30 Eylül 2019 Pazartesi

GÜLÜMSE, ŞU HAYATA İNAT


GÜLÜMSE, ŞU HAYATA İNAT

Sprrituel, bir yaşam yolculuğudur. Yaşam amacımız zaman içerisinde hayat felsefemiz hale gelir. Kimi zaman her şeyden bir bahane ürettiğimiz olurken, kimi zaman kabullendikçe içinde yok olduklarımız ile var ettiklerimizle mücadeleye gireriz.

Hayatımızın, bize yansıyan her alanlarına hizmet etmeye ve her yönleriyle kendinizi keşfederken hep daha iyilerine uzanabilmenin formüllerini keşfetmek isteriz. Ama bunun için bir adım kendimize atmazsak ilerleyemeyiz. Kendini keşfederken değiştirebilmemize yardımcı olan düşüncelerimle bakış açımızdır.
Fiziksel, zhinsel, ruhsal ve duygusal yönlerinizle bir anınızın diğerine benzememesinin nedenleri sürekli değişim içerisinde olmanızdan dolayıdır.

Hayatına yön vermeden evvel, herşeyden önce kimliğinin farkına varmandır. O’ nun farkındalığı ile ardında yatan şimdinde seni olumsuz etkileyerek ilerlemeni engelleyen düşüncelerini zihninde kamçılarken değiştirmende katkısı olur.

Her bir nedenin katkısı ile büyüttüğümüz anlamların katlanarak büyümesi ve olası olaylardan kendini kopyalanmış gibi hissetmen normaldir. “Benim gibi birilerini daha buldum” dersin ve ayni düşüncelerinle, hayata bakışınla değerlendirdiğin kendini sınıflandırırsın.
Bir olayın nedenlerinin bilincindeyken o’nu değiştirmek elimizdedir. Geçmişi bugüne taşırken geleceğimizi bugünde aramaya başlattığımız gibi. “Eski ile yenilerin arasında kendimize çeki düzen vermenin yolunu buluruz...” sürekli keşifce ruhumuzla her bir nedenin ardındaki kilitlerimizi çözerek, amaçsız gibi düşünüp yolumuzu açtıkca, daha derinlerdeki nedenleri gün yüzüne çıkarttığımız an “şimdik oldu” demek keyifli olmaz mı? Elbette öyledir ve bizim için doğru olan olduğuna inandıklarımızla kendimize çeki düzen vermektir.
Içindeki ruhsal dünyana ışık katarsın. En önemliside iç huzuru yakalarsın… dahası zamanı kontrol etmekten kurtulursun ve akışta kalmanın mutluluğunu içindeki çocuksu dünyanı özgürleştirirsin.

Her şeyde kendini yoklamak, aramak, zamanla deşifre edeceklerinin ifşa oluşu ile kendini bu yolda yolculuk ederken bulursun.
“Zamanımı kendimden heba edemem” derken “iptal” ettiğin bu düşüncelerinin, sana ait olmamasına inanırsın.
Bu hayat sana özeldir. Kendine bir iyilik yap desem hiç tereddütsün bu duygunla yaşarsın ve bıraktıkça iyileşirsin.

Görmüş olduğun bir olayda istemediğin halde kendini O olayın içerisine dahil etmen ve imkanların çerçevesinde mücadele ederken bulursun kendini.
Istemediğin hiç bir şeye sahip olmadığın gibi, kendini yaşamın içerisindeki yerinde geniş açıdan bakıp görmeye ve tanımaya çalış. Böylece hiç farkında olamadıklarının keşifci ruhunla özde genetiğinde hangi zamanlardan sana aşılanmış kodların olduğunu anladıkça anlamlarının değişimine katılablirsin.

Istemediğin olayların rüzgarına kapılıp gideken istem dışı algıların devreye girer. Sen farkında olmadan duygusal olarak olumsuz etkilenirsin. Enerjini diplere sürüklerken kaliteli yaşamından, zamanından çalarak ertelersin. Oysa kaliteli yaşayabilmek en önemli kaynağımızdır ve olaylarda kendi istediklerimizle olmaktır. Kimse için kendinden ödün vermemeye çalışırsın. Mesela: buna bir çok örnekler verebiliriz. En başta kendini, kendi isteklerinle yaşamaya yönlendirsin. Istediklerine odaklanırsın. Istemediklerinin içerisine iten veya çeken kişilerin o anlık duygularına tanıklık gösterebilirsin. Ama sonuçta kendi yaşantını zehirlememeye dikkat ederken, yıpratmamayada özen göstermeye başlarsın.

Farkındalığınızın farkına varmak, ve olayların akışkanlığında sadece kendinizi olumlu ve motive eden ilişkiler içerisine girebilir olmanızı görmeye çalışın.
Ardından düşüncelerinizi zenginleştirecek ve daha iyi olmanıza ilaç gibi gelecek değerlendirmelerinizin türediğini göreceksiniz.
Mutsuzluktan mutluluğa geçmeyi seçmek, hayatınızın her hangi bir anında yapabileceğiniz bir kuantum sıçramasıdır.
Peki neden şimdi mutluluğu seçmiyorsunuz?
Varolanın ardında yatan nedenlerinizden dolayı, herşeyinizi bırakıp başka bir yola giderken sizi mutsuz edenlerle olmayı seçerseniz onu yaratıp yaşarsınız…
Geçmişinizi yoklarken kendinize ettiğiniz haksızlıkların farkında varıpta, şimdi nasıl onu değiştirebileceğinizi düşünün... Hayattan ne beklediğinizi ve nasıl bir yaşamı kendinize hediye ettiğinizi düşünerek başlayın. Bununla beraber inandığınız kalıplarınızı değiştirdiğiniz zaman ise, aynı şey olur.
Herşey bilinçaltınızdaki karışık zihin yapınızın dahi ortaya çıkarttığı, nedenlerin bilinci ile değişmeye başlamasından yola çıkıyoruz.
Kimse kendini kafesin içerisinde kapalı hissetmesin ve her birimizin özgür olması kendi yarattıklarımızın zihin oyunlarıyla olmasından kaynaklıdır.

Varoluşumuzun bizlere verdiği en büyük hediye: zenginliğimiz: varlığımızdır... Her yönden her gün değişimin içerisinde kendimizi ararken yokladığımız bilinçaltı zihin oyunlarından oyutlamaya çalıştığımız istemediklerimizleyiz Oysa, istemediklerimizin hayatımızda önemli rollerinin olmasını kabullendikçe, hiç bir sorun ortalarda olmayacaktır. Her yansıyanın, varlığından almış olduğumuz hediyelerimizi görmeye başlarken, olumlu yönde tetikleyici olanlarla daha başka neler yapabileceğimizi öğrenmeye yöneleceğiz.

Spritüellik: doğuştan bize verilen ruhsal gücümüzdür. Var olanı sev! Iste dile ve gerçekleşsin. Hiç bir şeyin gerçek dışı olmaması deneyimlenmiş ve bilimsel olarak açıklanmıştır. Insanoğlu kendini bilirse ve bu gücünü kullanabilmeye açık olursa, kimseden bir beklentiye girmeden kendini keşfetmenin verdiği zenginliği ile donanımlarını kullanır.

MUTLULUĞUNUZUN ÖNÜNE HİÇ BİR ENGEL KOYMAYIN.

MÜJDE ŞENER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...