5 Kasım 2019 Salı

HAYAT AMACIMIZIN PEŞİNDEYİZ


HAYAT AMACIMIZIN PEŞİNDEYİZ...

Dünyaya gelmeden evel dokuz ay on günlük periyotlarla farklı bir yaşamın içerisinde bilinmezliğe kodlanıyoruz. Bizi nelerin beklediğini bilmediğimiz farklı bir yaşama uyumlanırken alışkanlıklarımızın bağımlılığımız olacağı aklımıza gelmez. Sürekli hep bir benzeştirmelerle yankısını içimizde hissedip algılarımızla çevremizde benzeyenleri toplamaya koyuluruz.
Kimden neleri satın alıp bugünlere geldiğimizi sorgularken, yorulmadan yansıyan her şeyin gerçek nedenlerinin sahibi olduğumuzu bize her fırsatta anımsatanllarla yaşam amacımızın peşindn gideriz. Ne verirsek onlar toplar biriktiririz ta ki bırakmaya gönüllü olup kendimize izin verdikçe bırakmak istediklerimizi bırakalım.

Her birimizin farklı bir hayat hikayesi vardır. Ne demişler “anasına bak kızını al!” diye, yada “arkadaşını göster bana sana kim olduğunu söyleyim.”
Ayna görevi yapan çevremizdeki en yakınlarımızın dengi dengimize olması içindir. Böylece çeki düzen vermemize yardımcı olurlar doğrudur. Amalarımızı bir kenara koyarak kendimizi görmek istediğimiz şekilde gösteren kişilerin araında müteşekkir olurken görünmek istemediğimiz rollerin arasında sıkışmış neden niçinleri yoklarız. Her ne isterse olsun. Hayatımızın neresinden başlarsak başlayalım anne ve babamızın yada genetik olarak taşımış olduğumuz Atalarımızın mirasları bize ait değildir. “Ben başkaların duygularını alıp kabullenmiyorum” teşekkür ederim. “Ben sen değilim. Ben o kişi değilim” derken iyileştirici olan olumlu telkinlerimizle gelmiş ve geleceğimiz ile şimdimizide şifalandırmaya başlarız.

Kendimizden başkaları için değişmiyorken seçimlerimizle yaşama sıkı sıkıya tutunmaya koyuluruz. En zor dönemlerimizden başlattığımız farkındalık ile, her inişin çıkış yolunu aramaya koyulmak. Mevcut olanlardan kendimize dersler çıkartacak ve farkındalık yoklamasından ya geçer not alırız yada kalırız derken kendimizi yoklarken buluruz. Tüm yaşama nasıl sıkı sıkıya sarılacağımızı öğrendikçe nasıl olanı sevebiliriz? Hayat bize nasıl dersler verecek ve biz geleceğimizi hayatımızla sınarken içinden kaybolmadan nereden gelip nasıl bir hayatın hayallerimizde süslendiğini keşfederek yaratıp yaşayacağız.

Sabırlı olmak, hayatın yaşamsal kurallarımızla bize gelişi güzel yansıyan, O’ an için hazır olan ve gelmesi gerekenlerin sırası ile hayatımıza yansımalarına teşekkür etmemiz gerekir. Sırası gelen gelirken geçmişimiz “anı” olarak kalacak. Şimdimiz ile farklı algı, farklı duygu, farklı duyularımızla anlamlar yükleyebileceğiz.
Senin için en doğru olan hangisidir?

Deneme yanılmalarla farklı olacağımız yerde benzer olanlarla çekim gücümüzü kullanmak,
duygularımız ile duyularımızın mirasını nasıl kullanmamız gerektiği ise: yansıyanların arasındaki seçimlerimizle deşifre ederek ve algılama yöntemlerimizi de kullanıp kendimizi bir şekilde acıtarak, merhametliliğimizle sınanırken kendimize çeki düzen vermeye başlarız

Doğum hikayemiz bu hayatla kurduğumuz ilk bağdır ve o bağın arkasında yatan kodlarımızın izlerini taşıyoruz. Bunları fark etmeden neleri hayatımıza çektiğimizi anlayabiliriz.
Anneye karşı borçlu hissetme hayatın içerisinde borçlu hissetme. Yeterince veremediğini, yeterince düşünemediğini yapamadığını düşünme. Yani: aslında eyleme geçme, sürekli etkileme halinde, sürekli birşey yapma zorunluluğunda hissetme hali yaratıyor.
Her seferinde yep yeni şeylerle buluşuyoruz... Konulan ismin kabul görmemesi, ismi koyanın veya ismi konulanın mesela babaannenin ismini taşıyorsun. Dedenin ismini taşıyorsan. Bunlarında birer mesajları var. Bu mesajlar ne anlatıyor? Aslında, biz bu dünyaya geldiğimiz andan itibaren bize sürekli tekrar edilen böyle olmalısın!.. Sen geldiğin için şöyle şöyle oldu... Ve ondan sonra da bu inanç kalıbı, çekirdek inanç kalıbıyla birlikte kendimizi ayni düzlemde, ayni şekilde, kendimize şöyle bir hayat kurup devam edebiliyoruz.
Burda hikayenize bakacağınız en önemli konulardan biri. Anne zor mu doğum yaptı? Doğumu sırasında annenin yanında kimler varmış? Baba soyu mu? Anne soyu mu? Kadınlar mı? vardı sadece.
Mesela: neler çıkıyor burda. Sadece kadınlar varsa, kadınların el birliği ile destek alarak ilerleyen bir hayat. Eğer diyelim ki baba yoksa o figürün uzakta olması, babaya güvenle ilgili bir sorun, babayı da ortada olmamasına rağmen her hangi bir ana, her hangi bir duruma olmamasına rağmen babaya güvenmeme durumu bunlar çıkıyor.

Doğum sırasında olanlar. Diyelim ki sezeryana dönmesi, ters gelmeniz. işte zor doğum olması gibi konular hayatı algılarken zorlukla yaşamak yada hayatın kolayca akıp gittiğini düşünmekle ilgili kod verir bize. Travmalar ve yaş döngüleri o yaşla ilgili birşey. 0-1 yaş bizim kök çakramızla ilgili dönemimiz ve kök çakra bizim hayata tutunduğumuz, istikrar gösterdiğimiz ve devamlılık arz ettiğimiz olayları nasıl yürüttüğümüz ile ilgili konuları içeriyor.
Birde doğum sırasında yaşadıklarımız, ilerleyen yaşlarda 8 yaş sonrasında 15 yaştaki ve devam eden rutinlerde yeniden hayatımıza benzer zorlukları çekmemize neden olabiliyor. Bunu yazdıktan sonra. Önemli olan şey şu! Annenin dışında birinden hikayeyi öğrenmek. Yani Anne içerde yaşadıklarını anlatma birde doğum saati ile ilgili burda çok yaşarız anne 4 der 2 çıkar. 1 der 3 çıkar. Çünkü o anda kadın Bir hal yaşıyor. Bedeninden bir canlı çıkartmakla uğraşırken durumuna çok vakıf olamayabilir. Burda dışardan izleyen ne diyecek?
Yani: ülkenin durumu şöyleydi... hava çok soğuktu…. Araç bulmakta zorlandık... Şöyle oldu,.. böyle oldu... Bunlar neden önemli?

Biz dünyaya inerken bir anten ve bir enerji ile birlikte iniyoruz. Yani yaşam bizi desteklemiş mi? Yoksa zorlaştırdı mı? Ülkenin durumu nasıl mış krizmi yaşanmış, yoksa herşey güllük gülistanlık gayet güzel bir dönemede mi doğmuşuz? “Benzer benzeri çeker enerjisinde” esasında yine bu prensip bizim doğum sırasında aldığımız enerji etkilerin sonrasında devam etme olasılığının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.



NUMEROLOG:Müjde Şener

6.11.2019
47/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...