HAYAT AMACIMIZIN
PEŞİNDEYİZ...
Dünyaya gelmeden
evel dokuz ay on günlük periyotlarla farklı bir yaşamın
içerisinde bilinmezliğe kodlanıyoruz. Bizi nelerin beklediğini
bilmediğimiz farklı bir yaşama uyumlanırken alışkanlıklarımızın
bağımlılığımız olacağı aklımıza gelmez. Sürekli hep bir
benzeştirmelerle yankısını içimizde hissedip algılarımızla
çevremizde benzeyenleri toplamaya koyuluruz.
Kimden neleri satın
alıp bugünlere geldiğimizi sorgularken, yorulmadan yansıyan her
şeyin gerçek nedenlerinin sahibi olduğumuzu bize her fırsatta
anımsatanllarla yaşam amacımızın peşindn gideriz. Ne verirsek
onlar toplar biriktiririz ta ki bırakmaya gönüllü olup kendimize
izin verdikçe bırakmak istediklerimizi bırakalım.
Her birimizin farklı
bir hayat hikayesi vardır. Ne demişler “anasına bak kızını
al!” diye, yada “arkadaşını göster bana sana kim olduğunu
söyleyim.”
Ayna görevi yapan
çevremizdeki en yakınlarımızın dengi dengimize olması içindir.
Böylece çeki düzen vermemize yardımcı olurlar doğrudur.
Amalarımızı bir kenara koyarak kendimizi görmek istediğimiz
şekilde gösteren kişilerin araında müteşekkir olurken görünmek
istemediğimiz rollerin arasında sıkışmış neden niçinleri
yoklarız. Her ne isterse olsun. Hayatımızın neresinden başlarsak
başlayalım anne ve babamızın yada genetik olarak taşımış
olduğumuz Atalarımızın mirasları bize ait değildir. “Ben
başkaların duygularını alıp kabullenmiyorum” teşekkür
ederim. “Ben sen değilim. Ben o kişi değilim” derken
iyileştirici olan olumlu telkinlerimizle gelmiş ve geleceğimiz ile
şimdimizide şifalandırmaya başlarız.
Kendimizden
başkaları için değişmiyorken seçimlerimizle yaşama sıkı
sıkıya tutunmaya koyuluruz. En zor dönemlerimizden başlattığımız
farkındalık ile, her inişin çıkış yolunu aramaya koyulmak.
Mevcut olanlardan kendimize dersler çıkartacak ve farkındalık
yoklamasından ya geçer not alırız yada kalırız derken kendimizi
yoklarken buluruz. Tüm yaşama nasıl sıkı sıkıya sarılacağımızı
öğrendikçe nasıl olanı sevebiliriz? Hayat bize nasıl dersler
verecek ve biz geleceğimizi hayatımızla sınarken içinden
kaybolmadan nereden gelip nasıl bir hayatın hayallerimizde
süslendiğini keşfederek yaratıp yaşayacağız.
Sabırlı olmak,
hayatın yaşamsal kurallarımızla bize gelişi güzel yansıyan, O’
an için hazır olan ve gelmesi gerekenlerin sırası ile hayatımıza
yansımalarına teşekkür etmemiz gerekir. Sırası gelen gelirken
geçmişimiz “anı” olarak kalacak. Şimdimiz ile farklı algı,
farklı duygu, farklı duyularımızla anlamlar yükleyebileceğiz.
Senin için en
doğru olan hangisidir?
Deneme yanılmalarla
farklı olacağımız yerde benzer olanlarla çekim gücümüzü
kullanmak,
duygularımız ile
duyularımızın mirasını nasıl kullanmamız gerektiği ise:
yansıyanların arasındaki seçimlerimizle deşifre ederek ve
algılama yöntemlerimizi de kullanıp kendimizi bir şekilde
acıtarak, merhametliliğimizle sınanırken kendimize çeki düzen
vermeye başlarız
Doğum hikayemiz bu
hayatla kurduğumuz ilk bağdır ve o bağın arkasında yatan
kodlarımızın izlerini taşıyoruz. Bunları fark etmeden neleri
hayatımıza çektiğimizi anlayabiliriz.
Anneye karşı
borçlu hissetme hayatın içerisinde borçlu hissetme. Yeterince
veremediğini, yeterince düşünemediğini yapamadığını düşünme.
Yani: aslında eyleme geçme, sürekli etkileme halinde, sürekli
birşey yapma zorunluluğunda hissetme hali yaratıyor.
Her seferinde yep
yeni şeylerle buluşuyoruz... Konulan ismin kabul görmemesi, ismi
koyanın veya ismi konulanın mesela babaannenin ismini taşıyorsun.
Dedenin ismini taşıyorsan. Bunlarında birer mesajları var. Bu
mesajlar ne anlatıyor? Aslında, biz bu dünyaya geldiğimiz andan
itibaren bize sürekli tekrar edilen böyle olmalısın!.. Sen
geldiğin için şöyle şöyle oldu... Ve ondan sonra da bu inanç
kalıbı, çekirdek inanç kalıbıyla birlikte kendimizi ayni
düzlemde, ayni şekilde, kendimize şöyle bir hayat kurup devam
edebiliyoruz.
Burda hikayenize
bakacağınız en önemli konulardan biri. Anne zor mu doğum yaptı?
Doğumu sırasında annenin yanında kimler varmış? Baba soyu mu?
Anne soyu mu? Kadınlar mı? vardı sadece.
Mesela: neler
çıkıyor burda. Sadece kadınlar varsa, kadınların el birliği
ile destek alarak ilerleyen bir hayat. Eğer diyelim ki baba yoksa o
figürün uzakta olması, babaya güvenle ilgili bir sorun, babayı
da ortada olmamasına rağmen her hangi bir ana, her hangi bir duruma
olmamasına rağmen babaya güvenmeme durumu bunlar çıkıyor.
Doğum sırasında
olanlar. Diyelim ki sezeryana dönmesi, ters gelmeniz. işte zor
doğum olması gibi konular hayatı algılarken zorlukla yaşamak
yada hayatın kolayca akıp gittiğini düşünmekle ilgili kod verir
bize. Travmalar ve yaş döngüleri o yaşla ilgili birşey. 0-1 yaş
bizim kök çakramızla ilgili dönemimiz ve kök çakra bizim hayata
tutunduğumuz, istikrar gösterdiğimiz ve devamlılık arz ettiğimiz
olayları nasıl yürüttüğümüz ile ilgili konuları içeriyor.
Birde doğum
sırasında yaşadıklarımız, ilerleyen yaşlarda 8 yaş sonrasında
15 yaştaki ve devam eden rutinlerde yeniden hayatımıza benzer
zorlukları çekmemize neden olabiliyor. Bunu yazdıktan sonra.
Önemli olan şey şu! Annenin dışında birinden hikayeyi öğrenmek.
Yani Anne içerde yaşadıklarını anlatma birde doğum saati ile
ilgili burda çok yaşarız anne 4 der 2 çıkar. 1 der 3 çıkar.
Çünkü o anda kadın Bir hal yaşıyor. Bedeninden bir canlı
çıkartmakla uğraşırken durumuna çok vakıf olamayabilir. Burda
dışardan izleyen ne diyecek?
Yani: ülkenin
durumu şöyleydi... hava çok soğuktu…. Araç bulmakta
zorlandık... Şöyle oldu,.. böyle oldu... Bunlar neden önemli?
Biz dünyaya
inerken bir anten ve bir enerji ile birlikte iniyoruz. Yani yaşam
bizi desteklemiş mi? Yoksa zorlaştırdı mı? Ülkenin durumu nasıl
mış krizmi yaşanmış, yoksa herşey güllük gülistanlık gayet
güzel bir dönemede mi doğmuşuz? “Benzer benzeri çeker
enerjisinde” esasında yine bu prensip bizim doğum sırasında
aldığımız enerji etkilerin sonrasında devam etme olasılığının
ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
NUMEROLOG:Müjde Şener
6.11.2019
47/11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder