifre edilmeyi
bekleyenlerin üzerimizdeki olumsuz yargı, eleştirilerinden dersler
çıkartarak değişmesinde tanıklık edeceğiz. Ama zamanı
gelmediği için ertelemeleri oynarız.
Şimdik değil
sonraya bıratığımız bir çok eksiklerimizle nereye kadar tam ve
bütün olmaya başlarız pek bilmeden giden gelen düşüncelerimiz
arasında zaman zaman takılıp kalırız.
Kimse kendi içindeki
duygularının dışa salınışından hoşlanmadığı için
değişmesi pek mümkün değildir.
Çevre, toplum ne
diyecek? O kadar çok aklımızda, zihnimizde, duygularımızda
başkaların aşılamış oldukları ile donanımlıyız ki,
bırakmak, özgürleştirmek ise imkansız mış gibi gelir bize.
Kişisel olan
biriktirdiklerimizin üzerine inşa ettiklerimizle yaşamak durumunda
oluşumuzlayız. Kim olursak olalım, her birimize bilinçli algı,
anlamların, inançlarımızın dahi toplama, biriktirme ve yansıtma
özelliklerimizle bir araya gelişimizi gözlemleyebilmektir.
Tüm yaşamın
yansımaları ile dünyamızın bu dünya ile alıp veremediği değil
nasıl ve kimlerle denge uyumlu olabileceğimizi anlayıncaya dek
ileri geri giden gelen duygu ve düşünceleri törpülemeye
başlarız. Her bireyin hayatı bize bizden onlara aynadır. Fiziksel
olarak her ne isek ruhsal olarak içsel duygusal yaşamımızın
yansımaları ile ayna görevi yapanlardan dersler alırız.
Zamanı yoklamak,
yoklanılmayı bekleyen kendimizden başkası değildir.
NUMEROLOGY:Müjde Şener
1.10.2019
41/14/5
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder