İLİŞKİNLE BAĞ
KURABİLİYORMUSUN?
İste dile olsun!..
Olmasını
dilediğin, isteğin taleplerin arasındaki düşüncelerinin
çelişkileri ile yaşamanı gerektiren sebeplerin vardır mutlaka.
Olacak olana
atacağımız adımlarımızla, verdiğimiz kararlarımız ve
seçimimizi erteleme şansımız vardır. Ama, kimse için değerimizi
düşürecek ve var olanı deşifre ediptete kendi içimizde
hapsetmeye mahkum edecek kadar henüz yaratılmadı.
Her olan olmayana
neden, kendimizden başkası değildir…
Iyi bir insan
olmak! ilişkilerimizde kendimize çeki düzen verebilmek ve gerçek
ilişkimizle bağ kurduğumuz an. O kimliğe sahip olabiliriz.
Kilidi kırıp
içeriye girebilme özgürlüğünü hisset.
İstediğin bir
olayı, düşüncelerinde yaratarak hissederken. Gördüklerinin
ardından direnmemeye başlarsın. Minnet duygunu gösteripte olanı
yaratarak olması halinde hangi hissi taşıdığın zaman nasıl
enerji içerisinde olursan ayni şekilde pozitif, çoşkulu ve neşe
hissi ile olmuş gibi yarat…
Kilidi kırıp
içeriye girdiğin kendi yarattıklarının dışında gelişmemiş
olmasıdır. Hayatının tümünü elden geçirmene neden olan ve
farklı açıdan yaşamına bakma özgürlüğün ile kendine gelmeni
sağlarken kazandırdığın en büyük zenginliğin oluşmaya
değişiminle dönüşür. “Ben kendime ne yaptım?, nasıl
zülmettim? veya neden kapattım? gibi değerlendirmelerine
“isyankar” bakıp takılmadan gelip geçmesine izin verirsin.
Kimliklerinin
deşifre edilipte değişmesinde sana zamanını farklı hayat
hikayen ile kazandıracak.
Zor formül yoktur!
Sadece, kabullendiğimiz ifadelerimizle yaratıcı ve çözümlere
odaklı olmayı seçmeliyiz ki kırılacak düşüncelerimizi
yumuşattıkca hafif geçişlerle yaşamımızı yeniden
yaratabilelim. Her yansıyanın yansıma sebebinin hayrımıza
olduğunu bilirsek duyularımı devreye girer ve kendimizdeki hisleri
tartarak anlamaya başlarız. Böylece var olan her yansımalarımızın
hangi yaşam, zaman veya mekanlardan bize aşışandığını,
kodlandığını ve nedenleri de anlarken olumlu anlamlarla yeniden
değerlendirmeye koyuluruz. Empati yapmak eski olan inançlarımıza
ışık tutarken iyileştirici gücümüzün elimizde olduğunu
anlamamıza yardımcı olacak....
Hayatı dilediğimiz
gibi yaşamanın yolu istemediklerimizi kabullenmekten geçer. Onunla
savaşarak zamanımızı harcarken kendimizii zehirlemektense,
değişmeyenin karşısında “sen değişirken” onun zamanla
değiştiğine tanıklık ederiz.
Şimdik, bu zamana
kadar inadımızla deneyimlediklerimizle amacımızı bulmamız
gerektiğine inandık ve yollarımız isteğimiz üzerine bizi o yöne
götürdü. İster istemez hayattan darbe şoku yaşamaya başlarız.
Fakat sebepsiz olmadığından her darbe şokumuzun bize “iyikimiz”
dedirteceğini düşünemeyiz.
Ayıklamamız
gereken enerjimizi aşağıya çekenleri farketmek ve yenden uyanışa
geçerek başka açıdan olayaları bu kez yakalamamız
gerekeceğidir.
Bakış açılarımızda
düşüncelerimiz ile sözlerimizin bizi nereye doğru
yönlendirdiğini, bunca zaman farketmemiş olmamız, ne çok
istemediklerimizi biriktirmemize neden olmuş olduğudur.
Kendi
istemediklerinin yarattıklarınla uyumsuzluğudur seni zorlayan.
Oysa, herşeye bir anda sahip olmaya çalışmak ve her birini bir
yerde görmek isterken “uyumlu, uyumsuz” olanı eşleştirmeye
benzer.
Zorla güzellik olur
mu? Derleyip toparlamaya başlarken herşeyin “Her ne yaratıyorsam
kendime, her ne dilemişsem yine kendi seçimlerimle” olmasıdır.
Deneme yanılmalarımızla bu formülü çözmek bize neler
kazandırdı? Şimdiki hayatımıza bakış açılarımızı ve derin
geçmişten çıkıp gelecek hayallerimize istediklerimizle yaratıp
yaşama özgürlüğünü verelim.
Değişimimizin
fırtınasında yaradılıştan bugüne taşımış olduklarımıza
giden yolun kilidini kırıp içeriye girebilmemiz en büyük
şansımızdır. Kendimizi bulmak ve çözmek derken! Hayat amacımıza
giden yolu bulup gelecek olana teşekkür edipte ardından sevinerek
çoşan çocuklar gibi neden olmayalım ki!
Hiç bir engelin
önümüzde durmasını istemeyiz.
Değişmeyene karşı
savaşma!.. sadece kendin ol! ve kendini yaşarken seçimlerinde seni
tetikleyenlere direnip istenilmeyen düşünce kalıplarına paralel
bir de sözlerini aktifleştirmemelisin. Eğer karşındaki kişi
seni zorluyorsa seçimlerinde deneyim ve dersin ile tanıştığını
düşünerek sadece içinden de olsa hislerinle “bana bu duygumu
tetiklediğin için teşekkür ederim, iyiki varsın ve hayatıma
girdin. Değişen bakış açımızla duygumızdaki kalıbı çözüp
ilerlememize yardım edecek.
Herşey enerjidir.
Düşüncelerimizle yaratabileceklerimizi hissederek, farkındalığınla
ve enerjinle aktifleştirebilirsin. Bilinçli bir anne olmaya benzer.
Akıl mantık ve şuurunu ikinci bir enerjiye açmak demek kendi
enerjini düşürtmeden denge ve uyumunla kalmayı başarabilmektir.
Bir yandan yaratıp artından enerji düşüklüğüne neden olan
karışık zihin kaçağını kapat.
Geveze bilincin
devreye girdimi seni olumsuz yargı ve eleştirilere yönlendirerek
farketmeden o değerin içinde kendini bulursun. “Oysa bu sen
değilsin.” “Bu zihin bana ait değildir.” Bu istemediğin
düşünce oldu mu “bana ait değildir” diye kendine emir vermek
ne demek? Kolaylıkla değişimine katkı koymak demektir...
Yansıttığın frekansın bu yönde ise gerçekten işe yaradığını
göreceksin.
Müjde Şener
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder