SAHİP OLDUĞUN HİÇ
BİRŞEY SANA AİT DEĞİLDİR.
EMANETE NE KADAR
SAYGILISIN?
Hayatı yaşarken
kim olursak olalım kendimiz olma yolculuğumuzda klişeleştirdiğimiz
ait olmamamıza rağmen bağımlı kaldığımız yaşama, topluma,
çevremize de o enerjiyi vererek ilerleriz.
Istemem ama! derken,
istenilme arzumuz ortaya çıkar.
Her bir nedenin bir
birine bağlantılı olan yansımalarla alışkanlıklarımızın
bağımlılık yapması ve bırakamamış olmamız ilerleyen zamanlar
içerisinde herkese de ayni tepki ve reaksiyonu getirir. Farklı bir
yan tesiri olabilrmi?
Klişeleştirmiş
olduğumuz her duygunun sahibiyiz. O’ bağımlılıklarımız için
mücadeleye gireriz. Tüm yaşamımızda bizi zorlayan, çıkan
kavgaların sonucu, sahiplendiklerimize, sevdiklerimize bağımlı
olmaktır. Ardındaki nedenlere bakmak kimsenin aklına gelmez. Oysa
farkında olmak, alıp önce kabul edip onaylamak ve bırakmak
gerekir. Teşekkür et ve özür dile güle güle…
Gerekli gereksiz
incinmeye yüz tutmuş ilişkilerin, geçici dahi olsa duygu ve
düşüncelerindeki yerini irdelemeye başlarsınız.
Nedenlerimiz yada
sebep aradıklarımızı gözden geçirdikçe, kimlerle birlikte
olduğumuzu anlamaya çalışalım…
Her birimizin bir
birimize olan alma verme enerjimizde geriye kalan kalıplarımızın,
inançlarımızın değişmesi için jenerasyon önemlidir.
Gelmiş geçmiş ve
gelecek olan nesiller boyunca birikimlerimizi sınayacak olan, var
olan değişmeyenlerin arasındaki duygu düşüncelerimizle
dünyamıza ne kadar uyarlanıp kendimiz için ne kadarının
farkındalığıdır.
Beklentilerimizi
kırbaçlayarak sistemi yani hayallerimizi, hedeflediğin birlikte
yürüyeceklerinle herşeyinle çökertmek isteyenlerin enerjisi
içerisindesin. Farkında olmadan ciddi bir sınava girmeye
meyillenirsin. Bu hedeflediğiniz ve yaşam yolunuzda ilerlerken
yazıp çizdiğiniz kitabınız bu şekilde sonlandırmayacaktır.
“Sen ben diye
başlarken biz olarak parçalarının bölünmeleri sen durduğun
yerden devam edecek.
Bilakis, en doru
güvenilir, özgüveni yüksek, cesur olan ekibin tamamlanması için
gerekli donanımları, verileri toplayarak ilerlemek içindir.
Sistem:
düşüncelerindeki olumsuz olanla birlikte ait olduğunu sandığın
yerden seni çekip çıkartacak. Bu nedenle başlangıcı sen
yapabilirsin, ilerleyemediğin zaman ise kendi kendini sabote edip
yok etmiş olursun.
Kimsenin enerjisi
içerisinde kendi duygu ve düşüncelerinize neden, niçin diye
sormayın. Her insan istenilmediğini sandığı hiç bir yerde
duramaz. Bu kendi kendini sabote ediyor demektir. Başkaların bir
şey demesini beklemeden duygularındaki düşüncelerinin
hediyelerinin hisse dönüşmesi ile çıkan nedensiz sebeplere izin
verdiğinden artı ve eksi kutuplaşmalar, tezatlıklar başlar.
1- Kendine
güvenmek...
2- Kararlı olman...
3- Hedefinde
ilerlemek...
4- Gerçektende
gerçek olan koşulsuz, şartsız, sevginle tam olmaktır…
Kendine güvenmek
demek: ilişkilerinde her şeyinle emin olduğun yaşam yolunda
birlik içerisinde ilerleyebilmendir. Ben kendime güvenirim! demenle
olmuyor. Düşüncelerindekilerle birlikte yansıttığın güven
enerjisinde eğer karşındaki kişi veya kişilerin güvensizliği
ile sıkıntı yaşıyorsan kendini yoklamalısın. Ben nerede
güvenle ilgili güvensizlik duygusu yansıttım diye. Böylece
uzakta değil kendinde yoklamaya başlattığın bu duygu alış
verişini izlerken iyileştirmeye başlarsın.
Bir yaşam yolunda
ilerlerken kimse için değişmeyeceğini bil!
Kendine çeki düzen
vermek ve izlemediğin yaşam yolunu farklı açısıyla bakıp
gözlemleme şansnı yakalamışken değiştirmeye başlayacağın
kendi içindeki kirli yada kilitli laşmış duygularınla
Mücadeleye girebilirsin. Teşekkür et. Öncesi ile şimdilerin
arasında giden gelen tüm verileri topla. Kim olursa olsun kendin
olmaya, hayatı hayallerinden gelip geçmesine engel olan blokajların
tümünün bilincinde olmalısın.
Böylece, sana
bunları anımsatan kişilere düşman gözü ile bakmayacaksın. Her
değişim acıtır. Her uyanış farkındalığınla seni yüceltir.
Kimseden bir beklentiye girmemeyi öğrendikçe kendi ekseninde
olgunlaşmaya başlarsın.
Kararlılıklar önce
içimizde duygu ve düşüncelerimizle hisse dönüşerek tam olmaya
başlar.
Sahip olduğumuz hiç
bir şey bize ait değildir. Saplantılı duygu, iyileştirici
özelliklerimizin önünde durdukça esiri olduğumuzu sandığımız
her bir nedene müdail olmaya başlarız. Ne kadar iyi, güçlü ve
kararlı duruursak duralım. Ait olduğumuzu sandığımız yere
karşı kendimizi eğri hissettikçe, sürekli bir şekilde
mücadelenin ve rekabetin de içerisinde kendimizi buluruz.
İyiki durağan
hayattan çıkıp hareketli yaşam döngüsü içerisinde oldum diye
düşün. Hayat okulumuzda her an mülakattayız. Sahip olduğumuz ve
bırakamadığımızı sandıklarımızın değişimi ile
silkeleneceğiz.
Bir şeyin (kendi
gelen) değişmesi gerektiği halde değişememesi senin için zaman
kaybı olur. Hayatın hangi aşamalarında olunursa olunsun. Kimsenin
hayatına dair yaşamını gözlemleme lüksünü bize vermez (kendi
istemediği müddetce).
Akıllı, zeki bir
kimse olabilir. Birlik veraberlik ve bütünlük içerisinde kendini
hep en iyi diye nitelendirecektir. Ama kökeninde onu rahatsız eden
bir durum söz konusu oldumu esiri olduğu, tutsak kaldığı, ama
bitiremediği nedenlerinde alışkanlık yaratacak, bu beklenmedik
misafiri daima önünde siper olarak kalacaktır.
Kendi içinde
kendine yetememek, hiç bir yerde barınamamak, her şeyde bir neden
arayarak sorun olmadan sorunlarında çatışan olur. Kimse için
hibe edilmeyen inançların, alışkanlıklar veya kalıplarının
Atalardan gelen miras diye düşünüp te üzerine hibe olarak
alınmaması hayat kurtarır.
NUMEROLOG:Müjde Şener
11.10.2019
51/15/6
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder