İLİŞKİLERDE
DENGİ DENGİNE OLURSA TAM VE BÜTÜN OLUR...
Senden başka senin
gibi düşünenlerle çıktığın yaşam yolculuğunda her nereye
baksan kendinden birilerinin oluşu ile deşifre edilmeye başlarsın.
Zamanı hayatının her dönemlerine çarparak, bölmeye, çıkartmaya
yada toplarken ki hikayelerinin bir araya gelişinden ne kadar çok
olumlu olumsuz nedenlerini beraberinde tutmaya çalışman, gereksiz
ya da nedensiz gibi gelebilir. Ama, hikayenin başlama ve bitme
döngüsünde kimse için kendini heba etmeyeceksin dediğim
zamanlarda, önceliğin kendinin olmasındandır. Bu bedenin bir
sahibi vardır ve kontrolünü kendinden başkasına vermeyeceksin
mesela... Kimse için kendinden fazla emek harcamayacaksın gibi...
yada kendini kendinden daha fazla severken haksızlık ettiğin yine
kendinin oluşu ilesin. Yüzleşmelerinde sana sürekli kendini
anımsattıracak her olaydan ders almaya başlarsın elbette.
“Fiziksel,
zihinsel ve ruhsal” olan hücrelerinin açlığının ne kadarının
bilincindesin... Seni kendi hayat hikayenle sınarken olan
olmayanların bilincinde kalmanın verdiği hayat derslerinle
yoklanmaya ve daima açık olmaya başlarsın. Her yönden seni
kendine getirmeye yetecek kadar verilerinle hangi açıdan bakarken
dahi sebepsiz olmaması ile, deşifre edilmeyi bekleyenlerin
yüklerinden tek tek arınmaya koyulursun. Şimdi ile beraber nasıl
bu hayat yolunda ilerlerken kimlerden ne kadar yük almışsan
bırakamadıklarını bırakmaya gönüllü olmak istersen elbette.
Ilerlemeni engelleyen korkularınla olduğun andan başlayarak,
kelimelerin dilinde tutsak oldun mu iletişimini kesen ilişkilerinde,
“ben her nerede ne olmak istersem o kimliğe girerim” diye de
düşünmeye seni zorlayan ikili ilişkilerimiz en zor derstir.
Dünya okulumuz,
yaşarken bize çok güzel işlemeleri ile sanatı andıran
hikayelerin bilinci ile olmamıza etken olur. Her yönü yaşamayı
nasip eden bu dünya okulu zamanı nasıl bakıp gördüklerimizle,
değerlendirdiklerimizle sınarken, şimdinin içerisinde açılarımızı
geniş tutarak daha iyisine sahip olabilmemiz içindir.
Zamanı yoklamak ve
yoklanılmak gereklidir. Çünkü, sebepsizmiş gibi gelen ve
değerimizi ölçenlerle içerden kapalı olan kapılarımızın
kilitlerini açabilmemiz için ise, hislerimizden farklı zamanları
yoklamaya devam ederiz.
Yaşama
sebeplerimizi bir araya getirerek olabilecek her şeyden farklı
hikayeler türetmeye koyuluruz. Zaten her gün kendimize yeni, boş
bir sayfa açarak “dilek, istek ve taleplerimizi ortaya koyarız”.
Zamanla deşifre edilmeyi bekleyenlerden tekrar tekrar
yüzleşmelerimizle silkelenebiliriz. Ama, herkes için değil
kendimiz için atacağımız adımlarda bu dünyada ki görevimizi
kendimiz belirleriz.
Bu dünyada, “hizmet
etmek için mi varım, yoksa almak için mi?” Sürekli dilimize
dolanarak tekrar eden bu cümlelerimizin arasında sabırla sınanmaya
koyuluruz. Herkese bir şeyler yapmak ve vermek isteyebiliriz
belkide. Oysa, farkında olmadan zamanla dengi dengimize olan
ilişkilerle birlik içerisinde olmaya başlarız. Kendime gelmemi
sağlayan hayat derslerimde toplama biriktirme ve çıkartma
işlemlerini andıran hiç bir şeyden kendimi yoklayamamış olmam,
benim için zaman kaybı idi. Aslında her yönden hayatın gelişi
ile gidişinden bir şeylerin akışı ile tamamlayıcı olmamız
mümkünken bunu endişelerimizle engel yaratarak önümüzü tıkamak
oldu.
Kimliklerin deşifre
edilip olmaması ile yollarımızın açılmadığını anladığımız
zaman ters giden bir şeylerin deşifre edilmeyi beklemesinden nasıl
bir ders almak gerekir. Bunu kendinde aradıkça sana özel
değerlendirmelerini keşfetmeye başlarsın. Zamanı yoklaman
hediyelendirdiklerinden deneyimlerini ve derslerini almaya çalışarak
kendini yoklarsın. Her birimizin hayat hikayelerinin farklı oluşu
bundandır. Başka anne ve babaların evlatlarıyız elbette. Yaşam
kalitemiz, kültürlerimiz, inançlarımız, kalıplarımızın her
birinin bir biriyle eşleşebilmesi ise zamanla bir birimizi
besledikçe tam ve bütün olur. Alıp kabullenmek gibi…
Sağlıklı bir
kimse için her yönden hayattan nasıl keyif alınması gerektiğini
izlerimizden kendimizi çekip çıkaryarak empati yapmaya başlarken
daha net gözlemleriz. Şimdinin hediyelerinden yansımalarımızı
alırken, her gün yeni boş sayfalarımızı sadece dileklerimizi,
taleplerimizle tamamlayıcı olduk mu bilinçli yaklaşmaya başlarız.
NUMEROLOG:
Müjde Şener
8.10.2019
48/12/3
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder