GÜLÜMSE, ŞU
HAYATA İNAT
Sprrituel, bir yaşam
yolculuğudur. Yaşam amacımız zaman içerisinde hayat felsefemiz
hale gelir. Kimi zaman her şeyden bir bahane ürettiğimiz olurken,
kimi zaman kabullendikçe içinde yok olduklarımız ile var
ettiklerimizle mücadeleye gireriz.
Hayatımızın, bize
yansıyan her alanlarına hizmet etmeye ve her yönleriyle kendinizi
keşfederken hep daha iyilerine uzanabilmenin formüllerini keşfetmek
isteriz. Ama bunun için bir adım kendimize atmazsak ilerleyemeyiz.
Kendini keşfederken değiştirebilmemize yardımcı olan
düşüncelerimle bakış açımızdır.
Fiziksel, zhinsel,
ruhsal ve duygusal yönlerinizle bir anınızın diğerine
benzememesinin nedenleri sürekli değişim içerisinde olmanızdan
dolayıdır.
Hayatına yön
vermeden evvel, herşeyden önce kimliğinin farkına varmandır. O’
nun farkındalığı ile ardında yatan şimdinde seni olumsuz
etkileyerek ilerlemeni engelleyen düşüncelerini zihninde
kamçılarken değiştirmende katkısı olur.
Her bir nedenin
katkısı ile büyüttüğümüz anlamların katlanarak büyümesi ve
olası olaylardan kendini kopyalanmış gibi hissetmen normaldir.
“Benim gibi birilerini daha buldum” dersin ve ayni
düşüncelerinle, hayata bakışınla değerlendirdiğin kendini
sınıflandırırsın.
Bir olayın
nedenlerinin bilincindeyken o’nu değiştirmek elimizdedir. Geçmişi
bugüne taşırken geleceğimizi bugünde aramaya başlattığımız
gibi. “Eski ile yenilerin arasında kendimize çeki düzen vermenin
yolunu buluruz...” sürekli keşifce ruhumuzla her bir nedenin
ardındaki kilitlerimizi çözerek, amaçsız gibi düşünüp
yolumuzu açtıkca, daha derinlerdeki nedenleri gün yüzüne
çıkarttığımız an “şimdik oldu” demek keyifli olmaz mı?
Elbette öyledir ve bizim için doğru olan olduğuna
inandıklarımızla kendimize çeki düzen vermektir.
Içindeki ruhsal
dünyana ışık katarsın. En önemliside iç huzuru yakalarsın…
dahası zamanı kontrol etmekten kurtulursun ve akışta kalmanın
mutluluğunu içindeki çocuksu dünyanı özgürleştirirsin.
Her şeyde kendini
yoklamak, aramak, zamanla deşifre edeceklerinin ifşa oluşu ile
kendini bu yolda yolculuk ederken bulursun.
“Zamanımı
kendimden heba edemem” derken “iptal” ettiğin bu
düşüncelerinin, sana ait olmamasına inanırsın.
Bu hayat sana
özeldir. Kendine bir iyilik yap desem hiç tereddütsün bu duygunla
yaşarsın ve bıraktıkça iyileşirsin.
Görmüş olduğun
bir olayda istemediğin halde kendini O olayın içerisine dahil
etmen ve imkanların çerçevesinde mücadele ederken bulursun
kendini.
Istemediğin hiç
bir şeye sahip olmadığın gibi, kendini yaşamın içerisindeki
yerinde geniş açıdan bakıp görmeye ve tanımaya çalış.
Böylece hiç farkında olamadıklarının keşifci ruhunla özde
genetiğinde hangi zamanlardan sana aşılanmış kodların olduğunu
anladıkça anlamlarının değişimine katılablirsin.
Istemediğin
olayların rüzgarına kapılıp gideken istem dışı algıların
devreye girer. Sen farkında olmadan duygusal olarak olumsuz
etkilenirsin. Enerjini diplere sürüklerken kaliteli yaşamından,
zamanından çalarak ertelersin. Oysa kaliteli yaşayabilmek en
önemli kaynağımızdır ve olaylarda kendi istediklerimizle
olmaktır. Kimse için kendinden ödün vermemeye çalışırsın.
Mesela: buna bir çok örnekler verebiliriz. En başta kendini, kendi
isteklerinle yaşamaya yönlendirsin. Istediklerine odaklanırsın.
Istemediklerinin içerisine iten veya çeken kişilerin o anlık
duygularına tanıklık gösterebilirsin. Ama sonuçta kendi
yaşantını zehirlememeye dikkat ederken, yıpratmamayada özen
göstermeye başlarsın.
Farkındalığınızın
farkına varmak, ve olayların akışkanlığında sadece kendinizi
olumlu ve motive eden ilişkiler içerisine girebilir olmanızı
görmeye çalışın.
Ardından
düşüncelerinizi zenginleştirecek ve daha iyi olmanıza ilaç gibi
gelecek değerlendirmelerinizin türediğini göreceksiniz.
Mutsuzluktan
mutluluğa geçmeyi seçmek, hayatınızın her hangi bir anında
yapabileceğiniz bir kuantum sıçramasıdır.
Peki neden şimdi
mutluluğu seçmiyorsunuz?
Varolanın ardında
yatan nedenlerinizden dolayı, herşeyinizi bırakıp başka bir yola
giderken sizi mutsuz edenlerle olmayı seçerseniz onu yaratıp
yaşarsınız…
Geçmişinizi
yoklarken kendinize ettiğiniz haksızlıkların farkında varıpta,
şimdi nasıl onu değiştirebileceğinizi düşünün... Hayattan ne
beklediğinizi ve nasıl bir yaşamı kendinize hediye ettiğinizi
düşünerek başlayın. Bununla beraber inandığınız
kalıplarınızı değiştirdiğiniz zaman ise, aynı şey olur.
Herşey
bilinçaltınızdaki karışık zihin yapınızın dahi ortaya
çıkarttığı, nedenlerin bilinci ile değişmeye başlamasından
yola çıkıyoruz.
Kimse kendini
kafesin içerisinde kapalı hissetmesin ve her birimizin özgür
olması kendi yarattıklarımızın zihin oyunlarıyla olmasından
kaynaklıdır.
Varoluşumuzun
bizlere verdiği en büyük hediye: zenginliğimiz: varlığımızdır...
Her yönden her gün değişimin içerisinde kendimizi ararken
yokladığımız bilinçaltı zihin oyunlarından oyutlamaya
çalıştığımız istemediklerimizleyiz Oysa, istemediklerimizin
hayatımızda önemli rollerinin olmasını kabullendikçe, hiç bir
sorun ortalarda olmayacaktır. Her yansıyanın, varlığından almış
olduğumuz hediyelerimizi görmeye başlarken, olumlu yönde
tetikleyici olanlarla daha başka neler yapabileceğimizi öğrenmeye
yöneleceğiz.
Spritüellik:
doğuştan bize verilen ruhsal gücümüzdür. Var olanı sev! Iste
dile ve gerçekleşsin. Hiç bir şeyin gerçek dışı olmaması
deneyimlenmiş ve bilimsel olarak açıklanmıştır. Insanoğlu
kendini bilirse ve bu gücünü kullanabilmeye açık olursa,
kimseden bir beklentiye girmeden kendini keşfetmenin verdiği
zenginliği ile donanımlarını kullanır.
MUTLULUĞUNUZUN
ÖNÜNE HİÇ BİR ENGEL KOYMAYIN.
MÜJDE ŞENER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder