KOLAYLIK VE NEŞENLE
YANSIYANLARIN KATKISINI ALIP KABULLEN...
Hayat bazen öyle
acımasız sınav içine koyar ki seni ne hissettiğin veya nasıl
bir yol bulacağını anlaman, sağlık bir ilişkinin içinde
kalabilmeni kolaylaştıracak birşey bulamadıkça çevrende sana en
yakın olan kişiye saldırganlaştırsın kendini.
“Kolay değil
yaşadıklarım” dersin. Hiç kolay olmayan seçimlerinle kendini
kendi içinde hapsederken gerçek dünyana yansıyan her şeyin bir
ilizyondan farksız olduğunu anlaman için başka ne mümkündür?
Kendine çeki düzen
verebilmen için karşındaki kişinin kim olduğuna bakma. Buna
engel olan dirençlerinden kurtulduğun zaman akışta kendin için
yeni bir bilinç kazanman daha kolaydır. Kimin hayatımızda bize
nasıl katkısı olacağını anlamak imkansızdır. Mümkün
olamayan dirençlerin, inançların, kalıpların ve tabularının
artık seni kontrol etmesine müsade etmemeli olduğuna kendini
inandırmaktır.
“ Sen yetişkinsin,
kendi ayaklarının üzerinde durabiliyorsun. Sen yaparsın. Sen
başarırsın” gibi telkinlere hepimizin de arada sırada duymaya
ihtiyacı var. Bunu bize hatırlatanlar: bazen bizden küçük bir
çocukda olacak ve kimliklerin sadece bir rehber olduğunu düşünerek
“sen küçüksün, ben senden büyüğüm” kalıbuını unut!.
Alıp kabullendiğim
bu inançla hayatı çok seviyor ve herkesi kendime eşit
tutabiliyorum. En zor olan insan olmaktır. Kimseyi yargılamadanü,
eleştirmeden, sınıflandırmadan bunu kazanmak gerekir.
Değişiminle
değişen bilinçaltındaki kodlarına “dur” demek gerekir.
Isyankar olup taşıdığın genlerin ile sınırlandırdığın bu
yaşamın içinde yok olmak yerine, kim olduğunu anlamaya çalış.
Mesela: ben kimim?
Bu soru klişeleşmiş de olsa artık yeter dediğin o noktadan sonra
kendini kendinde aramaya başlarsın.
Bana, “sen çok
konuşuyorsun derler:)” oysa geçmişimi bırakarak kendimi
özgürleştirdikçe hak ettiğim özgürlüğüm ile gerçekten
hayatın bana sağladığı katkıların içinde yoluma çıkan her
bir nedenin gerçek yüzünü içsel duygusal bağlantılarımla
deşifre ederek bugüne geldim. Akıştayım, gelen ile gidenin
arasındaki yolumu rehberliğim sayesinde ilişkilerimde başarılıyım.
Ben değiştiysem
sende değişebilirken endişelerinden arındırmalısın kendini.
Kilit altında
geçmişinle zan altında kalarak savunabilecek birini bulamadığın
zaman sağa sola sahiplenirken çıkıp avazının çıktığı kadar
o kişiye kendini ifade edercesine bağırabilirsin. “Sen sus ben
konuşacağım, sende beni dinleyeceksin” diyen ifadeler
isyankarlığınızdır.
Aç ağzını ve
konuş artık susma ama birde kendine çeki düzen verdinmi
etrafındaki ilişkilerini zehirlemeden akışı yakalamaya
başlarsınız. Bu en doğal hakkındır peki ya karşındaki kişi
seni dinlemeye mecbur değilse? ve senden kendini çekip
uzaklaştırırsa ne yapacaksın?
Bunalım üzerine
inşa ettiğin hayatın sürekli çatırdarken sığıncak başka bir
liman aramaya başlayabilirsin. Her şey gelişirken değişmeyen
kendine çeki düzen vermenin zamanı geldi. Amalar! Amaçlarından
seni alıkoyarak zorlar. “Bu benim istediğim yaşam değildir.”
Kimsede böyle bir yaşama hayır derken reddedilen yaşamınla itici
gücünden eser kalmaması için nasıl bir yol haritasına ihtiyacın
olabilir?
- Kimyanı
eşeledikçe içindeki duygularına sahip çıkma. “Ya öyle olursa
bunu yaşarsam” diye düşünme…
Kimliklerin sana
yansıttığı her bir söz, cümleler sendeki duygularını
tetiklerken kendini nasıl hissedersen hisset.
“Sen bana ait
değilsin. Her nereden geldiysen giderken lütfen kapıyı kapat ve
bir daha gelme sana ihtiyacım yok” dersin. Bu cümlelerini bir
defa demekle değil. Içsel duygusal tüm gelmiş geçmişinin de
içinden gitmesini dilerken aklına geldikçe tekrarla...
Senden bana benden
san giden gelen tüm birikimlerimin sevgi ile gitmesini diliyor,
istiyor ve teşekkür ederim. Sen bana ait değilsin. Bende sana ait
değilim. Şimdik şu andan sonra senin bana benim sana ihtiyacımız
yoktur. Giderken kapılarını arkandan kapatarak sevgin ve ışığınla
olmanı seçiyorum. Böylede oldu.
Hayat anlamsız ise
bunu kendi içsel duygularında ne zaman yarattığını sorgulama
zamanın gelmiştir. Kimsemiz hayatını olmadık sıkıntıya koymak
istemez.
- Derin geçişlerin
acıttığı kadarının ne kadarına sahipsin? Işte o kadarını
taşıyorken seni içinde tutan istemediklerin ile yaşamak zorunda
bırakıyorsun kendini.
Karanlıktan
aydınlığa her geçişlerinde seni içinde tutacak
alışkanlıklarının bağımlılığına dönüşmesi nedeni ile
her nerede o ışığı görsen daha başka sarılırsın kendine. Bu
ilişki olabilir, iş olabilir, açlık olabilir, arkadaş olabilir
vb…. Bir çok karmik sebeplerinde olsa buna ihtiyaç olmadan nasıl
yaşanılır bunu kendinde ara.
- Kimi hayatında
direnç göstererek ısrarla tutuyorsun?
- Hayatta ne istedin
de sana gelmedi?
Gelmiş geçmişine
olan kızgınlığını sana yansıtırken kimseyi yargılamadan,
eleştirmeden sadece kendine söylemiş olduklarınla deşifre
edebileceğin her bir zorlu hayat kavgalarından ancak
arınabilirsiniz.
Sahip oldukların
ile geçmişinin yükümlülüklerinden nasıl kurtulabilirsin
biliyormusun?
- Hayatı tiye
alarak.
- Kimsenin yükünü
üzerinde taşımamaya karar verdiğin zaman yansıyan herkesin
tetiklediği duygularına ve acıttıkca kontrolünü kaybetmeden
sadece teşekkür ederek geçmişinden kendinden özür dileyerek,
sevgini ifade ederek başarabilirsiniz.
- Her yansıyanın
ardında başkalarına ithamda bulunmayın. Bil ki bu sana gelen özel
bir hediyendir…
Tüm yaşamını
hayatınla değerlendirdikçe sana neşeli ihtişamlı ve kolaylıkla
gelişini farkederken hediyelerin olduğunu anımsa böylece
yansıyanların gerçektende senin için olduğunu anlarsın.
Kolaylıkla ve neşenle değişimine katkıları olsun.
NUMEROLOG:Müjde Şener
24.11.2019
65/11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder