6 Kasım 2019 Çarşamba

İLİŞKİNLE BAĞ KURABİLİYORMUSUN?


İLİŞKİNLE BAĞ KURABİLİYORMUSUN?

İste dile olsun!..

Olmasını dilediğin, isteğin taleplerin arasındaki düşüncelerinin çelişkileri ile yaşamanı gerektiren sebeplerin vardır mutlaka.
Olacak olana atacağımız adımlarımızla, verdiğimiz kararlarımız ve seçimimizi erteleme şansımız vardır. Ama, kimse için değerimizi düşürecek ve var olanı deşifre ediptete kendi içimizde hapsetmeye mahkum edecek kadar henüz yaratılmadı.
Her olan olmayana neden, kendimizden başkası değildir…
Iyi bir insan olmak! ilişkilerimizde kendimize çeki düzen verebilmek ve gerçek ilişkimizle bağ kurduğumuz an. O kimliğe sahip olabiliriz.

Kilidi kırıp içeriye girebilme özgürlüğünü hisset.
İstediğin bir olayı, düşüncelerinde yaratarak hissederken. Gördüklerinin ardından direnmemeye başlarsın. Minnet duygunu gösteripte olanı yaratarak olması halinde hangi hissi taşıdığın zaman nasıl enerji içerisinde olursan ayni şekilde pozitif, çoşkulu ve neşe hissi ile olmuş gibi yarat…
Kilidi kırıp içeriye girdiğin kendi yarattıklarının dışında gelişmemiş olmasıdır. Hayatının tümünü elden geçirmene neden olan ve farklı açıdan yaşamına bakma özgürlüğün ile kendine gelmeni sağlarken kazandırdığın en büyük zenginliğin oluşmaya değişiminle dönüşür. “Ben kendime ne yaptım?, nasıl zülmettim? veya neden kapattım? gibi değerlendirmelerine “isyankar” bakıp takılmadan gelip geçmesine izin verirsin.
Kimliklerinin deşifre edilipte değişmesinde sana zamanını farklı hayat hikayen ile kazandıracak.

Zor formül yoktur! Sadece, kabullendiğimiz ifadelerimizle yaratıcı ve çözümlere odaklı olmayı seçmeliyiz ki kırılacak düşüncelerimizi yumuşattıkca hafif geçişlerle yaşamımızı yeniden yaratabilelim. Her yansıyanın yansıma sebebinin hayrımıza olduğunu bilirsek duyularımı devreye girer ve kendimizdeki hisleri tartarak anlamaya başlarız. Böylece var olan her yansımalarımızın hangi yaşam, zaman veya mekanlardan bize aşışandığını, kodlandığını ve nedenleri de anlarken olumlu anlamlarla yeniden değerlendirmeye koyuluruz. Empati yapmak eski olan inançlarımıza ışık tutarken iyileştirici gücümüzün elimizde olduğunu anlamamıza yardımcı olacak....

Hayatı dilediğimiz gibi yaşamanın yolu istemediklerimizi kabullenmekten geçer. Onunla savaşarak zamanımızı harcarken kendimizii zehirlemektense, değişmeyenin karşısında “sen değişirken” onun zamanla değiştiğine tanıklık ederiz.

Şimdik, bu zamana kadar inadımızla deneyimlediklerimizle amacımızı bulmamız gerektiğine inandık ve yollarımız isteğimiz üzerine bizi o yöne götürdü. İster istemez hayattan darbe şoku yaşamaya başlarız. Fakat sebepsiz olmadığından her darbe şokumuzun bize “iyikimiz” dedirteceğini düşünemeyiz.
Ayıklamamız gereken enerjimizi aşağıya çekenleri farketmek ve yenden uyanışa geçerek başka açıdan olayaları bu kez yakalamamız gerekeceğidir.
Bakış açılarımızda düşüncelerimiz ile sözlerimizin bizi nereye doğru yönlendirdiğini, bunca zaman farketmemiş olmamız, ne çok istemediklerimizi biriktirmemize neden olmuş olduğudur.
Kendi istemediklerinin yarattıklarınla uyumsuzluğudur seni zorlayan. Oysa, herşeye bir anda sahip olmaya çalışmak ve her birini bir yerde görmek isterken “uyumlu, uyumsuz” olanı eşleştirmeye benzer.
Zorla güzellik olur mu? Derleyip toparlamaya başlarken herşeyin “Her ne yaratıyorsam kendime, her ne dilemişsem yine kendi seçimlerimle” olmasıdır. Deneme yanılmalarımızla bu formülü çözmek bize neler kazandırdı? Şimdiki hayatımıza bakış açılarımızı ve derin geçmişten çıkıp gelecek hayallerimize istediklerimizle yaratıp yaşama özgürlüğünü verelim.
Değişimimizin fırtınasında yaradılıştan bugüne taşımış olduklarımıza giden yolun kilidini kırıp içeriye girebilmemiz en büyük şansımızdır. Kendimizi bulmak ve çözmek derken! Hayat amacımıza giden yolu bulup gelecek olana teşekkür edipte ardından sevinerek çoşan çocuklar gibi neden olmayalım ki!
Hiç bir engelin önümüzde durmasını istemeyiz.

Değişmeyene karşı savaşma!.. sadece kendin ol! ve kendini yaşarken seçimlerinde seni tetikleyenlere direnip istenilmeyen düşünce kalıplarına paralel bir de sözlerini aktifleştirmemelisin. Eğer karşındaki kişi seni zorluyorsa seçimlerinde deneyim ve dersin ile tanıştığını düşünerek sadece içinden de olsa hislerinle “bana bu duygumu tetiklediğin için teşekkür ederim, iyiki varsın ve hayatıma girdin. Değişen bakış açımızla duygumızdaki kalıbı çözüp ilerlememize yardım edecek.
Herşey enerjidir. Düşüncelerimizle yaratabileceklerimizi hissederek, farkındalığınla ve enerjinle aktifleştirebilirsin. Bilinçli bir anne olmaya benzer. Akıl mantık ve şuurunu ikinci bir enerjiye açmak demek kendi enerjini düşürtmeden denge ve uyumunla kalmayı başarabilmektir. Bir yandan yaratıp artından enerji düşüklüğüne neden olan karışık zihin kaçağını kapat.
Geveze bilincin devreye girdimi seni olumsuz yargı ve eleştirilere yönlendirerek farketmeden o değerin içinde kendini bulursun. “Oysa bu sen değilsin.” “Bu zihin bana ait değildir.” Bu istemediğin düşünce oldu mu “bana ait değildir” diye kendine emir vermek ne demek? Kolaylıkla değişimine katkı koymak demektir... Yansıttığın frekansın bu yönde ise gerçekten işe yaradığını göreceksin.


Müjde Şener


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...