6 Ekim 2019 Pazar

MUTLU OLDUĞUN HER YER SANA AİT OLANDIR


MUTLU OLDUĞUN HER YER SANA AİT OLANDIR…

Her gün yeni farkındalığa uyandığımız doğrudur. Nedenler, zihnimizi kemirdikçe etrafımıza şöyle bir bakmanın zamanı geldi sinyalleri, illa bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Kimse için değişmediğimize göre kendimize gelmenin farklı bir çeşidide yansıma nedenleri ile gelişen ve sonuçlara götüren zincirleme ulanan minik artcılardır.
Artı ve eksi kutuplaşmalarımızla silkelenmek demek, amaçsız ilelediğimiz bu yaşam yolundan kendimize dur sinyalleri ve değiş formatının atılmasıdır. Bilinçaltımızda geçmişe dair her nasıl yaratılmış, tıkanıklıklar varsa onlara imkan vermemizin uyarılarıdır. Hiç bir şey bize ait değildir. “bu bana ait değildir”.

Insanlar ve lişkilerimizde: kimlerle nasıl bir dialog içerisinde olduğumuz kendimizle alakalıdır. Ilişkilendirdiğimiz her bir nedenlere sebepleri de ilave ettikmi, deşifre edilmeyi bekleyen onca geçmişin birikimleri ile sınanmaya başlarmışız.
Ayak bağı olan aslında kendimiziz... Kimseden bir beklentiye girmeden çözülmesi gereken düğümlerimizleyiz.

“Neden ben bu kadar rahatım” sorusu gündemde ve ben kendi içimde yaşanılan hiç bir şeyi sorun hale dönüştürmeden kendi üzerime almam gerekenleri toplar, tutar ve pirinçten taşları ayıklarcasına temizlemeye odaklıyım”.
Insanların kimileri: bildiği gerçek doğrularından sakınmadan karşısındaki kişiye empoze ettiği gerçek dışı algısını aşılamaya çalışır.
Aman dikkat!
Kimsenin hikayesi, duygu, düşünce ve hislerine maruz kalmayın derim. Aksi halde istemeden edilen her söze ev sahipliği yapmaya başlarsınız.
Sevmek veya sevilmek: “Ben kimsenin hayat sınavından kalmasını dilemem, istemem hatta tercihlerim arasında hiç olamadı olamazda.”
Insanlar ve ilişkileri en zor sınavımızdır ve gelelim rahatlılığıma:
Takılmadan hayatı hayallerimle eşelemeyi severim. Fervi davranışlarım olabilir. Haklı iken haksız da olabilirim. Haksız iken haklı da oluruz zaman zaman. Her ne isterse olsun özür dilemeyi severim.
Savunma mekanizmamı frenlemem gereksede, içimdeki duygularım her ne ise o, her zaman benimle ilerleyen güçlü iletişim faturamdır.
“Zamanın birinde, her nerede ne zaman nasıl bir etki ile tepkiye maruz kalmışsam bırakmaya, hatta beni zorlayan endişelerimden kendimi azad etmeye gönüllüyüm” diye bilme cesaretime güveniyorum.
Seviyorum çünkü bu bedenim sadece ama sadece bana aittir. Ruhsal alemlerden gelen bir güç, enerji, veya sinerjilerin arasından sivrilebilmem zamanımı almış olsa bile. Eğer bugün bir şeyler yada birileri beni tetiklemişse durmam gerektiğini anladığım yerde durmayı öğrendim. “Kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksin... Hak edilen her ne ise haklılık haksızlık politikasına dahi girmeyeceksin... Sen zenginsen bende zenginim. Sen fakirsen bende fakirim… amaç nedir bilirmisiniz?
Hayallerimize açılan kapıdan birlikte hareket edebilmektir. Insanlar ve ilişkilerimizin en başından itibaren oynadığımız yaşam oyunumuz senaryonun küçük bir sahnesinden aldığımız alıntılardan ibarettir ve derslerimizle deşifre edilmeyi bekleyen hücrelerimize aşılanan geçmişten gelen kodlarlayız.
Zamanı yokladıkmı, sanki daha dün gibi şimdimizde yaşadıklarımızla silkeleniyoruz. Iyi bir geleceğe açacağımız kapılar ardından hikayemizi yeni baştan başlatarak yaşayabiliriz. Iyi insanlarla, doğru frekansta olduğumuz kişilerle ve hep daha iyi neticeler getirecek güzel değerli olanlarla olmanın verdiği mutluluk kazancımızdır.
Mutluluğa giden yol mutlu olan insanlarla olabilmektir. Her şeyden herkeste azar azar vardır. Kimse kendinidekinin bilincinde veya farkında olmasa bile, buna neden olan çevremizleyiz. “Iyiki oldu, iyiki uyandım ve iyiki farkındalığım arttı” demek varken sorunlara problemle cevap vermek niye?

Kimileri iyi bir açıdan hayata bakmayı reddederken, istem dışı sistemin dışında sadece gözlemci olmaya aday olur. “Izle ve hayatın nasıl olması gerektiğini gör!” demek biraz zararlıdır elbette. Çünkü, buna karar vermiş bir kişinin duyguları, bunları duymaya hazır değildir.
Sindirim sistemindeki inançlarına inat oluşu ile, kimyasının deşifre edilmesinden haz alamayan, tutarlı ama dengesiz olmuş tavırları ile silkelendikçe itici gücü sadece kendini disgalifiye eder.
Bu kendimize gelmemiz için bir uyanış olacak. Hatta silkelendikçe arasından kendimizi çekip çıkartabileceğiz.
Zaman hiç bir şekilde seni’de beni’de bizleri’de olmak istemediğimiz yere taşımaz. Hatta istenilmeyen yerde barınamayız bile.
Sistem: yaşamımızın yasalarıdır ve buna uyum sağlayabilirsen bilinçle algın ve hislerin arasında kendini zamana uyarlamaya başlarsın.

Iyi bir gelecek, her birimizin hayatında hayallerinde olmasını tercih ettiğidir.

Kimsemiz dört dörtlük bir hayat yaşamdan gelmez. Her ne kadarda parası olsa, zengin olmuş olsa bile onun bir şeye ihtiyacı yoktur diye düşünülmesi yanlıştır. Hepimiz insanız ve her birimizin kendi içindeki eksiklikleri ile sınanmaya mahkum olur.
Dışardan bakıp görmek istediğin gibiyim aslında ve teşekkür edrim. Dışardan bakılıp görünmek istediğin gibisin sende ve nasıl göründüğüne tüm bariyerlerini indirerek görmeye çalış kendine teşekkür et. Nerede kimlerle nasıl mutlu isen sen orada kal! Çünkü, senin yerin o an için orasıdır teşekkür ederim...

NUMEROLOG:Müjde Şener

7.10.2019
47/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...