9 Ekim 2019 Çarşamba

SAHİP OLDUĞUN HİÇ BİR ŞEY SANA AİT DEĞİLDİR



SAHİP OLDUĞUN HİÇ BİRŞEY SANA AİT DEĞİLDİR.

EMANETE NE KADAR SAYGILISIN?

Hayatı yaşarken kim olursak olalım kendimiz olma yolculuğumuzda klişeleştirdiğimiz ait olmamamıza rağmen bağımlı kaldığımız yaşama, topluma, çevremize de o enerjiyi vererek ilerleriz.

Istemem ama! derken, istenilme arzumuz ortaya çıkar.
Her bir nedenin bir birine bağlantılı olan yansımalarla alışkanlıklarımızın bağımlılık yapması ve bırakamamış olmamız ilerleyen zamanlar içerisinde herkese de ayni tepki ve reaksiyonu getirir. Farklı bir yan tesiri olabilrmi?

Klişeleştirmiş olduğumuz her duygunun sahibiyiz. O’ bağımlılıklarımız için mücadeleye gireriz. Tüm yaşamımızda bizi zorlayan, çıkan kavgaların sonucu, sahiplendiklerimize, sevdiklerimize bağımlı olmaktır. Ardındaki nedenlere bakmak kimsenin aklına gelmez. Oysa farkında olmak, alıp önce kabul edip onaylamak ve bırakmak gerekir. Teşekkür et ve özür dile güle güle…

Gerekli gereksiz incinmeye yüz tutmuş ilişkilerin, geçici dahi olsa duygu ve düşüncelerindeki yerini irdelemeye başlarsınız.
Nedenlerimiz yada sebep aradıklarımızı gözden geçirdikçe, kimlerle birlikte olduğumuzu anlamaya çalışalım…
Her birimizin bir birimize olan alma verme enerjimizde geriye kalan kalıplarımızın, inançlarımızın değişmesi için jenerasyon önemlidir.

Gelmiş geçmiş ve gelecek olan nesiller boyunca birikimlerimizi sınayacak olan, var olan değişmeyenlerin arasındaki duygu düşüncelerimizle dünyamıza ne kadar uyarlanıp kendimiz için ne kadarının farkındalığıdır.

Beklentilerimizi kırbaçlayarak sistemi yani hayallerimizi, hedeflediğin birlikte yürüyeceklerinle herşeyinle çökertmek isteyenlerin enerjisi içerisindesin. Farkında olmadan ciddi bir sınava girmeye meyillenirsin. Bu hedeflediğiniz ve yaşam yolunuzda ilerlerken yazıp çizdiğiniz kitabınız bu şekilde sonlandırmayacaktır.
“Sen ben diye başlarken biz olarak parçalarının bölünmeleri sen durduğun yerden devam edecek.
Bilakis, en doru güvenilir, özgüveni yüksek, cesur olan ekibin tamamlanması için gerekli donanımları, verileri toplayarak ilerlemek içindir.
Sistem: düşüncelerindeki olumsuz olanla birlikte ait olduğunu sandığın yerden seni çekip çıkartacak. Bu nedenle başlangıcı sen yapabilirsin, ilerleyemediğin zaman ise kendi kendini sabote edip yok etmiş olursun.
Kimsenin enerjisi içerisinde kendi duygu ve düşüncelerinize neden, niçin diye sormayın. Her insan istenilmediğini sandığı hiç bir yerde duramaz. Bu kendi kendini sabote ediyor demektir. Başkaların bir şey demesini beklemeden duygularındaki düşüncelerinin hediyelerinin hisse dönüşmesi ile çıkan nedensiz sebeplere izin verdiğinden artı ve eksi kutuplaşmalar, tezatlıklar başlar.
1- Kendine güvenmek...
2- Kararlı olman...
3- Hedefinde ilerlemek...
4- Gerçektende gerçek olan koşulsuz, şartsız, sevginle tam olmaktır…

Kendine güvenmek demek: ilişkilerinde her şeyinle emin olduğun yaşam yolunda birlik içerisinde ilerleyebilmendir. Ben kendime güvenirim! demenle olmuyor. Düşüncelerindekilerle birlikte yansıttığın güven enerjisinde eğer karşındaki kişi veya kişilerin güvensizliği ile sıkıntı yaşıyorsan kendini yoklamalısın. Ben nerede güvenle ilgili güvensizlik duygusu yansıttım diye. Böylece uzakta değil kendinde yoklamaya başlattığın bu duygu alış verişini izlerken iyileştirmeye başlarsın.

Bir yaşam yolunda ilerlerken kimse için değişmeyeceğini bil!
Kendine çeki düzen vermek ve izlemediğin yaşam yolunu farklı açısıyla bakıp gözlemleme şansnı yakalamışken değiştirmeye başlayacağın kendi içindeki kirli yada kilitli laşmış duygularınla Mücadeleye girebilirsin. Teşekkür et. Öncesi ile şimdilerin arasında giden gelen tüm verileri topla. Kim olursa olsun kendin olmaya, hayatı hayallerinden gelip geçmesine engel olan blokajların tümünün bilincinde olmalısın.
Böylece, sana bunları anımsatan kişilere düşman gözü ile bakmayacaksın. Her değişim acıtır. Her uyanış farkındalığınla seni yüceltir. Kimseden bir beklentiye girmemeyi öğrendikçe kendi ekseninde olgunlaşmaya başlarsın.
Kararlılıklar önce içimizde duygu ve düşüncelerimizle hisse dönüşerek tam olmaya başlar.

Sahip olduğumuz hiç bir şey bize ait değildir. Saplantılı duygu, iyileştirici özelliklerimizin önünde durdukça esiri olduğumuzu sandığımız her bir nedene müdail olmaya başlarız. Ne kadar iyi, güçlü ve kararlı duruursak duralım. Ait olduğumuzu sandığımız yere karşı kendimizi eğri hissettikçe, sürekli bir şekilde mücadelenin ve rekabetin de içerisinde kendimizi buluruz.
İyiki durağan hayattan çıkıp hareketli yaşam döngüsü içerisinde oldum diye düşün. Hayat okulumuzda her an mülakattayız. Sahip olduğumuz ve bırakamadığımızı sandıklarımızın değişimi ile silkeleneceğiz.

Bir şeyin (kendi gelen) değişmesi gerektiği halde değişememesi senin için zaman kaybı olur. Hayatın hangi aşamalarında olunursa olunsun. Kimsenin hayatına dair yaşamını gözlemleme lüksünü bize vermez (kendi istemediği müddetce).
Akıllı, zeki bir kimse olabilir. Birlik veraberlik ve bütünlük içerisinde kendini hep en iyi diye nitelendirecektir. Ama kökeninde onu rahatsız eden bir durum söz konusu oldumu esiri olduğu, tutsak kaldığı, ama bitiremediği nedenlerinde alışkanlık yaratacak, bu beklenmedik misafiri daima önünde siper olarak kalacaktır.

Kendi içinde kendine yetememek, hiç bir yerde barınamamak, her şeyde bir neden arayarak sorun olmadan sorunlarında çatışan olur. Kimse için hibe edilmeyen inançların, alışkanlıklar veya kalıplarının Atalardan gelen miras diye düşünüp te üzerine hibe olarak alınmaması hayat kurtarır.

NUMEROLOG:Müjde Şener

11.10.2019
51/15/6

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...