29 Eylül 2019 Pazar

YOKLANILMAYI BEKLEYEN KENDİNDEN BAŞKASI DEĞİLDİR


YOKLANILMAYI BEKLEYEN KENDİNDEN BAŞKASI DEĞİLDİR.

Sürükleyici ve akışta olmak hayatın her yönünden yaşama sıkı sıkıya sarılmaya çalışmak bazen aç gözlülük gibi görünebilir. Dışardan bakıp “herkes ne diyecek” diye düşünmeyi bırakalım mı?
Aynaya yüzümüzü gösterebildiğimiz gibidir ve yansıyan her şeyin sana kendini içsel dünyanı görmeni kolaylaştıracak yansımalarla hediyelendiriliyoruz. Baktığımız gördüğümüz ve içinde o an öfkelendiğimiz her şeyde kendimizi yoklayalım. “Ben nerede eksik ne yaptım ki, bugün bende bu duygular tetiklendiği gibi ani ve fervi davranışlarımla tepki koydum” gibi düşünebiliriz. Kimseden bir beklenntiye girmeden sadece kendimiz olabilmeyi öğrenelim.
Zaman her birimize güzel aydınlanma kazanabilelim diye farklı ve başka yaşamlardan örnekler verirken kendimize çeki düzen verebilmemiz için de önemli araçtır.

Yeterki kendine bakıp ne görmek istediklerini anlamaya çalış. Herşeyden biraz biraz deriz belki ama, hiç bir şeyden ne çok nede azıdır bize yansıyan. Sende var olan, hayatının tümü kimi zaman az kimi zaman çok, kimi zaman güzeldir, kimi zaman ise çirkindir ve olaylarının farkındalığı içindir.
Toplum genelinde hayatın her birinin bir birinden yoksun olmaması, her bir nedene imkan sağlayan bakış açılarımızla değişmesinde katkı oluruz. Kaldıramayacağımızdan fazlasının bize yüklenilmediğini anlarken yansıyanların ne kadarını istediğimizi ve ne kadarını alıp kabullendiğimizi de sorgulamaya başlarız. Gerçekten de istediklerin kadarıdır bugün yaşadıkların. Hayatın pğf noktalarını algıladıkmı imkansız olmayanların imkanını yaratabilelim…

Şimdinin içinde hiç bir şey yokmuş gibi bakıp görmek, görüp de algıladıklarımıza tutsak olmamız her birimize sorun getirmeye başlar.
Ait olmadıklarımızın bilincindeyiz elbette. Kimse için yaşamıyoruz sanırım. Kendi ayaklarımızın üzerinde kimliğimizle deşifre edilmeden mutlu mutlu yaşamak istediğimizin de bilincindeyiz. Başkalarına olan bağımlılıklarımızın tek nedeni alışkanlıklardır. Buna da saplantlı bir şekilde tutunmamıza etken ise, geçmişimizdeki bazı eksikliklerimizdir.
Kimseden bir beklentiye girmemeyi öğrendikçe aklımızın hiç bir köşesinde bunun gibi tutsak olduğumuz hiç birine sahip olmayız.
Istemeden bilinçsizce itelemeye koyulduğumuz tutucu gücümüzü özgürleştirerek rahatlarız.

“Ben sana sende bana bağımlı değilsin… biz bir birmizden tamamen bağımsız ve özgür bireyleriz. Arada sırada senden bana benden sana giden gelen sevgiyle alışkanlıklarımıza yeni bir açı ekler yine yeniden yollarımıza devam ederiz…
Bundan daha başka ne isteyebiliriz ki.

Zamanı yoklamak ardımızdaki her bir değerle, nedenleri bir araya toplayıp kimlik yoklamalarımızda kişilerin her birinin üzerimizdeki etkilerini anlamak isteriz.
Zamanla belki damlaya damlaya göl olan inançlarımızla deşifre edilmeyi bekleyenlerin üzerimizdeki olumsuz yargı, eleştirilerinden dersler çıkartarak değişmesinde tanıklık edeceğiz. Ama zamanı gelmediği için ertelemeleri oynarız.
Şimdik değil sonraya bıratığımız bir çok eksiklerimizle nereye kadar tam ve bütün olmaya başlarız pek bilmeden giden gelen düşüncelerimiz arasında zaman zaman takılıp kalırız.
Kimse kendi içindeki duygularının dışa salınışından hoşlanmadığı için değişmesi pek mümkün değildir.
Çevre, toplum ne diyecek? O kadar çok aklımızda, zihnimizde, duygularımızda başkaların aşılamış oldukları ile donanımlıyız ki, bırakmak, özgürleştirmek ise imkansız mış gibi gelir bize.
Kişisel olan biriktirdiklerimizin üzerine inşa ettiklerimizle yaşamak durumunda oluşumuzlayız. Kim olursak olalım, her birimize bilinçli algı, anlamların, inançlarımızın dahi toplama, biriktirme ve yansıtma özelliklerimizle bir araya gelişimizi gözlemleyebilmektir.

Tüm yaşamın yansımaları ile dünyamızın bu dünya ile alıp veremediği değil nasıl ve kimlerle denge uyumlu olabileceğimizi anlayıncaya dek ileri geri giden gelen duygu ve düşünceleri törpülemeye başlarız. Her bireyin hayatı bize bizden onlara aynadır. Fiziksel olarak her ne isek ruhsal olarak içsel duygusal yaşamımızın yansımaları ile ayna görevi yapanlardan dersler alırız.

Zamanı yoklamak, yoklanılmayı bekleyen kendimizden başkası değildir.

NUMEROLOGY:Müjde Şener

1.10.2019
41/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...