12 Ekim 2019 Cumartesi

EN DEĞERLİ OLDUĞUN AN, ZAMANIN İÇİNDE OLDUĞUN O ANDIR


EN DEĞERLİ OLDUĞUN AN, ZAMANIN İÇİNDE OLDUĞUN O’ ANDIR.

Hayatın tümü en doğru kabul ettiklerimizle ilerlediğimiz zamanlarda bize benzeyen benzer olanlarla kendimize çeki düzen vermeye başlarız. Toplum yargıları ile eleştirilerine marız kalındımı sessiz kalmayı seçeriz. Nedenlerimiz ise, kimsenin enerjisi içinde boğulmadan özgür ve rahat ilerleyebilmek içindir...

Kendiyle kavga eden bir kimse, baktığı, gördüğü herşeyin duygularına battığını sanarak savunmaya ve çatışmaya girmesinden duyduğu rahatsızlık sonucu ile takıntı, kuruntu içerisine girer.

Her ne yapılıra yapılsın kimsenin dediklerine aldırış etmeden dere depe düm düz içindeki duyguların ile savaşıp, kendini kendi içinde kurban psikolojisine sokabilirsin...
Kimin için her nelerin içinde “kimsem yok, ben yalnızım” diye düşüncelerinden kendini kopartarak zamanı daraltan duygu ve düşüncelerinle hayat felsefelerinde, kısır döngüsüne kendini sokmuş olsan bile. Eninde sonunda hiç istemediklerinle karşılaşıp yüzleşmeden iptal edemediği, güvensiz dünyaya merhaba demek zorunda kalırken silkelenirsin.

Gerçekte, gerçek olan hangisidir. Kendini kendi içinde kurban etmen mi? yoksa başkaların dediklerine takılıp ilerleyecek kadar kendini görmeni engelleyen kalıplarınla oluşun mu?
Hiç bir şeyden bir ders çıkartamamış olman, hayatının hangi aşamalarından evire çevirerek irdelenmeyi bekleyecek yansımaların yüzüne çarpması sonucu, uykuda olan beklentilerine gülümserken içimizdeki tüm topladıklarımızla nasıl bir gelecek hazırladığımıza yönelelim.
Hayat bizlere bu kadar acımasız gelmeseydi, kendi içimizdeki yaşam döngülerimizden silkelendikçe “imdat” diyen içimizdeki feryatlardan kendimize çeki düzen vermek zorunda kalmayacaktık. Hiç bir şeyin nedeni nedensiz değildir. Böylece her var olanın ardındaki kaynağa giden yolları tıkadıkça, ayni yaşam döngüsü içerisinde yeniden yüzleşememe mücadelemizle kendimizi buluruz.

Kimseden bir şey beklememeye başladığımız zaman herkesin kendi hayatının kurbanı olduğunu anlarız. Bu kimsenin “sen, ben, veya o” olma ihtimalinin olması demek değildir. Zira içimizdeki fırtınalı gelip geçen zamanların birikimlerinden bugün dersimizi alırız.
Beklentilerimiz ie mücadele etmediğimiz müddetçe ve farkına varamadığımız zaman göremediklerimizle sadece içinde olduklarımızla yetinirken buluruz kendimizi.
“Hayatın en değerli olduğu zamanına denk geldiğini farkettiğin zaman başlar” diye düşünmeye başladığında kendine farklı açıdan yeni bir yaşam hediye etmiş olursun. Bu gördüğün duydukların, işittiklerinle ne zaman kendin olmaya başlarsın o zaman içindeki tüm duygularının değişimini başlatmış olursun.

Küçük ama büyük olmuş her şeyin sebebi kendinden başkası değildir. Yılların birikimlerini eşeleme şansını yakaladınmı çevrenden sana gelen küçük dokundurmalarla değiştirmen gerekenleri farkedersin. Bağımlı kaldıklarınla bırakamadıklarının senden uzaklaştırılan değerin önemini anlarsın belkide şimdik.

En değerli olduğumuz an zamanın şimdinin içindeki olduğumuz andır. Böylece geçmişi bugüne taşırken geleceğimizi yeniden yapılandırma şansımızın karşımızda oluşu, her an’ın değeri ile önemini bizlere vurgulamış olacak.
Yansıyan şimdinin vizyonun ile örtüşmemesi illa deşifre edilmeyen kalıplarınla yaşamak zorunda olmadığını sana anımsattığını hisset. Içindeki duygularınla saklı kalan duyguların arasındaki bağ. Oluşturulan köprünün karşısında bekleyenin ne olmasını dilersen sadece ona odaklı kalmayı seç! Böylece seçimlerinle yarattıkların arasındakinin vizyonunda istediklerinin gerçek olduğu geleceğinde sana yansıyanın ta kendisidir.
Gerçek, kendi içinde hissettiklerinden başkası olamaz.
Sen, ne yaratırken kimlerin o oyunun içerisinde rol üstleneceği ise, kimseyi zorlamadan çekim gücünle bağlantılı oluşundan buna anlam çıkartabilirsiniz.

Bugün kendin için ne yaptın? Seni mutlu edecek kiminle nasıl bir yaşam yolu çizdiğine kadar her şeyin sana ait parçalarını toplayıp biriktirdiğin an zamanın birinden diğerine, diğerinden gelip geçişine kadar irdeledikçe savunduğun, savundukça mücadeleye girdiğin sadece kendinden başkası değildir. Roller klişeleşmiş alışkanlıklarına bağlı kalmasın. Her insanın rolleri ile seni sadece kendine getirebilecek olanlarla çıktığın yaşam yolunda hislerin duygularına, duygularından sözlerin, yada cümlelerine doru seni tartaklarken dahi anlam türettiğin olumsuz nedenleri zihninden sildinmi farklı ve başka düşünmeye yönlendirilirsin…

NUMEROLOG.Müjde Şener

13.10.2019
53/17/8

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...