MUTLULUĞUN ÖNÜNDE
DURAN DÜŞMAN.
Mutluluğun önünde
duran düşmanı kişi kendinden başkası yaratmaz.
Göründüğün gibi
olamayan kimliğin ile her şeyin içinde en güzelini
yaratabilirsin. İçindeki cevherin bilincinde olup
yapabileceklerinle kendini cezalandıranlardanmısın?
Hayatı hayallerinde
drama hale dönüştürerek hikayesine uyarlayan bayanın On
parmağında on marifeti olsa bile, içinde: var olana inançları
ile bağımlılıklarından takıntı yapan kimliği ile olan
hayatı, kendine sunulanların dışında yapılmasını
onaylamadıkları ile tutup biriktirdiği yaşam oyununu dramaya
dönüştürmüştü.
Her şeyde hiçlik
psikolojisi istem dışı mutsuz eder. Neden değiştiremiyorsun?
Geçmise takılıp bugüne gelirken, getirdiklerinin anıların ile
acısının hücrelerinde kodlanırken ne zaman ve nasıl o anıları
tetikleyeceğini bilmeden günün ve zamanın ödülünü her an
çevreden alırsın.
Bunun için
insanların yaşantındaki yeri önemsiz gibi gelmiş olsa bile, her
olan olmayanın hayrına oluşu, olanlara bağımlı kalman,
bırakabilmende en zor sınavın olurken artık kendini değiştirmen
gerekir.
Bunu istemen,
inanman ve olumsuz inançlarına inat değiş tokuş yapman gerekir…
Memnuniyetsizlik ile
mutsuzluk oyunu içinde drama oyununda sahne alman ve sürekli benzer
olaylarla yüzleşirken farkına varıncaya dek değiştiremezsin.
Insanlar sana seni
yansıtırken görmek istemediklerin önünde tuzaktır. Mutluluğunu
engelleyen sebeplerin olurken takılıp kaldıklarınla
ilerleyemediğinden özgürleştirmen gerekir. Affet bırak gitsin.
“Ama”larınla
kendinde var olanları alıp kabul ederken başkaların dediklerine
aşırı takıntıların ve Ani değişen ruh halin ile kendi önüne
blokajlarını koyarak olacak olanı engelliyorsun. Sürekli olumsuz
yargın eleştirin ile diktatör olmak, olabilecek olanın da önünde
engellerin olur.
Neden istediklerini
elde edemediğinin bilincinde misin?
Sebeplerinle
yaşamaya bağımlı bıraktığın için kendine haksızlık
ediyorsun.
Hiç bir şeyden
memnuniyet getiremiyorsan ve her şeyin en doğrusunu yaptığını
sandığın halde içinden çıkamayıp kendini geri çekerek
ilerlemeyi engellersin. Bıraktığı yerden az öteye geçebilmen
için önce kendini severken, değer vereceğin kendinden başkasının
olmamasıdır. Önce ben demelisin...
-Önce kendini
kabullenmelisin. Onaylamalısın. Kim olduğunu ve ne olmak
istediğinden emin olmalısın... Sana seni anımsatanlara karşı
savaş açman yerine üzerine giderek ötesindeki hediyelerini, sana
olan katkısını alıp kabullenmen gerekir.
Böylece, etrafında
hediye olarak sunulan ve hiç bir şeyin nedensiz, boşuna olmadığını
bildikçe farklı açını kazanırsın.
Özgüvenini nerede
kaybettiğini bilip onun üstesinden gelememiş olman marifet
edğildir.
Her şeyden en zor
şartların habercisi de olsan bırakamadığın müddetçe önünde
devamlı set çekilmiş duracak olsa bile onu bırakarak ve
özgürleştirerek değiştime şansını kullan.
Geçmişden
gelenlerle bugün güzel, iyi şeyler dahi olsa bunu farketmen o an
için çevrendeki kişilerin duygularını tetiklemesi ile uyanışlara
girersin.
Bakıp görmediğin,
görüpte algılayamamış olduklarının değişme ihtimali
zayıftır.
Hak etmediklerinle
yaşamında olan o kadar çok ki!
Mesela:Her şeye
rağmen güçlü olmanı gerektiren nedenlerini farketmelisin.
Gerekirse keşfederek, kendinde bunun muhasebesini yaparak. Elindeki
imkansızlıklara rağmen, içsel sıkıntı, içsel takıntılar,
evham, istenilmeme duygusu, reddedilme endişeleri vs…
Nasıl bir hisse
takılıp kalınmışsan, duygularına olan bağımlılıklarından
kendini arındırabilmek gerekir.
Başkaların ne
yaptığına takılma. Içsel sorgulamalarının arasında kıskançlık
en kötü olandır. Farkında olmadan o duygunun arasında sıkıntını
dile getirebilir veya getirmezsin.. Oysa, mükemmelliyetcilik eminim
etrafınızda çoktur. Bu kimliğe sahip kimyanı yoran kişilerin
senin yaşamındaki katkısı önemlidir. Eğer farkedipte ona doğru
yönelemiyorsan adım adım ilerlemeni sağlayacak formülün de olur
hayatta.
Göremediğin veya
görmek istemediklerin ile kendine yaptığın haksızlığınla
çatışarak ama’larını sıraya koyarsın. O gün belkide bugün
şimdik şu anındadır.
Gereksiz tavırlar,
olman gereken yerden seni alıkoyacaktır.
Nedenleri önüne
koyarak ilerleyemediğin gibi bunu ne zaman farkedersin?
Hangi yaşamından
başlayarak seni sana anlatan hikayelerininde bir katkısı olduğunu
anlarsın ve O’ gün değişimlerinin bilincinde kendini kazanmaya
başlarsın.
Sevgi enerjin en
önemli araçtır. Olanı sev!
Maalesef, kadar da
ben seviyorum desen bundan eminmisin?
Gerçekten kalpten
bunu dilemen, alıp onaylayabilmen “hissel, duygusal”
yakınlaşarak kendini görebildiğin yerden farklı pencerenle bakıp
gözlemlemeye başlarsın.
Illa başkaları
için mi yaşamak zorundasın?
Kendini göremeyip
başkaların hayatına bağımlı olman, seni kendine getirmez. Her
yönden her şekilde veya koşullarda çeki düzen vermen gerektiğini
farketmenizdir.
Sen kimse
olamazken başkaları da sen olamaz.
Kimliklerin arasında
alma verme düellolarında başlattığın misillemelerinin
kodlanılşı ile sebepleri “incir çekirdeğini doldurmayacak
değersizlik çatışmalarından kendini olacak olanlardan mahrrum
edersin.
Düşüncelerindeki
sen ile, sözlerindeki tercihin istediğin gibi olmadımı
etrafındaki kimliklerinle çatışmaya başlarsınız. (Tüm
yaşamımızın bize hediyelerini alıp kabullendikmi çevremizdeki
yansımaların veya duygumuzu tetikleyen olumlu olumsuz her bir
nedenin hediyelerinden negatif empoze etmeyelim…)
NUMEROLOG:Müjde Şener
24.11.2019
65//11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder